Felsefe Nedir??...
-
Felsefe Nedir? İnsanların türlü türlü hobileri vardır.Bazıları eski para veya pul biriktirir,kimisi el sanatlarıyla ilgilenir, kimisi de bir spor dalıyla uğraşır. Çoğu insan da okumaktan hoşlanır.Ancak okuduğumuz şeyler farklı faklıdır.Kimisi yalnızca gazete ve çizgi roman okur,kimisi roman okumayı sever,bazısı da astronomi,hayvanlar veya teknik buluslar gibi konularda yazılmış kitapları okumaktan hoşlanır. Atlarla veya değerli taşlarla ilgilenen biri,başkalarının da bunlarla ilgilenmesini bekleyemez. Televizyonda hiçbir spor karşılaşmasını kaçırmayan biri,bazı insanların spordan sıkıldıklarını kabul etmek zorundadır. Acaba tüm insanları ilgilendirmesi gereken şeyler var mıdır? Kim olurlarsa ve nerede yaşıyor olurlarsa olsunlar,tüm insanları ilgilendiren birşey var mıdır? Hayatta en önemli şey nedir? Açlığın sınırında bir insana bunu sorarsak,yiyecek der.Soğuktan donmak üzere olan birine sorarsak,sıcaklık der.Kendini yalnız hisseden birine sorarsak,başka insanlarla beraber olmak,diye cevap verir. Ancak bu tür ihtiyaçlar karşılandığında tüm insanların hala ihtiyaç duyduğu başka şeyler var mıdır? Filozoflara göre,evet,vardır.Filozoflar,insanları n yalnızca yemek yiyerek yaşayamayacağını söylerler. Elbette tüm insanlar yemek yemek zorundadır.Herkesin sevgi ve ilgiye de ihtiyacı vardır.Ama bunların ötesinde,insanların gereksindiği bir başka şey vardır.İnsanlar,kim olduklarını ve neden yaşadıklarını bilmek isterler. Neden yaşadığımız konusuyla ilgilenmek,pul toplamak kadar "rastlantısal" bir ilgi değildir.Bu gibi sorularla ilgilenen kişiler,insanların dünya varolduğundan beri tartıştıkları bir şeyle ilgilenmektedirler. Evrenin,dünyanın ve yaşamın nasıl ortaya çıktığı,geçen yıl olimpiyatlarda en çok altın madalyayı kimin aldığından daha büyük ve önemli sorulardır. Felsefeyle tanışmanın yolu bazı felsefi sorular sormaktan geçer: Dünya nasıl yaratıldı? Olan bitenin ardında bir güç bir anlam var mı? Ölümden sonra hayat var mı? Niye böyle sorular sormalıyız aslında? Hepsinden önemlisi:nasıl yaşamalıyız? Aslında sorabileceğimiz çok da fazla felsefi soru yok.Bu sorulardan en önemlilerini sorduk bile.Ancak tarih,sorduğumuz her soruya pek çok değişik cevap verildiğini gösteriyor. Yani felsefi soru sormak,bu soruları cevaplamaktan daha kolay. Günümüzde de herkes bu bildik sorulara kendi cevaplarını bulmak zorunda.Tanrı'nın varolup olmadığını,ya da ölümden sonra hayat olup olmadığını bir ansiklopediye bakıp öğreneyiz.Ansiklopedi bize nasıl yaşamamız gerektiğini de anlatmaz.Öte yandan bu güne dek yaşamış başkalarının neler düşündüğünü bilmek,kendi dünya görüşümüzü oluşturmamıza yardım edebilir. Filozofların gerçeği bulma çabalarını bir dedektif romanına benzetebiliriz.Kimine göre katil Andersen, kimine göre Nilsen ya da Jepsen'dir.Gerçek bir polisiye öyküde bir gün gelir polis meseleyi çözüverir veya hiçbir zaman çözemez.Ancak ne olursa olsun meselenin bir çözümü vardır. Bir soruyu cevaplamak güç de olsa,sorunun tek ama bir tek cevabı olduğu düşünülebilir.Ölümden sonra bir tür varoluş ya vardır ya da yoktur. Eskiden sorulan soruların bir kısmını bugün bilim yanıtlamıştır.Bir zamanlar Ay'ın arka yüzünün nasıl olduğu müthiş bir sırdı insanlar için.Bu gibi konular tartışmaya bile gelmez şeylerdi,herkes hayal gücüne göre dilediği cevabı verebilirdi.Oysa bugün biz Ay'ın arka yüzünün nasıl olduğunu tam tamına biliyoruz.Artık Ay'da bir adamın yaşadığına veya Ay'ın aslında peynirden oluştuğuna inanamayız. Bundan ikibin yıl önce yaşamış Yunanlı bir filozofa göre,felsefe insanların hayretinden doğmuştur. Ona göre,insanlar kendi varoluşlarına şaşarlar;felsefi soruların çoğu da böylelikle kendiliğinden ortaya çıkar.Bir sihirbazlık seyreder gibidir insanlar:sihirbazın numarasını nasıl yaptığını anlayamayız. Sihirbazın bir çift beyaz ipek mendili nasıl tavşana dönüştürdüğünü bilmek isteriz. Bir çok insan için dünya,sihirbazın beş dakika önce bomboş olan bir silindir şapkadan tavşan çıkarması kadar akıl almaz birşeydir. Tavşan meselesinde sihirbazın bizi kandırdığını biliriz.Merak ettigimiz şey bunu nasıl becerdiğidir. Dünya'dan söz ederken ise durum biraz farklıdır.Dünya'nın hokus pokus birşey olmadığını biliriz,çünkü biz de Dünya'da yaşamakta olup onun bir parçasıyızdır.Aslında sihirbazın silindir şapkasından çıkarılan bizizdir.Tavşanla aramızdaki tek fark,tavşanın bir sihirbazlık oyununa dahil oldugunun farkında olmayışıdır.Biz ise gizemli bir şeylerin bir parçası olduğumuza inanır,şeylerin arasındaki ilişkiyi bulmaya çalışırız. Tavşanı tüm evrenle karşılaştırmak daha yerinden olur belki.Burada yaşayan bizler,tavşanın tüylerinin dibinde yaşayan minicik böcekler gibiyiz.Filozoflar ise tavşanın ince tüylerine tırmanarak tepeye çıkıp koca sihirbazın gözlerinin ta içine bakmaya çalışırlar
-
Felsefe hakkında alıntı yapıyorum Necip Fazıl Kısakürekten
" Felsefe bir bosluktan çıkıp, hakikati arama fakültesidir. "
Felsefenin bir büyük faydası vardır, muazzam bir fayda...
Bizim rejimimizde, üniversitede felsefe okutulmaz değil; yalnız kapısına bir yafta konur: Dünyada
kaç tane bâtıl olduğunu anlamak için okutulan ders... Felsefe daima birbirinin yanlısını çıkarmıstır.
Bugün bilinen felsefe tarihinde, isi eski Yunan'dan alırsak bugüne kadar felsefe hep evvelki
mezhebin yanlısını ortaya çıkararak yeni bir mezhep getirmistir. Fakat, farkında değildir ki, gelecek
olan da, onun yanlısını çıkaracaktır!... Demek ki, basıbos arayıs, felsefe... islâm bundan
hazzetmez!- îslâmın tefekkürü ise namütenahidir. Felsefe değildir o, hikmettir. -
Yazıyı düzenledım ..
İnsanların türlü türlü hobileri vardır.Bazıları eski para veya pul biriktirir,kimisi el sanatlarıyla ilgilenir,
kimisi de bir spor dalıyla uğraşır.
Çoğu insan da okumaktan hoşlanır.Ancak okuduğumuz şeyler farklı faklıdır.Kimisi yalnızca gazete
ve çizgi roman okur,kimisi roman okumayı sever,bazısı da astronomi,hayvanlar veya teknik buluslar
gibi konularda yazılmış kitapları okumaktan hoşlanır.
Atlarla veya değerli taşlarla ilgilenen biri,başkalarının da bunlarla ilgilenmesini bekleyemez.
Televizyonda hiçbir spor karşılaşmasını kaçırmayan biri,bazı insanların spordan sıkıldıklarını kabul
etmek zorundadır.
Acaba tüm insanları ilgilendirmesi gereken şeyler var mıdır?
Kim olurlarsa ve nerede yaşıyor olurlarsa olsunlar,tüm insanları ilgilendiren birşey var mıdır?
Hayatta en önemli şey nedir? Açlığın sınırında bir insana bunu sorarsak,yiyecek der.Soğuktan donmak
üzere olan birine sorarsak,sıcaklık der.Kendini yalnız hisseden birine sorarsak,başka insanlarla beraber
olmak,diye cevap verir. Ancak bu tür ihtiyaçlar karşılandığında tüm insanların hala ihtiyaç duyduğu başka şeyler var mıdır?
Filozoflara göre,evet,vardır.Filozoflar,insanları n yalnızca yemek yiyerek yaşayamayacağını söylerler.Elbette tüm insanlar yemek yemek zorundadır.Herkesin sevgi ve ilgiye de ihtiyacı vardır.Ama bunların
ötesinde,insanların gereksindiği bir başka şey vardır.İnsanlar,kim olduklarını ve neden yaşadıklarını
bilmek isterler.
Neden yaşadığımız konusuyla ilgilenmek,pul toplamak kadar "rastlantısal" bir ilgi değildir.Bu gibi
sorularla ilgilenen kişiler,insanların dünya varolduğundan beri tartıştıkları bir şeyle ilgilenmektedirler.
Evrenin,dünyanın ve yaşamın nasıl ortaya çıktığı,geçen yıl olimpiyatlarda en çok altın madalyayı
kimin aldığından daha büyük ve önemli sorulardır.
Felsefeyle tanışmanın yolu bazı felsefi sorular sormaktan geçer:
Dünya nasıl yaratıldı? Olan bitenin ardında bir güç bir anlam var mı? Ölümden sonra hayat var mı?
Niye böyle sorular sormalıyız aslında? Hepsinden önemlisi:nasıl yaşamalıyız?
Aslında sorabileceğimiz çok da fazla felsefi soru yok.Bu sorulardan en önemlilerini sorduk bile.Ancak
tarih,sorduğumuz her soruya pek çok değişik cevap verildiğini gösteriyor.
Yani felsefi soru sormak,bu soruları cevaplamaktan daha kolay.
Günümüzde de herkes bu bildik sorulara kendi cevaplarını bulmak zorunda.Tanrı'nın varolup
olmadığını,ya da ölümden sonra hayat olup olmadığını bir ansiklopediye bakıp öğreneyiz.Ansiklopedi
bize nasıl yaşamamız gerektiğini de anlatmaz.Öte yandan bu güne dek yaşamış başkalarının neler
düşündüğünü bilmek,kendi dünya görüşümüzü oluşturmamıza yardım edebilir.
Filozofların gerçeği bulma çabalarını bir dedektif romanına benzetebiliriz.Kimine göre katil Andersen,
kimine göre Nilsen ya da Jepsen'dir.Gerçek bir polisiye öyküde bir gün gelir polis meseleyi çözüverir
veya hiçbir zaman çözemez.Ancak ne olursa olsun meselenin bir çözümü vardır.
Bir soruyu cevaplamak güç de olsa,sorunun tek ama bir tek cevabı olduğu düşünülebilir.Ölümden
sonra bir tür varoluş ya vardır ya da yoktur.
Eskiden sorulan soruların bir kısmını bugün bilim yanıtlamıştır.Bir zamanlar Ay'ın arka yüzünün
nasıl olduğu müthiş bir sırdı insanlar için.Bu gibi konular tartışmaya bile gelmez şeylerdi,herkes hayal
gücüne göre dilediği cevabı verebilirdi.Oysa bugün biz Ay'ın arka yüzünün nasıl olduğunu tam tamına
biliyoruz.Artık Ay'da bir adamın yaşadığına veya Ay'ın aslında peynirden oluştuğuna inanamayız.
Bundan ikibin yıl önce yaşamış Yunanlı bir filozofa göre,felsefe insanların hayretinden doğmuştur.
Ona göre,insanlar kendi varoluşlarına şaşarlar;felsefi soruların çoğu da böylelikle kendiliğinden
ortaya çıkar.Bir sihirbazlık seyreder gibidir insanlar:sihirbazın numarasını nasıl yaptığını anlayamayız.
Sihirbazın bir çift beyaz ipek mendili nasıl tavşana dönüştürdüğünü bilmek isteriz.
Bir çok insan için dünya,sihirbazın beş dakika önce bomboş olan bir silindir şapkadan tavşan
çıkarması kadar akıl almaz birşeydir.
Tavşan meselesinde sihirbazın bizi kandırdığını biliriz.Merak ettigimiz şey bunu nasıl becerdiğidir
Dünya'dan söz ederken ise durum biraz farklıdır.Dünya'nın hokus pokus birşey olmadığını biliriz,çünkü
biz de Dünya'da yaşamakta olup onun bir parçasıyızdır.Aslında sihirbazın silindir şapkasından çıkarılan
bizizdir.Tavşanla aramızdaki tek fark,tavşanın bir sihirbazlık oyununa dahil oldugunun farkında
olmayışıdır.Biz ise gizemli bir şeylerin bir parçası olduğumuza inanır,şeylerin arasındaki ilişkiyi bulmaya
çalışırız.
Tavşanı tüm evrenle karşılaştırmak daha yerinden olur belki.Burada yaşayan bizler,tavşanın tüylerinin
dibinde yaşayan minicik böcekler gibiyiz.Filozoflar ise tavşanın ince tüylerine tırmanarak tepeye çıkıp
koca sihirbazın gözlerinin ta içine bakmaya çalışırlar -
“Felsefe dersleri”nde konular, bir bakıma yüzeysel olarak ve anlatılabilecek en sade biçimde siz okuyucularımıza aktarılmaya çalışılmıştır. “Felsefe dersleri”miz yüzeysel; çünkü felsefe böyle bir çırpıda, 10-15 sayfada anlatılabilecek kadar basit değil; yalın; çünkü okuyucuları sıkmamak, yormamak, çeşitli kavramlar arasında boğmamak amaçlıdır.
1. Başlık
- Felsefe Kelimesi Ne Anlama Gelmektedir?
Felsefe kelimesi Yunanca “philo” (sevgi) ve “sophia” (bilgelik) kelimelerinin yan yana gelmesiyle oluşmaktadır. Philosophia, bilgelik sevgisi demektir. Genel manada “bilgiyi sevmek, bilginin peşinden koşmak” anlamını taşımaktadır.2. Başlık
- Felsefe sadece, “bilgiyi sevmek” midir?
İnsan, doğası gereği yargılayan, sorgulayan, tartışan bir varlıktır. Bu sebeple de insanın öğrenmek istediğin birçok konu vardır. İşte filozoflar da bu türden şeyler düşünmektedirler. Peki bu “Filozof” diye adlandırılan kişilerin normal insandan farkları var mıdır, varsa da bunlar nelerdir? Filozofların normal düşünce sürecindeki insandan tabî ki farkları vardır ve bu farklar; onların derinlemesine, tutarlı, belirli tabanlara oturtulmuş ve sistematize edilmiş düşünmelerinden kaynaklanmaktadır.
3. Başlık
- Felsefe, insanoğlunun yaşamını anlamlandırabilmek için düşünsel bir çaba harcaması mıdır?
Bu sorunun cevabına şüphe duymadan “evet” diyebiliriz. Filozoflar da diğer insanlar gibi öğrenmeye çalışırlar. Bilgi, onlar için ulaşılması gereken bir “şey”dir. İşte filozoflar, bu bilgiye ulaşabilmek için sorular sorarlar. Platon: “Felsefe; doğruyu bulma yolunda, düşünsel bir çalışmadır.” derken de yine düşünme ve sorgulama üzerine bir vurgu yapmaktadır.
Filozoflar sadece bilgi peşinde koşmamaktadırlar. Onlar, edindikleri bilgiler ışığında kendilerine bir ahlâk anlayışı, dünya görüşü ve tamamen bir yaşam biçimi çizmektedirler. Mesela dünyayı “idea”lardan oluşmuş (idea; “düşünceler ve bu düşüncelerin görünüşleri” olarak tanımlanabilir.) bir yapı olarak algılayan bir felsefe öğretisi, yaşama ilişkin tüm yargılarını da ona göre oluşturmuş demektir.
Sizler de çevrenizde var olanları sorgulayıcı bir bakış ve düşünme tarzı ile ele alınız. Neyin, neden o şekilde olduğunu anlamaya çalışınız.
Düşünmekten, sorgulamaktan korkmayınız.
Sokrates: “sorgulanmamış bir hayat, yaşanmaya değer değildir.
Sitemizdeki “felsefe dersleri”nin amacı; sizleri sıkmadan, felsefeyi öz olarak sizlere aktarmaya çalışmaktır. Lütfen bu bölümümüz hakkındaki görüş, öneri, eleştiri vb. düşüncelerinizi bizlerle paylaşınız.
Her zaman sorgulanmaya, eleştirilmeye, değerlendirmeye ve değerlendirilmeye açık bir yapımız olduğunu belirtmek isteriz.
4. Başlık
- Peki düşünce adamları - filozoflar - felsefe hakkında neler söylemekte, felsefeyi nasıl tanımlamaktadırlar?
Karl Jaspers: “Felsefe yapmak ölmeyi öğrenmektir.”
Sokrates: “Felsefe, neleri bilmediğini bilmektir.”
Platon: “Doğruyu bulma yolunda, düşünsel (idealist) bir çalışmadır.”
Aristotales: “İlkeler ya da ilk nedenler bilimidir felsefe.”
Epikuros: “Mutlu bir yaşam sağlamak için, tutarlı eylemsel bir sistemdir.”
Augustinus: “Felsefe tanrıyı bilmektir ve gerçek felsefeyle, gerçek din özdeştir.”
Anselmus: “İnanılanı anlamaya çalışmaktır.”
Abaelardus: “İnanılanın inanılmaya değer olup olmadığını araştırmaktır.”
A. Thomas: “Tanrıdır konusu, tanrının tanıtlanmasıdır.”
Campanella: “Eleştiridir.”
F. Bacon: “Deney ve gözleme dayanan bilimsel veriler üzerinde düşünmektir.”
T. Hobbes: “Felsefe yapmak doğru düşünmektir.”
Descartes: “Felsefe bir bilimdir ve geometrik yöntemi metafiziğe uygulamak gerekir, felsefeyi kesin bir bilim yapmak için.”
Spinoza: “Felsefe, genelleştirilmiş bir matematiktir.”
Leibniz: “Gerçekte doğru olanı algılamaktır. Felsefe göklerden yere inerek, beş duyuyla kavranan konularla ilgilenmelidir.”
Locke: “Bütün düşüncelerimizin duyumlarımız ile gerçek alemden geldiğini kanıtlamaktır.”
Condillac: “Felsefe duyumların bilgisidir.”
Hume: “İnsan zihninin mahiyetini incelemektir.”
… ve sonuç olarak; felsefe, yaşamın her köşesinde varlığını sürdürmektedir.
Hatta felsefe, yaşamın kendisidir. -
MosgzA Yazın için Eyw..
-
felsefe bakıs açısıdır hocam şöleki...yarısı su dolu bir bardagı düşünelim sana göre bunun yarısı boştur ,bana göre ise yarısı doludur ...felsefe bundan ibarettir
-
adamgibi bunu yazdı:
-----------------------------
felsefe bakıs açısıdır hocam şöleki...yarısı su dolu bir bardagı düşünelim sana göre bunun yarısı boştur ,bana göre ise yarısı doludur ...felsefe bundan ibarettir
-----------------------------
bakış açısı olduğunu düşündüğümüz bişeyi tek bi açıdan ibaret olduğunu düşünmek onu bu açılardan mahrum bırakmış olmak olmaz mı genelde soru sorma etkinliği diye nitelendirilir bu da farklı bi bakış açısı felsefeyi kısıtlamayın :D
-
MaTRiXe bunu yazdı:
-----------------------------
adamgibi bunu yazdı:
-----------------------------
felsefe bakıs açısıdır hocam şöleki...yarısı su dolu bir bardagı düşünelim sana göre bunun yarısı boştur ,bana göre ise yarısı doludur ...felsefe bundan ibarettir
-----------------------------
bakış açısı olduğunu düşündüğümüz bişeyi tek bi açıdan ibaret olduğunu düşünmek onu bu açılardan mahrum bırakmış olmak olmaz mı genelde soru sorma etkinliği diye nitelendirilir bu da farklı bi bakış açısı felsefeyi kısıtlamayın :D
-----------------------------sende haklısın buda bir bakış açısıdır :|
-
hergün lanet ederek girdiğim bir ders.
-
adamgibi bunu yazdı:
----------------------------sende haklısın buda bir bakış açısıdır :|
-----------------------------
eğer bakış açısına bağladığın haklı oluşumsa haklı oluşumun doğru bişey söylememden ileri geldiğinde de hem fikirsek doğruların bakış açılarıyla değil gerçekliğe uygun düşüp düşmemeleriyle değer aldıklarında da hem fikir olacağımızı sanıyorum :D