folder Tahribat.com Forumları
linefolder Hukuk & Muhasebe & Sigorta Soru - Cevap
linefolder Enflasyon Ve İşsizlik Hakkında Bir Soru



Enflasyon Ve İşsizlik Hakkında Bir Soru

  1. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    nickalti
    Lightsaber
    Lightsaber's avatar
    Kayıt Tarihi: 29/Ağustos/2012
    Erkek

    Merhaba hocalar, bugün online bir test çözüyordum, şöyle bir soru vardı: Enflasyonu kontrol etmek işsizliği kontrol etmekten daha önemlidir. Katılıyor musunuz katılmıyor musunuz?

    Ben şahsen enflasyonun kontrolü daha önemli diye düşünüyorum, sonuçta işsizlik azalsa bile insanların alım gücü düşük olduktan sonra ne anlamı olur? İşsizliği azaltmak için yapılacak yatırımların veya işe alımların ürün/hizmet bedellerini artıracağından kısa vadede enflasyonu yükselteceğini düşündüm, ne kadar doğru bir yaklaşım bilemiyorum tabi.

    Bu muhtemelen biraz subjektif bir soru olduğu için cevaplar kişiden kişiye değişebilir diye tahmin ediyorum, öyleyse de ekonomi bilen hocaların görüşlerini duymak isterim.


    İnsan; insan olsaydı,insan olmazdı..
  2. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    PanxeR
    PanxeR's avatar
    Kayıt Tarihi: 02/Ekim/2007
    Erkek

    tabiki enflasyon daha önemli.

     

  3. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    2021 Talihlisi
    samaccc
    samaccc's avatar
    Kayıt Tarihi: 02/Ekim/2007
    Erkek

     

    Bilmediğim işe karışmim .

     

    samaccc tarafından 02/May/17 22:11 tarihinde düzenlenmiştir

    Minimalist Değilim Tembelim
  4. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Caliber
    Caliber's avatar
    Kayıt Tarihi: 18/Aralık/2009
    Homo

     

    https://www.odakitap.com/sanayilesmenin-gizli-tarihi-ha-joon-chang/9786054160440

    Sorunun cevabı bu kitabın 7. bölümünde var.

    Enflasyonu düşürmek için sıkı maliye ve para politikaları gerekir ki bu da büyümeyi ve istihdamı kötü etkiler. Yani kamu istihdam yaratmaz ya da para emisyonu düşürülü ve faiz artırılır ki sonuç olarak yüksek faize karşılık yatırımlar olmaz ve yatırım olmadığı için ayrıca kamu istihdam yaratmadığı için işsizlik oluşur. Enflasyonu tutalım derken işsizliği kaçırırsınız. Şu an Türkiye'de de bu durum vardır. Kamu sektörü neredeyse polis dışında alım yapmıyor, ha bire sözleşmeli alım yaparak harcamalarını kısmaya çalışıyor. Reis de ha bire faiz düşür faiz düşür diyerek sözde sevap işlediğini sanıyor ama %13'lük işsizliğin körüklendiğinin kimse farkında değil.

    Evet, enflasyonu düşük tutarak bugünkü kazançları korursunuz. ANCAK!

    Artan işsizlik karşısında insanlar daha düşük ücrete çalışmaya, sözleşme karşısında kıyma olmaya, part-time/mevsimlik/geçici işlerde çalışmaya tav olurlar. "Seni neden alalım, dışarıda bir ton adam var" sözlerini duymaktan insanlar sıkılmıştır. "Abi dışarıdaki 1000 lira istiyorsa ben 900'e de çalışırım" diyen insanlar yok değildir. Sigortasız çalışma, düşük ücrete çalışma gibi olaylar alır yürür.

    Normalde kazancı şimdi koruduk ya, ha işte o kazanç kazanç değil ki? Ayda bir kilo et yemeye kalksan kiranı ödeyemezsin, elektrik su paran da borca biner. Ne yaparsın? Bankaların kucağına oturur, kredi kartına abanırsın. Ama olsun biz kazancımızı koruduk, enflasyona paramızı yedirtmedik.

    Halbuki enflasyonun %30-%40'ı geçmeyeceği ekonomilerde bir üretimin olduğu, bir aktivitenin olduğu ortadadır. Enflasyon Arjantin'deki gibi olmadıkça çok da kötü birşey değildir. Yeni iş kolları yaratılır, yatırımlar yapılır, istihdam yaratılır. En basiti şöyle düşünelim. Kamu alım yaptı diyelim ne olacak? İşsizlik azalacak ve insanların geliri olacak değil mi? Geliri olan insan da harcama yapacak ve harcamaları kimden yapacak? Başka kişilerden. Talebi gören girişimciler yeni iş kolları kurma fiilini gösterecekler ve yatırımlar oluşacak. Tamam, eldeki paranın bir kısmı enflasyondan buhar olacak, ancak bu hiç kazanç olmamasından daha iyi değil midir?

    Bir insanın işinin olması, ancak gelirinin bir kısmının erimesi mi daha iyidir yoksa işsiz olup, o iki kuruş parasının olduğu gibi kalması mı iyidir? Bunun bir de psikolojik boyutu var. Kalkınma demek sadece ekonomik büyüme demek değildir. Bunun sosyal ve çevresel boyutları da vardır. İnsanlarının psikolojik hastalıklar barındırdığı bir toplumun ekonomisinin %5 enflasyonu varmış. Çok afedersiniz ama sikerim öyle ekonomiyi.

    Türkiye'de de verileri mukayese ettiğiniz zaman işsizlik ile enflasyon arasında ters bir ilişki olduğunu görürsünüz. Mesela ben hocalarımdan bunu çok sıklıkla duyarım. "Tamam 90'lı yıllarda enflasyon kıvranıyorduk ama işsizlik sorunumuz yoktu" diyorlar. Ben burada %100'lük bir enflasyonu tabi ki savunmuyorum çünkü enflasyon var enflasyon var, ancak monetarist (parasalcı) bir ekolü de mantıklı bulmuyorum.

    70'lere kadar Keynes'in devlet odaklı modeli ile insanlar refah içinde yaşamış (tabi ki enflasyon da oluşmuş) ama nedense sonradan bir parasalcı kafa gelmiş ve devleti atıyoruz gençler, hadi fiyat istikrarına demiş ve bugünlere gelmişiz.

    Türkiye'nin bugün enflasyon oranı geçmişe nazaran iyidir ama Cumhuriyet tarihi böyle işsizlik görmedi arkadaş! %13 dediklerine bakmayın siz. Rakamları düşürmek için ha bire hesaplama değiştiriyorlar. Gerçek oran %16-17 seviyelerinde. Dünyanın neresinde var bu oranlar bir bakın isterseniz. Enflasyon mu iyiymiş işsizlik mi?

    Son olarak kendi fikrimi söyleyeyim:
    Bir ülke kendi kendine yeter bir seviyede olmalıdır. Enflasyonun temel hedef olmasını saçma buluyorum. Bunlar hep gelişmiş ülkelerin bize dayatmış olduğu şeyler, çünkü gelişmiş ülkeden bize gelen sıcak paranın en çok korktuğu şey enflasyondur. Burada size yatırım psikolojisini anlatmak istemiyorum, çok uzar ama enflasyonun yatırımcı için çok kötü şey olduğunu bilin yeter. O nedenledir ki IMF gibi kurumlar enflasyon düşür der durur, sıcak para sahipleri gelip yüksek faiz ile bizim kanımızı daha rahat emsin diye!

    Caliber tarafından 02/May/17 22:15 tarihinde düzenlenmiştir

    Tedbirsiz abdest bozmaya oturan, domala domala taş arar.
  5. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Yazilimci
    Yazilimci's avatar
    Kayıt Tarihi: 01/Şubat/2014
    Erkek
    Caliber bunu yazdı

     

    https://www.odakitap.com/sanayilesmenin-gizli-tarihi-ha-joon-chang/9786054160440

    Sorunun cevabı bu kitabın 7. bölümünde var.

    Enflasyonu düşürmek için sıkı maliye ve para politikaları gerekir ki bu da büyümeyi ve istihdamı kötü etkiler. Yani kamu istihdam yaratmaz ya da para emisyonu düşürülü ve faiz artırılır ki sonuç olarak yüksek faize karşılık yatırımlar olmaz ve yatırım olmadığı için ayrıca kamu istihdam yaratmadığı için işsizlik oluşur. Enflasyonu tutalım derken işsizliği kaçırırsınız. Şu an Türkiye'de de bu durum vardır. Kamu sektörü neredeyse polis dışında alım yapmıyor, ha bire sözleşmeli alım yaparak harcamalarını kısmaya çalışıyor. Reis de ha bire faiz düşür faiz düşür diyerek sözde sevap işlediğini sanıyor ama %13'lük işsizliğin körüklendiğinin kimse farkında değil.

    Evet, enflasyonu düşük tutarak bugünkü kazançları korursunuz. ANCAK!

    Artan işsizlik karşısında insanlar daha düşük ücrete çalışmaya, sözleşme karşısında kıyma olmaya, part-time/mevsimlik/geçici işlerde çalışmaya tav olurlar. "Seni neden alalım, dışarıda bir ton adam var" sözlerini duymaktan insanlar sıkılmıştır. "Abi dışarıdaki 1000 lira istiyorsa ben 900'e de çalışırım" diyen insanlar yok değildir. Sigortasız çalışma, düşük ücrete çalışma gibi olaylar alır yürür.

    Normalde kazancı şimdi koruduk ya, ha işte o kazanç kazanç değil ki? Ayda bir kilo et yemeye kalksan kiranı ödeyemezsin, elektrik su paran da borca biner. Ne yaparsın? Bankaların kucağına oturur, kredi kartına abanırsın. Ama olsun biz kazancımızı koruduk, enflasyona paramızı yedirtmedik.

    Halbuki enflasyonun %30-%40'ı geçmeyeceği ekonomilerde bir üretimin olduğu, bir aktivitenin olduğu ortadadır. Enflasyon Arjantin'deki gibi olmadıkça çok da kötü birşey değildir. Yeni iş kolları yaratılır, yatırımlar yapılır, istihdam yaratılır. En basiti şöyle düşünelim. Kamu alım yaptı diyelim ne olacak? İşsizlik azalacak ve insanların geliri olacak değil mi? Geliri olan insan da harcama yapacak ve harcamaları kimden yapacak? Başka kişilerden. Talebi gören girişimciler yeni iş kolları kurma fiilini gösterecekler ve yatırımlar oluşacak. Tamam, eldeki paranın bir kısmı enflasyondan buhar olacak, ancak bu hiç kazanç olmamasından daha iyi değil midir?

    Bir insanın işinin olması, ancak gelirinin bir kısmının erimesi mi daha iyidir yoksa işsiz olup, o iki kuruş parasının olduğu gibi kalması mı iyidir? Bunun bir de psikolojik boyutu var. Kalkınma demek sadece ekonomik büyüme demek değildir. Bunun sosyal ve çevresel boyutları da vardır. İnsanlarının psikolojik hastalıklar barındırdığı bir toplumun ekonomisinin %5 enflasyonu varmış. Çok afedersiniz ama sikerim öyle ekonomiyi.

    Türkiye'de de verileri mukayese ettiğiniz zaman işsizlik ile enflasyon arasında ters bir ilişki olduğunu görürsünüz. Mesela ben hocalarımdan bunu çok sıklıkla duyarım. "Tamam 90'lı yıllarda enflasyon kıvranıyorduk ama işsizlik sorunumuz yoktu" diyorlar. Ben burada %100'lük bir enflasyonu tabi ki savunmuyorum çünkü enflasyon var enflasyon var, ancak monetarist (parasalcı) bir ekolü de mantıklı bulmuyorum.

    70'lere kadar Keynes'in devlet odaklı modeli ile insanlar refah içinde yaşamış (tabi ki enflasyon da oluşmuş) ama nedense sonradan bir parasalcı kafa gelmiş ve devleti atıyoruz gençler, hadi fiyat istikrarına demiş ve bugünlere gelmişiz.

    Türkiye'nin bugün enflasyon oranı geçmişe nazaran iyidir ama Cumhuriyet tarihi böyle işsizlik görmedi arkadaş! %13 dediklerine bakmayın siz. Rakamları düşürmek için ha bire hesaplama değiştiriyorlar. Gerçek oran %16-17 seviyelerinde. Dünyanın neresinde var bu oranlar bir bakın isterseniz. Enflasyon mu iyiymiş işsizlik mi?

    Son olarak kendi fikrimi söyleyeyim:
    Bir ülke kendi kendine yeter bir seviyede olmalıdır. Enflasyonun temel hedef olmasını saçma buluyorum. Bunlar hep gelişmiş ülkelerin bize dayatmış olduğu şeyler, çünkü gelişmiş ülkeden bize gelen sıcak paranın en çok korktuğu şey enflasyondur. Burada size yatırım psikolojisini anlatmak istemiyorum, çok uzar ama enflasyonun yatırımcı için çok kötü şey olduğunu bilin yeter. O nedenledir ki IMF gibi kurumlar enflasyon düşür der durur, sıcak para sahipleri gelip yüksek faiz ile bizim kanımızı daha rahat emsin diye!

    Bu forumu bu yüzden seviyorum işte :)

    Bu arada konu dışı ama http://vebuka.com/print.php?documentId=160409071259-de363bbe02d2848ef9252b26a14fece1&count=302 şu adresteki sayfa resimlerini pdf (epub olursa tadından yenmez) e çevirebilecek birisi var mıdır?

    Ben jpg resim olarak bilgisayara indirdim. Resimleri EPUB a çevirebilecek babayiğit varsa atabilirim

    Yazilimci tarafından 02/May/17 22:50 tarihinde düzenlenmiştir

    Titanyumun gücü adına!!!
  6. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    futurist
    futurist's avatar
    Kayıt Tarihi: 19/Ocak/2014
    Dişi
    Yazilimci bunu yazdı
    Caliber bunu yazdı

     

    https://www.odakitap.com/sanayilesmenin-gizli-tarihi-ha-joon-chang/9786054160440

    Sorunun cevabı bu kitabın 7. bölümünde var.

    Enflasyonu düşürmek için sıkı maliye ve para politikaları gerekir ki bu da büyümeyi ve istihdamı kötü etkiler. Yani kamu istihdam yaratmaz ya da para emisyonu düşürülü ve faiz artırılır ki sonuç olarak yüksek faize karşılık yatırımlar olmaz ve yatırım olmadığı için ayrıca kamu istihdam yaratmadığı için işsizlik oluşur. Enflasyonu tutalım derken işsizliği kaçırırsınız. Şu an Türkiye'de de bu durum vardır. Kamu sektörü neredeyse polis dışında alım yapmıyor, ha bire sözleşmeli alım yaparak harcamalarını kısmaya çalışıyor. Reis de ha bire faiz düşür faiz düşür diyerek sözde sevap işlediğini sanıyor ama %13'lük işsizliğin körüklendiğinin kimse farkında değil.

    Evet, enflasyonu düşük tutarak bugünkü kazançları korursunuz. ANCAK!

    Artan işsizlik karşısında insanlar daha düşük ücrete çalışmaya, sözleşme karşısında kıyma olmaya, part-time/mevsimlik/geçici işlerde çalışmaya tav olurlar. "Seni neden alalım, dışarıda bir ton adam var" sözlerini duymaktan insanlar sıkılmıştır. "Abi dışarıdaki 1000 lira istiyorsa ben 900'e de çalışırım" diyen insanlar yok değildir. Sigortasız çalışma, düşük ücrete çalışma gibi olaylar alır yürür.

    Normalde kazancı şimdi koruduk ya, ha işte o kazanç kazanç değil ki? Ayda bir kilo et yemeye kalksan kiranı ödeyemezsin, elektrik su paran da borca biner. Ne yaparsın? Bankaların kucağına oturur, kredi kartına abanırsın. Ama olsun biz kazancımızı koruduk, enflasyona paramızı yedirtmedik.

    Halbuki enflasyonun %30-%40'ı geçmeyeceği ekonomilerde bir üretimin olduğu, bir aktivitenin olduğu ortadadır. Enflasyon Arjantin'deki gibi olmadıkça çok da kötü birşey değildir. Yeni iş kolları yaratılır, yatırımlar yapılır, istihdam yaratılır. En basiti şöyle düşünelim. Kamu alım yaptı diyelim ne olacak? İşsizlik azalacak ve insanların geliri olacak değil mi? Geliri olan insan da harcama yapacak ve harcamaları kimden yapacak? Başka kişilerden. Talebi gören girişimciler yeni iş kolları kurma fiilini gösterecekler ve yatırımlar oluşacak. Tamam, eldeki paranın bir kısmı enflasyondan buhar olacak, ancak bu hiç kazanç olmamasından daha iyi değil midir?

    Bir insanın işinin olması, ancak gelirinin bir kısmının erimesi mi daha iyidir yoksa işsiz olup, o iki kuruş parasının olduğu gibi kalması mı iyidir? Bunun bir de psikolojik boyutu var. Kalkınma demek sadece ekonomik büyüme demek değildir. Bunun sosyal ve çevresel boyutları da vardır. İnsanlarının psikolojik hastalıklar barındırdığı bir toplumun ekonomisinin %5 enflasyonu varmış. Çok afedersiniz ama sikerim öyle ekonomiyi.

    Türkiye'de de verileri mukayese ettiğiniz zaman işsizlik ile enflasyon arasında ters bir ilişki olduğunu görürsünüz. Mesela ben hocalarımdan bunu çok sıklıkla duyarım. "Tamam 90'lı yıllarda enflasyon kıvranıyorduk ama işsizlik sorunumuz yoktu" diyorlar. Ben burada %100'lük bir enflasyonu tabi ki savunmuyorum çünkü enflasyon var enflasyon var, ancak monetarist (parasalcı) bir ekolü de mantıklı bulmuyorum.

    70'lere kadar Keynes'in devlet odaklı modeli ile insanlar refah içinde yaşamış (tabi ki enflasyon da oluşmuş) ama nedense sonradan bir parasalcı kafa gelmiş ve devleti atıyoruz gençler, hadi fiyat istikrarına demiş ve bugünlere gelmişiz.

    Türkiye'nin bugün enflasyon oranı geçmişe nazaran iyidir ama Cumhuriyet tarihi böyle işsizlik görmedi arkadaş! %13 dediklerine bakmayın siz. Rakamları düşürmek için ha bire hesaplama değiştiriyorlar. Gerçek oran %16-17 seviyelerinde. Dünyanın neresinde var bu oranlar bir bakın isterseniz. Enflasyon mu iyiymiş işsizlik mi?

    Son olarak kendi fikrimi söyleyeyim:
    Bir ülke kendi kendine yeter bir seviyede olmalıdır. Enflasyonun temel hedef olmasını saçma buluyorum. Bunlar hep gelişmiş ülkelerin bize dayatmış olduğu şeyler, çünkü gelişmiş ülkeden bize gelen sıcak paranın en çok korktuğu şey enflasyondur. Burada size yatırım psikolojisini anlatmak istemiyorum, çok uzar ama enflasyonun yatırımcı için çok kötü şey olduğunu bilin yeter. O nedenledir ki IMF gibi kurumlar enflasyon düşür der durur, sıcak para sahipleri gelip yüksek faiz ile bizim kanımızı daha rahat emsin diye!

    Bu forumu bu yüzden seviyorum işte :)

     


    Arkadaş uğruna ölmek kolaydır, ama uğruna ölünecek arkadaş bulmak çok zordur
  7. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    maserati
    maserati's avatar
    Kayıt Tarihi: 28/Nisan/2006
    Homo

    ben bu işin ustası değilim ama işsizliği düşürmek daha iyi bence. Çünkü işsizlik özelliklede genç nüfustaki işsizlik oranı çok fazla artarsa bu sefer bunu fırsat kollayan kötü niyetli gruplar yanlarına çok rahat genç işsiz bunalıma girmiş adam .çekebilir, helede bunun yurt dışı bağlantıları ile desteklenmesiyle ülkeyi çok rahat karıştırılabilir bir hala gitireibilirler. Helede bu işsizlik oranı uzun seneler devam ederse bu işsizler ne yapacak boş boş evde oturacak değil ya illaki kendilerini çeken bir yerlere kayacaklar.


    Türkiyede kim sevdiği işi yapıyor ki?
  8. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    SerYolcu
    SerYolcu's avatar
    Kayıt Tarihi: 14/Ocak/2010
    Erkek

    Arkadaşlar! Romalılar! Müritler! Mürideler!

    Çekilin yoldan, amatör ekonomist geldi :)

    İlk önce sorunun kökenine inmemiz lazım.

    Çeşit çeşit enflasyon var..  İlk önce enflasyon çeşitlerini sayalım.

    (Benim aklıma gelenler şekliyle sayıyorum)

    1 - Piyasada yeterli mal - ürün yok ama normal talep var ise, burada ARZ EKSİKLİĞİ nedeniyle enflasyon diyebiliriz.

    Bu enflasyon ile savaşabilmek için üretimin artması gerekir. Bu noktada merkez bankasının yapabileceği bir şey yoktur.

    Yani merkez bankası piyasa fonlama faiz oranını düşürerek veya yükselterek bu enflasyonu indiremez.

    2- Piyasada yeterli miktarda mal  - ürün vardır, ama yüksek talep var ise burada TALEP FAZLALIĞI nedeniyle enflasyon diyebiliriz.

    Bu enflasyon ile merkez bankası savaşa bilir, piyasa fonlama faiz oranını yukarı çeker, piyasada para azalır, talep kısılmaya çalışılır.

    3 - Piyasada mal - ürün ile talep dengesi vardır, arz ve talep enflasyonu yoktur. Ama hükümet bütçe açığı vermektedir, bütçe açığı ise para basılarak karşılanmaktadır.

    Ülkemizde yıllardır yaşanan yüksek enflasyonun sebeplerindendir. Burada merkez bankası piyasa fonlama faiz oranı ile pek etki edemez.

    Bu enflasyon ile savaşmanın tek yoku hükümetin para basmayı bırakmasıdır.

    4- Ülkedeki mal - ürünlerin fiyatları döviz kuruna bağlıdır, döviz kuru arttıkça mal - ürün fiyatları artar. Buna da dış kaynaklı enflasyon diyebiliriz.

    Bu enflasyon ile merkez bankasının yapabileceği pek bir şey yoktur. Piyasa fonlama faiz oranını artırsa ithalat artacak bütçe açığı olacak, faiz oranını azaltsa döviz fiyatı artacak enflasyon artacak.

    Bu günlerde ülkemizde yaşanan enflasyon türüdür. Petrol ve doğalgaz fiyatları sebebiyle ülkemizde oluşan enflasyon türüdür.

     

    Benim aklıma gelen enflasyon çeşitleri bunlar.

    Bana göre enflasyonu kontrol etmek daha önemlidir, çünkü fiyat istikrarı olduğu sürece yatırımcı geleceği daha rahat planlayacaktır,

    bu da işsizliğin düşmesine sebep olacaktır.


    Ondan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir). İhlas Suresi 3 üncü ayette bunlar yazar.
  9. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Caliber
    Caliber's avatar
    Kayıt Tarihi: 18/Aralık/2009
    Homo
    SerYolcu bunu yazdı

    Arkadaşlar! Romalılar! Müritler! Mürideler!

    Çekilin yoldan, amatör ekonomist geldi :)

    İlk önce sorunun kökenine inmemiz lazım.

    Çeşit çeşit enflasyon var..  İlk önce enflasyon çeşitlerini sayalım.

    (Benim aklıma gelenler şekliyle sayıyorum)

    1 - Piyasada yeterli mal - ürün yok ama normal talep var ise, burada ARZ EKSİKLİĞİ nedeniyle enflasyon diyebiliriz.

    Bu enflasyon ile savaşabilmek için üretimin artması gerekir. Bu noktada merkez bankasının yapabileceği bir şey yoktur.

    Yani merkez bankası piyasa fonlama faiz oranını düşürerek veya yükselterek bu enflasyonu indiremez.

    2- Piyasada yeterli miktarda mal  - ürün vardır, ama yüksek talep var ise burada TALEP FAZLALIĞI nedeniyle enflasyon diyebiliriz.

    Bu enflasyon ile merkez bankası savaşa bilir, piyasa fonlama faiz oranını yukarı çeker, piyasada para azalır, talep kısılmaya çalışılır.

    3 - Piyasada mal - ürün ile talep dengesi vardır, arz ve talep enflasyonu yoktur. Ama hükümet bütçe açığı vermektedir, bütçe açığı ise para basılarak karşılanmaktadır.

    Ülkemizde yıllardır yaşanan yüksek enflasyonun sebeplerindendir. Burada merkez bankası piyasa fonlama faiz oranı ile pek etki edemez.

    Bu enflasyon ile savaşmanın tek yoku hükümetin para basmayı bırakmasıdır.

    4- Ülkedeki mal - ürünlerin fiyatları döviz kuruna bağlıdır, döviz kuru arttıkça mal - ürün fiyatları artar. Buna da dış kaynaklı enflasyon diyebiliriz.

    Bu enflasyon ile merkez bankasının yapabileceği pek bir şey yoktur. Piyasa fonlama faiz oranını artırsa ithalat artacak bütçe açığı olacak, faiz oranını azaltsa döviz fiyatı artacak enflasyon artacak.

    Bu günlerde ülkemizde yaşanan enflasyon türüdür. Petrol ve doğalgaz fiyatları sebebiyle ülkemizde oluşan enflasyon türüdür.

     

    Benim aklıma gelen enflasyon çeşitleri bunlar.

    Bana göre enflasyonu kontrol etmek daha önemlidir, çünkü fiyat istikrarı olduğu sürece yatırımcı geleceği daha rahat planlayacaktır,

    bu da işsizliğin düşmesine sebep olacaktır.

    Yalnız hocam senin saymış oldukların enflasyon çeşitleri değil, sadece enflasyonun kaynağı ki orada da sadece 1 tane kaynak vermişsin. Muhtemelen sebepleri demek istedin. :)

    Enflasyonun ecnebicedeki me'ali şişme, balon olma anlamına gelir ve genel anlamda fiyat düzeyindeki şişmeye tekabül eder. Özetle fiyat düzeyindeki artıştır.

    Evvela, senin verdiğin örnek/kaynak enflasyona neden olur ki o da talebin arza nazaran aniden artmasıdır. Toplam arz, artan toplam talebi karşılayamaz ve kısa vadede fiyatlar genel düzeyi yükselir. "Demand-pull" diye geçer. Senin bahsettiğin arz eksikliği veya talep fazlalığı esasen aynı şey. İkisinde de talep fazla ve ikisinde de arz eksik. :) Ortadaki bir dengesizlikten ötürü fiyatların yükselmesi söz konusu. O nedenle o iki maddeyi tek maddede birleştirmek gerekir.

    İkincisi, maliyetlerin artmasından mütevellit, kısa vadede firmaların toplam arz eğrileri kayar ve fiyatı artırır. Bu kısa vadeli bir durumdur ve firmaların maliyetinden kaynaklı bir fiyat artışıdır. Bu maliyet artışına benzer şekilde;

    - İthal girdilerin fiyatlarının artması
    - Ücretlerin artması
    - Vergilendirmelerin etkisi
    - Firma üretkenliğinde bir azalış
    - Firmanın tekel olup olmaması hususu

    gibi hususları da ayrıca arz tarafına yazabiliriz. Özetle, firmaların üretimdeki maliyetlerinden kaynaklı bir KISA VADELİ enflasyon oluşması kuvvetle muhtemeldir ki bu da her mal için geçerli olamaz. Misalen talep esneklikleri burada çok ciddi rol oynar. Esnek bir talebe sahip olan malın fiyatını artırın kimse almaz ki? Bu enflasyon yaratmaz, ancak sigara, akaryakıt, uyuşturucu madde gibi inelastik talep esnekliğine sahip malların fiyatını artırın insanlar mecburen alır. Mesela benzin fiyatına her daim zam geliyor, siz benzin almak yerine başka şey alıyor musunuz? Hayır onu mecburen alıyorsunuz ki bu da esneklik kavramıyla alakalıdır.

    Üçüncü olarak da para basma eylemi enflasyona neden olur. Fazla para demek yüksek fiyatlar demektir. Para emisyonu IMF kontrolündedir, belli bir miktarın üstündeki miktarı IMF izni alınmadan piyasaya süremezsiniz. Merkez Bankası analitik bilançosundaki yükümlülükleri karşılayamadığı sürece para basamaz! IMF kredi verirken bunların taahhüdünü alır ve öyle kredi verir. Onu da geçtim öyle herkes kafasına göre hadi bastım diyemez.

    Enflasyonla savaşmanın tek yolu para basmayı bırakmak değildir. Ortodoks ekolün önermiş olduğu yani parasalcı (monetarist) ekolün önermiş olduğu argümanların hepsi enflasyonla savaş için verilmiştir. Onların tek hedefi fiyat istikrarıdır. Ha son zamanlarda ki 2008'den sonrayı kasdediyorum finansal istikrar da gündeme alındı ama öncelikli hedef fiyat istikrarı yani enflasyondur.

    Sıkı para politikası:
    Yüksek faiz oranı sun ve para basma işini derhal bırak. Bu bir çözüm mü? Yüksek faiz varken yatırım olur mu? Herkes yüksek faize gelir ve hiç üretim olmadan gelir elde edenler olur. Peki faizi kim öder? Sen ben öderiz. Hiç üretim, yatırım olmadan birilerine para öderiz. Bunu yapmamızı isterler. Yüksek faiz varken yatırım yokken işsizlik azalcak mı? Hayır. Peki üretim yokken ne yiyecek bu millet? Taş mı kemirecek? Hadi taş kemirecek de hangi parayla alacak? Yatırımdan kaynaklı istihdam mı var ki çalışsın? İşsizlikten ötürü oluşan psikolojik travmalara girmemi ister misiniz?

    Sıkı maliye politikası:
    Yüksek vergilendirme uygula ki bütçen dolsun taşsın ve para basmana gerek kalmasın. Bütçe dolup taşarken bunu böyle tutmak için de ayrıca harcama yapma, tasarruflu ol. Öyle istihdam yaratma, bunlar hep fuzuli işler. Öyle kamu iktisadi teşebbüsleri (KİT) de kurma. Devlet piyasada olmasın, sen sadece güvenliği sağla yeter. Yolu filan yapacak da yine özel sektördür. İhale filan aç onlar yapar. Bu böyle yürür mü? Devlet istihdamı kısarsa işsizlik azalır mı? KİT'ler olmasa tekeller oluşur mu? Mesela Türk Telekom şu an ben kota koydum siktirin gidin dese ne yapacağız? Adamların adil kullanım kotası yüzünden fiyatları ikiye katladılar bilmem farkında mısınız? Bunu mesela devlet yapamazdı ama tekel hakkı verilmiş bir özel şirket yapabiliyor.

    Arza dönük politikalar:
    Firmaların maliyetlerini düşürün derler. Firmalar ithal girdi kullanır. Kardeşim o zaman ithalata vergi koyma derler. Adam ucuza alsın malları değil mi ya? Ama bunu derken ödemeler bilançosunda dış ticaret dengesinin bozulacağını da kimse söylemez. Bunu da geçtim, yerli sanayinin ırzına geçildiğini hiçkimse söylemez. Mesela ucuz ithal mal karşısında ezilen yerli üreticiyi kimse söylemez. O dükkanı kapatır işsiz kalır onu kimse söylemez. O ucuz üretim için sanayisini hayvan gibi geliştirmiş gelişmiş ülke bunu tabi ki ister çünkü o malı sana satsın ki kâr etsin değil mi? Sen dış ticareti de serbestleştir ki hepimiz kazanalım derler. Azıcık korumacılık lazım. Bunun dışında maliyetleri düşürmek için ücretleri de öyle yüksek yapmayın kardeşim, azıcık düşürün. Ne o öyle asgari ücret o kadar yüksek olur mu? Afedersiniz götüm kadar asgari ücreti %5 enflasyonla azıcık aşındırmak mı daha iyi? Zaten bu maaş ile insanlar geçinemiyor, ben bunu korusam ne korumasam ne?

    Bunu daha nice alt kategorilere ayırmak mümkündür, ancak ben bunu okullarda öğretilen türden anlatma gereği duyarak verdim. Hani bunlar gökten zembille inmiş ya, doğru ya ondan verdim. Bunların hepsi finans-kapitale hizmet eden politikalar. Fakir ülkeleri hep fakir, gelişmekte olan ülkelere hep gelişmekte olan ülke statüsünde bırakacak olan öneriler. Bana bu argümanlarla, liberalizmle kalkınmış bir tane ülke söyleyin haklısınız derim ama yok.

    Enflasyonla mücadele iyidir ama hangi enflasyonla diye de sormak gerek ve bu mücadeleye de öcü diyecek değilim, ancak hesaplamaları ve sonuçları iyi kestirmek gerekir. Benim düşüncelerim aşağı yukarı anlaşılıyordur ve düşüncelerimi olduğu gibi aktarmam, burada yazdığım iki kıyrıtık paragraf ile pek mümkün değil. Ayrıca benim anlatmamla da mümkün değil. Bu hususlar okumalar ile edinilecek bilgiler içerir ve azıcık ilgi merak ile çok mantıklı düşüncelere sahip olmak çok kolaydır.

    Hiçbir zaman şu daha iyidir, bu esasen böyledir deyip arkasından birşey söylemeyenlere itibar etmeyin. Bir argüman sunup onu kanıtlarla ve fikirlerle desteklemek gerekir ki insanlar da kendi zihinlerinde "Haaa bak dediği mantıklı" ya da "Hadi len, öyle mantık mı olur" diyebilsin. Bilimsel metodun en güzel yanı da sorgulanabilirliği sunmasıdır. Bir bilgiyi her daim sorgulamak gerekir. Ben mesela enflasyonla mücadele için önerilen sıkı ortodoks önerilerine refah yaratacağını hiç düşünmüyorum, bana mantıklı gelmiyor ve nasıl mantıklı gelmediğini az buçuk anlatmaya çalıştım. Enflasyon bir bakıma kötü birşey ve işsizlik de kötü birşey ve bir karar vermem lazım. Hangisinin sonuçları daha kötü? Bu da ancak okuma yaparak ve sorgulama yaparak mümkün oluyor.

    Caliber tarafından 03/May/17 01:02 tarihinde düzenlenmiştir

    Tedbirsiz abdest bozmaya oturan, domala domala taş arar.
  10. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    asi_mali
    asi_mali's avatar
    Kayıt Tarihi: 15/Mayıs/2012
    Erkek

    http://www.mahfiegilmez.com/2017/05/issizlikten-yola-ckarsak.html?m=1 


    http://www.tahribat.com/forum/2017-mart-turkiye-ekonomik-krizi-223734/13 http://www.tahribat.com/forum/ulke-ekonomisi-doviz-ve-zamlar-genel-konu-224852/9 https://www.tahribat.com/forum/ulke-ve-dunya-gundem-konusu-6-256260/79 https://www.tahribat.com/forum/ulke-ve-dunya-gundem-konusu-7-256352/65#msg3357950
  11. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    nickalti
    Lightsaber
    Lightsaber's avatar
    Kayıt Tarihi: 29/Ağustos/2012
    Erkek

    Cevaplar için hepinize özellikle @Caliber hocaya teşekkürler, çok açıklayıcı oldu sağol hocam


    İnsan; insan olsaydı,insan olmazdı..
Toplam Hit: 2734 Toplam Mesaj: 14
ekonomi işsizlik enflasyon