Manipulasyon
-
Evet arkadaslar,bu konuda fikirleriniz nelerdir.
(Manipulasyon=insanlarin dusundukleri gibi davranmamalari ve konusmamalari bunun yerine yapay hareketler ve tavirlar olusturarak birbirlerini etki altina almaya calismalaridir.)
Sahsi fikrim,bu bir tur yalan soylemek,karsindakini kullanmaktir ve onaylamiyorum bu tip davranisi.
Yani mesela, kiz arkadasiniz alisverise gitmek istiyor fakat arabasi yok,sizi ariyor ve diyor ki askim seni ozledim gel pizza yiyelim,aslinda kizin asil plani sen degil alisverise arabayla gitmek.
Siz de bu tip davranislar sergiliyormusunuz yoksa direk telefon edip arkadasiniza mehmet,bilader beni migrosa kadar atarmisin?
(konumuz delikanlilik degil,insan davranislari)
Diger kulturdeki insanlarla uluslararasi tecrubeleriniz var ise de yaziniz lutfen.
Benim kisisel tecrubem,ozellikle kanada da,bazi insanlar ilk olarak senin ne sevdigini ya da sana neyin yarar verecegini ogrenince,onu kullanarak kendi isteklerini sana yaptiriyorlar.Bu kulturel birsey ozellikle fakat psikolojik ya da insan davranislari biliminde de aciklamasi vardir.Insan insandir sonucta.
-
Türkiye'de yalan söyleme alışkanlığı çok yüksek. Genetik faktörler ve toplumun sahip olduğu komplekslerin bir yansıması olabilir. Ancak kadınlarda bu oran erkeklere göre daha da yüksek. Kadınlarda herhangi bir sebep olmasa dahi yalan söylediklerini sıkça görmekteyim. Hiçbir gerekçe olmamasına rağmen yalanlar söylüyorlar. Bu sebeple kadınları baz alarak yalan konusunu ele alırsak işin içerisinden çıkamayız. Kadınların neredeyse tamamı yalan üretme makinesi denilebilir. Kendilerine, en yakın arkadaşlarına, ailelerine ve çevrelerine herkese yalan söylüyorlar.
Türkiye tespitime gelirsem, deneyimlerimi bir kenara bırakıp verilerle konuşmak istiyorum.
Birkaç yıl önce dikey geçiş sınavına girdiğim yıl üniversitenin webmaster ekibine girmiş staj yapıyordum. DGS puanları açıklandı ve herkesin puanları soruldu. Ben sordum, başkalarına sordurdum, duyumlar aldım vs.
Toplamda 18 kişinin DGS puanını öğrendim. Üniversitedeki ekipte olduğum için veritabanına erişebildiğimden herkesin TC Kimlik nosu elimde vardı.
Girdim ve tek tek puanlara baktım. Çoğunluk 15 puan üzerini söylerken bir kısmı da 10 puan üzerini söylemeyi tercih etmişti. Bu 18 kişi içerisinden sadece 2 kişi doğru söylüyordu. İşte o zaman teorimi doğrulamış oldum. Bu da böyle bir anımdır...
anonim6918524 tarafından 21/Eyl/12 02:49 tarihinde düzenlenmiştir -
FireX bunu yazdı
Türkiye'de yalan söyleme alışkanlığı çok yüksek. Genetik faktörler ve toplumun sahip olduğu komplekslerin bir yansıması olabilir. Ancak kadınlarda bu oran erkeklere göre daha da yüksek. Kadınlarda herhangi bir sebep olmasa dahi yalan söylediklerini sıkça görmekteyim. Hiçbir gerekçe olmamasına rağmen yalanlar söylüyorlar. Bu sebeple kadınları baz alarak yalan konusunu ele alırsak işin içerisinden çıkamayız. Kadınların neredeyse tamamı yalan üretme makinesi denilebilir. Kendilerine, en yakın arkadaşlarına, ailelerine ve çevrelerine herkese yalan söylüyorlar.
Türkiye tespitime gelirsem, deneyimlerimi bir kenara bırakıp verilerle konuşmak istiyorum.
Birkaç yıl önce dikey geçiş sınavına girdiğim yıl üniversitenin webmaster ekibine girmiş staj yapıyordum. DGS puanları açıklandı ve herkesin puanları soruldu. Ben sordum, başkalarına sordurdum, duyumlar aldım vs.
Toplamda 18 kişinin DGS puanını öğrendim. Üniversitedeki ekipte olduğum için veritabanına erişebildiğimden herkesin TC Kimlik nosu elimde vardı.
Girdim ve tek tek puanlara baktım. Çoğunluk 15 puan üzerini söylerken bir kısmı da 10 puan üzerini söylemeyi tercih etmişti. Bu 18 kişi içerisinden sadece 2 kişi doğru söylüyordu. İşte o zaman teorimi doğrulamış oldum. Bu da böyle bir anımdır...
O iki kisinin erkek/kadin,ortalama yaslari ve hangi kulturden geldikleri de tespit edilebilse aslinda super bir bilgi olur.Benim arastirma sorum bu merak ettigim nokta.
Outliers diye bir kitap var,icersinde bir bolumde diyor ki,bir konuda uzman olmak icin o konu uzerinde yaklasik 10,000 saat gecirmek gereklidir.
Hesaplama yapmislar Bill Gates gibi insanlarla konusma yapip,hakikatten 10,000 saate yaklasik bir sure gecirmisler kendi alanlarinda gelisirken.
cordelian tarafından 21/Eyl/12 02:55 tarihinde düzenlenmiştir -
cordelian bunu yazdıFireX bunu yazdı
Türkiye'de yalan söyleme alışkanlığı çok yüksek. Genetik faktörler ve toplumun sahip olduğu komplekslerin bir yansıması olabilir. Ancak kadınlarda bu oran erkeklere göre daha da yüksek. Kadınlarda herhangi bir sebep olmasa dahi yalan söylediklerini sıkça görmekteyim. Hiçbir gerekçe olmamasına rağmen yalanlar söylüyorlar. Bu sebeple kadınları baz alarak yalan konusunu ele alırsak işin içerisinden çıkamayız. Kadınların neredeyse tamamı yalan üretme makinesi denilebilir. Kendilerine, en yakın arkadaşlarına, ailelerine ve çevrelerine herkese yalan söylüyorlar.
Türkiye tespitime gelirsem, deneyimlerimi bir kenara bırakıp verilerle konuşmak istiyorum.
Birkaç yıl önce dikey geçiş sınavına girdiğim yıl üniversitenin webmaster ekibine girmiş staj yapıyordum. DGS puanları açıklandı ve herkesin puanları soruldu. Ben sordum, başkalarına sordurdum, duyumlar aldım vs.
Toplamda 18 kişinin DGS puanını öğrendim. Üniversitedeki ekipte olduğum için veritabanına erişebildiğimden herkesin TC Kimlik nosu elimde vardı.
Girdim ve tek tek puanlara baktım. Çoğunluk 15 puan üzerini söylerken bir kısmı da 10 puan üzerini söylemeyi tercih etmişti. Bu 18 kişi içerisinden sadece 2 kişi doğru söylüyordu. İşte o zaman teorimi doğrulamış oldum. Bu da böyle bir anımdır...
O iki kisinin erkek/kadin,ortalama yaslari ve hangi kulturden geldikleri de tespit edilebilse aslinda super bir bilgi olur.Benim arastirma sorum bu merak ettigim nokta.
Outliers diye bir kitap var,icersinde bir bolumde diyor ki,bir konuda uzman olmak icin o konu uzerinde yaklasik 10,000 saat gecirmek gereklidir.
Hesaplama yapmislar Bill Gates gibi insanlarla konusma yapip,hakikatten 10,000 saate yaklasik bir sure gecirmisler kendi alanlarinda gelisirken.
Doğru söyleyen kişileri söylersem her ikisi de Türk, batıda doğup büyüyen, erkek ve üniversiteyi daha geç yaşlarda okuyan kişilerdi. Yani sınıfın yaş ortalamasının 4-5 yaş üzerindelerdi. O döneme göre hesaplarsak 24-25 yaşındalardı.
anonim6918524 tarafından 21/Eyl/12 03:03 tarihinde düzenlenmiştir -
konunun başlığını görünce borsa manipulasyonu sandım vay amk :)
-
yaw ne manupilesi arkadaş işte açık açık yalan konuşmak aldatmak hile yapmak ötesi varmı
-
cikarci iliskiler deniliyor buna.
universite de hocayla cok tartismistim ben bu konuyu.
her insanin biryerde veya birinde bir cikari mutlaka vardir derdi. her arkadasligin her dostlugun cikar iliskisi var demisti.
karsi cikmistim
bir anne bebegine bakiyor onun ne cikari var demistim
"buyuyunce kendisine bakmasini isteyecek onunda cikari bu" demisti
-
çıkar üzerine kuruludur tüm ilişkiler bu gerçektir
ahmet benim dostum hertürlü güvenirim çıkar filan söz konusu değil aramızda gibi cümleler tamamen yalandır
çünkü ahmet'le aynı şeyleri seviyorsundur bi yere gidelim dediğinde yok çekmiyordur borç para veriyordur arkanı kolluyordur
yani işin derinine inersek 'çıkar' ilişkileri kaçınıllmazdır.
ayrıca ünlü düşünür house m.d. sözünü hatırlatmak gerekirse ' herkes yalan söyler' :W
-
Kardeşlerim, Türkiye'nin yarısı manüpülasyon yapıyor öyleyse. Bakınız hükümet - şehit haberi. Şehit haberi olunca hükümete kızarlar fakat seçimde yine aynı hükümeti seçerler.
Paradox: insan sövdüğü hükümeti neden seçer, üstüste seçtiği hükümete neden söver. bunu çözersek manipülasyon da çözülür zannımca.
Hayılı cumalar herkese
-
genelde konustugum insanlar her zaman dogruyu soyleyemezsin,dusman edinebilirsin ya da hakkinda iyi olmayacak sonuclar dogurabilir diyor.benim anlamadigim nokta korku neden.
anne cocuk iliskisi bence yanlis cunku yarin ne olacagini bilemezsin o yuzden cocugum bana ilerde bakacak diye bir dusunce tutmayabilir inancindayim.Yani o zaman forumda bir arkadasina bir cevap verdiginde sorusuna ya da ceviri yaptiginda bir cikar dusunuyormusun yoo adamin nickini hatirlamiyorsun bile belki sonra,
(siyasi konular fark kanimca,sectim secildim olaylarina parmak atilmadan olmuyor o is)
-
keşke sadece kız arkadaşını alışverişe götürmekle kalsa. manipülasyonun geldiği boyutu tahmin bile edemezsin.
tarikatlar, siyasi partiler, sendikalar, tüm toplumsal ilişkiler, iş dünyası... kısaca yaşadığımız medeniyeti oluşturan herşey manipülasyon. :)