Bu Sadece Sana...
-
Nereden ve nasıl başlamalıyım bilmiyorum. Ama ben bu satırları ‘O’na yazıyorum. Hiç olmayacağını bildiğim halde aradığım şeye. Mektubun öznesi olmaz. Sen denir ve o ‘Sen’ olan alınır üstüne ama ben ‘sen’ dediğimde alınma bana. Çünkü sen o ‘sen’misin bilmiyorum. Olma ihtimalini saklıyorum içimde.
Bir gece kapı kapandı üstüme. Ben içeride kaldım. Yada sen kapıyı kapattığında ben anahtarı yutmuştum, çizgi film karakteri gibi. Duvardan geçemezdim, Hayalet değildim. Senden geçemezdim. En kolay olanı seçtim. Kendimden geçtim. Olmayışından beri yüzümden döküle o boş bakışların anlamı buydu. Bir rüzgarın kanadına tutunmak istiyorum; en yüksek noktadan ellerim cebimde atlayabilmek için. Sen görmedin, göremezdin. O gün anahtar kilidin içerisinde dönüp, sen güneşin battığı yerin aksine doğru kaçarken kendinden, ben yine ellerim cebimde atlamıştım gözlerinde ki uçurumdan. Eğer bir gün dönmek istersen o gelemediğin yerlerden, aynadan bak yüzüne. Gözlerinin içine, gözbebeğin sandığın zindanda olacağım.
Unutmak ne kolay değil mi? Gerçekten kolay mı bilmiyorum. Hayat basit bir telefon numarası mı ki geçici hafızamdan birkaç saniye sonra silinip gitsin? Çok soruyorum kendime. İçimde ahiret soruları biriktiriyorum. Varlığını bilemem ama yokluğun cehennemimin klimalı odasından bile duyuluyor. Oduna, taşa veya insana gerek yok. En büyük cehennem keşkedir. Dersen yanarsın. Ben keşke diyerek zikir çeken bir müridim sadece. Keşke şimdi burada olabilseydin, keşke, keşke. Hatta anlamadığım matematikle formülasyonunu yapabilirim pişmanlığın: keşke x keşke’nin ‘ne yazık ki’ kuvvetini aldığında çıkan sonuç sadece şeytanın kahkahalarıdır. O gülmüyor şimdilerde. Ama ben varım. Neden kovulduğunu biliyorum cennetten. Neden tanrı ile yarış yaptığını da. Hepsini. Söylersem tanrı küçük bir çocuk gibi mızıkçılık yapacak ve çok büyük kavgalara gebe azraille randevum.
Her insanın kendine sakladığı ufak sırları vardır. Benimde var. Ama ufak sayılmaz. Neden bu halde olduğumu biliyorum. Neden kavgalı olduğumu ve en önemlisi neden, nedenlere boğulduğumu. Konuşmuyorum. Kelimeler ağzımın içinde yönünü arayan yarasalar gibi birbirine çarpıyor. Çünkü biliyorum, adım attığım yer yanıyor ve konuşursam her şey mahvolacak. Bu yüzden susuyorum. Çünkü henüz III. Dünya savaşının çıkmasını istemiyorum.
Amaçsız yaşamayı amaç edindim kendime. Sen gitmiştin. Bir neden aramıyordum nefes almaya. Öylesine müptelası olmuştum ki oksijenin, kısa bir yoksunluğu öldürebilirdi. Çıkamadım oksijeni az mezarımdan, perdeler, parkeler, sıvalar ve boyalar, hatta parmak izlerin bile duruyor bedenimde. Dizlemin üstüne çöküp şükür duası yapan küçük hristiyan kızların tanrıdan bir haber veya ışık bekledikleri gibi bekledim seni. Gelmemiştin ve belki bir daha gelmeyecektin. Bunu düşünerek seni sana ait olanlarla, almayı unuttuklarınla yaşamaya çalıştım. Tarağında 32 saç telin vardı. Geceliğin hala sıcacık duruyor. Belki bilmiyorsun ama ona sarılıyorum geceleri. Köpeğimiz baya büyüdü. Artık onu da serbest bırakma zamanımız geliyor. Kendimizden vazgeçtiğimiz gibi ondan da vazgeçecektik zaten. Buna o da alışmalı. Başka bir sahip bulmalı kendine.Acziyetsizlikten değil, sensizlikten yorgunum. Ama biliyor musun; iyi ki gitişsin. Giderek kazandırdıkların ve öğrettiklerin için teşekkür ediyorum.
Ve son bir not. Dönmek istersen sadece arkana bak!...
Saygılar
-
Yine başladı :/ dur okuycam
-
Gidene gitme demek yanlış ben o gidince susmalıyım yaşanan iyi kötü her ne varsa yaşayıp bitince yutmalıyım .....
-
edit.
-
Sonunda birileri yazmaya başladı, güzel.. :)
-
nevorapat bunu yazdı:
-----------------------------Gidene gitme demek yanlış ben o gidince susmalıyım yaşanan iyi kötü her ne varsa yaşayıp bitince yutmalıyım .....
-----------------------------Ya bi konudanda anlama be adam ne çenesi düşük adamsın sen ya terket ulen antalyayı
-
AchtunG bunu yazdı:
-----------------------------nevorapat bunu yazdı:
-----------------------------Gidene gitme demek yanlış ben o gidince susmalıyım yaşanan iyi kötü her ne varsa yaşayıp bitince yutmalıyım .....
-----------------------------Ya bi konudanda anlama be adam ne çenesi düşük adamsın sen ya terket ulen antalyayı
-----------------------------Sen git ben gelcem
-
başını okudum sanırım bir sevgi yazısı acı dolu. Şuan okuyabiliceğim bişey değiş yarına bırakıyorum klavyene sağlık
-
Seni aradağım cümleler, kelimeler oldu.
Sonra fark ettim;
cümlelerde, kelimelerde seni barındırıyordu köklerinde
ve de en sonda kalmış,
kalması zorunlu kılınmış yüklemlerinde.
Aramayı arar oldum gerçek sandığım seni düşlerimde.
sen bilmezsin, düşlerin içerisinde barındırabildiği gülümseme
aslında sen sandığım güzelliğinin içerisinde..
bu vakitten sonra ne gelecek takat var, ne de peşinden koşabilecek güç var adabı muaşeret kanunlarına uymaya çalışmış;
fakir, ucuz, senden uzak, küçücük benliğimde..
bende yazabiliyormuyum diye birşeyler denedim.
-
çok uzun bi ara okurum
-
Bazen işin ucu cinayete kadar gidebiliyor, sakin olup bir sigara yak denize karşı otur uzakları seyret, koyayım hayata.