Mu Kavmi

  1. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    aero
    aero's avatar
    Kayıt Tarihi: 31/Aralık/2008
    Erkek

    "M.Ö. 200.000 ile 70.000 yillari arasinda
    Pasifik'te Mu adinda Avustralya'dan kat
    kat büyük bir Kita mi vardi? Yüksek bir
    medeniyet yarattiktan sonra batmis miydi?
    Atatürk bu kitayla neden ilgilenmisti?"
    Türkler'in kökenini ortaya çikarmak Gazi'nin en büyük isteklerinden biriydi. Cumhuriyetin ilk yillarinda Osmanlilar'in son dönemlerinde Türklük Akimlari üzerine yapilan arastirmalari derledi. Atatürk'ün istegiyle birçok bilim adami ve arastirmaci bu alanda arastirmalar yapti. Yabanci bilim adamlari davet edildi. 1930'da Türk Tarih Kurumu kuruldu. Çok zengin malzeme ve bilgilere ulasildi. Yine de Türkler'in nereden geldikleri tam açiklik kazanmadi.
    Maya Diliyle Türkçe Arasindaki Benzerlik
    1932'de emekli General Tahsin Bey Atatürk'ü ziyaret etti. Maya dili ile Türkçe arasindaki benzerliklerden bahsetti. Mayalar Meksika'da yasamislar, Türkler ise Orta Asya'dan gelmislerdi. Aradaki uzakliga ragmen, Gazi konuyla ilgilendi. Tahsin Bey'i Meksika'ya elçi olarak atadi. Ona iki dil arasindaki benzerlikleri ortaya çikarma görevini verdi.
    Tahsin Bey Meksika'ya gitti. Orada kendisine Amerikali Arkeolog William Niven 'in buldugu tabletlerden bahsettiler. Maya dilinin kökeninin bu tabletlerde oldugu anlasilmisti. Türkçe ile Maya dili benzerlik bu tabletlerde aranacakti. Bu tabletler Tahsin Bey'i saskina çevirdi. Çünkü tabletler MÖ 200.000 ile 70.000 yillari arasinda Pasifik'de yer almis bir kitayi haber veriyordu. Kitanin adi MU idi. Avustralya'dan birkaç kat büyüktü. Yüksek bir uygarliga ulastiktan sonra deprem veya tufan sonucu battigi saniliyordu.
    Ingiliz Albay James Churcward Hindistan'daki tabletleri Tahsin Bey'e bilgi olarak sundu. Bunlar da kayip Mu Kitasi ile ilgiliydi. Ve Churcward 50 yil çalismisti bu tabletleri çözebilmek için. Bu konuda 5 kitap yayinlamis bir uzmandi.
    Tahsin Bey, ögrendiklerini, bulduklarini düzenli olarak Atatürk'e rapor ediyordu. Gazi; Churcward'in Mu ile ilgili kitaplarini getirtti ve 60 kisilik bir tercüme heyetine Türkçe'ye çevirme emrini verdi. Kitaplar basilmadi. Daktilo edilerek Atatürk'ün önüne kondular.
    Atatürk metinleri büyük bir dikkatle okudu. Insanin yaradilisini anlatan bölümle özellikle ilgilenmisti. Mu'nun insanligin ana vatani oldugunu nüfusun 64 milyona çiktigini anlatan bölümlerin altini çizmisti. Mu'da geçen Tanri kavramiyla da yakindan ilgilenmis, yaraticinin insan akliyla anlasilamayacagi, sekillendirilemeyecegi ve adlandirilamayacagi üzerinde durmustu. Tercümelerde Maya dili de dahil tüm lisanlarin Mu dilinden türedigi belirtiliyordu.
    Mu kitasinin batisini anlatan bölümde halkin "Ya Mu bizi kurtar." diye bagirdigina dikkat çekerek Mu'nun bir ilah adi oldugu sonucuna vardi. Mu kökenli özel isim ve sifatlari, Öztürkçe ile karsilastirarak (Kui: kögü : Aile vb.) not aliyordu. Atatürk, önce Türkler'in kökenini ve Mu dilinin Türkçe ile baglantisini incelemis sonra da Mu sembollerini Latin alfabesiyle karsilastirmisti.
    Daha ilginç olan Mu'nun demokrasi ile yönetildigini ve günes enerjisinin aydinlatmada kullanildigini anlatan satirlarin altini çizmekle kalmamisti kendi notlarini da ilistirmisti.
    Bugün bu kitaplardan Kayip Mu Kitasi ve Mu'nun Çocuklari Anitmabir kitapliginda 1301, 1302 no ile kayitlidir. Çeviri metinleri ise kitaplikta 4 dosya halinde bulunur. Gazi'nin Mu ile ilgili çikardigi sonuçlari ne yazik ki tam olarak bilemiyoruz.
    Emekli general Tahsin Mayatepek Meksika'daki arastirmalarinda çok daha fazlasini bulmustu. Maya, Aztek ve Inka uygarliklarinin Türkler'in kullandigi esyalara benzer esyalar kullandigini Atatürk'e iletmisti. Davullar, kalkanlar üzerlerindeki ay ve yildiz sembollerine kadar bizimkilere benziyordu. Tahsin Mayatepek, çalismalarini belge ve fotograflarla 3 ciltlik defter olarak toplayarak
    Atatürk'e gönderdi. Bunlarin ikisi 70'lere kadar TDK kütüphanesinde idi. (No:57-56) Üçüncü defter kayiptir. Bu defterlerde dini tören, ibadet ve tapinaklarin bile sasilacak kadar benzerligi gösteriliyordu.
    Atatürk'ün 6 ay gibi bir sürere Türkçe'yi Latin harflerine kavusturacak kadar bilgili ve yetenekli oldugu düsünülürse, onun kesinlikle siradan bir dil bilimci ve tarihçi oldugu düsünülemez. Öyleyse bu arastirmalari da siradan bir merak olamazdi. Yine O, neyi nerede arayacagini herkesten iyi biliyordu. Bugün Atatürk'ün gizli kalmis düsünceleriyle birlikte bu arastirmalar da Anitkabir'in sessizliginde uyumaya devam ediyorlar. Eger gerçekten var olduysa, Mu Kitasi'nin kalintilarinin Pasifik'in derinliklerinde durdugu gibi.


    Ayrıca Mu kavmi hakkında edindiğim bilgilere göre kavimnin altıncı hissi çok kuvvetliymiş. Teknolojilerini çok gelişmiş ve bu sismik depremler olurken ne zaman yok olacaklarına dair hesaplamaları önceden yapmıştır. İşte bu sırada daha harita yokken okyanusu aşacak gemi inşa etmişler ve orta asyada yerleşecekleri yeri kendi hesaplamalarıyla yaptıkları haritadan işaretleyerek oraya yerleşmişlerdir. Ve ayrıca halan mu kavminin kullandığı 500 kelimenin dünya üzerinde aynı şekilde yazılıp aynı şekilde okunup aynı şeyi ifade ettiği söylenmektedir.

    not:mu kavmi hakkında başka bilgisi olan varmı ?


    'Sana sevmeyi öğretecek değilim. Doğuştan bir yetenektir bu. Tabii birde severek doğurmalı annen seni, yalnızca sevişerek değil...!
  2. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    balbazar
    balbazar's avatar
    Kayıt Tarihi: 12/Mart/2010
    Erkek

    ben böyle bir konu açmıştım forumda fakat konu ne sorun çıkarttıysa veya da silen arkdaşa konunun neresi zoruna gittiyse silinmişti konum:S

  3. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    rushOut
    rushOut's avatar
    Kayıt Tarihi: 09/Ekim/2009
    Erkek

    Hocam bu olay baya bi karışık kimine göre efsane kimine göre fantastik kurgudan öte eğil fakat kabaca anlatıcam. Zamanında bunu 12000 yıl once olarak belırtırler atlantıs ve mu ırkının savasa tutusması sonucu bu kıtaların yok oldugu belırtılır. Ayrıca dını yonden ele alırsak nuh tufanın mantıka yorulması sonucu bu savasın nuh tufanına neden oldugunu bıle soyleyenler mevcuttur. konu dedıgım gıbı sehır efsanelerı tadında gorundugunden kendı basına arastırman daha yararlı olacaktır senın adına. Agarta medeniyetinide araştırısan bunun yanında daha detaylı ve kapsamlı bilgilere ulaşabileceğini düşünüyorum.


    Biz bizimle bizdeydik Biz bizimle bize geldik Biz bizimle bizdeyken Bizi bizden mi sorarlar
  4. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    xzxz
    xzxz's avatar
    Kayıt Tarihi: 21/Haziran/2003
    Erkek

    hp. lovecraft yarattığı mitosta lemuria yani mu kıtasından güney pasifikte yer alan eski kadim ülke olarak bahseder ancak bahsettiği ülke uzaydan gelerek ancient ones - eskiler ( ismi lazım olmayanlar diye adlandırdığı ) denen muhteşem güçlü mahlukata kök söktüren başka bir tip uzaylılar tarafından kurulduğunu anlatır, 100 milyon sene kadar önce bu şeyler , güney yarımkürede birzamanlar büyük bir ada olan lemurya ya yerleşirler ya da bu ada zamanla onların adı ile anılmaya başlar, çağlar içinde gezegende buldukları bazı yaratıkları evcilleştirir ve kendilerine köle ederler bunlardan biri de ilk insanlardır. lemuryalılar zamanla göç ederler , sayıları azalır güçleri düşer onlardan öğrendikleri teknolojiyi elegeçiren insanlar - geçen binlerce yıl içerisinde artık hayvandan bariz olarak ayrılmışlardır, efendilerine başkaldırır ve lemuria nın yeni efendileri olurlar vb vb.  


    herşeyin bir şeyi vardır
  5. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    MaviEkran
    MaviEkran's avatar
    Kayıt Tarihi: 31/Aralık/2009
    Erkek

    MÖ 200.000 ne oha!


    Blue Screen of Death
  6. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    7-19
    7-19's avatar
    Banlanmış Üye
    Kayıt Tarihi: 26/Haziran/2007
    Erkek

    evet uzayliyiz aslen


    la liberte ne meurt jamais.
  7. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    aero
    aero's avatar
    Kayıt Tarihi: 31/Aralık/2008
    Erkek

    rushOut bunu yazdı:
    -----------------------------

    Hocam bu olay baya bi karışık kimine göre efsane kimine göre fantastik kurgudan öte eğil fakat kabaca anlatıcam. Zamanında bunu 12000 yıl once olarak belırtırler atlantıs ve mu ırkının savasa tutusması sonucu bu kıtaların yok oldugu belırtılır. Ayrıca dını yonden ele alırsak nuh tufanın mantıka yorulması sonucu bu savasın nuh tufanına neden oldugunu bıle soyleyenler mevcuttur. konu dedıgım gıbı sehır efsanelerı tadında gorundugunden kendı basına arastırman daha yararlı olacaktır senın adına. Agarta medeniyetinide araştırısan bunun yanında daha detaylı ve kapsamlı bilgilere ulaşabileceğini düşünüyorum.


    -----------------------------

    atatürkte araştırtığına göre efsane olduğunu düşünmüyorum bakalım biraz daha derine incem

    agarta medeniyetinede bi bakayım hocam..


    'Sana sevmeyi öğretecek değilim. Doğuştan bir yetenektir bu. Tabii birde severek doğurmalı annen seni, yalnızca sevişerek değil...!
Toplam Hit: 2613 Toplam Mesaj: 7