folder Tahribat.com Forumları
linefolder Derin Konular
linefolder 2012 Maya Kehaneti Yalanı



2012 Maya Kehaneti Yalanı

  1. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    solstice
    solstice's avatar
    Kayıt Tarihi: 04/Nisan/2008
    Erkek

    014-gök taşı çarpıcak (QQ47)
    2012-marduk abi gelicekXD (error time)

    KIYAMET GÜNÜ : 23.12.2012 NE OLUYOR!..



    bu yazı islamiyet sitesinden alınmıştır.  Arkadaslar yazı haddinden uzun gibi gözükebilir ama okumanızı öneririm. Bunun dısında işi olanlar şimdi okumasada olur :)



    Ülkemiz kamuoyu epey bir müddettir, ‘2012’ yılına ait öngörüler ve inanışlar ile meşgul ediliyor. Marduk gezegeni palavrası, Nostradamus safsatası ve daha pek çok zemin ile önümüze konan iddia şu: 2012 yılında dünya yeni bir sürece girecek/geçecek, insanlar yeni inanışları ve ritüelleri keşfedecek, kültürel açıdan tam bir deprem yaşayacağız, ‘Yeni Çağ’ başlayacak, deniliyor.




    İşte, Küresel Isınma ‘yaşanıyor iddiası’ ile de önümüze gelen tarih, bu öngörülen 2012 oluyor…

    İnsanlık, 2012 (-14) tarihi ile öyle bir hâle getirildi ki, büyük bir ‘korku’ uyandıran bir ‘beklenti’, ‘sahte’ olduğu tahmin de edilebildiği halde, yine de; büyük güç ABD’nin, gelecek (!) bu tehlike ile baş etmesi ümidiyle, öngörülenlere inanmasını sürdürüyor. Sahte olduğunu bilebilseler de, üzerlerine salınan ‘yalan bombardımanı’ yüzünden, duydukları her ‘2012 yılı’ tarihi ile heyecanlanmalarını sürdürüyor...

    Peki de, ‘neden 2012?.. Bu tarihi önemli kılan ne?..

    Bu sorunun cevabı olarak, eski bir Güney Amerika medeniyeti olan Maya’ların kullandıkları ‘takvim sistemi’ gösteriliyor. Maya takviminin, ‘21 (veya 22) Aralık 2012’de bitmesi (!) deniliyor…

    Peki de, ne var bunda (?), diye soruyor olabilirsiniz. Bunun cevabı da, ‘Maya’ inançlarına göre, zamanların sonu olacak, 2012’de kıyamet kopacak; bir başka (ilave) yoruma göre de, ‘Yeni Çağ başlayacak’ deniliyor: “Maya’lar, 2012 için ‘zamanların sonu’ diye öngörmüşler. Başka bir yorum ise...‘2012’de bu yok olmanın, insanlığın yeniden yukarı çıkış yaşayacağı altın çağın başlangıcı olacağı’ yolunda.” açıklaması bu iddia oluyor (x).

    İşte, 2012 tarihinin anlamı bu. Öngörülen Kıyamet senaryolarının tarihinin 2012; -23 Aralık 2012- olması bu yüzden doğuyor! Maya takvimi iddiasına paralel olarak, zaman zaman Nostaradamus ‘ölüsü’ devreye sokulsa (!) veya Marduk gezegeni üzerimize düşürülse de (!), tarih yine de değişmiyor, 2012 (2014) Kıyamet tarihi oluyor!…

    22 (23) Aralık 2012 tarihlemesinde, ‘iki yıllık’ bir hata payı bulunabileceğinin ileri sürülmesi -ki öngörüyü, 2012 değil 2014 yapıyor-, yani bu tarih kayması (!) için, Maya Takvimi’nin bizim kullandığımız Gregoryen Takvimi’ne çevrilişinde MÖ.1’den MS.1'e geçilmiş olması gerekçe olarak ileri sürülse de; Mayalar'ın yakın geleceğimize ilişkin kehanetleri, tüm ezoterik bilgilerle örtüşmektedir gibi bir bilimdışılık sergilense de; ‘bilimsel akıl’ bütün bu önermelerin, bir ‘proje’ olduğunu görebiliyor…

    Ortada ‘arka (tasarlanmış) plan’ olunca, proje tarihi 2012 ile artık gerçekler değil; masallar, şifreler, yalanlar hayatı yönlendirir oluyor. Medya, edebiyat ve göktaşları üzerinden, Holywood filmleri ile de gönderilen tarih, hep bu oluyor… 2012 (-14)… Yeni Çağ… geliyoor!..

    Hatırlayabildiğim birkaç Holywood örneği film: ‘Ben Efsaneyim (I Am Legend)’ ‘The Kingdom of the Crystal Skull’, yani, Kristal Kafatası Krallığı: “, ‘2012 : Kıyamet Günü’, John Cusak’ın başrolde olduğu film; ‘2012: Doomsday’… Küresel Kıyamet öngörülü filmler oluyor…

    Ünlü ‘2012’ci’lerden, ‘Marduk palavrası’ iddiacılarından Serdar Turgut’un; dünyanın 2012 yılına kadar kurtarılmasını (!) öngördüğünü okuyoruz: “Örneğin; NASA’dan arada bir yeni bir gezegenin keşfedildiği haberleri gelince, ben ‘demek ki bugüne kadar keşfedilmemiş bazı gezegenler sonradan ortaya çıkabiliyor. Marduk da neden böyle bir gezegen olmasın ki’ diye düşünüyorum. Veya dün yazı işlerimizin gündeminde şöyle bir haber vardı. Başlık: ‘Dünyayı kurtarmaya beş yıl kaldı’. Haberin özeti de şöyle: The World Wildlife Fund tarafından yapılan araştırmaya göre, dünyayı 2012 yılına kadar kurtaramazsak felaketlerle karşılaşacağız.” diyor (x) Marduk’u birisi göndermezse (!) geleceği yok, gelen; yaşadığımız çağın sona ereceği, ‘Yeni Çağ’ın başlayacağı öngörüleri oluyor: “Mayalar için 2012 yılı zamanların sonu. Maya Kehanetleri’ne göre 22 Aralık 2012 tarihi dünya için çok önemli. Çünkü bu dönemde içinde yaşadığımız çağ sona erecek ve yeni bir çağ başlayacak. Büyük bir tufanla gelecek olan bu yeni çağın ipuçlarını ise bilim adamlarına göre iklimsel değişimler sayesinde şimdiden gözlemleyebiliyoruz...İlginç olan şey Mayalar’ın bunu bilmeleri ya da gerçekten bilip, bilmedikleri...İddianın bir diğer yanı da Mayalar’ın bununla da yetinmeyip, gelecekte tüm insanlığı etkileyecek trajediyi bizlere şifreli bir şekilde duyurmuş olmaları ve bu şifreye göre dünya için 2012 yılı çok önemli. Ama neden şifre? Bu cevap verilemiyor....Peki bu görüşe göre 2012 yılında dünya yok mu olacak? Mayalar 2012’yi insanlığın yeniden yukarı çıkışının yaşanacağı bir çağ olarak tanımlıyor. Hatta farklı inançlarda yer alan Altın Çağ’a böyle ulaşılacağı da ileri sürülüyor. Yani 2012’nin önemi burada. Düşen insanlık tekrar yukarı çıkacak ve bu çıkış 2012’de başlayacak. Yine iddialara göre çıkış süreci başladı, belki de 2012 bir final olabilir…Yalnız Mayalar’ın değil Sümer takvimlerinin de aynı tarihleri işaret etmekte olduğu da söyleniyor.” (x). Bakmayın siz bu hurafelere, ne Mayaların, ne de Sümer takvimlerinin böyle bir iddiaları yok, iddialar sadece, köktendincilerin ‘Yeni Dünya Düzeni (Yeni Çağ)’ planlamaları oluyor. Şifreye göre denilmesi de zaten, iddiaların “hurafe” olduğunu kesinleştiriyor.

    Yoksa, ne Mayalar bugün bizim bilebildiklerimizden çok fazla astronomi bilgisine sahip bir medeniyet, ne de, neredeyse bütün uzak yıldızları, yıldız gruplarını ve bunların hareketlerini gözlemlemiş bulunuyorlar. Asırlarca önce Mayaların, çıplak gözle görebildiklerini bugün bizim teleskoplarımızla ve uydularımızla göremeyişimiz -Mayalar üzerinden ileri sürülen iddialar-, bırakın bilimselliği, hiç akledilebilir olmuyor. “…dünyanın hareketine dayalı araştırmalar ve Güneş ile ilgili yapılan gözlemler, 2012 yılında Dünya’da bir dizi felaket olayının yaşanacağı, üstelik 21 Aralık 2012 tarihinde Dünya’da büyük felaket olacağı ve Güneş’ten kaynaklanan bazı etkilenmeler yüzünden dünyada canlı yaş****n büyük ölçüde silineceği söyleniyor…kimsenin kendisini ve ailesini korumak için yapabileceği bir şey yok. Dünya canlı nüfusunun yüzde 70 ila yüzde 90’ını ortadan silen boyuttaki bir felaketten bahsediliyor çünkü.” denilse de (x), Güneşin veya Dünya’nın hareketiyle doğacak herhangi bir felaket ‘ölüm’ olmaz, olacak olsa da zaten, “Kıyamet” yaşanır geriye de kimse kalmaz, söz edilen ancak; ‘Şeytan insanlar’ın yapabileceği kötülükler olur, başka bir şey olmaz, olmuyor.

    Öngörülen 2012 tarihi de olsa olsa, daha önce de gökyüzünde görülen (bugünden bilinebilen) birleşmelere işaret ediyor; Güneş ve bütün gezegenlerin bundan önce de olduğu gibi aynı düzlemde bir kez daha hizaya gelecekleri tarih oluyor. İşte, hepsi bu, başka bir şey olmuyor. Gezegenlerin ve Ay’ın üzerinde hareket ettiği, “ekliptik” olarak adlandırdığımız “tutulum çemberi”nin, tam 21 Aralık günü, Samanyolu’nun dünyadan görülen ekvatoral çizgisiyle kesişmesi, Güneşin de “gündönümü” sırasında bu noktayla aynı hizaya gelmesi, oluyor; zaten daha önce de yaşanılmış, yoksa ‘Kıyamet’ olmaz, olmuyor…

    Kıyamet tarihi olarak ileri sürülen 2012 iddialarını ilk olarak, Amerikalı araştırmacı John Major Jenkins, 1997 yılında yayınladığı, ‘Maya Cosmogenesis 2012’ isimli kitapla ileri sürmüştü. Astro fizikçi Maurice Coterelli’nin bilgilerini, bir BBC muhabiri olan Adrian Gilbert'in derlemesi sonucunda dünya kamuoyuna da duyurulmuştu. Maya kenti Palanque’deki Yazıt Tapınağı’nda ‘bulduklarını’ söyledikleri mezar taşının kapağındaki şifreyi (!) çözmeleri, Şifrecilerin, bilimselliğin ve ‘bilimsel aklın’ ötesinde bulunduklarını gösteriyor. Şifreci BBC muhabiri Adrian Gilbert'in yazdığı, “Maya Kehanetleri/2012 ve Ötesi (2001)” isimli kitabı, Türkiye’de yayınlayan yayınevi ‘Sınır Ötesi Yayınları’ oluyordu. Aynı Yayınevinden çıkan ve yine (benzer şekilde) ‘2012 ve Yeni Çağ’ öngörüsünde bulunan başka kitaplardan da daha aşağıda söz edeceğim.

    Maya Takvimi ve ‘2012: Kıyamet tarihi’ hurafesi, 1990’lı yıllarla kucağımıza konulmuş bulunuyor. Bu dönem, Büyük Ortadoğu Projesinin (BOP) işletilmeye başladığı, ama aynı zamanda Küresel Isınma yaşanıyor iddialarına da kavuştuğumuz (!) dönemle örtüşüyor. Fakar sorun şu ki, Tanrılarını veya Mesih’i yeryüzüne bekleyenlerin veya ‘Yeni (Altın) Çağ’ düşleyenlerin, ‘bekledikleri gelmeyince’ ya da ‘düşleri gerçekleşmeyince’, neler yapabilecekleri kestirilemiyor!

    İşte, beni korkutan da bu: Yanlışlığı inanç haline sokmuş köktendinci insanlar, bir hurafeyi yaşatmaları sebebiyle bir delilik yaparlar mı ya da ne, ne kadar yapabilirler, düşünmek bile istemiyorum!..



    2012 : BEN HURAFEYİM!..



    Küresel Isınma yüzünden iklimin değiştiği, yeryüzünü buzullar kaplayacağı için donacağımız veya buzullar eriyeceği için yaşadığımız bölgelerin sular altında kalacağı haberleri hiç eksik olmuyor! Dünyaya göktaşı çarpacağı da ileri sürülen iddialar arasında bulunuyor…

    Üçüncü Bin Yıl, yani Milenyum’un başlamasıyla birlikte yeşeren, Kıyametin ‘yaklaştığına’ dair haberler, zihnimizi neredeyse işgal etmiş bulunuyor! Bu tip felaket haberlerinin, 2000’li yıllarda ‘sürekli diri tutulduğu’, insanlığın korkutuldukça korkutulduğu dikkatli gözlerden kaçmıyor. Kıyamet Âlametleri ile ilgili yayınlanan eserlerin ya da yazıların veya hazırlanan televizyon programlarının sayılarında belirgin bir artış olduğu gözleniyor. Maya’lara, Nostradamus’lara ait olduğu söylenen ‘Kıyamet tarihi’ öngörüleri, İbn Arabi’ye ait olduğu söylenen ‘şifreler’ havada çarpışıyor. 1990’lı yıllardan sonra Holywood’da çekilmiş, ‘Kıyamet öngörülü’ filmlerin, sıklıkla gösterime girmeleri de yine bu döneme denk düşüyor. ‘2012 (-14)’ün ‘Kıyamet yılı’ olacağı -Hz.İsa’ın/Mesihin ‘ikinci kez’ yeryüzüne geleceği-, sonrasında Yeni (Altın) Çağ başlayacağı iddiaları hızlı bir eğitim programı ve tek sesli koro gibi, insanımızın ve insanlığın önüne konulmuş bulunuyor.

    2012 (-14) tarihinde içinde yaşadığımız çağın biteceği, bir ‘Yeni (Altın) Çağ’ın başlayacağı iddialarının 2000’li yıllarda ülkemizde yayın dünyasında ilk sahne alışı, 2000 yılı Ağustos ayında çıkan; Ergun Candan’ın, “Kıyamet Alametleri (2000)” kitabı ile oluyordu. Bu kitap ile, Kıyametin 2000’li yıllarla başladığı, bu tarihin binlerce yıl önceden belli olduğu, tüm kahinlerin de Kıyametin meydana geleceği tarih aralığı olarak 2000’li yılları gösterdiği ileri sürülüyordu (x). Benzer iddiaları ortaya koyan ikinci bir kitap yine aynı Yayınevi’nden, 2001 yılı Nisan ayında, “Maya Kehanetleri / 2012 ve Ötesi (2001)” ismi ile çıkıyor; bu kitapta; 22 Aralık 2012 tarihinden, Beklenen Tufan Yılı olarak kabul edilen 2012 ve yaşadığımız çağın sona ererek bir Yeni Çağ başlayacak olmasından söz ediliyordu. Yine aynı Yayınevi’nden çıkan ve benzer iddialar içeren üçüncü kitap ise, bu defa 2002 yılında çıkıyor; Ömer Çelakıl ismindeki (Süleyman Ateş Bey’in soyadına atfen söylediği gibi) ‘akılçelen’ gencin kendisinin yazmadığı, kitabın kapak içersine; -Kitap, Ömer Çelakıl’ın çalışma notlarından Ergun Candan tarafından derlenerek hazırlanmıştır yazılması sebebiyle, eline tutuşturulmuş diyebileceğimiz, “Kur’an-ı Kerim’in Şifresi (2002)” isimli kitapta da,de yine benzer öngörülerde bulunuluyor; “2012 - 2013 yılları dünyamız- için birçok bakımdan önemli bir tarihtir. Bu tarih, hem ruhsal hem de fiziksel büyük değişimlerin yaşanması beklenen bir tarih olarak nitelendirilmiştir…Girilecek bu Yeni Çağ çok eski yıllardan beri tüm eski tasavvufi-ezoterik bilgilerde aydınlanmanın –uyanışın yaşanacağı dönem olarak nitelendirilmiştir…Kuşkusuz tüm dinlerde de bu tarih, Ezoterizme göre, karanlıktan aydınlığa geçilecek eşik tarihidir….Dini terminolojide geçen Kıyamet kavramına karşılık gelir…Necm.1...Kur’an…2012 - 2013 yıllarına dikkat çekiyor.” deniliyordu (x). Kur’an’ın, Çelakıl’ın söylediği gibi bir ‘dikkat çekmesi’ sözkonusu değil; söylenenler de hurafe ama, yazarı çizeri, hacısı hocası; profesörü televizyoncusu; günümüz Müslümanları önemli oranda bilgisiz oldukları için, Kur’an doğrulanıyor zannı ile ileri sürülen safsatalara, Şifreci (boşinan) bu genç adam üzerinden söylenenlere iltifat ediliyordu. Söz ettiğimiz bu ‘üç kitap’ta yer alan ‘ortak öngörü’ler, 2003 yılında yine aynı Yayınevi’nden çıkan dördüncü bir kitapta, Joseph Noah’ın, “Tevrat’ın Şifresi ve Gizli Kehanetleri (2003)” isimli kitapta da yer alıyordu. “..Şifre araştırmaları Kıyametin büyük bir olasılıkla 2005 ve 2012 yılları arasında başlayacağına işaret eder…Tevrat’ın şifresinden çıkartılan 2012 yılı çok önemlidir…Bu tarihi destekleyen başka egzoterik bilgiler de vardı. Daha önce yayınladığımız -Kur’an-ı Kerim’in Şifresi- isimli kitabımızda da bu tarihe ulaşılmıştı. Şimdi de bu tarih Tevrat’ın şifresinden çıkmış bulunuyor.” deniyordu (x). Aynı Yayınevi’nden çıkan söz ettiğim bu dört kitabın, esasta hemen aynı öngörülerde bulunması, kitaplarda yer alan ‘bir tablo’da da ‘ortak (aynı)’ öngörülerin sergilenmesi, bu eserlerin; ‘2012’ tarihi ve ‘Yeni Çağ’ yaşanacağı öngörü amaçlı (aynı sesli) çıkmış olabileceğini gösteriyor. 2000’li yıllar ile gelen ‘2012 felaketi’ haberleri sonucu korkudan sinmiş olanların üzerine bu defa da; Burak Eldem tarafından yazılan ve yine 2012 yılını Kıyamet yılı olarak öngören ve yine ‘Altın (Yeni) Çağ’ iddialarından bahseden, “2012: Marduk’la Randevu (2003)” isimli kitap ile, ‘Marduk gezegeni’ gönderiliyordu!

    Küresel Isınma ‘iddiaları’ ile sürdürülen felaket/kıyamet haberleri, öngörülen 2012 felaket haberleri ile paralel yürüyordu!..

    Küresel Isınma ‘iddiaları’ndan gelenler de dahil, havada uçuşan her türlü Kıyamet öngörüsü, Milenyumcu senaristlerin, yani Kıyametçi Protestan/Evanjalik Hıristiyanlığın ve Yahudilerin inancı oluyor, bu inancın son safhasında da; bir büyük “göksel felaket” beklentisi bulunuyor. Göksel felaket sonrasında da Mesih/İsa’nın gelmesi, daha sonra da Tanrının Krallığı (-Günlerin Sonu), ‘Yeni (Altın) Çağ’ın başlayacağı kabulü, bir inanç olarak yaşatılıyor. Bu inanç (!), Anglosakson (Amerikan/İngiltere Protestan)- Judeo (Yahudi) koalisyonunun (Hıristiyan Siyonistler’in), birbirleriyle örtüşen ‘kabulleri’ oluyor. Bu yüzden ‘Kıyametçi Protestan Hıristiyanlar ve Yahudiler’, İsa/Mesih’in gelişene zemin hazırlıyor ve Küresel Isınma iddiaları ile de öngörülen, ‘dünyanın sonu’ için misyon üstlenmiş bulunuyor! Kendilerini, ‘Tanrı tarafından seçilmiş’, ‘yeni bir ülke sözü verilmiş’ Eski İsrail’lilerle karşılaştıran ABD Eski Başkanı George Bush dahil diğer Evangelist/Protestanlar ve Yahudiler, Armageddon ile, yani ‘İyi’ ile ‘Kötü’ arasındaki ‘son büyük savaş’ ile gelecek ‘Kıyameti ve İsa/Mesih’in gelişini’ hızlandırmak, ‘Yeni (Altın) Çağ’ı başlatmak için ellerinden geleni yapıyor! Her asrın (Milenyum) başında, yeryüzüne inecek Tanrı (haşa) İsa veya Mesih beklentisi (inancı) olan, Milenyumcu (Köktendinci Kıyametçi) gruplar; insanlığı, tıpkı I.Dünya Savaşı; 1914 döneminde olduğu gibi, yine benzer bir döneme, ‘toplu uyanış’ olacak dedikleri, ‘Yeni Çağ Dönemi’ dedikleri döneme hazırlıyor.



    2012 (-2014), 1914 GİBİ YAŞANMAMALI!…



    Fundemantalist “White (Beyaz), Anglo-Saxon, Protestant (Protestanlar) -WASP) ve Yahudilerin inancı; ‘Tanrının Krallığı’ ve ‘Günlerin Sonu’ misyonu -İsa/Mesih’in tekrar yeryüzüne gelmesi- olunca, yaklaşan tehlike de büyük görünüyor. İsa/Mesih beklentisi, her ‘Yeni Milenyum’ başlangıcında sözkonusu ediliyor. Milenyumcularca (Kıyametçilerce) gönderilen ‘paket program’ın ‘Kıyamet (İsa/Mesih) kehaneti’nin doruk tarihi 2012 yılı, 21 (-22) Aralık tarihi oluyor. Bu tarih için 16’ncı yüzyılın ölüsü Nostradamus bile diriltiliyor (!), ünlü kahine, ‘2012 Kıyamet Yılı’ olacak dedirtiliyor (x). Milenyum (Yeni Çağ) sahnesinde Maya medeniyetine de rol veriliyor, takvimlerine göre, “Beklenen Tufan Yılı” 2012’yi gösteriyor deniliyor (x).

    Hatırlayıverin 100 sene öncesinin tarihi olan 1914’ü… 1914 yılı öncesi bazı Protestan Hıristiyanlar, Yahudilik ile de ilişkili olan insanlar, 1914 yılı için; bazı görünmez ‘göksel olaylar’ zinciri yaşandığını; İsa Mesih’in 1914 yılında görünmez olarak gelip, Şeytanı gökten kovarak göksel tahtına oturduğunu, Vahiy kitabında bildirilen korkunç olayların da bir bir yerine geldiğini, 1918 yılının da, kutsalların ilk dirilişinin (Yeni Çağ’ın) gerçekleşmesi olduğunu düşünüyordu. Gökten ‘beklenen gelmedi’ ama, ortada ‘boşinan’ olunca, 1914 ve 1918 tarihleri I.Dünya Savaşı’nın başlama ve bitmesi tarihleri oluyordu! Babil olarak kabul edilen, Protestanlık dışındaki Hıristiyanlık (Katolik Hıristiyanlık) alemi, o dönemdeki Yeni (II.) Milenyumun ilk devresi içinde, 1914-1918 arasında yıkılıyordu! Bu sebeple de, 2012-14 tarih öngörüsü, çok önemli görünüyor.

    Tabii ki de ‘kıyamet kopacak’, ama bu, 2012 tarihinde veya başka tarihler öngören benzeri diğer hurafecilerin bildirdiği tarihte değil, “zamanını hiç kimsenin bilemeyeceği bir tarihte” yaşanılacak olan oluyor. Bilimin de önermesi olan Big Crunch (Kıyamet), “ansızın” kopacağı için de zaten, kimsenin tarih öngörüsü yapması sözkonusu olamaz, öngörülen tarihler de hurafenin ötesinde olmuyor!..

    Fakat, yaşamakta olduğumuz ‘Yeni (III.) Milenyum’un başı diyebileceğimiz 2012-14 tarihleri de, ‘yine aynı inanç (boşinan)’ sebebiyle insanlık için ‘sorun’ olabilecek gibi görünüyor. Kıyametçiler’, 2012-14 tarihlerinde, kendilerinden olmayan insanlık (özelde İslam/coğrafyası) için hiç de iyi şey düşünmüyor! Öngörülen (2012-) 2014, Balkanlar’ı AB’ye katmak için anlamlandırılan bir tarih de ama, başlangıcı, Saraybosna’da düzenlenen suikast olan 1. Dünya Savaşı’nın 100. yıldönümü de oluyor (x). Yine ‘Yeni Milenyum’ başlarındayız, bu defa da, İslam/Coğrafyasına saldırı sürüyor, bu da bize, -Eyvah olmasın (!) dedirtiyor. ‘Kıyametçi köktendinciler’, Milenyum başı inançları olan ‘Yeni (Altın) Çağ’a hazırlanıyor: “Evanjelik Hıristiyanlar ile Yahudi koalisyonunun dünyaya yeniden çeki düzen vermek üzere deyim yerindeyse kelleyi koltuğa alarak yola çıkmaları…hem Evanjalik Hıristiyanlık hem Yahudiler…inandıkları efsanelerin nihayet gerçekleşmesi zamanının yaklaştığını düşünmektedirler…dünyayı yeniden kendi inanışları doğrultusunda düzenleme görevinin uygulanma zamanının geldiğine de inanmaktadırlar.” denilmesi (x) tehlikeyi gösteriyor.

    Korkulan ya da olabilecek olanı, ‘ünlü felaketçimiz’ yazıyor: “Tehlikeler gerçektir ve tahmin edilenden daha yakındır…Ancak bir gün hızla dünyaya yaklaşmakta olan bir yıldız görülecek ve o anda dünya değişecek. O dünyada artık siyaset olmayacak, anti olan hiçbir şey ortada kalmayacak, insanlık bir araya gelecek ve gökyüzüne bakacak. Gökyüzündeki keskin parlamayı görünceye kadar tüm insanlık nefesini tutup bekleyecek. Gereken bilgi ve teknolojiye ve de vizyona sahip olduğunu gösteren Amerika harekete geçip dünyayı kurtardığı anda kolektif rahatlama nefesi verilecek. Ondan sonra da siyaset gereği anti-Amerikanizm sürebilir mi acaba, bunu da düşünmek gerekiyor.” diyor (x). Yapılan bu değerlendirme, ‘Yeni Çağ’ başlayacağı inancı, bir başka deyişle, ‘Tarihin (Günlerin) Sonu’ misyonu oluyor. Amacım panik oluşturmak değil, sadece tespit; çünkü, 2012-2014’nin, 1914 gibi yaşanmaması gerekiyor.

    Bir de şu var: Göksel ‘gelecek’ felaketin (!), mutlaka göktaşı mı olması gerekiyor? Ya da Küresel Isınma iddiası ‘göksel felaket’ değil mi?..

    Biliyorsunuz, Hiroşima’da ‘göksel felaket’ yaşanmıştı! Demek ki de, göksel olan felaketin (tehlikenin), ‘göktaşı’ olması gerekmiyor! Diyelim ki de, ‘göksel (gökten) düşecek’ bir uydu ile de (!) aynı amaç elde edilebilir mi? Mesela da, tepemize ‘casus uydusu’ düşer mi!..

    Bilinebiliyor ki, tepemize düşecek uydunun yakıtı yanarsa, zarar verebilir oluyor. ABD’den, Hollywood filmlerini aratmayan açıklama da geliyor: “Hızla alçalan bir Amerikan casus uydusu dünyaya çarpma tehlikesi taşıyor! Uydunun içinde hâlâ yakıt varsa tehlike söz konusu…Yetkililer…uyduyu kontrol etmenin mümkün olmadığını ve nereye düşeceğini bilmediklerini açıkladı...Son vakadaki endişeler ise uydunun uzaydaki roket tatbikatları için kullanılan hidrazin yakıtı içerebileceği ihtimalinden kaynaklanıyor. Uydudaki yakıtın çoğu kullanılmamış olabilir ve tankın atmosfere girmesi durumunda kalan yakıt (yanarsa) dünyada temas ettiği canlılara büyük zarar verecek. Tankın atmosfere girişi sırasında patlaması durumundaysa yakıtın yanmasını çıplak gözle seyretmek mümkün olacak.” deniliyor (x). Demek ki de, gökten tepemize ‘gelecek’ bir uydu ile bile canımıza okunabilir ya da uydu düştüğü yere zarar verebilir oluyor!..

    Tabii ki de, tepemizde dolaşıp durup da başımıza (dünyamıza) düşmeyen göktaşları da, eğer düşerlerse (!), felaket yaşatabilir oluyor. O zaman da, Amerikan Uzay Dairesi (NASA), Dünya’ya çok yakın bir mesafeden geçecek olan bir göktaşına, astronot indirip, ‘Deep Impact’ (Derin Darbe) filminde yaşananları (tersine çevirip) gerçekleştirebilir mi (?) diye sorulabiliyor. Biliyoruz ki, ‘Deep Impact’ hadisesi çok kolay olmasa, riskli olsa da, bir göktaşından, diyelim ki de Apophis’ten, bir parça kopartılıp, yine diyelim ki de; kazayla (!) yeryüzünün ‘belirli’ bir bölgesine, yine sallayalım ki; Müslümanların kutsalı Mekke-Medine yöresine düşürülmesi gerçekleştirilebilir mi? Yine diyelim ki, Armegodun’un, Müslümanların İsrail’e saldırması ile başlayacağı inancına sahip olunması göz önüne alınırsa, böyle bir çılgınlık (delilik) düşünülebilinir mi!..

    Her kim olursa olsun, kimsenin kutsalına dokunulmaması, insanlığın şiarı olması gerekiyor. Fakat, ortalıkta, KABE’yi bile vurmaktan söz eden deliler de bulunuyor. Kıyametçi Fundamentelistler, herhangi bir çılgınlık yapıp, mesela da; uydudan veyahutta bir başka şekil olarak, denizaltından yerkabuğunun en genç çatlağının yer aldığı Kızıldenize, bir nükleer bomba atıp ya da bir uyduyu belirli bir bölgeye düşürtüp, tsunami ya da başka bir felakete sebebiyet verip, sonra da ‘göktaşı düştü (-felaket göksel- gelmiş oluyor) diyebilecek kadar ‘şeytan insanlar’ olabilir mi? Hangi inançtan olursa olsun, hiç kimsenin ötekine ve insanlığa, buna benzer bir çılgınlığı yapmayı düşünmemesi bile gerekiyor.

    Maya'cı dyebileceğimiz, kahanetçimiz Serdar Turgut, her ne olursa da olsun, bir şeyin ‘sonu’ gelecek ama neyin net değil, diyor: “Mayaların hazırladıkları takvimde 00.00.00 diye bir tarih de var. Bunun görünümü dahi korkunç, böyle bir tarih son demek tabii ki. Yani bir şeyin sonu gelecek ama neyin sonunun olduğu henüz tam net değil....Kötümser yorumlara göre, Mayaların 00.00.00 gününe denk gelen günde dünyanın sonunun geleceğini, bir tür kıyametin yaşanacağını söyleyenler de var…eğer kıyamet gerçekten gelecekse bundan kaçış diye bir şey, güvenli bir bölge diye bir şey de yok. ‘Dünyanın başına ne bela geliyorsa bu mutlaka gökyüzünden gelir’ diyor bilim insanları. -Belki de bu bilindiği için tüm inançlarda insanlar başlarını gökyüzüne doğru çevirip dua ediyorlardır-. Bütün bunlar palavra olabilir mi? Tabii ki ama dünyanın her tarafında çok ama çok önemli bilim insanları gökyüzünü sürekli inceliyor…dünyamız, evrende son derece problematik magnetik fırtınaların yaşanmakta olduğu bir bölgeye yaklaşmak üzere. Güneşe yaklaştığımız anda bu magnetik alanda olmamız durumunda artık korumasız olan -çünkü magnetik zırhımız yırtılmış durumda- dünyamızda bir dizi tuhaf ve vahim gelişme yaşanacak. Bunun tarihleri de belli üstelik. İşin ilginci, bilim insanlarının tüm bu gelişmelerin kritik noktaya varış günü olarak verdikleri 21 Aralık 2012 tarihi, Mayaların 00.00.00 olarak verdikleri güne de denk geliyor.” diyor (x) Bütün bunlar tabii ki palavra, gökyüzüne bakmamızı isteyenler, inançlarına göre “göksel felaket” bekleyenler ya da onlar adına konuşanlar oluyor. ‘Dünyanın başına ne bela geliyorsa bu mutlaka gökyüzünden gelir’ diyenler, ‘İncilciler’, İnciller oluyor: “Dünyanın üzerine gelecek felaketleri bekleyen insanlar korkudan bayılacak. Çünkü göksel güçler sarsılacak.” (Luka 21:26); “Bu olaylar gerçekleşmeye başlayınca doğrulun ve başlarınızı kaldırın. Çünkü kurtuluşunuz yakın demektir.” (Luka 21:28). Gördüğünüz gibi de, bu bildirilenler sebebiyle ‘göksel felaket’ gönderiliyor! Yoksa Maya Takvimi ile ilgisi bulunmuyor.

    Sözkonusu bu ‘muhtemel göksel felaket’ için, 2012 yılında dünyaya gökten; Güneş Sistemi’nin 10. gezegeni denilen, Marduk adlı bir gezegen de gönderilmiş bulunuyor. Gazeteci Engin Ardıç, bu sebeple; “Bir Marduk’tur gidiyor...Marduk ile 1999 yılında tanıştım. Altı sene geçmiş. Yok, daha önceleri de, hem de uzun yıllardır ‘ezoterizm’ denilen meseleye meraklıydım…Bu gezegen, güneş sistemimizin doğal bir üyesi değildi. Sisteme dışarıdan girmişti, yörüngesi de bildiğimiz bütün gezegenlerin aksine, ters yöndeydi...Dolayısıyla, duruyor duruyor, yani bize duruyormuş gibi geliyor, birdenbire göklerde beliriveriyordu. Güney yönünde…3661 yılda bir geliyor ama pir geliyor, bizi mahvedip gidiyor. İşte ünlü Nuh tufanına da bu gezegen yolaçmış ve dünyamızda daha önce varolan başka bir uygarlık böylece ortadan kalkmış. Zecharia Sitchin, bütün bunları poposundan uydurmuyor. Mezopotamya yazıtlarını okuyunca bu kanıya varmış. ..Ve fakat neden mi 2012? Çünkü, hesaba göre, bu gezegenin güneş sistemimizde birdenbire belirmesi ve canımıza okuması, 2012 yılında bekleniyor!…Hesap yanlış olabilir tabii. Bilemem. Ayrıca bilim adamları, ‘böyle saçma şey olmaz, bu büyüklükte bir gezegen yaklaşmakta olsaydı şimdiye kadar görmüş olmamız gerekirdi' diyorlar...Bu mesele, manyaklara bırakılamayacak kadar ciddi bir meseledir.” diyordu (x). Engin Bey, bu satırları yazdı ama, şimdi okuyacağınız gibi de, bir ay kadar sonrasında da manyaklara bırakmıyor; “Hiçbir sorumluluk kabul etmem. Kimse bu saç***ıkların faturasını bana çıkarmaya kalkmasın...Ancak şu ‘Marduk gezegeni dünyaya çarpacak’ dangalaklığı, bu alanda geçerli Türk standartlarını da zorlamaya başladı. Dünyaya bir şey çarpacak falan değil, bin kere söyledik...Arkadaşlar, bu gezegenin varlığı kesin bir kanıta dayanmıyor…Kıyamet kopacak demedik.” diyordu (x). Göksel felaket denilen tehlike, tabii ki sözkonusu değil ama, kendini tanrı yerine koyan boşinan sahibi insanların, 2012 (-2014) takıntıları sıkıntımız oluyor!..

    Çünkü, Kıyamet benzeri olayları bizzat kendileri oluşturup, daha sonra bunları, ‘olağanüstü’ yorumlama yoluna gidebilecek insanlar bulunabilir oluyor. Bu konuyu da dikkatimize ‘kehanetçimiz’ Serdar Turgut sunuyor: “…21’inci Yüzyıl’ın başlarında dünyada bir dizi alışılmadık olay olacağı, bu olaylar sürecinde de dünyanın olağanüstü bir değişikliğe uğrayacağı, bunların sonunda da ‘yeni bir dünyanın kurulacağı’ beklentisi, inancı bu saydığım gruplar arasında hayli yaygındır. Bunların hepsi de ‘üçüncü bin yılda’ tamamen farklı bir dünya kurulması gerektiği inancındadır...kıyamet benzeri olayları bizzat kendileri yaratıp daha sonra bunları ‘olağanüstü’ yorumlama yoluna gideceklerdir…Büyük bir dinlerarası savaşı, bir dünya savaşını da göze almışlardır… Bahsettiğim Irak’taki küçük olaylar değil bir dünya savaşıdır. Bu korkunç adıma ya doğadan gelecek bazı olaylara sığınıp efsanelere uyan açıklamalar getireceklerdir ya da kıyamet benzeri olayları kendileri yaratarak hem kendi halklarını inandıracaklar hem de vahşetlerine kitle desteği alacaklardır.” diyor (x). Yapılan bu açıklama, bir takım ‘delilerin’, kıyamet benzeri olaylar üretip, sonra bunun için, ‘doğal olay’ yorumunu gönderip, ‘bize gaz vermesinin’ muhtemel olduğunu gösteriyor. Diğer taraftan, yukarıda verdiğimiz İslamın kutsal yerleri ile ilgili örnek sebebiyle de, düşüncelerim endişeye dönüşüyor!..

    NASA’nın, Ay’a deneme uçuşlarının 2012’de başlayacağını açıklaması, hem 2012’ye, hem NASA’ya, hem de bu yüzden göklere dikkatimizi gerektiriyor. “Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), astronotların 6 aylık dönemler halinde konakladığı Uluslararası Uzay İstasyonu’nun (UUİ) benzerini Ay yüzeyinde kurmak istiyor.” (x). ABD’nin kurduğu ‘Uzay Kuvvetleri Komutanlığı’nın amacı, ülkelerini uzaydan erken uyarı sistemleri ve kıtalararası balistik füzelerle korumak olarak açıklansa da, hiç şüphesiz ki (boşinan gereği), bu kuvvetin, küresel egemenliği (Küresel Tek Yapı) sağlamak veya bir ‘belirli bölgeyi’ vurmak için saldırı platformu olarak kullanılma ihtimali de bulunuyor. Ne ilgisi var demeyin, Pentagon ‘iklimi’ düşman ilan ettiğine göre, Uzay Komutanlığı da, gökten bir düşman görebilir konumda bulunuyor! Kıyametçilerin inançlarında yer alan “göksel felaket” öngörüsü, “inanç” olduğu (yerine gelmesi gerektiği!) için, kendilerinden olmayanlara (yani barbar gördükleri insanlara) yaşatılabilecek argüman olarak duruyor!..

    Göksel felaket ‘inancı’ umarım ve dilerim ‘insanlık için’ tehlike oluşturmaz; bilinebilen, Maya kehanetleri palavrası ile gelen, ‘Yeni (Altın) Çağ’ başlayacağı öngörüsünün, Küresel Isınma salatası ile gelen, insanlığın ‘bilincini’ etkileyip ‘Yeni Çağ’ başlatmak amacı, birebir örtüşüyor. Bunun için de; “Önümüzde yaşanacak süreçte Marduk sadece bir detay aslında. Bu olayların asıl başka bir sebebi var. Bu 2006’da başlayıp 2011 sonunda bitecek 7 yıllık dönemin adı kıyamet dönemi. Kıyamet her şeyin yokolup bitmesi değil. Bilinçlerin ayağa kalkacağı dönem denilebilir. 2012 yepyeni bir dünya olacak. Üzerinde de bambaşka insanlar. Bilinçleri çok açılmış insanlar. Bu olaylar belli siyasi olaylarla başlayacak ve Marduk da bu ayrıntılardan biri.” deniliyor (x). Tabii ki de ‘bilinç değişimi’ durduk yerde olmuyor, Kıyametçi köktendincilerin inancı yaşama geçmiş ya da geçmesi gerekiyor. “Fırat ve Dicle arasında kalan topraklar tüm dinlerin çıkış noktasıdır, denilebilir ki bugünkü inanışların, insanları ateşleyen manevi değerlerin bütün başlangıç yeri bu topraklardır. Dünyayı yöneten güçler bir hesaplaşma gününün yaklaşması gerektiğine karar vermiş durumdalar. 21’inci yüzyılda dünyanın din coğrafyasını yeniden düzenlemeye de kararlılar.” açıklaması (x), hangi dinin ve coğrafyanın (İslam) ‘düzene sokulmak’ istendiğine işaretini buyuruyor!..

    Üzerine gürültü çıkartılan ‘Yeni (Altın) Çağ’ başlangıcı (2012-2014 tarihi) düşü ise, anlamsız bir inanç oluyor. Çünkü, insanlık tarihinin, Hz.Adem ile Hz.Nuh arasında yaşanan uzun dönemi, Kur’an-ı Kerim’in hakkında pek az bilgi verdiği dönem olmasının yanında, insanlığın ‘Altın Çağ’ı olarak yaşanıp bitmiş bulunuyor. Bu tarihsel dönem, insanların yeryüzünde ve kendi aralarında ‘barış içinde’ yaşadıkları bir dönem olmasının yanında, herkesin ‘aynı (tek) dili’ konuştuğu, bir ‘Tek Tanrı’ya inandıkları bir dönem olması sebebiyle, ‘Altın Çağ’ ismini almış oluyor. Bu sebeple Altın (Yeni) Çağ, önümüzde yaşanacak bir dönem değil, yaşanmış bitmiş bir dönem oluyor. Batılı Beyaz Adam'ının "inancını" anlamadan da yşananlar, yaşatılanlar anlaşılamaz, anlaşılamıyor...


    https://www.youtube.com/watch?v=k6LrGZGqYn8
  2. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    ilnatsob
    ilnatsob's avatar
    Kayıt Tarihi: 22/Mayıs/2008
    Erkek

    her görüşe açık bir insanım, bana göre her düşünce bir değer niteligindedir ama mayalıların amk. onlara inananların da amk. :))

     


    ====>
  3. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    celik
    celik's avatar
    Kayıt Tarihi: 27/Ağustos/2009
    Erkek

    hacı cok uzun be :D

  4. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    solstice
    solstice's avatar
    Kayıt Tarihi: 04/Nisan/2008
    Erkek

    celik bunu yazdı:
    -----------------------------

    hacı cok uzun be :D


    -----------------------------

    sağlık olsun hacım nedim :)


    https://www.youtube.com/watch?v=k6LrGZGqYn8
  5. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    xursi
    xursi's avatar
    Kayıt Tarihi: 18/Eylül/2005
    Erkek

    Baranbcx bunu yazdı:
    -----------------------------

    her görüşe açık bir insanım, bana göre her düşünce bir değer niteligindedir ama mayalıların amk. onlara inananların da amk. :))

     


    -----------------------------

    Çeltik atmış olim.

    +

    Hocam yazıya öyle bi giriş yapmışsınki felsefikl bişiler yazacaksın sandım :D:d

  6. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    MrRankeR
    MrRankeR's avatar
    Kayıt Tarihi: 12/Nisan/2010
    Erkek

    yarın ayık kafayla bu konuya çok derin bi yorum yazarım xD


    Hayat; nefes aldıgımız anların toplamı degil nefesimizi kesen anların toplamıdır.
  7. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Volaris
    Volaris's avatar
    Kayıt Tarihi: 31/Temmuz/2005
    Erkek

    Özet geç.


    Application.Run(new Volaris());
  8. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    canafar
    canafar's avatar
    Kayıt Tarihi: 24/Ağustos/2005
    Erkek
    Volaris bunu yazdı:
    -----------------------------

    Özet geç.


    -----------------------------
  9. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    solstice
    solstice's avatar
    Kayıt Tarihi: 04/Nisan/2008
    Erkek

    özet; maya veya benzeri kıyamet senaryoları ile yeni bir dönemin başlayacagı bugünlerde özellikle medyanın bilim adamların özellikle bunlar hakkında bilgi verdikleri ancak her kısımı acıklamadıklarını.

    asıl korkulanın ise 2012 veya bir kaç sene sonrasında asıl zararın yine insandan geleceğini. özellikle nasanın bazı calısmalarını savas durumlarını anlatıyor.

    daha ayrı bir konu ise insanların psikolojisine sürekli gökten gelecek bir tehlike olarak bahsedildiği. küresel ısınma gezegenler marduk vs bunların yalan olduguna dair bilgiler. ince detaylar var.

     

    yani olacak bir savas,yapay felaketler vs ile insanlık adına yeni bir cağ acılacıgı veya bunun psikolojik savasının  oldugunu iddia eden bir yazı gideri var : )


    https://www.youtube.com/watch?v=k6LrGZGqYn8
  10. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    JeremYC30
    JeremYC30's avatar
    Kayıt Tarihi: 26/Mayıs/2008
    Erkek

    Hocam kusura bakma bütün yazıyı okuyamadım, fakat değinmesi gerekilen yerleri okudum.

    Netice olarak mayaların yaşadığı dönemi tam olarak bilmiyorum ama mayalar ile ilgili bildiğim tek şey o zamanlarda verimli bir toprak ve iyi bir hasat bu uygarlıklar için çok önemliydi.

    Sırf bu yüzden bütün kenti yıldızların hareketine göre yaptıklarını ve ekim biçim zamanlarını bu yıldızların hareketlerine göre düzenlediklerini biliyorum. Takvim meselesini ise; adamlar binlerce yıldızın hizasını, yerini, zamanını akıllarında tutamayacağı için yaptıkları bir buluş olarak görüyorum.

    2012 yada yakınındaki bir tarihte güneş patlamalarının en üst düzeye çıkacağını ve yaydığı radyasyon ile elektronik aletleri etkileyeceğini bilim dünyası kanıtlamış durumda.

    Bana göre bu güneş patlamalarından dolayı çıkacak olan elektronik arızaları uluslararası tarikatlar kendilerine rant sağlamak için mayaların 2012 takvimine bağlamış durumda.

    Fakat kimsenin görmediği bir konu var, mayaların takviminin bizim zamanımızla 2012 de bitmesini ve altın çağa geçileceğini yazan kanıtlayan herhangi bir onaylanmış bilimsel ve tarihsel makalesi yok. Bu sadece kulaktan kulağa dolaşıp (aynı bir çığ gibi) büyüyen bir safsata ve tarikatların para kapısıdır.


    Neden Ben?
  11. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    emre_gss
    emre_gss's avatar
    Kayıt Tarihi: 05/Nisan/2007
    Erkek

    ''hepimiz ölücez''  bu meşhur film'den fırlamış cümle yavaş yavaş gerçk oluyor zaten..dert etmeye gerek yok..kıyamet denilen şey..belkide yavaş yavaş yok olmak..Ki zaten yok oluyoruz..nediyorum bn bilmiyorm ama bişe dedim sanki..güzelde oldu :)


    yorgun senarist .]
Toplam Hit: 9071 Toplam Mesaj: 24