Evrim Teorileri
-
Tamamen lise bilgilerime dayanarak yazıyorum. Yanlışlıklar bulunabilir. Yanlış görüşlerim varsa hocalar uyarırsa sevinirim...
Şimdi tutup şöyle bi lise biyoloji kitabını açın. Kitap içerisinde evrim diye bi konu bulunmaktadır... Alt başlıklarını tam hatırlamıyorum.
ARiSTO:
İlk başlıkta ARiSTO amcanın görüşleri yayınlanmakta.
Aristo'nun dediğine göre eski bir gömlek bi yerde tutulursa ve içine buğday taneleri atılırsa kendi kendine fare oluşurmuş : )
Tabii bu görüşe inanan yok her halde günümüzde...
Bu görüş Pasteur denen amca olu tarafından çürütülmüş. Pasteur'ün deneyini lise mezunu herkes bilir. Bu adam iki tane kavanoza balık tavuk vs... etler koyar kavanozun ağzı açıktır. Kurtçuklar oluşu verir.
Diğer kavanozların ise ağzına tel örgü geçirir kurtçukların oluşmadığını görür. Kurtçuklar oluşan kaba sineklerin girip çıktığını yazısında belirtir. Yani anlaşılacağı sinek larvalarından oluşmaktadır kurtçuklar...
Ayrıca Aristo yaprakların göle dökülmesiyle ördeklerin oluştuğunuda yazısında iddaa etmektedir. Bunlar aynen lise katabında var.
Bu olay en basit en eski bir görüş. Ama gel görelim ki halen bokun üzerindeki kurtçukların kendi kendine oluştuğuna inanan insanlar var. Tabii profesyonel evrimciler bundan bahsetmemektedir. Gittikçe teoriler gelicek:
LAMARCK
Lamarck denen muhterem de lise kitaplarında aristodan sonra yer almakta. Evrimi bilenler lamarck'ın darwin'in eğiticisi olacağını hatırlayacaklardır...
Lamarck'ta aristonun dediğinin olamayacağını anlayınca başka bir olayın var olduğunu iddaa etti... Türler arası geçiş... Muhtereme göre canlılar arası geçiş bir anda değil uzun zamanlar sonucu gerçekleşmiştir...
Mendel'in ve Weismann'ın çalışmaları Lamarck'ın evrim teorisinin kalbi olan sonradan kazanılan özellikler aktarılması fikrinin yannış olduğunu gösterdi...
Weismann fareler üzerinde bi deney yaptı. Farelerin 20 nesil kuyruklarını kesti. Ama ve lakin 21. nesil fareler yine kuyruklu doğdu.
Muhterem Weismann:
Bu olaylara evrimi iyi bilen arkadaşlar bile gülerek bakıyorlar. Çünkü onlar modern evrimi ve darwin'i savunuyorlar...
Darwin:
Aslında evrim teorisini muhterem darwin kendisi bile çıkarmadı tamamen lamarck'tan etkiledi... Darwin amca türlerin kökeni diye bi eser piyasaya sürdü. Ve doğal seçilimden bahsetti:
Doğal seçilime göre güçlü olan yaşar ezer, zayıf olan tür ise yok olurdu. Ama görüyoruz ki çok güçlü olan dinazorlar yok oldular. Ama doğduğunda yürümeyi bile bilmeyen aciz insan dünyaya hükmediyor. Ayrıca bakteri gibi çok basit bi canlıda halen yok edilemedi. Oysa doğal seleksiyona göre yok olması gerekiyordu.
Türlerin kökeni eseri ise atmasyonlarla dolu. Lise kitaplarında değinilmiş.
Peki vardıysa böyle bişey ara form nerde? Bu lise kitaplarında da yanılgıları belirtilmiştir...
Modern evrim teorisi 'side kitapta belirtilmiştir.
Modern evrim teorisine göre jeolojik çağlarda yer yüzünde canlı yoktur. NH3(amonyak), CH4(metan) vs... gibi bileşikler vardır ama oksijen yoktur. Gerçi sonraki açıklamalara göre bol miktarda oksijen olduğu ispatlanmıştır. Bu ototrof hitopezi olarakta bilinir.
Ve bu bileşikler su içerisinde (uygun ortam orası olur diye düşünülmüş) bi şekilde birleşerek aminoasitleri oluşturmuştur... Bunu kitapta deney yapan panserma diye biliyorum; organik bileşik oluşturduğunu idda etmiştir. Sonrada hilelik çıkmış deney. Deneyde var olduğu iddaa edilen bileşikler yerleştirilmiş. Ve yıldırımı temsil edilen elektirik devresi yerleştirilmiş; ayrıca ilginç nerden çıktıysa bir soğutucu yerleştirmiş. Ve sonuç olarak bi organik bileşik elde etmiş : )
Bir protein'in elde edilmesi imkansız bir olay : ) Hele bide rast gele olursa... Neyse.
Bunları tamamen lise bilgilerime dayanarak yazdım. Yanlışlıklar içerebilir. Ama en azından toplumda lise okumuş bir genç olarak evrimin imkansız bişey olduğunu biliyorum... Yanlışlıklar varsa bu işi bilen biri tarafından olay güzeltilebilir...
-
millerin yaptığı sahtekarlık bilim dünyasına bomba gibi düşmüştür ama ondan önce nobel ödülü verilmiş ve sahtekarlığı ortaya çıktığı halde ödül GERİ ALINMAMIŞTIR...
ayrıca miller organik bileşikler üretmiştir, amino asite benzeyen küçük organik yapılar.. Ama bunlar vücut tarafından kullanılmayan amino asitler (bildiğim kadarıyla sol elli amino asit denirbunlara)
bizim savunduğumuz teori ise Akıllı Tasarım Teorisi. Kurucusu Debinski ve Micheal Behe dir.. Discovery Bilim Enstitüsünde kurulmuştur.Tüm canlıların ve cansızların tesadüfen değil, bilinçli bir varlık tarafından tasarlandığını savurlarlar.. Ondan ötesine karışmazlar. (Yani bu tasarlayan canlının Allah olup olmadığını söylemezler ama sadece akıllı bir varlıkğı savunurlar) Bunun nedeni de Allah bulmanın ı din ve felsefenin işi olduğunu, bilimin ise buraya kadar savunabileceğini söylerler...
Einsteinin dediği gibi: Bilimsiz din kör, dinsiz bilim topaldır
-
evrim ( sıfır dan varoluş olarak değil de ) mümkün olabilir.
sonuçta Allah, Kur'an da insanları çamurdan yarattığını söyler.
ama bu yaradılışın direk homo sapiens( yada herneyse) olduğundan bahsetmez.
bu yaradılış
**alıntı**
Tanrı bazen "biz" diye konuşur.
"Şüphesiz ki sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri, 6 günde yaratan, sonra da işleri idare ederek arşa yerleştirendir" (Tevbe Suresi)
" O, arşı su üzerinde iken gökleri ve yeri 6 günde yaratandır" (Hud Suresi)
" Gökleri ve yeri ve ikisinin arasındakileri 6 günde yaratan sora arşa yerleşen Rahmandır" ( Furkan ve Secde Sureleri)
"Ey Muhammed! Allah’a eş koşanlara sor! Kendilerini yaratmak mı daha zordur, yoksa bizim yarattığımız gökleri yaratmak mı? Aslında biz kendilerini özlü çamurdan yaratmışızdır."( Saffat Suresi)
" Ey Muhammed! Size yeri iki günde yaratanı mı inkar ediyorsunuz ve ona eşkoşuyorsunuz? "(Araya üçüncü şahıs giriyor) "Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi ve ona yeryüzüne ' isteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin' dedi. İkisi di ' isteyerek geldik' dediler. Allah bunun üzerine 2 gün içinde 7 gök yarattı ve göğün işini kendisine bildirdi.' (Sözü yeniden Allah alıyor):
Yakın göğü ışıklarla donattık ve bozulmaktan koruduk" ( Fussilet Suresi)
"Yahudiler 'Allah' ın eli sıkı' dediler. Dediklerinden ötürü elleri bağlansın.”
Lanet olsun! Hayır! Onun iki eli de açıktır, nasıl dilerse sarf eder." (Maide Suresi)
"Doğu da batı da Allah' ındır. Nereye dönerseniz Allah' ın yüzü oradadır." (Ali İmran Suresi)
**alıntı**
( ki zaman görecelidir :P Tanrı'nın 1 günü bizim 100 yılımız da olabilir) hangi evrelerden geçerek nasıl olmuştur bilinmiyorkafam dağıltı toplayamıyorum.. daha sonra düzenleyebilirim yazdıklarımı
-
Yaw bunlar imkansız. Birey üniversite hazırlık biyoloji kitabında da uzaydan gelme olayı var:
Güya ilk canlılar uzaydan göktaşları üzerinde gelmişlerdir.
Peki bunları getiren özel göktaşları nasıl bişe... Atmosferi nasıl geçti?
Yakmadı mı o atmosfer bu küçük canlıları taşı... Hem bu küçük canlılar o kadar uzun yolcuğu nasıl yaptıda dünyaya geldi? Şimdi en ileri teknoloji unsuru bi araç böyle bi yolculuğu yapabilir mi?
İlginç bişey tabii sorgulamak lazım...
-
hayvan arkadaşım verdiğin örnek güzel ama şöyle bişey var,bazı bakterilerin binlerce derece sıcaklığa dayanabildiği biliniyor.. uzay mekiğine yerleştirilen bakterilerin dünyaya geldiklerinde canlı oldukları kanıtlandı.. Hem bu görüş bize canlıların ilk olarak nasıl oluştuğunu açıklamıyor yine de..
amele arkadaş, evrim değişim & dönüşüm demektir. Ben evrimi kabul ederim.Herşey bir değişim & dönüşüm içindedir.Ama bu değişim bizce türler arasında değildir.Sadece o türün çevresinde kalarak olur.Bu da alt türleri meydana getirir.Örnek olarak afrikadaki insanlar ile avrupadaki insanlar. Afrikadaki insanların akciğerleri ve burun delikleri avrupadaki insanlara göre daha büyüktür.Aramızda böyle küçük farklılık vardır.Ama bu afrikadaki insanların farklı bir tür olduğu anlamına gelmez.Buna alt tür denir...
Gelelim kuran daki Biz ifadesi. Yaratanımız o kadar büyük ki, tek yaptığı işleri ben, meleklerle birlikte yaptıkları işlerede biz diyor. Bu bir nezaket örneğidir. Mesela bi proje yürütüyorsunuz. Proje tamamlandığında biz yaptık diyebiliyorsun, egoistlik yapıp da ben yaptım diyebilir misin?
Mesela evreni 7 günde yarattık (biz) Bir kısmını melekler bir kısmınıda Allah yaratmış olduğunu anlıyoruz.aynı şekilde insanın boynuna kadar olan kısmını melekler, baş kısmını ise H.z. Allah yaratmıştır. Burdaki meleklerin yaratmasını da yanlış anlamayalım.Yaratmak Allah a mahsustur. Meleklerin yaratması ise Allah ın ilminde gizli olan birşeydir.Mesela gerekli malzemeleri Allah hazırlamış ve melekler onu inşa etmiş gibi.. Tıpkı inşaat işçileri gibi.Var olan malzeme ile bir bina yapıyorlar.Allah da meleklerin yapmış olduğu bu işe kendi katında yaratılma diyebilir!
İzafiyet teorisine göre evrende bir zaman farklılığı vardır.Allah mekandan ayrı olduğundan onun için bi zaman kavramı yoktur!Zaman ancak uzay içinde bulanlar içindir.
-
Şu an dünyadaki geçerli evrim teorisi heterotrof hipotezi.Ancak dünyaya gelen ilk canlı bir heterotrofsa besin ve oksijen ihtiyacını nerden karşılamış bu eleman? otorotrofun önce olması gerekmez mi?Hep kafamı kurcalayan sorular..
-
böyle konuları çok okudum ve tartıştım evrim tamamen uydurmadır ve daha sonra darwinin yakın çevresinin itiraf ettiğine göre darwin söylediklerini yalanlamıştır ama bunun bilinmesine rağmen hala savunuluyor
tartışmalarda bir yere varılamıyor malesef herkes gene kendi bildiğinden dönmüyor onun için tartışmayacağım şunu da belirtiyim ertan kardeşim bir şey bilmiyorsun yazdığın küçük yazıdan anlaşılan kadarıyla bence sus bilimsel konuşmaya çalışacağım diye anlamsız cümleler sıralıyor önce oku sonra konuş!
-
yazık yani ne diyim bilim i bile yalanlıyorsunuz artık size paylaşım yapılmaz konuyu açan ark a tşklr
-
HaYVaN bunu yazdı:
-----------------------------Doğal seçilime göre güçlü olan yaşar ezer, zayıf olan tür ise yok olurdu. Ama görüyoruz ki çok güçlü olan dinazorlar yok oldular. Ama doğduğunda yürümeyi bile bilmeyen aciz insan dünyaya hükmediyor. Ayrıca bakteri gibi çok basit bi canlıda halen yok edilemedi. Oysa doğal seleksiyona göre yok olması gerekiyordu.
-----------------------------
Cahilce konuşuyosun burda kaslardan felan bahsedilmiyor türlerin içinde dayanıklı olanların yollarına devam edeceğini ve aralarında mutasyonlarla böyle devam edecğini anlatıyosun yani doğal seleksiyon (seçim) örneğin :
sanayi devrimindeki hava kirliliği ağaç kabuklarının rengini koyulaştırmış, bu nedenle koyu renkli güveler daha kolay kamufle olarak avcı kuşlardan korunmuş ve sonuçta koyu renkli güvelerin nüfusu artmıştır. yani köylerde beyaz kelebekleri şehirlerde siyah kelebekleri gözlemliyebilirsiniz.
bu doğal seleksiyon örneğiydi.
sonra senin dediğin olaya gelelim bir insan 70 derece sıcaklığa dayanamazken bir bakteri çeşidi veya bir virus 200 dereceye kadar (daha da fazla olabilir) dayanabilir. yani dünyada aniden bir ısı değişikliği olsa insanlar yaşamlarını yitirirken bakteriler daha iyi yaşamaya başlıyabilir. dinazorlara gelince buzul çağında yok olduklarını biliyoruz onların bu ani koşullara dayanıklı olmadan öldüğünüde bilmen lazımdı. örneğin senin 10-15 katın olan bir zürefa türü yeryüzünün 5-10 metre üstünden keskin bir bıçak geçse boyu 5 metreden uzun olan tüm zürafalar ölür boyu kısa olanlar hayatta kalır (bebek zürafaları sayma) boy kısalığı genetiktir ve kısa boylu zürafalar birbiriyle çiftleşip ortaya kısa boylu zürafalar çıkardığı için zürafaların boy ortalaması küçülecektir. işte doğal seleksiyon böyle birşey. yani kas olayına bakmıyor dayanıklılığa bakıyor.yeni ortam koşullarına ayak uyduran türler devam ediyor ve aralarında üreyerek yeni bir tür oluşturabiliyorlar.
son olarak bir de şu linkten bir alıntı yapayım.
Bakterilerde Mutasyon
Bakteriler, evrimsel değişmeyi (doğal seçmeyi) incelemek için çok uygun deney modelleridirler. Hepsi safkandır, nüfusun bütün bireyleri birbirinin aynıdır, çünkü hepsi aynı bakteriden üremişlerdir. Her yarım saatte bir yeni bir kuşak doğar, böylece kuşaklar üzerinde nüfus durumunu makul bir süre içinde izleyebilirsiniz.
Şimdi isterseniz, laboratuvarda bir cam kavanoz içindeki bakterilere Birmingham'ın pervanelere yaptığına yakın bir şey yapalım, uygun olmayan bir çevre yaratalım. Kavanozdaki sıvıya bir damla antibiyotik streptomisin ekleyelim.
Bu bakteriler için felâkettir. Çünkü bu, ilaç onlar için ölüm demektir. Büyüme çok geçmeden yavaşça durur ve hücreler ölmeye başlarlar. Bir iki saat içinde bütün hücreler ölmüş gibidir.
Canlı hücre kalıp kalmadığım anlamak için bir test yapabiliriz. Milyonlarca ölü hücre içinde yaşayan bir iki hücre olduğunu görürüz, (diyelim on taneden az). Dahası, bu ender canlı hücrelerin streptomisinin varlığına rağmen çok iyi üreyebildiklerini gösterebiliriz.
İlaçtan hiç rahatsız olmadan, Streptomisine dayanıklılık özelliğini aktararak ürüyorlar. Tek tük yaşamını sürdürebilen bakteriden çoğalan bütün gelecek kuşaklar, bu ilaca dayanıklılık özelliğini kalıtımla alırlar. Bu olayın açıklaması nedir? Son derece büyük bakteri nüfusu içinde (milyonlarca hücre) bir şansımız var; belki de on milyonda bir hücrenin kendisini streptomisin varken veya yokken ortaya çıkabilir, çünkü DNA içinde tümüyle rastlantısal bir değişmedir bu. Eğer streptomisin olmasaydı, bu mutasyonun oluştuğunu bilmeyecektik. Streptomisinin varlığıyla, dayanıklı organizmalar seçildiler, çünkü bu organizmaların avantajları vardı. Streptomisine dayanıklı hücreler, bundan sonra kalabalık bir nüfus oluşturana kadar bölünmeyi sürdürdüler. Yararlı mutasyon geçirmemiş ilk bakteriler, yaşamı o belirli çevrede sürdürecek olanakları olmadığı için ölüp giderler. Temelinde, bu öykü de pervanelerinkine benziyor.
http://www.1001kitap.com/Bilim/Hoagland/hayatin_kokleri/hkb6dogalsecme.html
-
zynp92 bunu yazdı:
-----------------------------
Şu an dünyadaki geçerli evrim teorisi heterotrof hipotezi.Ancak dünyaya gelen ilk canlı bir heterotrofsa besin ve oksijen ihtiyacını nerden karşılamış bu eleman? otorotrofun önce olması gerekmez mi?Hep kafamı kurcalayan sorular..
-----------------------------
Abicim bu durumda şöyle şimdi biz şuan için bitkilerin daha basit bir canlı olduğunu düşünüyoruz bizden ama bize göre değerlendirmemek lazım canlının kendi besinini üretebilmesi için çok kompeks bir yapıya (gelişmiş) sahip olması gerekir ki bu evrimle çelişir.
ilk canlı daha basit olarak kendi besinini üretemiyordu ve oksijenli solunum yapmıyordu zaten dünyanın ilk oluşumundan o2 yoktu çünkü dünya ilk oluştuğunda dünya çok sıcaktı ve o ortamda oksijen bulunamaz ilk canlı çok basit bir canlıydı muhtemel bütün ihtiyaçlarını su buharı ,metan ,hidrojen ,ve amonyaktan karşılıyordu. zaten dünyanın ilk oluşumunda bulunan gazlarda bunlar olmalı. yani hetetrof kendi besinini üretemeyen çok basit bir yapıydı sonra gelişerek ototrof organizmalar ortaya çıktı... -
PanxeR bunu yazdı:
-----------------------------
yazık yani ne diyim bilim i bile yalanlıyorsunuz artık size paylaşım yapılmaz konuyu açan ark a tşklr
-----------------------------PanXer kardeş;
Bilimde bir konu ortaya atıldığı zaman kesindir diyene kadar çeşitli evrelerden geçer..
Son evre de "KANUN" olduğu zaman işte o zaman bilim yalanlanamaz.. ama adı üstünde TEORİ kısmındadır.... Kanıtlanamamıştır, tüm bilim adamları konu üzerinde ittifakta değildir..
Gayet tabii, evrensel bilim kaidelerine göre; teori aşamasındaki bir mevzu doğrulanabilir de yalanlanabilir de...
Bu da bilimin külliyen yalanlandığı manasına gelmez.