folder Tahribat.com Forumları
linefolder Derin Konular
linefolder Cizre'de Neler Oldu?



Cizre'de Neler Oldu?

  1. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Madrakaru
    Madrakaru's avatar
    Kayıt Tarihi: 09/Şubat/2006
    Erkek

    Hepimizin bildiği ülkede Cizre'de bir süredir çok ciddi olaylar oluyor. Devlet yetkilieri oy kaybı ve infial yaratma riskine karşı toplumu net bir biçimde bilgilendirmiyor. Biz burada biraz daha olanlardan çok olayın özüne değinmeye çalışacağız. Özet geç diyen arkadaşlar için kısa bir özet ve yine kısa bir detay hazırladım. Soruları olan varsa yanıtlayabilirim.

    Ayrıca belirtmem gerekiyor ki hiç bir türlü savaşı, ölümü desteklemiyor, savunmuyorum ama bunların hayata dair birer gerçek olduğunu da gözardı etmiyorum. Devlet görevlisi, savunucusu değilim, ki devlet dediğimiz şeyin ne olduğu ve nasıl yönetildiği çok ayrı bir yazı konusu... Bu yazıyı yazmaktaki tek kaygım kendim de dahil olmak üzere bu güzel ülkenin hiç bir insanının başını sonunu bilmediği şeyler uğruna canını vermesinden veya Avrupa'ya gitmeye çalışırken bir şişme botta boğulup gitmesinden duyduğum kaygıdır.

    Mod arkadaşlar uygun görürse daha çok kişiye ulaşması için Gündem kategorisine alabilirler.


    Özet:

    BM Barış Gücü Müdahale Doktrini (Senaryo Değil!)

    1-Çatışma, iç savaş, sivil savaş
    2-Sivil Kayıp/Katliam Enformasyon/Dezenformasyonu
    3-Uluslarası Topluma Yardım Çağrısı
    4-Sivil ve Medya Gözlemci Heyeti
    5-Heyet elemanlarının yönlendirmesi desteği ve duyurması ile çatışmaların şiddetlenmesi
    6-Kopuş Noktası Olacak Bir Katliam
    7-BM Barış Gücü Müdahalesi
    8-Tampon Bölge Oluşturulması
    9-Yıllar Sürecek Savaş/Sömürü Süreci

    ---------------------


    Suruç saldırısıyla başlayan süreç sonrası KCK bölgede yapılan operasyonlara karşı HDP nin %90 üzeri oy aldığı bazı ilçelerde Öz Yönetim ilan etti. PKK hareketini ve özellikle Abdullah Öcalan'ı takip edenler bilir ki, Abdullah Öcalan defalarca "50000 Kişilik Devrimci Halk Savaşı" ndan bahsetmişti. Bu savaş kısaca bölge halkının topyekün ayaklanarak silaha sarılmasıyla başlayacak olan isyandı. Şimdi Cizre'ye dönelim. Kazılan hendekler, kurulan barikatlar, elinde keleşlerle yüzleri maskeli bekleyen 16-25 yaş arası gençler ve Öcalan'ın bahsettiği "Halk Savaşı" nın küçük bir provası. ABD liler bu konuyu her ne kadar doktrin haline getirmiş olsa da bilmeyenler için yapılacakları ve olacakları sıralayalım.

    Öz Yönetim ilan edilir.

    Güvenlik güçleri (il/ilçe merkezi olduğu için polis) müdahalesi başlar.

    Müdahale sırasında örgüt saflarından kayıp verildikçe, kayıpların sivil olduğu ve çatışmalarla alakası olmadığı duyurulur.

    Gerçekte de çatışanlar fırıncı kalfası, oto tamirci, garson, belediyede memurdur. Ve şehir savaşının yapısı nedeniyle cesetler olay yerinden anında uzaklaştırılıp durum manipüle edilebilir, evinde veya başka bir noktada öldürülmüş gibi gösterilebilir.. Hatta yerdeki kan gölünün içerisine bir çocuk yatırıp fotoğraflamak veya ekmek bırakmak suretiyle çeşitli manipülasyonlar yapılabilir. Ölenler bölge halkı olacağı için örgütün de kasıtlı veya yanlışlıkla öldürüğü insanların da katili güvenlik güçleri olarak lanse edilecektir.

    Diğer yandan dünyada şehir savaşını en iyi yürüten örgütler Lübnan Hizbullahı ve İŞİD dir. Hizbullah 2006 da 5 Arap ülkesinin konvansiyonel savaşta yenemediği İsrail i -İran, Suriye desteğiyle- yenmişti. Bugün Türkiye desteğiyle Suriye'ye yapılan müdahalenin kimin için olduğu ortadadır, ama bu başka bir konu... PKK şehir savaşında tecrübesiz olmasına rağmen Kobane den edindiği tecrübeleri uygulamaktadır. Güvenlik güçleri ise bu konuda oldukça tecrübesizdir. Cizre'de görevli olan Polis Özel Harekat (PÖH) birimlerinin görevi yerleşim yerlerinde çatışma riski taşıyan olaylara müdahale etmektir, uzun vadeli bir şehir savaşı yürütmek değil... Diğer yandan Jandarma Özel Harekat (JÖH) ve komando birlikleri de bu konuda PÖH den çok farklı değildir. Meskun mahal savaşı (urban area warfare) konusunda eğitimli olan birlikler sadece Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) bünyesindeki CSAR (Combat Search and Rescue / Muharebe Arama Kurtarma) konusunda uzman birliklerdir. Ama bunların sayıları ve asıl görevlerinin bu olmaması nedeniyle bu birimler de bu iş için uygun değildir. Bunları niye anlattık gelelim sebebine...

    Güvenlik güçlerinin bu teknik yetersizliği üzerine özellikle polis teşkilatının sosyo-psikolojik olarak da bu konular için yetersiz olması, üzerine örgüt destekçilerinin eğitimsizliği (neticede dağ kadrosu elemanı değiller) de eklenince ortaya bok miktarda sivil kaybı çıkması olası ve normaldir.

    Müdahale başladığı anda sosyal medya ve işbirlikçi (PKK değil emperyalizm işbirlikçisi) medya aracılığıyla "Sivil Katliamı / Soykırım Var" söylemleri yükseltilir. Bu söylem gerçek/sahte her türlü fotoğraf/video/ropörtaj ile desteklenir. Ki farkettiyseniz Cizre'de son bir kaç günde açılan bütün hashtag ler ingilizce olarak açıldı.

    Daha sonra medeni(!) Batı Dünyası bölgedeki durumdan duyduğu endişeleri dile getirir ve bölgeye tarafsız(!) gözlemciler gönderir. Bu tarafsız gözlemciler sayesinde bölgedeki durumu istedikleri gibi şekillendirme ve dillendirme imkanı edinirler, ki sanırım bu bize tarafsız arkadaşların MI-6, BND, DGSE, CIA bağlantılı olduklarını belirtmeye gerek yok. Bu truva atları bölgede dokunulmazlıklarını da kullanarak güvenli bir lojistik ve enformasyon akış ağı kurar bu ağ sayesinde denetim tamamen ele alınır.

    Bir sonraki aşama yönlendirilebiliyorsa devlet eliyle, devlet yönlendirilemiyorsa diğer unsurlar (örgüt, kontrgerilla veya bizzat emperyal devlet ajanları) aracılığıyla bir false-flag operasyonuyla infial yaratacak ve ses getirecek bir sivil katliamı (Saddam Halepçe, Sırbistan Srebrenitsa) yapılmasıdır. Bu sayede hedef topluluklar birbirinden bir daha bir araya gelemeyecek şekilde ayrılmış olur.

    Daha sonra ilgili uluslaraarası kuruluşlar toplanır ve bölgeye müdahale kararı alınır. Bu müdahale askeri ama savaş değil daha çok tampon bölge oluşturma gibi bir amaç güder. Ancak ne hikmetse BM Barış Gücü'nün bu müdahalelerinin bugüne kadar hiç bir ülkeye barış getirdiği görülmemiştir, aksine her zaman çatışmalar şiddetlenmiştir.

    Sonrasını yazmama gerek yok sanırım, önümüzde Yugoslavya, Afganistan, Irak, Libya, Suriye gibi bir sürü örnek var. Yıllar sürecek iç savaşlar ve destabilizasyon operasyonları böylece bölgenin bütün kaynaklarını yağmalanması...

    Bizim ülkemizde bunlar olmaz diye düşünmeyin. 5-10 yıl öncesine baktığımızda bugünkü durumu (Barzani nin konumu ve PKK nın durumu, Suriye de iç savaş, İŞİD in burnumuzun dibinde olması, siyasilerin diliyle toplumun hiç olmadığı kadar kutuplaştırılması, özellikle eğitimli ve genç nüfusu ülkeden ve devletten nefret eder hale gelmesi) da hiç birimiz hayal bile edemezdik, ama hepsi hayaldi gerçek oldu...

    Madrakaru tarafından 13/Eyl/15 03:11 tarihinde düzenlenmiştir
  2. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Madrakaru
    Madrakaru's avatar
    Kayıt Tarihi: 09/Şubat/2006
    Erkek

    Burayı da alalım, bir şeyler eklemek gerekirse

  3. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    nurulmac11
    nurulmac11's avatar
    Kayıt Tarihi: 04/Ağustos/2012
    Erkek

    isler o boyuta geldikten sonra turk halki ayaklanmayacak mi ?


    black implies white, self implies other, life implies death.
  4. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Madrakaru
    Madrakaru's avatar
    Kayıt Tarihi: 09/Şubat/2006
    Erkek

    İstenen de bu zaten Türk Halkı da ayaklansın ki iç savaş ortamı oluşsun. Diğer yandan halkın önemli bir kesimi bezginlikten dolayı ne olacaksa olsun, inceldiği yerden kopsun noktasında.

     

Toplam Hit: 836 Toplam Mesaj: 4
pkk savaş cizre devlet