3. Yol
-
joe_black bunu yazdı
Varsa ben de alırım bi dal.
ölmek öldürmek değil de başka bişi laızm.
Başka aşk demeyin diyen zaten aşkı tatmamıştır.
Ha bir de her gün karşı karşıya en az 5.5 saat vakit geçirmek zorunda olduğumu da göz önüne alın.
ben bi zenci bulsam vurdursam heralde daha fazla acıtacağından unuturum diye düşündüm ama ?
İsim black, istek black.
Dertleşek bro, pm me plss
-
Kişinin özfarkındalığı ve kendisine yaklaşımı ile alâkalıdır. Örneğin kendine güvenen, saygınlığı ve statüsü olan, kendisi olduğu için bir şeyler başarmış bireyler başka bireylerin kendilerini hırpalamasına pek müsade etmezler. Aşık olabilir, reddedilebilir, aşk acısı çekebilir vs. Fakat sonunda yener.
Ancak diğer bir tür, ya ortalama ya da ortalamanın altı niteliklere sahiptir. Aşık olmak ya da olduğunu sanmak, bir başkasından olağan hislerin ötesinde güdüler sebebiyle değer ve karşılık göreceği umuduyla olan kendini aşmaya itilir. Açılır. Reddedilince ya da terkedilince felaketi olur. Peki neden? Aşık olduğu nokta ömründe A noktasına tekabül etsin. A noktasına kadarki ömründe durağan ve pek olağandışılık içermeyen birey bu A noktasında tüm varlığı olan sıradanlığı ve orta halli gidişatı bir başkasının elinde kumara terk eder. Kabul edilirse kazanmaya yaklaşmıştır. Ama red ya da terk edilirse tüm hissiyatını ve kişiliğini bir seferde kaybetmek onun için bütün geçmiş yıllarını heba etmek anlamına gelir. Burda sonrası herkeste farklılaşır. Kimi intikam güder, kimi kabullenemez değiştirmeye çalışır, kimi şizoya bağlar katil olur, kimisi de bir ömür o ezikliği yaşar ama bir şey yapamaz. Ancak ilk başta örneklendirdiğim bireylerde bu böyle olmaz. En fazla çekeceği sıkıntı karşı tarafa verdiği değerin ziyan olduğuna yanmasıdır. Ötesi olmaz.
Bu yazdıklarım sadece genelleme. Bu faktörlere kadın ve erkeklerin tabiatları gereği meseleye yaklaşım farklılıkları vs de eklenince iş farklı boyutlara evrilir. Sonuç olarak, aşk yoktur birey ve hırs vardır. -
literatur bunu yazdı
Kişinin özfarkındalığı ve kendisine yaklaşımı ile alâkalıdır. Örneğin kendine güvenen, saygınlığı ve statüsü olan, kendisi olduğu için bir şeyler başarmış bireyler başka bireylerin kendilerini hırpalamasına pek müsade etmezler. Aşık olabilir, reddedilebilir, aşk acısı çekebilir vs. Fakat sonunda yener.
Ancak diğer bir tür, ya ortalama ya da ortalamanın altı niteliklere sahiptir. Aşık olmak ya da olduğunu sanmak, bir başkasından olağan hislerin ötesinde güdüler sebebiyle değer ve karşılık göreceği umuduyla olan kendini aşmaya itilir. Açılır. Reddedilince ya da terkedilince felaketi olur. Peki neden? Aşık olduğu nokta ömründe A noktasına tekabül etsin. A noktasına kadarki ömründe durağan ve pek olağandışılık içermeyen birey bu A noktasında tüm varlığı olan sıradanlığı ve orta halli gidişatı bir başkasının elinde kumara terk eder. Kabul edilirse kazanmaya yaklaşmıştır. Ama red ya da terk edilirse tüm hissiyatını ve kişiliğini bir seferde kaybetmek onun için bütün geçmiş yıllarını heba etmek anlamına gelir. Burda sonrası herkeste farklılaşır. Kimi intikam güder, kimi kabullenemez değiştirmeye çalışır, kimi şizoya bağlar katil olur, kimisi de bir ömür o ezikliği yaşar ama bir şey yapamaz. Ancak ilk başta örneklendirdiğim bireylerde bu böyle olmaz. En fazla çekeceği sıkıntı karşı tarafa verdiği değerin ziyan olduğuna yanmasıdır. Ötesi olmaz.
Bu yazdıklarım sadece genelleme. Bu faktörlere kadın ve erkeklerin tabiatları gereği meseleye yaklaşım farklılıkları vs de eklenince iş farklı boyutlara evrilir. Sonuç olarak, aşk yoktur birey ve hırs vardır.Çözümleme ve anlatım çok iyi hocam .
-
Peki ondan başka, daha fazla sevebilecegimiz biriyle karsilasacak miyiz yoksa bir ömür icimizde mi kalacak?
-
aşık olduğun kişiyi öldürünce aşkını mı öldürmüş oluyorsun?öldükten sonrada pekala sevebilirsin,1-kavuşmak 2-öldürmek 3-intihar
-
3. Yol: sıçarken hayal edin
-
Dark_Lord bunu yazdı
Selamlar arkadaşlar, bir kitap okuyordum ve aşkı öldürmek için sadece iki yol olduğundan bahsediyordu. Bunlar aşıka ulaşmak(vuslat diğer bir tabirle) ya da aşık olduğunu öldürmek. Sizce üçüncü yol var mıdır ?
Aşık olduğunu öldürmek, cümlesini ben, canını almak, şeklinde yorumlamıyorum zira saçma sapan bir sonuç ortaya çıkıyor. Eğer öyleyse ben adama, sevdiği insanı kendi elleri ile öldüren bir insan, aşkının bitmesi durumunun duygusal hissiyatını yaşamadan önce geçmesi gereken evrelerden sağ çıkabilir mi, sorusunu sorarım. Belki de içinde bir yerlerde ''öldürmek'' ten bahsediyordur.
Şöyle bir cevap verilebilir aslında; şu sıralar, aşka inanmıyorum, yargısı beni çok sallantılı bir sonuca ulaştırıyor. Aşk ile bunu yaşayan bireyi ayrıştırıyormuşum gibi geliyor. Sonra oturup düşününce, aslında insanlar aşka değil, insanlara inanmıyor. Yoksa yaptığımız işe, belki evcil hayvanımıza veya cansız bir eşyamıza da bir insana duyduğumuz o koparılamazlık hissini besleyebiliyoruz. Yani ben aşka inanmıyor değilim hocam, aşkın insan için, sadece çok nadir bulunabilen ve benimle aynı rüyayı gören hayalperestler için geçerli olduğuna inanıyorum. Gelgelelim hayatımın herhangi bir evresinde de böyle bir hayalperestle karşılaşacağıma inanmıyorum.
Şimdi senin şu 3. yoluna gelecek olursak; gün gelip de benimle aynı rüyayı gören bir hayalperest ile karşılaşsam ve çoktan kendi hayalperestini bulmuş olsa, bunun da güzel bir rüya olduğunu kabullenip yoluma devam ederim. Aşık olmanın kendini yetiştirmişlikle veya gün görmüşlükle bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Hayatın her evresinde bize bir miktar hoşgörü yeterli. -
Dark_Lord bunu yazdı
Selamlar arkadaşlar, bir kitap okuyordum ve aşkı öldürmek için sadece iki yol olduğundan bahsediyordu. Bunlar aşıka ulaşmak(vuslat diğer bir tabirle) ya da aşık olduğunu öldürmek. Sizce üçüncü yol var mıdır ?
Hocam senin okuma zevkine birşey diyemem lakin bu tarz kitapların içi boş motivasyon kitaplarından farkı yok. Yav sen kimsin ki karşındakini götü boklu aşkın için öldürebiliyorsun? Sen kimsin ki karşındakine zarar verebiliyorsun? Zaten psikolojisi yerinde olmayan, sağlıklı düşünemeyen nesilleri böyle arabeskliklerle(müzikte dahil) zehirlediler/zehirliyorlar. Sonra gidip bu kafadaki insanlar, başkalarının ömrünü harcadığı değerli evlatlarını öldürüyorlar ya da kendi kafalarına sıkıyorlar. Açıkcası böyle kitap yazanları cinayetle yargılamak lazım. Içi boş saçma sapan düşüncüler.
(Belki kitap öldürmeyi felsefik ele alıyor ancak bu toplum bunu böyle düşünecek altyapıya sahip değil)
(Dediğim gibi hocam sana bi lafım yok)
-
Yalnızlığın değeri bilindiğinde iyidir, hoştur. Kimsenin dırdırını çekmek zorunda kalmıyorsun, yapmak istediğin aktiviteleri sormanı gerektirecek bir durumda olmuyor. Anlaşamadığın kişi ile bir saplantı olduğunda üzülme gibi bir durumda yaşamıyorsun. Tabii anlaşabildiğin kişiyi bulduğunda daha güzel oluyor. Belli bir yaşa kadar aşkı öldürmek en iyisi sanırım. En azından bayan arkadaşın olması yetiyor.
-
Güzel yorumlar geliyor valla, açıkçası istifade ediyorum. Lakin bir noktada @Florenzi 'ye katılmıyorum. Leyla ile mecnun hikayesindeki mecnun dozunda aşık olan birisi, eğer kurtulmak istersen ne yapmalı üçüncü yola bakan birisiyim.