Geyik & Teknoloji İle İlgili Olmayan Video / Resim / Flash Paylaşım
Bir Tavuk Yolun Karşısına Neden Geçer?
Bir Tavuk Yolun Karşısına Neden Geçer?
-
bu sorun hakkında insanların bakış açısı çok göreceli oluyor :)
“Bir tavuk yolun karşısına neden geçer?” sorusuna siyasi liderlerin vereceği muhtemel cevaplar şöyle olurdu
Süleyman Demirel : Tavuk geçmişse geçmiş, geçmemişse geçmemiştir.
Tansu Çiller : Bu memleket uğrunda karşıdan karşıya geçen tavuk da bizimdir, tavuğun üstünden geçen traktör de bizimdir.
Bülent Arınç : Tavuğun karşıdan karşıya geçmesi çok manidardır.
Recep Tayyip Erdoğan : Eyy tavuk! Karşıdan karşıya geçmesini senden öğrenecek değiliz.
Ahmet Davutoğlu : Karşıdan karşıya geçen bu tavuğu şiddetle kınıyorum. Kimse asfaltımızın gücünü test etmeye kalkmasın!
Abdullah Gül : Bana böyle bir bilgi verilmedi ama karşıdan karşıya geçtiyse hükümet gereğini yapar.
Kemal Kılıçdaroğlu : Bu tavuğun böyle rahat davranmasına izin verenler bunun hesabını verecek. Bu işin peşini bırakmayacağız. Gerekirse Anayasa mahkemesine gideriz. Hodri meydan!
Devlet Bahçeli : 40 yapar !
Selahattin Demirtaş : Seni karşıya geçirtmeyeceğiz.
İ. Melih Gökçek : Biz yol yapmasaydık, tavuk karşıya geçemezdi.
Cübbeli Ahmet Hoca : Bırak şimdi tavuğu yahu! Sen sırattan karşıya geçebilecek misin onu düşün!
Nihat Hatipoğlu : Arabalar tüm hızıyla geliyordu. Tavuk karşıya geçmeye çalışıyordu. Kornalar susmak bilmiyordu. Tavuk karşıya geçmek için her hamle yaptığında arabalardan ürküp geri kaçıyordu. Yeter diyordu tavuk, yeter…
ayrıca tarihteki şahsiyetlerde bunları demiş olabilirler.
Olay: Tavuğun, yoldan karşıya geçmesi.
Soru: Tavuk neden karşıdan karşıya geçiyordu?
CEVAPLAR:
Descartes: Yolun öbür tarafına geçmek için.
Eflatun: İyiliği için. Çünkü ona göre gerçek, karşı taraftadır.
Aristo: Bu tamamen tavuğun doğasından kaynaklanan bir durumdur.
Marx: Bu tarihsel olarak kaçınılmaz bir durumdur.
Hipokrat: Tavuğun pankreasının aşırı salgısından dolayı enerji tüketimi ve hareketi gereklidir.
Martin Luther: Nedeni açıklanması gerekmeyen batıl inançlardan ve yönelimlerden dolayıdır.
Freud: Bu soruyu sormak, sizdeki güvensizlik nevrozunu ve de tavuktaki gizli cinsel arayışı nazara vermektedir.
Buda: Bu soruyu sormak, kendi içinizdeki tavuk doğanızı inkar etmektir. Aynı şeyi siz de yüzlerce kez yapıyorsunuz, değil mi?
Einstein: Tavuğun yolun karşısına geçmesi ya da yolun tavuğun ayakları altında yer değiştirmesi, aslında tümüyle sizin gösterdiğiniz ya da uzay zamanda edindiğiniz referansa bağlıdır.
Heidegger: Tavuk, “orada varlık” olarak ya da “el-altın-varlık” olarak zaten bu duruma ontik olarak yazgılıdır.
Heraklit: Bu çatışmaya ve diyalektiğe teşnedir. Tez-antitez ve sentez için akış ve yer değiştirmek daima zorunludur.
Permandies: Hareket eden tavuk değil, tavuğu oluşturan atomlardır.
Stoacılar: Acı ve çile ile büyümek için ya da olgunlaşmak için herkes zaten kendi yolunda yürür.
Septikler: Tavuğun karşıdan karşıya geçtiğinden şüphe etmek gerekir. Burası karşısı, karşısı burası yada her ikisi birden, başka bir yer olabilir.
Makyavelistler: Tavuğu çıkarları bunu gerektirmiştir.
Pragmatistler: Tavuk bundan bir fayda beklemektedir.
Oportünistler: Tavuk bir fırsatı değerlendirmektedir.
İvan Pavlov: Bu durum, edimsel koşullanmadan başka bir şey değildir.
Veteriner: Tavuk, yumurtlamak için kümesine dönmektedir.
Nihilistler: Bu anlamsız ve boş bir yer değiştimedir.
Jung: Göç, yer degistirmek ve yeni bir başlangıç, çok büyük bir arketiptir.
Darwin: Evrim ve doğal seleksiyonun bir parçası olan tavuk, yavaş yavaş uçma yetisini kaybettiği için, yürümektedir.
Bir çocuk: Tavuk, akşam olduğu için evine yani çocuklarının yanına gitmektedir.
Jeolog: Deprem ihtimalinden söz edilebilir. Tavuk daha güvenli bir yer aramaktadır.
…
Bu örneklerinden çoğaltabiliriz. Ancak hakikaten tavuğun neden karşıdan karşıya geçtiğimiz öğrenmemiz imkansızdır. Bu hakikati, sadece tavuğun kendisi bilebilir. Çünkü yukarıdaki görüslerin tamamı,
-Retorik, öngörü, tahmin, faraziye, hipotez, örtüştürme, bulgulama, çıkarım, tümdengelim, tümevarım, çağrışım, formel bilgi, empirik bilgi, nominal bilgi, vehim, tevehhüm, evham, sanrı, tanı, kurgu, beklenti, etiketleme, spekülasyon, manipülasyon ve türevleridir. Ama asla hiçbiri hakikatin bizatihi kendisi değildir. Tek bir hakikat vardır o da tavuğun kendi gerçekliği ve hakikatidir. Başka deyişle onlarca görüş ve kuantum ihtimali arasından sadece biri tavuğun hakikati olmaktadır.
Ve bizlet, bu hakikatin öznesi olmadığımız için, gerçek diye kabul ettiğimiz veya inandığımız birçok şeyin aslında bir yanılsama ya da çarpıtma olduğunun farkında değiliz.
İşte bunun için, insan dediğin “bakıştır” diyoruz. Çünkü; yaşamı baktığımız gibi, inandığımız gibi ve kurguladığımız gibi görürüz. Bu nedenle şanssızlıklarınızın, başarısızlıklarınızın ve mutsuzluklarınızın yalnızca dışarıdan gelen nesnel olaylardan değil; içeriden yani öznel bakış açımızdan da kaynaklanabileceğini asla unutmamalıyız!
Unutmayınız ki herkes kendi hakikatini yaşar!
O halde gerçek nedir? Hakikat nedir?
Denilebilir ki; gerçeklik ve hakikat, şimdi ve burada kendimizce yaşantıladığımız deneyimdir.
-
sonuna kadar okuyana madalya falan verilmeli
-
ne okudum ben
-
ilteris bunu yazdı
sonuna kadar okuyana madalya falan verilmeli
Madyami isterim.
-
ayhun bunu yazdıilteris bunu yazdı
sonuna kadar okuyana madalya falan verilmeli
Madyami isterim.
bende
-
Sonunu güzel bağlamışsın.. Her kesin doğrusu kendine. :)
Madalya isterim gerçi tarihteki adamların altta olanlarını atladım ama hemen hemen mantık aynı diye.