Nejdet Sançar Vefat Günü
-
literatur bunu yazdıqoqo bunu yazdıliteratur bunu yazdı
Bu arkadaşların vatanseverliğine inanıyorum. Ama şu asil yalnızlık melankolisi biraz fazla değil mi beyler? İttihat Terakki'yi gerçekten Türkçü zannedenleriniz bile çıkmış. "Gençlik artık uyanmıştır" minvalindeki sözün söylendiği zamandaki gençler şu an torun torba sahibi. Ayrıca hangi Türklerle birlik kuracaksınız onu merak ediyorum.
İttihak ve Terakki olmasaydı şu an ya İngiliz sömürgesi yada Amerikan mandasında yaşayan bir halktık. Osmanlı'nın duraklama ve yıkılma dönemlerinin temelinde Türkçülük'ten vazgeçip ümmetçiliğe yönelmesi vardır.
Kimse İttihak ve Terakki'nin her yaptığının muazzam olduğunu iddia etmiyor. İttihak ve Terakki ile Türkçülük düşüncesi tekrar dirildi. Milli Mücadele dönemine çok büyük etkisi olan bir cemiyet ki Atatürk, İnönü, Rauf Orbay, Fethi Okyar, Kazım Karabekir, Ziya Gökalp ve Mehmet Akif Ersoy gibi isimlerin yer aldığı bir cemiyetten bahsediyoruz. Bu isimler bu cemiyetten zaman içerisinde düşünceleri ters düşmeye başladığı için ayrıldılar. Aynı cemiyete üye olan Çerkes Ethem gibi kişiler de zamanla bu kişilere karşı isyan etmiştir.
Ülkenin kurtuluşuna dair bahsettiğim şey Turancılık değil, Türkçülüktür. Yani Milliyetçilik ve Devletçilik ilkelerinin temelini oluşturan kavram. Milli Mücadele dönemi ve Cumhuriyetin kuruluşu da dahil Türkiye tarihinin Menderes'e kadar olan dönemi bu şekilde yönetilmiştir ve ülke sıfırdan hatta enkazdan ileri düzey bir ülke konumuna gelmiştir.
Menderes dönemi ile birlikte ümmetçilik, komünizm ve sosyalizm gibi Türkçülüğe ve milliyetçiliğe aykırı düşünceler ülkeye hakim olmuştur ve şu an geldiğimiz durum ortadadır.
Hocam Osmanlı Türkçülük ilkeleri ile inkişaf ve terakki etmedi ki bunun terki sonucunda duraklayıp yıkılsın. Tarihçiler Osmanlı'nın duraklama ve dağılmasına dair yıllardır süregelen tartışmalar yapıyorlar. Bu tartışmalar sosyolog, din bilimcisi ve iktisatçılar gibi nice farklı branştan akademisyenleri de kapsıyor. Ben burada bu noktada tespit yapacak yeterlilikte görmüyorum kendimi. Fakat şunu ifade edeyim, Türkçülük'ün ve daha genelde Türklük'e vurgunun ulus inşasında merkezi konuma yerleştirilmesinin yegane sebebi Osmanlı bakiyesinde yer alan azınlıklar arasında cereyan eden etnik ve dinsel ayrılıkçı hareketlerdir. Osmanlıcılık ve İslamcılık tutmayınca bari merkezi koruyalım kaygısıyla böyle bir yol tutuldu. Bu söylediklerim yapılanları doğru ya da yanlış kılmak adına bir çaba değildir.
Bir diğer husus İTC olmasaydı şöyle olurduk böyle olurduk gibi ifadelerin tarih bilimi içerisinde yeri yoktur. Ülkenin vatanperver ve vasıflı evlatlarının bir dönem bir oluşum içerisinde kendileri ile zıt evsafa sahip kimselerle bir arada bulunmuş olması o teşkilatı künhü ile doğru yahut yanlış kılmaz. Burada bağımsızlığın elde edilmesi ve İstiklal Harbi'nin başarıya ulaşmasında birçok etken var. Bu başarıları tek bir oluşuma bağlamak indirgemecilikten başka bir şey değildir.
Son olarak, yazdıklarının birçoğu hüküm ve sonuç cümlesi. Bunları destekleyen veriler sunmak lazım. Aksi halde hepsi faraziye. Bilim bunu gerekli kılar. Sizlere tavsiyem duygusallıktan uzak okumalar yaparak, tarihi böyle öğrenmeye çalışmanızdır.
Osmanlı Devleti'nin yükselme dönemine kadar özellikle Balkanlar'da fethettiği topraklara Anadolu Türkmenleri ile Tatarları yerleştirmesi ve bölgeye Türkçe'yi hakim kılmasını, kısaca Türkleştirme politikasını Türkçülük olarak görmüyor musun? Halifeliğin ele geçirilmesinden sonra saray dilinin Türkçe'den Arapça'ya; sanat ve bilim dilinin Farsça'ya dönmesi, Fatih döneminden itibaren başlayan kapitülasyonlar ve gayri müslimlere tanınan ayrıcalıklar Türkçülük'ten vazgeçilmesini göstermez mi?
İTC öncelikle Milli Mücadele için bir kıvılcımdır. İTC olmasa belki bu vatansever insanları çatısı altında toplayacak başka bir oluşum da doğabilirdi ama yaşanan geçmişte bu görevi İTC aldı ve bu yüzden önemli bir oluşum. Milli Mücadele'nin temelleri yani fikir akımları İTC'de atıldı, daha sonra İTC dışında büyüyerek Anadolu'ya yayıldı ve şu anda bu oluşumun tek olmasından dolayı İTC (yada onun yerine kurulabilecek milliyetçi bir cemiyet) olmasaydı bugünleri yaşayamazdık diyebiliyoruz. Daha sonraları cemiyet kendi içerisinde fikirleri ile çatıştı ve ayrılıklar yaşandı. En sonunda ise Atatürk'e suikast girişimine kadar ilerlediler ve sonu idam + hapis ile sonuçlanarak cemiyet tamamen kapatıldı.
Tüm bunların dışında Cumhuriyet dönemi başlangıcında uygulanan Türkçülük hareketi Osmanlıcılık ve İslamcılık tutmadı diye değil, gerçekten kurtuluşa çıkan tek yol olduğu için uygulandı. Önce insanlara milli benlikleri hatırlatıldı, daha sonra dışarıdaki ve içerideki düşmanlarla savaşıldı. Türk devleti kurulduktan sonra Türkçülük ilkesi önce Devletçiliğe ve milliyetçiliğe dönüştü, daha sonra bilimin ve sanatın ışığında ilerlemeler kaydedildi.
-
Böyle bir konuyu görmek sevindirdi.Bundan 10 yıl evvel Nejdet Beğ'den bahsetsek kimse tanımazken artık farkındalık uyanmaya başlıyor.
İsmail Gaspıralı,Yusuf Akçura,Ziya Gökalp,N.Atsız,Nejdet Beğ gibi kendini Türk'e ve Türkçeye adamış güzel insanların " tini şad mekanı uçmağ olsun ".
-
qoqo bunu yazdıliteratur bunu yazdı
Bu arkadaşların vatanseverliğine inanıyorum. Ama şu asil yalnızlık melankolisi biraz fazla değil mi beyler? İttihat Terakki'yi gerçekten Türkçü zannedenleriniz bile çıkmış. "Gençlik artık uyanmıştır" minvalindeki sözün söylendiği zamandaki gençler şu an torun torba sahibi. Ayrıca hangi Türklerle birlik kuracaksınız onu merak ediyorum.
İttihak ve Terakki olmasaydı şu an ya İngiliz sömürgesi yada Amerikan mandasında yaşayan bir halktık. Osmanlı'nın duraklama ve yıkılma dönemlerinin temelinde Türkçülük'ten vazgeçip ümmetçiliğe yönelmesi vardır.
Kimse İttihak ve Terakki'nin her yaptığının muazzam olduğunu iddia etmiyor. İttihak ve Terakki ile Türkçülük düşüncesi tekrar dirildi. Milli Mücadele dönemine çok büyük etkisi olan bir cemiyet ki Atatürk, İnönü, Rauf Orbay, Fethi Okyar, Kazım Karabekir, Ziya Gökalp ve Mehmet Akif Ersoy gibi isimlerin yer aldığı bir cemiyetten bahsediyoruz. Bu isimler bu cemiyetten zaman içerisinde düşünceleri ters düşmeye başladığı için ayrıldılar. Aynı cemiyete üye olan Çerkes Ethem gibi kişiler de zamanla bu kişilere karşı isyan etmiştir.
Ülkenin kurtuluşuna dair bahsettiğim şey Turancılık değil, Türkçülüktür. Yani Milliyetçilik ve Devletçilik ilkelerinin temelini oluşturan kavram. Milli Mücadele dönemi ve Cumhuriyetin kuruluşu da dahil Türkiye tarihinin Menderes'e kadar olan dönemi bu şekilde yönetilmiştir ve ülke sıfırdan hatta enkazdan ileri düzey bir ülke konumuna gelmiştir.
Menderes dönemi ile birlikte ümmetçilik, komünizm ve sosyalizm gibi Türkçülüğe ve milliyetçiliğe aykırı düşünceler ülkeye hakim olmuştur ve şu an geldiğimiz durum ortadadır.
Daha burda sıçmışsın hocam.Yoksa sen de ocaklarda kendini türkçü zanneden mhp tayfasındanmısın?
Komunizm ve sosyalizm Türkçülüğe karşı düşünceler değildir, ki sosyalizm ve kominizm birer ekonomik düzendir. Bir devlet hem sosyalizm veya komunizmi benimseyip aynı zamanda türkçü veya milliyetçi olabilir.
Bkz.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ulusal_kom%C3%BCnizm
https://tr.wikipedia.org/wiki/Sultan_Galiyev
-
torpedo_XL bunu yazdıqoqo bunu yazdıliteratur bunu yazdı
Bu arkadaşların vatanseverliğine inanıyorum. Ama şu asil yalnızlık melankolisi biraz fazla değil mi beyler? İttihat Terakki'yi gerçekten Türkçü zannedenleriniz bile çıkmış. "Gençlik artık uyanmıştır" minvalindeki sözün söylendiği zamandaki gençler şu an torun torba sahibi. Ayrıca hangi Türklerle birlik kuracaksınız onu merak ediyorum.
İttihak ve Terakki olmasaydı şu an ya İngiliz sömürgesi yada Amerikan mandasında yaşayan bir halktık. Osmanlı'nın duraklama ve yıkılma dönemlerinin temelinde Türkçülük'ten vazgeçip ümmetçiliğe yönelmesi vardır.
Kimse İttihak ve Terakki'nin her yaptığının muazzam olduğunu iddia etmiyor. İttihak ve Terakki ile Türkçülük düşüncesi tekrar dirildi. Milli Mücadele dönemine çok büyük etkisi olan bir cemiyet ki Atatürk, İnönü, Rauf Orbay, Fethi Okyar, Kazım Karabekir, Ziya Gökalp ve Mehmet Akif Ersoy gibi isimlerin yer aldığı bir cemiyetten bahsediyoruz. Bu isimler bu cemiyetten zaman içerisinde düşünceleri ters düşmeye başladığı için ayrıldılar. Aynı cemiyete üye olan Çerkes Ethem gibi kişiler de zamanla bu kişilere karşı isyan etmiştir.
Ülkenin kurtuluşuna dair bahsettiğim şey Turancılık değil, Türkçülüktür. Yani Milliyetçilik ve Devletçilik ilkelerinin temelini oluşturan kavram. Milli Mücadele dönemi ve Cumhuriyetin kuruluşu da dahil Türkiye tarihinin Menderes'e kadar olan dönemi bu şekilde yönetilmiştir ve ülke sıfırdan hatta enkazdan ileri düzey bir ülke konumuna gelmiştir.
Menderes dönemi ile birlikte ümmetçilik, komünizm ve sosyalizm gibi Türkçülüğe ve milliyetçiliğe aykırı düşünceler ülkeye hakim olmuştur ve şu an geldiğimiz durum ortadadır.
Daha burda sıçmışsın hocam.Yoksa sen de ocaklarda kendini türkçü zanneden mhp tayfasındanmısın?
Komunizm ve sosyalizm Türkçülüğe karşı düşünceler değildir, ki sosyalizm ve kominizm birer ekonomik düzendir. Bir devlet hem sosyalizm veya komunizmi benimseyip aynı zamanda türkçü veya milliyetçi olabilir.
Bkz.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ulusal_kom%C3%BCnizm
https://tr.wikipedia.org/wiki/Sultan_Galiyev
Bu açıdan bakarsak Ulusal Komünizm yanında Nasyonel Sosyalizm de var. Aynı şekilde milliyetçilik kavramında da kültürel milliyetçilik var. Benim orada kasdettiğim şey açık, nadir görülen örnekler dışında Sosyalizm, Komünizm ve ümmetçilik gibi kavramlar etnik Türkçülüğe aykırıdır. Elbette ki zaman içerisinde ırkçılığı içeren sosyalist terimler ile halkçılığı içeren milliyetçi terimler doğmuştur.
Bu arada ülkü ocakları ile ilgim olmaz, sevmem de.
qoqo tarafından 22/Şub/17 21:12 tarihinde düzenlenmiştir -
"Nejdet Sançar başkadır.
Hiç şiir yazmamıştır mesela.
Sigaradan tiksinir.
Sporcu olan kaç Türkçü var?
Fenerbahçe'de forma giymiştir.
Oğlu Afşın 16 yaşında ölünce felç geçirmiştir ama kendisi öldüğü zaman bile daktilosunda bir yazısı yarımdır.
13 kitap ve 551 makale yayınlamış; eserlerini yayın hakkını TSK'ya bırakmıştır."
Atsız Beğ'in yazdığı bir şiirle analım.
"Bütün ömrünce onun tuttuğu,
Buzlu bir dağ, kavuran bir çöldü.
Nice haksızlığa, kin darbesine,
Feleğin kahrına yalnız güldü.
Tüketip Türklük için varlığını,
En metin ruh ile sessiz öldü."
- Caner KARA
-
gozkopat bunu yazdı
Böyle bir konuyu görmek sevindirdi.Bundan 10 yıl evvel Nejdet Beğ'den bahsetsek kimse tanımazken artık farkındalık uyanmaya başlıyor.
İsmail Gaspıralı,Yusuf Akçura,Ziya Gökalp,N.Atsız,Nejdet Beğ gibi kendini Türk'e ve Türkçeye adamış güzel insanların " tini şad mekanı uçmağ olsun ".
-
qoqo bunu yazdıliteratur bunu yazdı
Osmanlı Devleti'nin yükselme dönemine kadar özellikle Balkanlar'da fethettiği topraklara Anadolu Türkmenleri ile Tatarları yerleştirmesi ve bölgeye Türkçe'yi hakim kılmasını, kısaca Türkleştirme politikasını Türkçülük olarak görmüyor musun? Halifeliğin ele geçirilmesinden sonra saray dilinin Türkçe'den Arapça'ya; sanat ve bilim dilinin Farsça'ya dönmesi, Fatih döneminden itibaren başlayan kapitülasyonlar ve gayri müslimlere tanınan ayrıcalıklar Türkçülük'ten vazgeçilmesini göstermez mi?
İTC öncelikle Milli Mücadele için bir kıvılcımdır. İTC olmasa belki bu vatansever insanları çatısı altında toplayacak başka bir oluşum da doğabilirdi ama yaşanan geçmişte bu görevi İTC aldı ve bu yüzden önemli bir oluşum. Milli Mücadele'nin temelleri yani fikir akımları İTC'de atıldı, daha sonra İTC dışında büyüyerek Anadolu'ya yayıldı ve şu anda bu oluşumun tek olmasından dolayı İTC (yada onun yerine kurulabilecek milliyetçi bir cemiyet) olmasaydı bugünleri yaşayamazdık diyebiliyoruz. Daha sonraları cemiyet kendi içerisinde fikirleri ile çatıştı ve ayrılıklar yaşandı. En sonunda ise Atatürk'e suikast girişimine kadar ilerlediler ve sonu idam + hapis ile sonuçlanarak cemiyet tamamen kapatıldı.
Tüm bunların dışında Cumhuriyet dönemi başlangıcında uygulanan Türkçülük hareketi Osmanlıcılık ve İslamcılık tutmadı diye değil, gerçekten kurtuluşa çıkan tek yol olduğu için uygulandı. Önce insanlara milli benlikleri hatırlatıldı, daha sonra dışarıdaki ve içerideki düşmanlarla savaşıldı. Türk devleti kurulduktan sonra Türkçülük ilkesi önce Devletçiliğe ve milliyetçiliğe dönüştü, daha sonra bilimin ve sanatın ışığında ilerlemeler kaydedildi.
Hocam kuruluş esnasında bir Türkmen beyliği olarak kuruluyor ve pek tabii ki kendi bünyesinde kendinden olan insanları iskan edecek. Kalkıp da yeni kurulan bir devlet olarak ben İtalyanlar'ı iskan etmek, devletimi bunlar üzerinde yükseltmek istiyorum demesi pek abes olurdu herhalde. Yani bir zarureti kalkıp da belirli prensipler çerçevesinde şekillendirilmiş bir ideolojiye yamamak ne kadar tutarlı olur bir düşünmek lazım. Farsça'nın Osmanlı' da bu denli yoğun kullanımına dair zihnim bir şeyler getirmedi önüme. Bunun gerekçeleri getirisi götürüsü ne olmuştur pek okuma yapmadım zannediyorum bu konuda. O yüzden bilmediğim konuda yorum yapmak istemiyorum.
Osmanlı'nın son, Cumhuriyet'in de ilk dönemlerinde Türkçülük merkezli çerçevelerin çizilmesi Osmanlı'nın kuruluş dönemine dair yukarıda yazdıklarımla aynıdır: Zaruret. Adamın elinde Türk'ten başka kimse kalmamış. Ne yapmasını bekliyorduk ki? Kurulurken ve küçülürken çekirdek neyse ona dayanırsın. Ama bir ulusun yayılması ilerledikçe önünde iki seçenek vardır : Ya asimile eder sömürür ve tamamen kendine benzetmeye zorlarsın; ya da yeni bir vizyon ve yönetim tarzı ortaya koyar kendine has bir sistem geliştirirsin. Osmanlı ikinciyi seçmiştir. Doğrusu yanlışı tartışılır o ayrı.
Sonuç olarak gelmek istediğim nokta şu: Türkiye'nin ulusal çıkarları daha geniş ufuklar sunan ve daha etraflı muhakemelerden hareketle ortaya konulmalı. Türkçe'nin gelişmesi ve düzgün kullanılması, yaygınlaşması gibi tahayyüler elbette güzel. Bunlara sözüm yok. Ama onun ötesinde diğer ideolojilerden farklı olarak ne sunuyor Türkçülük? Ya da daha genel soracak olursak: ideolojileri birbirinden ayıran ve ortak yanları nedir? İkisinin de cevabı aynı : Ütopyalar. Birinin ütopyası kızılken diğerinin otlaklarında kurtlar uluyor. Birisi işçiyi, birisi Alman'ı, birisi Türk'ü kutsuyor. Bunlar da beraberinde bir de ötekiler zümresini getiriyor. Hepsi bu. Bu araçlarla siyaset ve strateji üretilmez. Ancak kitleler güdülür. Bir ulusu başarıya ulaştıracak şey maddi ve manevi güç unsurlarını tanıması ve bu çerçevede yapacağı makul hesaplamalar ile tehdit çıkar algısını ve kapasitesini tespit etmektir. Gerisi goygoy.