Genel
Kızılcıklar Oldu Mu ? Türküsünün Hikayesini Bilen Varmı. Bulamazsam Battım
Kızılcıklar Oldu Mu ? Türküsünün Hikayesini Bilen Varmı. Bulamazsam Battım
-
Kızılcıklar oldu mu türküsünün hikayesini bilen varmı arkadaşlar nette bulamadım okulda ekipler bi türküyü canlandırıcak bize bunu verdiler ama piyasada hikayesi yok hikayesi olsa biraz fikrim olacak en azından bilen falan varmıdır acaba acayip acil lazım :| yada bi fikri duymuşluğu olan ?
-
Bunun gerçek hikayesini bi bilen var mı ? Yani hoca moca birileri biliyorda size mi araştırın dedi ?
Yok eğer bilen yoksa hemen yazalım bi senaryo 30 sene sonra bakmışsın efsane olmuş torunun sana benim burda yazacağım senaryoyu analtıyo :)Sallamasyona da eywallah diyecek safhaya gelirse durum tahribatça yaparız bi açık otrum ne cevherler burda... bknz: Hiç bitmeyen Hikaye
-
O zaman yazalım bişeyler cumaya yetiştirmem gerekiyo bende internette vardır diye rahat rahat takılıyordum bi baktımki hiçbi halt yok :|
-
Hocam nette bunu buldum içerisinden hikayeyi düzenleyip al bakalım...
-------------------------------------------------------------------------------------
Ekşi sözlükten bu türküye ait bir kaç yorum....
-pek oynaktır çok kıvraktır.
- hem hüzünlü, hem oynaktır
- klarnetde selim sesler'in(deli selim degil) dokturdugu,tam bi trakya havası gibi soylenip,calınan sarkı.klibide meyhane gibi bi yerde geciyodu.gulay'ın damlalar serisinin ilk albumundeydi.
gobek attırarak aglatan sarkıdır. gulayın harika sesiyle daha da guzellesir. tarzınız olmasada kendisini vazgecilmez sarkılar arasına dahil eden ilginc bi ikilemi vardır. severim ben evet..
- öyküsünü babaannemden duyduğum şarkıdır bu. dokuz sekizlik olduğundan göbek attıran özelliğinin yanısıra, hikayesi ile kahreden bişidir. dokuz sekizlik olmasından anlaşılacağı üzre trakya türküsüdür, edirne yöresindendir (yanılıyorsam affola).
bilindiği gibi, meriç nehri, yunanistan ile türkiye arasındaki sınırdır. edirne'deki köylerden birinde eyüp diye bir genç vardır. bu genç köyün ağasının kızına aşık olmuştur. kız da eyübü sevmektedir. ancak, kızın babası -ağa- kızını, fakir olduğu için eyübe vermek istemez ve yunan köylerinden birindeki bir ağanın oğlu ile evlendirir. (o zamanlar yunan köylerinde bir çok türk varmış şimdi olduğu gibi. yani ağalar tanışıyor sanırım.) eyüp de, karşı kıyıya giden aşkının arkasından meczup olmuş, yollara düşmüş, kendini kaybetmiş. türkü bu hikaye için yazılmış, en azından benim bildiğim efsane böyle...
-sanki derinlerindeki hüznü azıcık da olsa yatıştırsın diye, hafifçe hareket katılmış bir türkü.
ne de latif.
böyle bir feryadı, bu kadar yanık bir bağırdan çıkmış haykırışı; bu kadar aheste, bu kadar naif, bu kadar sükûnetle nasıl söylemiş insanlar? nasıl yapabilmişler böyle harikulade bir işi?
-işte bu yüzden hepsinin ellerinden teker teker, tekrar tekrar öpmek istiyorum.
-söz ve müziği eyüp ercan sezer'e air bir türkü. -
Desiqner bunu yazdı:
-----------------------------
Hocam nette bunu buldum içerisinden hikayeyi düzenleyip al bakalım...
-------------------------------------------------------------------------------------
Ekşi sözlükten bu türküye ait bir kaç yorum....
-pek oynaktır çok kıvraktır.
- hem hüzünlü, hem oynaktır
- klarnetde selim sesler'in(deli selim degil) dokturdugu,tam bi trakya havası gibi soylenip,calınan sarkı.klibide meyhane gibi bi yerde geciyodu.gulay'ın damlalar serisinin ilk albumundeydi.
gobek attırarak aglatan sarkıdır. gulayın harika sesiyle daha da guzellesir. tarzınız olmasada kendisini vazgecilmez sarkılar arasına dahil eden ilginc bi ikilemi vardır. severim ben evet..
- öyküsünü babaannemden duyduğum şarkıdır bu. dokuz sekizlik olduğundan göbek attıran özelliğinin yanısıra, hikayesi ile kahreden bişidir. dokuz sekizlik olmasından anlaşılacağı üzre trakya türküsüdür, edirne yöresindendir (yanılıyorsam affola).
bilindiği gibi, meriç nehri, yunanistan ile türkiye arasındaki sınırdır. edirne'deki köylerden birinde eyüp diye bir genç vardır. bu genç köyün ağasının kızına aşık olmuştur. kız da eyübü sevmektedir. ancak, kızın babası -ağa- kızını, fakir olduğu için eyübe vermek istemez ve yunan köylerinden birindeki bir ağanın oğlu ile evlendirir. (o zamanlar yunan köylerinde bir çok türk varmış şimdi olduğu gibi. yani ağalar tanışıyor sanırım.) eyüp de, karşı kıyıya giden aşkının arkasından meczup olmuş, yollara düşmüş, kendini kaybetmiş. türkü bu hikaye için yazılmış, en azından benim bildiğim efsane böyle...
-sanki derinlerindeki hüznü azıcık da olsa yatıştırsın diye, hafifçe hareket katılmış bir türkü.
ne de latif.
böyle bir feryadı, bu kadar yanık bir bağırdan çıkmış haykırışı; bu kadar aheste, bu kadar naif, bu kadar sükûnetle nasıl söylemiş insanlar? nasıl yapabilmişler böyle harikulade bir işi?
-işte bu yüzden hepsinin ellerinden teker teker, tekrar tekrar öpmek istiyorum.
-söz ve müziği eyüp ercan sezer'e air bir türkü.
-----------------------------Büyüksün be hoca burdan yola çıkarak metin yazarım ben hikayesi lazımdı zor olan yeri geçti. Vallahi sağol kralsın
Not : daha bilen varsa yazsın lütfen :d
-
eyvallah hoca ne demek işini görürse ne mutlu...
-
Şimdi hocam bildiğin üzere hikayenin olay yeri Edirne / Keşan
Türkünün hikayesine gelince bu türkü aslında bir mektuptur.Köyün dilberinin askerdeki yarine yazdığı bir mektuptur..Yari olmadan zamanın geçtiğini fark edemeyen dertli dilber alıp kalemi kağıdı eline yazmaya başlamış;Kızılcıklar oldu mu ,selelere doldu mu ?
Yani aa dostlar ben zamandan kopmuşum gitmişim yarimi yolcu ettiğim istasyonda kalmışım.Zamanın neresindeyiz ? Kızılcık zamanı geldi mi diye soruveriyor..Arada da işte askerdeki yarine yolladığı çorapları oldu mu diye falan soruyor,yarinni kendisine kara kına yolladığını belirtiyor.Hemen google amcaya soruyoruz kara kına'nın halk arasındaki anlamı neymşi;http://www.google.com.tr/search?hl=tr&client=firefox-a&rls=org.mozilla%3Atr%3Aofficial&q=kara+k%C4%B1na+anlam%C4%B1&btnG=Ara&meta=&aq=f&oq=
Görüldüğü üzere google amcanında bilmediği şeyler var bu hayatta ama fark yapar mı ? Yapmaz çünkü bizim bilmediğimiz birşey yok !
Kara kınanın anlamı:Gönlüm sendedir aa güzel ama neylersin işte olmaz diyor kader'dir.Yani kara kına yollayan birisi "Sen bana varmayacaksın hayat şartları gereği ama benden başkasına da haram olasın" mesajı vermektedir.
Eeee her aşk hikayesinde bir zorluk olacak muhakkak ya bu gençlerin derdi de başlık parasıdır.Oğlan bildiğiniz fakir ama gururlu,aşkından yanıp tutuşan bir yağız delikanlı.Eeee askerliktede o zamanlar öyle aman astek yapayımda düğün parası biriktireyim muhabbeti yok.Herkes 5 senelik bitli piyade...
Bu arada kızımı tabi bunu Keşan deresinin bir kıyısına oturup yazıyor,yani mektubu..O yüzden bi ara dereye bakarken içlenip al beni götür dere yarin olduğu yere falan diyor.Bu arada keşan dersi sallamasayon değil yani sallamnın da belli başlı kuralları vardır;Ulaşılabilecek bilgileri sallarsanız olmaz yani..Tutki adam gitti baktı Edirne'ye Keşan deresi yok ne bok yicen ? Yaaa... Neyse bu kıymetli bilgiyide bi dip not olarak verdikten sonra gelelim son parta..
Gel zaman git zaman bizim delikanlı askerden geliyor tabi artık biraz kartlaşmış ee 5 sene askerlik yani boru değil..Allah'ın emri peygamberin kavliyle istemeye gidiyorlar dilberi.Başlık parası olmadığı için tabi üçün birini alıp dönüyorlar..Aradan aylar geçiyor bu güzeli mandacılık yandası bir ağa istiyor.Ağa da para bok tabi babası hemen veriyor kızı tam gerdek gecesi Bab-ı Ali siyanı çıkıyor Edirne'de.Halk galyana gelmiş,ittihat ve terakki komitesi Kemal Paşa hükümetinin Edirne'yi Bulgaristan'a bıraktığı yalanını yaymış.Eee tabi adam ağa olduğu için köy meclisi toplantısına çağrılmış neyse böylece bizim gelin o gece yıtrtmış..Ama nereye kadar kaçabilir ???
Yiğidine haber göndertmiş gelsin beni kaçırsın ben daha kirlenmedim hala onunun diye..İsyan karışıklığını fırsat bilen ihtiyar delikanlımızda almış atını,silahını ve avradını,üçlemeyi tamamlayarak sırra kadem basmış...
Aylar sonra köylerine geri döndüklerinde taş üstünde taş,baş üstünde baş kalmamış.Kızın babası isyan sırasında kim dürttüye gitmiş.Eeee artık evlenmeleri içinde bir mani kalmamış.Ama tabi o zamanlar kına gecesi falan yok öyle..Kız demiş benim düğünüm farklı olsun bana yolladığın kınaları ellerime yaksınlar o sıradada bir türkü tuttursunlar buna kına gecesi densin demiş adamda ne skim yerseni yiyin ben arkadaşlarla içmeye gidiyom demiş.
İşte o zamandan bu yana kına gecesinde kadınlar türkü tutup ağıt yakarken erkekler sağda solda aynı geceyi içmekle geçirirmiş..Kızın okuttuğu türkü tabi ki de yazdığı mektupmuş.Yazdığı mektubu türki haline getirtmiş ve öylece dillerde kalmış;Ta ki bir gün bir başka köylü kızı "Uçanda kuşlara malum olsun" mektubunu türkü haline getirinceye kadar kına gecelerinde hep kızılcıklar oldu mu söylenegelmiş..
Bu arada mendili eline,mendil verdim geline demesinin nedeni de kız mektubu yazmadan önce katıldığı bir düğünde arkadaşı olan gelinin eline mendil vermesinden bahsediyor çünkü o zamanlar gelinin eline ilk veren ! (mendili) sıradaki oluyormuş bu sözleride böylece açıkladıktan sonra artık sen bunları derler toparlar düzenli bi hale mi getirirsin daha güzel senaryolar mı beklersin ben bilmen yazarken içinde gibi yaşadım resmen bu yüzden fazla duygusal davrandım konu bütünlüğü tam sağlanamamış ya da çokta skici bi hikaye olmamaışsa sebebi budur :) Aama iskelet haliyle konunun aslı budur yani,kaynaklarımı açıklamaya gerek durmuyorum ama istendiği takdirde kamerada gösterebilirim :D -
80 doneminde icinde kızıl gectigi icin yasaklanmıs turkudur komunizmi ovuyo diye :))
-
Nikoteen sallama değilse seninki daha iyiymiş hacı ilk hikaye biraz kısa soluklu olurdu :D
-
Ne sallaması hacı kaynaklarım var açıklarım :D
-
Nerogzay bunu yazdı:
-----------------------------
80 doneminde icinde kızıl gectigi icin yasaklanmıs turkudur komunizmi ovuyo diye :))
-----------------------------keşke değiştirselermiş 'kızılcıklar öldü mü' diye. kenan ego tatmin ederdi :D