Bilim Teknik Teknoloji
Aranan Cevap Bulundu: İlk Canlının Nasıl Oluştuğu Keşfedildi
Aranan Cevap Bulundu: İlk Canlının Nasıl Oluştuğu Keşfedildi
-
Dünya üzerindeki yaşamın nasıl ortaya çıktığı sorusunun artık bir cevabı var. Bilim insanlarına göre hayatın başlangıcı, ilk protein yapı moleküllerinin zar yüzeyleri stabil hale getirmesinden geçiyor.
Dünya üzerindeki yaşam bundan yaklaşık 4 milyar önce, karbon açısından zengin ve mineral yapı taşlarıyla dolu bir volkanik çorbada başladı. Buradaki kimyasal reaksiyonlar ilk hücreleri ortaya çıkardı.
İlk hücrelerin yapısı bugün bildiğimiz kadar gelişmiş değildi. İçinde bulundukları çorbada yapılarını korumak ve faaliyetlerini sürdürebilmek için özel iyonlara ihtiyaçları vardı. Bu yüklenmiş iyonlar ise hücreleri saran basit zarlara hasar veriyordu.
Washington Üniversitesi’nden araştırmacılar bu sorunun çözümünü, sadece Dünya’nın ilk dönemlerinde gezegenimizde bulunan maddeleri kullanarak yaptıkları testlerde ortaya çıkardı. Yağ asitlerinden oluşan zarların yüklü iyonlarla karşılaştıklarında dengelerini sağlama görevi, proteinlerin yapı taşları olan amino asitler tarafından yerine getiriliyor. Sonuç olarak ilk genetik kodların RNA’lara kaydedilmesi için gerekli olan magnezyum alınırken hücre zarının yapısı da korunmuş oluyor.
Araştırmanın sonuçları 12 Ağustos’ta Proceedings of the National Academy of Science’da yayımlandı. Dergide yayımlanan makale yalnızca amino asitlerin hücre zarını dengelenmesine değinmiyor. Makalede ayrıca zar yapısının, proteinlerin ve RNA’nın antik Dünya üzerinde ortaya çıktıkları dönemde birbirleriyle uyumlu ve etkileşim halinde hücre içi yerleşimlerini gerçekleştirdiklerini de açıklıyor.
Araştırmanın yazarlarından olan kimya ve biyomühendislik profesörü Roy Black, hücredeki yapıların çok farklı yapı taşlarından oluştuklarını ve neden fonksiyonel şekilde bir araya geldiklerinin bugüne kadar çözülemediğini söylüyor.
Araştırmada yer alan diğer isim olan kimya profesörü ve zar uzmanı Sarah Keller, Black’in yağ asitlerinin yaşamın oluşmasına destek verdiği teorisini test ettiklerini söylüyor. Yağ asitleri kendi başlarına zar dokusu oluşturabiliyor. Araştırmacılara göre bu yapı, diğer hücre içi oluşumların ortaya çıkması için gerekli olan şartları sağlıyor. Değişik molekül ve atomların oluşturduğu bir çorbanın içerisinde zar yapısının, RNA ve proteinler için gerekli olan kümelenmeyi sağladığını söyleyen araştırmacılar, yağ ile birleşen amino asitlerin yapıyı tuzlardan da koruduğunu söylüyor. Tuzlar, o dönemde de tıpkı bugün olduğu gibi yaygındı.
Işık mikroskopisi gibi çeşitli yöntemlerle yapılan incelemelerde 10 farklı amino asitin hücre zarıyla etkileşimleri incelendi. Amino asitlerin hücre zarlarını şekillendirmede etki ettikleri ve soğan katmanlarını andıran yapılar oluşturduğu açıklandı. Bulgulara göre zarlar, ilk hücreler için ortaya çıkan temel yapılar oldu ve RNA ile proteinlerin bir araya gelebilmesini sağladı.
Yaşamla ilgili esas dikkat çekici nokta ise farklı yapı taşlarından oluşan farklı maddelerin birbirlerine bağlanarak bir makine üretebilmesidir. Washington Üniversitesi ekibi bu durumu da inceledi ve başka laboratuvarlar ile birlikte çalışmalar yaparak alanda yeni fikirler için çalışmalara başladı.
Kaynak: https://scitechdaily.com/
-
Bu olay zaten yıllardır bu şekilde tahmin ediliyor ilk hücrenin bir yağ tabakasıyla ya da zarla kaplanması ve korunması sonrasında hücrenin kendini bölmesi vs. Curiosity evrim belgeselinde de anlatılıyordu. Çok şaşırtıcı gelmedi bana açıkçası. Hücrenin oluşumunu tetikleyen şeyin de bu volkanik suya düşen yıldırım olduğu düşünülüyor.
Yazı aşırı boş geldi bana bilimsel dayanaktan ziyade tekrar eden cümleler, zaten bildiğimiz bilgiler tabii makalede ayrıntılar vardır da bu içerik çok halk ağızı olmuş boşuna okudum :D
-
Adem yasak elmayı yedi cennetten AB banı yedi işte bilim adamları boş yapmasın .s.s
-
Birşeyi bilmezsen o şeye hayret(iman) edersin. Bir şeyi bilirsen "işte bu kadar basitmiş" dersin.
___Bilim adamları Bilime katkı sunmak istiyorlarsa. Yalan makinesinin Cep boyunu yapıp piyasaya sürsünler.
Böylece bu makineyi din adamlarına ve devlet adamlarına doğrultup, yalan söyleyip söylemediklerini görebiliriz. -
Şöyle bırakalım;
https://youtu.be/5_uO-JBjBjU
-
rahmandaburda bunu yazdı
Birşeyi bilmezsen o şeye hayret(iman) edersin. Bir şeyi bilirsen "işte bu kadar basitmiş" dersin.
___Bilim adamları Bilime katkı sunmak istiyorlarsa. Yalan makinesinin Cep boyunu yapıp piyasaya sürsünler.
Böylece bu makineyi din adamlarına ve devlet adamlarına doğrultup, yalan söyleyip söylemediklerini görebiliriz.Dogmatik inançlarda yalan makinesi nasıl işleyecek? Makine insanın duygularına göre yalan söyleyip söylemediğini tespit ediyor. Dogmatik inanca sahip kişi zaten bunu doğru kabul edip sorgusuz sualsiz kabul ettiği için makine de onun doğru söylediğini varsayacaktır.
-
Hücre üstü bir yapıyı, RUH'u önce anlamak, ya da kanıtlamakla ilgili çalışsalar, hcre oluşumu ile ilgili konularda ve ilk olanla ilgil görüşlerinde parlak açılımlar olabilir.. Canlı varlıkların hücresel bütünlüğünü hücre üstü bir bilinç bir arada tutmaktadır, o bilinç hücreden ayrıldıktan sonra, var olan bir hücresel bütünlük (Beden) yok olmaktadır.. Buradan yola çıkmalarını tavsiye ederim..
-
ShockMan bunu yazdı
Hücre üstü bir yapıyı, RUH'u önce anlamak, ya da kanıtlamakla ilgili çalışsalar, hcre oluşumu ile ilgili konularda ve ilk olanla ilgil görüşlerinde parlak açılımlar olabilir.. Canlı varlıkların hücresel bütünlüğünü hücre üstü bir bilinç bir arada tutmaktadır, o bilinç hücreden ayrıldıktan sonra, var olan bir hücresel bütünlük (Beden) yok olmaktadır.. Buradan yola çıkmalarını tavsiye ederim..
Ruh diye adlandırdığımız varlık da dogmatik bir inançtır. Varlığı yada yokluğu kanıtlanmamış ve somut bir göstergesi belirtisi olmayan şeyi bilim nasıl inceleyebilir? Ancak metafizik konusuna girer ki o da ne kadar bilimdir orası şüpheli.
-
qoqo bunu yazdırahmandaburda bunu yazdı
Birşeyi bilmezsen o şeye hayret(iman) edersin. Bir şeyi bilirsen "işte bu kadar basitmiş" dersin.
___Bilim adamları Bilime katkı sunmak istiyorlarsa. Yalan makinesinin Cep boyunu yapıp piyasaya sürsünler.
Böylece bu makineyi din adamlarına ve devlet adamlarına doğrultup, yalan söyleyip söylemediklerini görebiliriz.Dogmatik inançlarda yalan makinesi nasıl işleyecek? Makine insanın duygularına göre yalan söyleyip söylemediğini tespit ediyor. Dogmatik inanca sahip kişi zaten bunu doğru kabul edip sorgusuz sualsiz kabul ettiği için makine de onun doğru söylediğini varsayacaktır.
Bilimin ilerlemesi dinlerin yanlış olduğunu göstermiyor ne yazık ki :)
Asıl tanrının var olduğunu yavaş yavaş öğreniyorlar :) tabi ki de insan kör değil ise.
Masalda anlatılanlar gibi değil hiç bir şey :) ne adem isimli bir canlı nede havva diye seksi bir kadın vardı :)
İnsanlar okumak yerine duymayı tercih ettiler aptal insanlardan. Okuyan bilir zaten doğruyu.
İkra demiyor boşuna :) okursun mantıklı gelir iman edersin okursun mantıksız gelir kabul etmezsin. Her şey senin hür iraden. Seçimi kendin yapıyorsun.
Ya iman etmeyip ölümden sonrasının olmadığını düşünüp ona göre yaşar zevkini yaşarsın. Ki bu durumda eğer gerçekten ölüm sonrasında bir olay örgüsü yoksa iman etmemek en mantıklı seçenek olur.
Yada iman edip ölümden sonrası için hazırlasın kendini. Eğer ölüm sonrası bir durum varsa en mantıklı seçenek de bu.
Sıfır yada bir abi..
-
qoqo bunu yazdıShockMan bunu yazdı
Hücre üstü bir yapıyı, RUH'u önce anlamak, ya da kanıtlamakla ilgili çalışsalar, hcre oluşumu ile ilgili konularda ve ilk olanla ilgil görüşlerinde parlak açılımlar olabilir.. Canlı varlıkların hücresel bütünlüğünü hücre üstü bir bilinç bir arada tutmaktadır, o bilinç hücreden ayrıldıktan sonra, var olan bir hücresel bütünlük (Beden) yok olmaktadır.. Buradan yola çıkmalarını tavsiye ederim..
Ruh diye adlandırdığımız varlık da dogmatik bir inançtır. Varlığı yada yokluğu kanıtlanmamış ve somut bir göstergesi belirtisi olmayan şeyi bilim nasıl inceleyebilir? Ancak metafizik konusuna girer ki o da ne kadar bilimdir orası şüpheli.
Hocam, bahsettiğiniz bilim günümüz bilimidir, katmansal niteliklerde bilimsel yükselmeler yaşanabilir, tabi gelecekle ilgili gelişmelere bağlı bu durum. Gelecek biliminde emin olun enerjinin korunumu dediğimiz yasalar bile değişecektir, çünkü evrende bizim henüz bilimsel olarak algılayamadığımız, ama sonsuz düzeyde bir devinimin olduğunu bilincimiz ile aslında biliyoruz, buda bildiğimiz bazı yasaların gelecekte değişebileceğine işaret eder.. Henüz evrenle ilgili bilgilerimiz çok fazla yetersiz seviyede.
Bilinen bilimsel yasalarımız, dünya gezegeni düzeni ile ilgilidir, evrensel nitelikte bir bilime henüz girmiş değiliz.
ShockMan tarafından 14/Ağu/19 13:51 tarihinde düzenlenmiştir -
qoqo bunu yazdıShockMan bunu yazdı
Hücre üstü bir yapıyı, RUH'u önce anlamak, ya da kanıtlamakla ilgili çalışsalar, hcre oluşumu ile ilgili konularda ve ilk olanla ilgil görüşlerinde parlak açılımlar olabilir.. Canlı varlıkların hücresel bütünlüğünü hücre üstü bir bilinç bir arada tutmaktadır, o bilinç hücreden ayrıldıktan sonra, var olan bir hücresel bütünlük (Beden) yok olmaktadır.. Buradan yola çıkmalarını tavsiye ederim..
Ruh diye adlandırdığımız varlık da dogmatik bir inançtır. Varlığı yada yokluğu kanıtlanmamış ve somut bir göstergesi belirtisi olmayan şeyi bilim nasıl inceleyebilir? Ancak metafizik konusuna girer ki o da ne kadar bilimdir orası şüpheli.
Keşke askerliği yaptığım sırada komutanım siz olsaydınız hocam ateizm, din ve evrim üzerine saatlerce konuşabilirim @qoqo hoca ile^^