İnsanlar Neden Aşağılar?
-
Son zamanlarda daha çok dikkatimi çekmeye başladı hocalar,
İnsanlar sürekli birbirlerini aşağılıyor. Bir zayıf noktanı gördüğü an veya dalgınlığına geldi yanlışlıkla bir şey söyledin hemen aşağılamaya başlıyor.
Bu aşağılayan kişi de öyle bilgili biri değil, gözlemlediğim kadarıyla sadece çevresinde belirli bir itibar elde etmek için bak ben böyle aşağılıyorum işte ayağınızı denk alın modunda kişiler.
Benim gördüğüm kadarıyla Türk toplumu genel olarak böyle ve ben de bazen kendimi kaybedip insanları aşağılmaya başladığım oluyor, hemen kendimi kontrol etmeye çalışıyorum. Ama öyle insanlar var ki ağzına ne gelse söylüyor hiç düşünmüyor, vicdan azabı da çekmiyor.
Yanlış anlaşılmasın yapıcı eleştiriyi her zaman olması gerekiyor ama insanları aşağılamak bana göre psikolojik bir rahatsızlık.
Ben mümkün olduğunca çevremden bu kişileri çıkartıyorum. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Bence bütün toplumlarda bu olay vardır ama sosyokültürel seviye arttıkca biraz olsun azaldığını düşünüyorum.
Böyle insanlarla karşılaşınca sizce en doğrusu cevap vermek mi yoksa susmak mı, yoksa başka bir şey mi :d ?
-
O an sağlam bir dalyaraklık yapmadıysam bir daha etkileşime girmem o maymunsuyla.
-
Yorumdur.
Hiç cevap vermemek olmaz bence. aşamalı gidersin. Bir iki üstünkörü hedef gözetmeden cevap verirsin, olmadı hedef gözeterek konuşursun. Baktın kendinden başkasına zararı yok, duyarsız kalmak en iyisi, baktın çevreye de sözlü fiili zarar vermeye başladı, varsa ilgili kurumLardan yardım almaya almasına yardımcı olursun, gibi gibi.
Her insanda var biraz, baskın gelmek gibi bir özellik, bence. Yok diyen yalan söyler, söylüYordur bence.
Baskın gelmek için çok da okumuş olmak gerekmiyor, okumamış biri de üzerinde devamlı çalıştığı konu hakkında devamlı yapagelmekten dolayı bir uzmanlığı oluşabilir, ilgili konuda yada durumla daha önce karşılaşmamış bir insana göre.
Kendin söylemişsin İtibar görmek, itimat edilmek güzel bir duygu değil mi? Bir konunun uzmanı olmak, o konuda danışılan biri olmak. İlla akademik olmasına gerek yok bence.
SosyoKültürel seviye arttıkça azalıyor mu bilemedim şimdi. Bir tahmin, bence o seviyelerde de vardır, lâkin öyle çok da bodoslama söyle eylemlerle ortaya konmuyordur.
-
RitmFarbRacourci bunu yazdı
Yorumdur.
Hiç cevap vermemek olmaz bence. aşamalı gidersin. Bir iki üstünkörü hedef gözetmeden cevap verirsin, olmadı hedef gözeterek konuşursun. Baktın kendinden başkasına zararı yok, duyarsız kalmak en iyisi, baktın çevreye de sözlü fiili zarar vermeye başladı, varsa ilgili kurumLardan yardım almaya almasına yardımcı olursun, gibi gibi.
Her insanda var biraz, baskın gelmek gibi bir özellik, bence. Yok diyen yalan söyler, söylüYordur bence.
Baskın gelmek için çok da okumuş olmak gerekmiyor, okumamış biri de üzerinde devamlı çalıştığı konu hakkında devamlı yapagelmekten dolayı bir uzmanlığı oluşabilir, ilgili konuda yada durumla daha önce karşılaşmamış bir insana göre.
Kendin söylemişsin İtibar görmek, itimat edilmek güzel bir duygu değil mi? Bir konunun uzmanı olmak, o konuda danışılan biri olmak. İlla akademik olmasına gerek yok bence.
SosyoKültürel seviye arttıkça azalıyor mu bilemedim şimdi. Bir tahmin, bence o seviyelerde de vardır, lâkin öyle çok da bodoslama söyle eylemlerle ortaya konmuyordur.
Hocam söylediklerinin çoğuna katılıyorum ama itibar görmek kısmına ben farklı bakıyorum. Bir insan itibar görmek istiyorsa bunu çalışarak elde edebilir, çevresindekileri kendi seviyesine çekerek belirli bir yere kadar itibar görür bence
-
erkek amazon kertenkelesinin diğer erkek kertenkelelere üstünlük kurmak için yaptığı birde etrafta dişi amazon kertenkelenin cezbedici kokusu var ise kudurup ağzından çıkan salyalar eşliğinde hırlaması böğürmesi neticesinde ortaya çıkmış durumdur. yapılması gereken tek şey birkaç kişi bir araya gelip koku alma organını kırması koparması dişleyip atması gerekir kanımca.
-
BerkayCit bunu yazdı
SosyoKültürel seviye arttıkça azalıyor mu bilemedim şimdi. Bir tahmin, bence o seviyelerde de vardır, lâkin öyle çok da bodoslama söyle"m ve" eylemlerle ortaya konmuyordur. Ama var, bence.
Hocam söylediklerinin çoğuna katılıyorum ama itibar görmek kısmına ben farklı bakıyorum. Bir insan itibar görmek istiyorsa bunu çalışarak elde edebilir, çevresindekileri kendi seviyesine çekerek belirli bir yere kadar itibar görür bence
Çalışmanın amacı da statü,itibar kazanmak. Mesele de çalışmak değil, bence zaten. Her insanı da, her seviyeye çıkarmak mümkün değil, hem kişisel hemde fiziksel nedenlerden ötürü. Hele de Ruhen(?) bozuksa, bence, imkânı yok düzelmez. Ya da "düzeltiyor'um", zor düzelir(Practice makes Perfects,). Çok tekrar yapması gerekir, ve bu da kolay birşey değil. ( Bu cümleleri kurarken aklıma; " MD. House " dizisinden Ana karakter ile asistanlarından biriyle(yada boston hastanesi mi neydi, oranın yöneticisi Müdür'ü ile (bu arada bu hatun da, sima olarak ne korkutucu görünüyordu bana haa, ama gözleri şahâne Turkuaz rengiydi)) arasında, doktorun kendi evinde, Misyonerlerden birinin kapının zilini çalıp kapı üstünde davet çağrısı yapması üzerine kapıyı çarparak örtüp sonrasında geçen(yada gelen) diyalog geldi. +Sezon, bölüm hatırlayamadım şimdi. (?) )
Hayatın her alanında bir Hiyerarşi var, Köylerden şehirlerden bölgelerden ülkelerden kıtalardan adalardan gezegenlerden yıldızlardan.. bağımsız. Ne kadar hiyerarşi yok desen de; Su seviyesini "bağıl 0" alırsak, Dağların zirveleri gibi Derin deniz dipleri de var, ama var. Tabi bir tane de değil, bir'den fazla. Asıl soru; insan kendisini bu coğrafyada(yada yapı'da) nerede görmek istiyor, bireysel ve toplumsal olarak. Ama bu demek değil, her an ve her yerde bir vahşi,yabani mücâdele var, kimisinde biraz daha az, "ama var". Sırtını dönmek, yok olduğunu söylemek,farz etmek hissetmemek, kendini kandırmaktır.
Konuyla doğrudan ilgisi yok ama; bana göre Bilim ve İlim'den her ikisinden de uzak durmaya da gerek yok, her ikisine de Tap'ma'ya da gerek yok. @o,)
Rita Ora, anywhere. / Where the human race comes from. to.. /
Tom Odell, another love.
Anne-marie, ciao adiou.
Sofi Tukker, fantasy. ^^P`)
Imagine Dragon, Be.Live.r. /.. in my vein .. /
-
Sanırım tam olarak aynı şey değil ama bir de şu durmadan şikayet edenler var. En son çalıştığım iş yerinde birisi vardı kim ne iş yapsa mutlaka şikayet edecek bir şeyler buluyordu ama öyle kendi kendine serzenişler değil. İlk olarak işi yapan kişiye demediğini bırakmıyor ardından silsile yoluyla iş vereninin ulaşabildiği en yüksek mercisine kadar şikayet ediyor yok siz böyle birini mi çalıltırıyorsunuz yok sizin gibi bi firma böyle mi iş yapıyor bilmem ne bilmem ne. Bir sürü kişiyi işinden ettiğine eminim. Kendisini birkaç kez uyardım ve yaptığının yanlış bir şey olduğunu incir çekirdeğini doldurmayacak hatalardan dolayı insanları işinden ettiğini bunun vebalini veremeyeceğini söyleyerek oklarını üzerime çektim. Bıkmadan usanmadan bütün sicil amirlerime/müdürlerime defalarca kez tekrar tekrar tekrar şikayet ederek sonunda beni de işimden etti. Hakkımı helal etmiyorum. Dövmeye kalksam Allah dedirtmem de ona bile layık görmüyorum karaktersizi. Şikayetlerinden birine örnek vereyim mesela; teknikerlerimden biri bir işini yapmış. İşi yaparken her şey sorunsuz gitmiş tekniker vida sıkılacağını ön göremediğinden yanına tornavida almamış, tornavidayı alıp gelmek için 1 dk kadar zaman istemiş. Bu da oflayıp puflayıp zamanı olmadığını vs söylemiş bizim tekniker de falçatayla sıkmış vidayı. Vay anam siz böyle mi çalışıyorsunuz, bir tornavida kaç para da sanki, çalışanlarına bir tornavida veremiyorlar, çalışanlarını kontrol edemiyorlar, çalışan işe giderken eksik malzeme götürüyor, bi takım çantası yapamadınız mı, takım çantasında eksik malzemeleri var... neler neler böyle her ufak olay için onlarca farklı şikayet cümlesi çıkarıp yöneticileri tahrik edip onunla iş yapan çoğu kişiyi işinden ediyo. He bir de sözlü şikayetleri de yetmiyor kaç kez firmaların yöneticilerine şikayet maili atarken gördüm. Ne demeli bunlara :/