Geyik & Teknoloji İle İlgili Olmayan Video / Resim / Flash Paylaşım
İnsan Gözüne Çok Yakın Çekimler ( Mükemmel Kalitede Çekimler )
İnsan Gözüne Çok Yakın Çekimler ( Mükemmel Kalitede Çekimler )
-
GÖZ VE DARWİN
Charles Darvin "gözleri düşünmek beni bu teoriden soğuttu" diyerek, evrim teorisinin canlılıktaki üstün yaratılış karşısındaki çaresizliğini itiraf etmişti...
Tüm canlıların, bilinçli bir yaratılış olmadan, tesadüflerle ve doğal etkenlerle ortaya çıktıklarını iddia eden evrim teorisi, canlı bedenlerindeki üstün tasarımlar karşısında çaresiz durumda. Bu "tasarım" örneklerinden biri, Darvin'in uykularını kaçıran gözlerdir.
İnsan gözü, 40 kadar küçük dokunun uyum içinde çalışması sayesinde işlev yapar. Gözü dış etkilerden koruyan göz kapakları, gözü nemlendiren ve yağlayan özel salgı bezleri, ışığın kırılarak içeri alınmasını sağlayan mercek, bu merceği odaklayan küçük kaslar, göze girecek ışık miktarını ayarlayan iris, antibakteriyal göz sıvısı ya da ışığı "yorumlayan" retina tabakası, bu 40 ayrı parçanın bazılarıdır.
Önemli olan gözün tüm parçalarının doğru yerde, doğru büyüklükte, doğru işlevde olmasıdır. Eğer bu parçaların biri bile olmasa, ya da işlev göremese, insan kör olur. Gözün bu özelliği, bilimsel literatürde "indirgenemez komplekslik" denen özelliktir. Yani gözü daha basite indirgeyemez, daha ilkel hale getiremezsiniz. Tek bir eksiklik, körlükle sonuçlanır.
Bu kadar karmaşık bir yapının, evrim teorisinin iddia ettiği şekilde oluşması ise, kesinlikle imkânsızdır. Öncelikle, gözü oluşturan parçaların sahip oldukları inanılmaz hassas yapı, asla evrimin iddia ettiği rastlantılarla meydana gelemez. Geldiklerini varsaysak, örneğin göz merceğinin tesadüfen oluştuğunu düşünsek bile, göz ancak eksiksiz olduğunda işlev gördüğü için, bu tek parça hiçbir şeye yaramaz.
Kısacası, gözün, evrimcilerin inandığı "birbirine eklenen faydalı rastlantılar" senaryosu ile açıklanması kesinlikle imkânsızdır.
Kaynak
http://www.bilimarastirmavakfi.org/html2/yayinlar/gozvedarwin.html32.9 Sonra onu düzenli bir şekle sokup, içine kendi ruhundan üfürdü. Ve sizin için kulaklar, gözler ve gönüller var etti. Siz pek az şükrediyorsunuz!
67.3 - O, yedi göğü, birbiri üzerine yarattı. Rahman’ın yaratmasında bir aykırılık, uygunsuzluk görmezsin. Gözünü döndür de bak, bir bozukluk görüyor musun?
Kaynak
http://meal.ihya.org/kurandan-ayetler/kuranda-gecen-goz-ile-ilgili-ayetler.htmlO, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri inşa edendir; ne az şükrediyorsunuz. (Mü'minun Suresi, 78)
Bu kitabın birçok bölümünde gözün yapısından, birbirleriyle uyum içinde çalışan organellerden, her organelin ne kadar özel bir yapıya ve göreve sahip olduğundan, beynin görmedeki rolünden, kurulu bir sistemin mükemmelliğinden ve kusursuzluğundan bahsedildi. Gerek parça parça ele alındığında, gerek bir bütün olarak düşünüldüğünde gözün ne kadar büyük bir mucize olduğuna değinildi. Buraya kadar hep mevcut bir sistemin işleyişi üzerinde duruldu. Bu bölümde ise gözün çalışması veya organelleri değil, bizzat gözün varlığı hakkında büyük bir mucizeyi inceleyeceğiz.
İnsan hayatı boyunca birçok gözle muhatap olur. Aynaya baktığında gördüğü kendi gözleri, anne babasının, kardeşlerinin, arkadaşlarının, eşinin gözleri... Peki, bu gözlerin tümü hepsi aynı mükemmellikte olacak şekilde nasıl oluştular? Bu yazıyı okumanızı sağlayan ve yeryüzündeki en büyük mucizelerden biri olan gözleriniz kısa bir süre önce yoktu. Sizin, 'ben' diye nitelendirdiğiniz varlık, yani kendiniz ise, gözle görülemeyecek kadar küçük tek bir hücreden oluşuyordu. Derken bölündünüz iki hücre oldunuz, yine bölündünüz dört yeni hücre oldunuz. Bu bölünme milyonlarca kere tekrarlandı ve parmak büyüklüğünde bir et topu oldunuz. Derken bu etin üzerinde iki küçük siyah leke belirdi. Günler geçtikçe bu lekeler bir çukur oldu ve içinde eşsiz bir organ kendi kendine oluşmaya başladı. Bu çukurun içinde göz bebeğiniz, merceğiniz, korneanız, retinanız, göz akınız, irisiniz, üzerinde göz kapaklarınız, altında göz pınarlarınız, içinde besin taşıyan bir sıvı, bu sıvıyı üreten pınarlar, gerekli her noktaya kan götüren milyarlarca kılcal damarınız bir uyum içinde yoktan var oldu. Bir süre sonra bu yazıyı okumanızı sağlayan gözlerinizin yaratılması tamamlandı ve doğum sonrasında dünyaya gözlerinizi açtınız.
Gözün oluşumunu öğrenmek için öncelikle insan vücudunun gelişimine kısaca bir göz atalım. Bilindiği gibi insan, tek bir hücrenin anne karnında bölünerek büyümesi sonucunda var olmuştur. Tek bir hücreden kusursuz işleyen bir bedene sahip bir insanın ortaya çıkmasının sırrı hücrelerin çekirdeğinde bulunan DNA adlı molekülde gizlidir.
HAYATIN ŞİFRELERİ
DNA'nın sahip olduğu milyonlarca basamaklı şifrelere, insana ait bütün bilgiler kaydedilmiştir. Şifreler yalnızca hücrenin anlayabileceği bir dilde yazılmıştır. Bu bilgiler organların yapılarından, kişinin bütün fiziksel özelliklerine kadar vücudun bütün ayrıntılarını içerir. Anne karnındaki tek hücreden, bir insan oluşana kadar ki bütün aşamalar DNA'daki bu bilgilere sadık kalmak suretiyle gelişir.
Hamileliğin ilk ayında gözlerin gelişimi başlar. Gözler beş haftalıkken tamamlanmamış siyah kapalı halka şeklindedir. (solda) Şeffaf gözkapakları 2. ayın sonunda kusursuzdur. (ortada) 5. ayda gözkapakları tamamen kapalı ve koruyucu yağlı bir maddeyle kaplanır. (sağda) Bu evreler sonucunda göz kapağı gelişimini tamamlar. Yeryüzünün en büyük mucizelerinden biri anne karnında yoktan var olur. Bir ayette şöyle buyrulmuştur:
İnsan, bizim kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmüyor mu? Şimdi o, apaçık bir düşman kesilmiştir. Kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek verdi; dedi ki: "Çürümüş-bozulmuşken, bu kemikleri kim diriltecekmiş? "De ki: "Onları, ilk defa yaratıp-inşa eden diriltecek. O, her yaratmayı bilir."
(Yasin Suresi, 77-79)
Normal şartlarda tek bir hücrenin bölünmesi sonucunda yine aynı tip bir hücre oluşmalıdır. Bu yüzden anne karnındaki tek bir hücrenin bölünmesi sonucunda da milyonlarca benzer hücrenin oluşturduğu bir et topu meydana gelmelidir. Fakat böyle olmaz. Bölünme sırasında birden hücreler arasında farklılaşma başlar. Bazı hücreler kemik hücrelerini, bazı hücreler göz hücrelerini, bazıları beyin hücrelerini oluşturur. Nasıl olur da aynı atadan gelen iki hücre, üstelik DNA'ları birbirlerinin aynısıyken iki farklı hücre olurlar?Hücrenin nasıl böyle bir karar aldığı bilimsel olarak henüz açıklanamamıştır. Bilinen tek şey göz hücresi olmak isteyen hücrenin milyonlarca basamak bilgi arasından yalnızca göze ait olanları kullanmaya başladığı, bu sayede göz hücresi olabildiğidir. Burada çeşitli sorular akla geliyor: Bir hücre neden göz hücresi olmak ister? Göze ait bilgileri milyonlarca farklı bilgi arasından nasıl bulur?
Hücrelerde meydana gelen farklılaşma sonrasında akıl almaz bir olayla daha karşılaşırız. Değişik hücreler kendi aralarında organize olup karmaşık organları meydana getirirler. Peki, bu organizasyon nasıl sağlanır?
-
Sik kadar biyoloji bilgisi olmayan adam gelip evrim hakkında ahkam kesiyor ya, ömründe eline alıp okumamış Türlerin Kökeni'nden alıntılar yapıyor ya, hele bir de kendi doğrusuna kaka diyeni cahil ilan ediyor ya, ben yaradandan nefret ettim, yaratılandan ötürü teheheeeeeyt.