folder Tahribat.com Forumları
linefolder Genel
linefolder MUSTAFA MUĞLALI PAŞA



MUSTAFA MUĞLALI PAŞA

  1. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    bahadiroglu
    bahadiroglu's avatar
    Kayıt Tarihi: 25/Kasım/2003
    Erkek
    Kahramanlar can verir
    Yurdu yaşatmak için...

    1940"lı yıllardı... Doğu Anadolu’da ruhlarına hainlik yerleşmiş kürtler iyice azmışlardı. Devlet bölgede sıkıyönetim uyguladığı halde hırsızlık, kaçakçılık, eşkıyalık, soygunculuk, ırza tecavüz eylemleri engellenemiyordu. Kürt caniler bununla da yetinmeyip bölgede güvenlik sağlamak için canla başla çalışan askerleri de pusuya düşürerek şehit ediyorlar ve kendilerine kucak açan Irak ile İran"a kaçıp bir süre saklandıktan sonra tekrar bölgeye dönüp eylemlerine devam ediyorlardı. Bölge halkı bu kürt eylemlerinden dolayı canlarından bezmişlerdi. İnsanlar kendilerini nasıl koruyacaklarını bilemedikleri için orduya ve askere sığınıyorlardı...

    İşte böyle bir vaziyetin içinde bir Paşa çıkıyordu...

    - 1901 yılında yaşamını adadığı Türk Silahlı Kuvvetlerine katılmış,

    - 1912–1913 yıllarında Balkan Savaşı"nda,

    - 1914–1918 yıllarında Birinci Cihan Savaşı"nda,

    - Ve Kurtuluş Savaşı"nın hemen her cephesinde savaşmış... Kuva-yı Milliye"ye bağlı olup sonradan adı Yavuz Grubu olarak değişen Zabitân Grubu"nun komutanlığını yapmış,

    - Menemen"de yiğit Kubilay"ı şehit eden irticacı yobazların yargılandığı Harp Divanının başkanlığını yapmış bir Türk Paşasıydı...

    Tam bir Kuva-yı Milliyeci, tam bir Cumhuriyetçi, tam bir vatansever olan bu Türk kahramanı, Mustafa Muğlalı Paşa idi...

    Orgeneral Mustafa Muğlalı, bölgedeki karışıklıklardan dolayı çok deneyimli ve disiplinli bir asker olduğu için Üçüncü Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı"na getiriliyor. Hayatı savaşlarda geçmiş olan Muğlalı Paşa işi çok sıkı tutuyor ve canilere karşı amansız bir mücadele başlatıyor. Paşa, eşkıyanın sınır ötesine kaçmasını önlemek için de emrindeki birliklere Irak ve İran"a kaçan kürtleri takip etme ve gerekirse vurma emri veriyor. 1943 yılında Van"ın Özalp İlçesi"nin sınır bölgesinde İran"a kaçmaya çalışan bir grup, güvenlik güçleri tarafından sıkıştırılıyor. Çatışma çıkıyor ve dur emrine uymayan kürt eşkıyalardan 33 tanesi Paşa’nın emriyle gebertiliyor, geri kalanı sınırı geçmeyi başarıyor. Bu olay o günlerde bu şekilde yansıyor kamuoyuna ve bölgede az da olsa sükun sağlanıyor. Bölge halkı Paşa’ya minnettar bir biçimde biraz rahatlıyor... Ve olay bu şekilde kapanıp gidiyor...

    Ta ki 1946 seçimlerine kadar... Siyasetin içinde kokuşan ve kürt oylarına göz diken hain siyasetçiler kürtlere yaranmak için bu olayı saptırana kadar...

    1946 seçimlerinden sonra Meclis"e giren Demokrat Parti milletvekilleri bu olayı yeniden Meclis gündemine getiriyorlar.

    Öne sürülen iddia şu:

    "Çatışma sırasında öldüğü iddia edilen 33 insan masumdu ve kurşuna dizildiler."

    Kıyamet kopuyor...

    Muhalefet milletvekilleri bu olaydan Cumhurbaşkanı İnönü ile Milli Savunma Bakanı Ali Rıza Artunkal, İçişleri Bakanı Hilmi Uran"ı sorumlu tutuyorlar.

    İktidar ise Demokrat Parti"nin derdinin 33 masum vatandaşın öldürülmesi değil, İnönü iktidarını yıpratmak ve oy toplamak olduğunu söylüyor.

    Aylarca süren tartışmalardan sonra 1943 yılındaki bu olay hakkında dava açılıyor ve 1947 yılında emekli olan kahraman Mustafa Muğlalı Paşa yargı önüne çıkarılıyor.

    Muğlalı Paşa, yargılama boyunca bir Türk komutanına yakışır şekilde bütün sorumluluğu üzerine alıyor ve zamanın hükümetini hiçbir şekilde suçlamıyor. Savunmasını tek kelimeyle özetliyor: "Kürtlere ilişkin davranışları normal kurallar altında çözmek imkansızdır."

    Emrindeki askerlerin de ceza alacaklarını öğrenince "Tüm kurşunları ben sıktım, çocukların bir suçu yok" diyor, kahraman Türk Ordusu"nun her kademesinde görev alan koca Muğlalı Paşa...

    Mustafa Muğlalı Paşa Başbuğ Atatürk’ün silah arkadaşı olduğu halde Kürt İsmet bu olay karşısında parmağını bile kıpırdatmıyor. Tüm ömrü boyunca kıskandığı Başbuğ Atatürk"e olan sinsi hıncını Türkoğlu Türk Muğlalı Paşa"dan alıyor sanki...

    Ve mahkeme sonucu gerçekten çok hazin oluyor... Hayatını Türk Ordusuna ve Türkiye Cumhuriyetine adamış olan Mustafa Muğlalı Paşa "33 masum insanı (!) öldürmek suçundan" ölüm cezasına çarptırılıyor... Daha sonra cezası 20 yıl hapse çevriliyor... 33 tane aşağılık köpeğin hak ettiği cezayı verdiği için üstün hizmet madalyası alması gereken Mustafa Muğlalı Paşa, sırf kürtlere yalakalık yapılması yüzünden hapse atılıyor...

    Mahkeme sonrası Askeri Yargıtay bu kararı bozuyor. İkinci bir mahkeme dönemi başlıyor ama bu sırada kahraman Türk Ordusu"nun bir neferi olan, bütün ömrünü Türk Yurdu"nun bağımsızlığına adayan Mustafa Muğlalı Paşa bu durumu hazmedemiyor ve bulunduğu cezaevinde kahrından 11 Aralık 1951 tarihinde, 70 yaşında iken Uçmak"a varıyor...

    Türk Yurdu"nda Türk’ün millî varlığını yok etmeye çalışan, hırsızlıktan ırza tecavüze kadar her türlü adi suçu işlemeyi meslek haline getirmiş kürtlere hak ettikleri cezayı verdiği için şerefli bir Türk Paşası suçlu görülüyor ve bunu gururuna yediremediği için cezaevinde kahrından ölüyor...

    Türk gibi düşünen tek kurum olan Türk Silahlı Kuvvetleri, Mustafa Muğlalı Paşa"nın naaşını şehitliğe naklettirdi ve kahraman Türk komutanlarının heykellerinin yer aldığı Genelkurmay bahçesindeki Ölmezler Yolu"na O"nun heykelini diktirdi. Bu uygulamaların kararı 28 Şubat MGK toplantısında alınmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri böyle önemli bir günde Muğlalı Paşa"nın itibarının iâde edilmesini sağlayarak topluma bir mesaj vermiş oldu...

    şehitler ölmez....
  2. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    gmehlin
    gmehlin's avatar
    Kayıt Tarihi: 20/Aralık/2003
    Erkek
    Bana birini hatirlatti KORKUT EKEN.

    varsa kaderde düzülmek neye yarar üzülmek
  3. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Goktug
    Goktug's avatar
    Kayıt Tarihi: 28/Kasım/2003
    Erkek
    Ruhu şad olsun. Savunmasında söylediği söz, tarihi bir gerçektir.

    "Kürtlere ilişkin davranışları normal kurallar altında çözmek imkansızdır."



    Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa, o topluluğa dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur. M. Kemal ATATÜRK
Toplam Hit: 1865 Toplam Mesaj: 3