folder Tahribat.com Forumları
linefolder Eğitim & Ödev & Bilimsel Döküman
linefolder Stresle Başa Çıkmada İşlevsel Olmayan Düşünce Biçimleri



Stresle Başa Çıkmada İşlevsel Olmayan Düşünce Biçimleri

  1. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    u235
    u235's avatar
    Kayıt Tarihi: 31/Mart/2008
    Erkek

    İnternette bir psikoloğun yazdığı yazıyla karşılaştım ve bende de olan birçok şeyi yazdığını gördüm.Özellikle benim gibi insan ilişkileri çok iyi olmayanlar okusun derim.

     

    Mutlakacılık

    Değişmeyeceğine inandığımız bazı iç kural ve inançlara dayalı düşünme biçimidir.

    Örnekler:

    “Herşey mükemmel olmalı”

    “Herkes bana iyi davranmalı”

    “Hiç hata yapmamalıyım”

    “Kimse bana haksızlık yapmamalı”

    “Herkes beni sevmeli”

    “İyi bir insan olabilmek için her zaman başkalarını mutlu etmeye çalışmalıyım”

    “Kimse bana hayır dememeli”

    “Başkalarından farklı olmalıyım”

    “Her zaman en iyi fikirleri ben üretmeliyim”

    “Daima soğukkanlı görünmeliyim”

    Yaşamımız boyunca çeşitli nedenlerle oluşturduğumuz ve sıkı sıkıya sarıldığımız bu tür inançlar, esnek olmamıza ve durumu gerçekçi değerlendirmemize engel oluştururlar.

    Kutuplaştırma (“Ya hep ya hiç” türü düşünme)

    İki kutup arasında gelgit yaşanmasına neden olan bir düşünme biçimidir. Olayların ve insanların “siyah – beyaz”, “iyi – kötü”, “doğru – yanlış” şeklinde kategorize edilmesiyle kendini gösterir.

    Örnekler:

    “Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin”

    “Ya benden özür diler ya da bir daha yüzümü göremez”

    “Ya bu işi başarırım ya da bir daha asla denemem”

    “Bu sorun ya bugün halledilir, ya da artık tümüyle unutulur”

    “Yaptığın işi kusursuz yapamayacaksan bir daha kalkışma”

    “Birşey ya doğrudur ya da yanlıştır, arası olmaz”

    Kutuplaştırma, kişiyi sınırlayan ve sağlıklı çözümler aramaktan uzak tuttuğu için de çoğunlukla yenilgiye uğratan bir yaklaşım biçimidir.

    Yanlış Genelleme

    Farklılıkları gözardı eden ve bütünün parçalarını görmeyi engelleyen bir düşünce türüdür.

    Örnekler:

    “Kimse beni sevmiyor”

    “Bütün kadınlar bencildir”

    “Erkeklere güvenilmez”

    “Evlilik insanın özgürlüğünü kısıtlar”

    “Bu meslekteki insanların hepsi mutsuz”

    “Bütün aksilikler beni bulur”

    “Herşey gibi bu işi de mahvettim”

    “Kimse benim düşüncelerime değer vermiyor”

    “Benim düşündüklerim daima doğrudur”

    Genelleme yapmayı bir düşünme biçimi haline getirmek, kişinin seçici davranmasına ve genellemelerini destekleyen veriler toplamasına neden olur. Bu da durumlar ve insanlar arasındaki farkların gözardı edilerek yanlış sonuçlara varılmasına yol açar.

    Zihinsel Süzgeç (olumsuzu abartma)

    Bir damla mürekkebin bir bardak suyun rengini değiştirmesi gibi, yalnızca olumsuz ayrıntılara yoğunlaşarak gerçeğin tümünü çarpıtan düşünce şeklidir.

    Örnekler:

    “Arkadaşımla aram bozuldu. Zaten herşey kötü gidiyor”

    “İşimi sevmiyorum. Hayat benim için dayanılmaz oldu”

    “Bugün bana soğuk davrandı. Artık ilişkimiz tümüyle bozuldu”

    “Bugün bunu yapan yarın kimbilir neler yapar?”

    “İşte bir hata daha. Zaten neyi doğru yapıyorlar ki?”

    Zihinsel Süzgeç (Olumluyu önemsizleştirme)

    Olumlu olayları yok sayarak, önemsizleştirerek ya da onların olumsuz bir yanını bulmaya çalışarak sonuca varmaktır. “Evet, ama…” türü bir yaklaşımla kendini gösterir.

    Örnekler:

    “Evet, günümüz güzel geçti ama bu bir tesadüftü. Bunun böyle devam etmesi mümkün değil”

    “En iyi notu aldım ama sorular çok kolaydı”

    “Bu işi iyi yaptı ama bu benim için bir gösterge olamaz. Hala yapamadığı şeyler var”

    “Bugün mutluyum ama maalesef her zaman böyle hissetmiyorum”

    “Benim görüşlerimi ciddiye alsalar da bana istediğim kadar değer vermiyorlar”

    Zihinsel süzgecin her iki türü de yanlış genelleme gibi, yetersiz ve taraflı veri toplanması ya da eldeki verinin deforme edilmesi ile ortaya çıkan bilişsel çarpıtmalardır.

    Kahinlik  (özellikle bu çok kişide var )

    İşlerin kötü gideceğine ilişkin tahmin yürütmek ve bu tahminlere gerçekmiş gibi inanmaktır.

    Örnekler:

    ”Ne yaparsam yapayım, artık bu durumun düzelmesi mümkün değil”

    “Bundan adam olmaz”

    “Şimdiye kadar hangi işim yolunda gitti ki, bu yoluna girsin?”

    “Bundan sonra hiç birşey eskisi gibi olmayacak”

    “Konuşmak bir işe yaramaz”

    “Kim gelirse gelsin, bu durumu değiştirebileceğine inanmıyorum”

    “Aklımdam geçenleri söylesem ilişkimiz muhakkak bozulur”

    “Gözüm pek tutmadı, anlaşabileceğimizi sanmıyorum”

    Kahinlik yapmaya alışkın kişiler, ellerindeki bazı verileri kullanarak, geçmişte gerçekleşmiş olan bazı kehanetlerinden örnekler verirler. Ancak bu gibi durumlar daha çok “kendini gerçekleştiren kehanet” tanımına uygundur. Kendi kehanetlerine çok fazla inanan kişiler, farkında olmadan onların gerçekleşmesi için herşeyi yaparlar ve sonunda kehanet kendini gerçekleştirir. Örneğin, “konuşmak bir işe yaramaz” diye düşünen birisi konuştuğunda öyle bir üslup kullanır ki, gerçekten konuşması hiç bir işe yaramayabilir. Sonra da dönüp “ben söylememiş miydim?” diye sorar.

    Duygulara Dayalı Mantık Yürütme

    Yaşanan duyguların, gerçeğe ya da geleceğe ilişkin birer gösterge olduğunu düşünmektir.

    Örnekler:

    “İçimde bir sıkıntı var. Kötü birşey olacak”

    “Ondan hiç hoşlanmadım. Sezgilerimde pek yanılmam”

    “Ben kendimi rahat hissettiğime göre doğruyu yapmış olmalıyım”

    “Kendimi kötü hissediyorum. Galiba yine başaramayacağım”

    Duygular neden değil sonuçtur. Ancak yukarıdaki örneklerde duygular, olacak şeylerin ya da henüz bilinmeyen gerçeklerin göstergesi gibi kullanılmıştır.

    Kişiselleştirme

    Kendini sorunların nedeni ya da sorumlusu olarak görmektir.

    Örnekler:

    “Konuyu açmasaydım kavga etmeyeceklerdi. Benim yüzümden böyle oldu          “

    “Ben kötü davrandığım için hastalandı”

    “Ben burada olmasaydım istedikleri gibi eğleneceklerdi. Onlara engel oluyorum”

    “Her gittiğim yerde bir huzursuzluk yaratıyorum”

    “Şu dikkatsizliğim yüzünden herşeyi berbat ediyorum”

    Kişiselleştirme de diğerleri gibi eksik ya da yanlış veri kullanmanın sonucunda ortaya çıkan bir bilişsel çarpıtmadır. Kişinin sürekli suçluluk duymasına ve kendini ilişkilerden uzak tutmasına neden olabilir.

     

    Detaylı link:  http://yesimturkoz.com/makale/10/stresle-basacikmada-islevsel-olmayan-dusunce-bicimleri

     

    Mod not. Konu yerlerine ozen gosterelim.

  2. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    futurist
    futurist's avatar
    Kayıt Tarihi: 19/Ocak/2014
    Dişi

    güzel yazıymış.sağol.  isimleriyle öğrenmek iyi oldu.

    Bir sorun var. direk birine uymuyorum. hepsinden biraz var :)

    Peki stresle baş çıkma nasıl. bunlar özellikti.


    Arkadaş uğruna ölmek kolaydır, ama uğruna ölünecek arkadaş bulmak çok zordur
  3. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    rapidhacker550
    rapidhacker550's avatar
    Kayıt Tarihi: 29/Eylül/2008
    Erkek

    stresle başa çıkmanın tek yolu yarın yokmuş gibi yaşamak.stres denen şey bi boku çözmüyor sadece çözülecek şeyleri zorlaştırıyor ya da çözdürmüyor.


    T.C Anayasası Madde 26 : Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.
  4. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Caliber
    Caliber's avatar
    Kayıt Tarihi: 18/Aralık/2009
    Homo

    Başkaları için yaşamayı bıraktığımız zaman çoğu sorun çözülmüş oluyor.

    Ya benim işim bu, maaşım bu ama acaba elalem ne der? Birisinin maaşı benden yüksek acaba beni ezer mi? Benim işim onun işinden zor bana hava atar mı? O daha az çalışıyor ama benden fazla maaş alıyor, uff dur da stres yapayım bunu. Ya ben neden bu kadar çirkinim? Gözlerim şaşı acaba bana gülerler mi? Saçlarım yok, dazlağım la dalga geçerler mi? Yakışıklı/Güzel değilim ya bana kimse bakmazsa? Herkes şu elbiseden alıyor, şu markayı giyiniyor ama ben giyinmiyorum ya içlerinden benimle dalga geçerlerse? Bana geri kafalı derlerse?

    Bu örnekler çoğaltılabilir. Mesela biz Türklerdeki bence en büyük sorunlardan biri olan yabancı dil öğrenme sorununun kaynağı nedir desem burada bir okuma arası verin ve düşünün derim. Acaba nedir? Cidden düşünün bizim insanımız gerizekalı değil ama neden yabancı dil öğrenemiyor hiç düşündünüz mü? Evet yeterli azim ve çalışma yok, onu demiyorum, başka bişey daha var. Yabancı dilin olmazsa olmazı pratik yapmaktır yani birileriyle konuşmaktır. Ama biz neden konuşmuyoruz? Çünkü biz cool takılıyoruz. Biz internette vs. her alanda kendimizi olmayan biriymiş gibi göstermeye bayılıyoruz. Bugün evde çiğköfte mi var? Hooop hemen atayım da fotosunu feyse görsünler. Aman da şu cafeye gittim hemen yer bildirimi yapayım da görsünler. Atayım havamı. Benim bildiğim bir bok yoktur ama fikrimin olmadığı konu da yoktur. Sorsanız memleketin alayının yabancı dili ingilizcedir ama konuşun, iki kelam edin kem küm ederler. Birader bilmiyorsun işte ne diye kasıyorsun? (Ben de bilmiyorum. Ben daha doğru düzgün Türkçe'yi bilmiyorum kaldı yabancı dil.) Çünkü bizde birisi bir hata yaptı mı o kişi itin götüne sokulduğu için insanlar risk almaktan korkuyor, yeni şeyleri denemiyor. Hata yapacağım da millet benimle dalga geçecek aman geçmesinler, elalem ne der sonra ayağına bir nesil bok olup gidiyor. Burada tek faktör itin götüne sokmak değil, insandaki elalem ne der olgusu ve kendini olmadığı gibi gösterme arzusu da var.

    Özetle, ben bu saydıklarımı kendi gözlemlerinden uydurdum, kendimi gözledim. Ya baktım ki ben milletin fikirlerini çok takıyorum, kendimi ise çüküme taktığım yok. Benim dışımda örnek vereyim misalen adam motosikleti çok seviyor ama anası babası, mahalle baskısı motosiklete apaçi, serseri sıfatı yüklediği için yanaşamıyor. Pembe rengi çok seviyor ama kız rengidir dendiği için bakamıyor bile. Şimdi bunların ne alakası var diyeceksiniz ama bunlar sevilen şeyler ve sevilen şeyler yapılmadıkça insanı bok yoluna sokar. İnsandaki kötü elektrik işte bu tarz hareketlerle atılır. Bu anlamda hobiler de çok önemli bir yer tutar. Hobisi olmayan insan bildiğiniz tarladaki taş gibidir ya. Televizyon izleme hobisi olan milyonlarca insanımız var başka bir bok yaptıkları yok. Ha bir de kitap okumak diyen dingiller var. İhtiyacı hobi yapmış haberi yok. Ya da ne bileyim müzik dinlemek falan filan.

    Biraz kendimizi gözetsek, ne istiyoruz bir bilsek ve harekete geçsek daha farklı olur. Kendime bakıyorum, ne gözettiğimi biliyor muyum? Evet. Peki harekete geçiyor muyum? Hayır. Al sana stres, sıkıntı. Şimdi saydım sövdüm ama bunları yapmak da ciddi maharet isteyen birşey. Mahalle baskısına, elalem ne der'e karşı koymak kolay iş değildir.

    Caliber tarafından 28/Kas/16 02:51 tarihinde düzenlenmiştir

    Tedbirsiz abdest bozmaya oturan, domala domala taş arar.
  5. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    kvasir
    kvasir's avatar
    Kayıt Tarihi: 24/Ağustos/2005
    Erkek

    Söyledikleri doğru olsada en son bahsettiği "Duyguya dayalı mantık yürütme olayı" yanlış bir ifade.

    Duyguya dayalı mantık yürütmek yanlıştır çünkü mantıkla duygunun bir alakası yoktur. Mantık hesaplama,bağlantı kurma işidir.

     

    Fakat insan sadece mantık yürüterek yaşamaz. Duyguya dayalı mantık yürüterek davranmak yanlış diyen bu şahıs kendisiyle çelişiyor.

    Çünkü insan ya duyguya dayanarak davranır ya da mantığa dayanarak.

    Duyguya dayalı mantık yürütmek diyen bu psikolog şahıs gitsin hayatta kalma dürtüsü bir sorgulasın o zaman mantıklı bir tarafı varmıymış felsefi olarak. Olmadığını bulunca da ölmeyi denesin bakalım duyguya bok atmak ne kadar zormuş mantık karşısında.

     

    Caliber'in dediği doğru, "başkaları ne der ?" sorusuna göre yaşamazsanız sorun çözülür. O zaman ne kadar boktan bir insan olduğunuz farkına da varabilirsiniz çünkü vicdan zannetiğiniz pek çok şey toplumsal dışlanma veya cezalandırma korkusu kaynaklı.

    Biraz daha derine iner, bunlar kurtulmuşken kalan vicdanınızı incelerseniz olayın tamamen bencillikle alakalı olduğunu göreceksiniz.

     

    Misal:

    3 arkadaş oturuyorsunuz. Karşınızda birisi var, aptalca birşey yapsın, mesela benzin dökülmüş yere yanan sigara izmariti atsın. (Sigara her zaman benzini tutuşturmaz bu arada, bu holywood efsanesini de çürütelim)

    Bir arkadaş " Gerizekalıya bak ne yapıyor, yakacak etrafı, amına kodumun salağı"

    Öbür arkadaş " Abi belki sarhoştur. Gerçi sarhoş olmasaydı ağzıyla içseydi, bilemedi mi sapıtacağını ?"

    Sen " Ya öyle demeyin, bir kere bende böyle yapmıştım, görmemiştim benzin olduğunu "

     

    Bu çok yaygın değil mi ? Yapabildiğimiz en hoşgörülü yorum "bende yapmıştım" dan kaynaklanmıyor mu ? Bu biraz derine inince o diğer iki arkadaşın seni yargılamaması isteğine bağlanmıyor mu ?

     

    Genel olarak bu böyledir, insan topyekün bencil mi bilmiyorum, ben nadiren bencil olmadığım o mükemmel anları yaşadığımı düşünüyorum. Ama neredeyse her zaman, her yerde, herkes böyledir.


    Caliber'in dediği "başkaları ne der?" sorusunu diğer hataları da kapsayacak bir çatı içine sokarsak, bu çatı "korku" ve "açlık"tır. Başkaları ne der bir korkudur ve tek korkumuzda değildir. Mesela "başkaları ne der?" den ziyade "başkaları ne yapar?" korkusu da olabilir. Atıyorum kasımpaşaya ya da konya merkeze gidip "Allahınızı sikeyim" demek "başkaları ne yapar ?" korkusundandır. Tabi bu agresif bir davranış iyi bir örnek değil derseniz. alışılmış yaşamın silik görünen ama kuvvetli baskılarına bakalım.

     

    Aramızda muhabbet çevirdiğimiz için aramızdan konular seçiyorum.

    Atıyorum Pikacu'nun evlenme konusu.

    Şimdi evlenmezse sadece annesi değil, iş arkadaşları, patronları, arkadaş çevresi, kiralamak istediği dairenin sahibi "neden evlenmedin?" diyecek. Çünkü alışagelmiş bir davranış biçimi var ortada.

    Pikacu'nun evlenmemesi birine zarar veriyor mu ? Birine hakaret mi ? Hayır, yani kesinlikle agresif bir davranış değil. Fakat görüldüğü gibi yine büyük bir baskıyla karşılaşıyor, her yönden.

     

    Sonra diyelim ki Pikacu birini sevdi ama evliliğe inanmıyor. Birlikte yaşamak istiyorlar çift olarak,

    Şimdi hem durum farazi hemde olası olarak Pikacu'nun kişisel değerlerine uymayabileceği için artık onun hakkında bahsetmeyelim, kırılabilir veya sinirlenebilir, o yüzden biz farklı düşünceye geçmiş bir Raichu'dan bahsedelim.

    Raichu sevdiği kadınla birlikte evlenmeden yaşamak istediği zaman "başkaları ne yapar?" durumuna geçiş yapıyor.

    Çünkü niyeti bu olmasa bile aldığı karar başkalarının kişisel fikirleriyle o kadar çelişiyor ki, bu kişiler sinirleniyor ve dolayısıyla agresifleşiyorlar.

    Raichu sevgilisiyle markete gidiyor, haliyle birbirlerine yakın davranıyorlar o yüzden insanlar onları eş sanıyor. Bu her yakın davranan eş olduğu anlamına geldiği için değil, Raichunun yüzüne bakan onun 30'larında olduğunu ve birisiyle çok yakın olduğunu, evlerine alışveriş yaptıkları gerçeklerini birleştirince "bunlar evlidir" düşüncesine kapılıyor.

    Raichu kasaya yakın yerden bir paket kondom alıyor, kasiyer toplumsal görevi olduğunu bellediği için bu evliliğe sahip çıkmak, bu çiftin özelini korumak için kondomu kimse görmesin diye hızlıca kasadan geçiriyor ve diğer alınmış eşyaların altına sıkıştırıyor.

    Sonra bakıyoruz ki Raichu'nun sevgilisi açılmış bir paket ürün almış ama farkında değil. Kasiyer söylemek istiyor bunu ama Türkiye ortamında kızlarla iletişimin ne kadar tehlikeli ve tersleyici olduğunu bildiği için güvenli iletişim kanalı hemcinsi Raichu'ya diyor ki "Eşiniz farketmeden pakedi açık ürün almış, isterseniz değiştirsin.".

    Raichu'da diyor ki "Teşekkür ederim :) Eşim değil kendisi daha evlenmedik".

    Kasiyer bu 2-3 saniye içinde o toplumsal ışık savaşçısından kendi zihninde "Biraz da biz sikelim o zaman kardeşim, o götü ben dağlarım" diyecek duruma geçiş yapıyor.

    Raichu haliyle bunu bilmeden marketten çıkıyor, ümreden gelmiş teyzesi ile görüşmeye gidiyor. Teyzesi ümrede olduğu süre boyunca buradan haberi olmadığı için "evladım ne ara evlendiniz :) insan bir teyzesini bekler, bizde oynardık düğünde" diyor.

    Raichu "teyzecim daha evlenmedik, sadece birlikte yaşıyoruz" diyor. Teyze "Olur mu öyle oğlum ? Elalem ne der ? Mahallede adımız çıkar bak" diyor.

    Mutfaktan enişte bağırıyor, "Raichu, raichu, bu hiç hoş mesele değil, Bak kahvede millet,dışarda esnaf sizi konuşuyor. Size ahlaksız diyorlar, eşimiz dostumuz onlardan çekiniyor, jigglypuff bir işveli bakıyor diyorlar."

    Raichu "eniştecim, sen karışma istersen, onlar çok konuşmasınlar" derken, enişte buharı kapağını iten ama açılmayacağından emin olduğumuz düdüklü tencere edasındaki sinirli tavrıyla,

    "Bak Raichu, ben yaşlandım. Bu olay bana ters olsada şimdi ki gençler bir garip zaten, artık yargılamıyorum, anlayamadığım bir dünya oldu. Ama dükkana bu muhabbeti duyan müşteri bir daha uğramıyor. Bana da tak etti artık!"

    Görüldüğü üzere eniştede "başkaları ne yapar?" mağduru.

     

    yazının 2. Bölümü ümre dönüşü raichu ve teyze tartışmaları için tıklayabilirsiniz.

     

    kvasir tarafından 28/Kas/16 07:15 tarihinde düzenlenmiştir
  6. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Bosluk
    Bosluk's avatar
    Kayıt Tarihi: 11/Kasım/2007
    Erkek

    Yazmaya herkes yazar herkes herşeyin farkında ama insan robot değil sadece akılla yürütülen bir insan beyni olsaydı dunya daha guzel olurdu, duygular bizi insan yapan şeydir iyi veya kötü , sürekli stresli bi adamın mutlu anındakı yasadıgı dobra duygularıda stressiz insan tadamycak cunku o stres altında kı mutsuzlugu bılıyor mutlulugun kıymetını sureklı mutlu olandan daha ıyı bilir ve yaşar, ayrıca şimdide diyeceksınkı adam bak böyle yazmıs öyle olmalıyım nıye böyleyım kı dıye dusunup onu dert edeceksin. Her duygu güzeldir yaşanmalı


    ____________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
  7. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Fatalaser
    Fatalaser's avatar
    Kayıt Tarihi: 23/Nisan/2008
    Erkek

    Buda farklı bir bakış açısı;

    Stresle başa çıkmanın en iyi yolu

  8. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    driveshaft
    driveshaft's avatar
    Kayıt Tarihi: 12/Aralık/2009
    Erkek

    bilişsel davranışçı terapidir bu, stres veya bunun gibi psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde hastalığın işlevsel olmayan inançları, olumsuz otomatik düşünceleri hastaya farkettirilmeye çalışılır. adı üstünde bilişseldir.


    "Sen doğru dur, eğri belasını bulur"
  9. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    RETRET
    RETRET's avatar
    Kayıt Tarihi: 16/Eylül/2007
    Erkek

    Ya bunu yapacan;

    https://www.youtube.com/watch?v=yCRZup9MFX8   

    ya bunu;

    https://www.youtube.com/watch?v=wWSAI9d3Vxk 

    ya da bunu;

    https://www.youtube.com/watch?v=8jTeHboufAM 

    favorim 2 ve 3 ü birleştirmek.

     

     

     

     

    RETRET tarafından 28/Kas/16 14:47 tarihinde düzenlenmiştir

    ulan hepiniz yaşlanmışlınız size inat ben yaşlanmayacam saç da ektirecem pilates de yapacam, götümü yiyin.
Toplam Hit: 1380 Toplam Mesaj: 9
stres stres yönetimi