folder Tahribat.com Forumları
linefolder Derin Konular
linefolder Ateizme Girişte Yaşanan Sıkıntılar



Ateizme Girişte Yaşanan Sıkıntılar

  1. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    overlocker
    overlocker's avatar
    Kayıt Tarihi: 28/Ocak/2013
    Erkek
    KasiRGamsi bunu yazdı

    çok derin düşündükçe sarpa mi sariyor acaba...

    hocam katılıyorum :) 


    boş
  2. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    kofcu
    kofcu's avatar
    Kayıt Tarihi: 29/Ağustos/2014
    Erkek

    Hocam yaşadığın şey varoluşsal kriz. Biraz araştırıp kendine göre bir çıkar yol bulabilirsin. Varoluşsal kriz ateizme özgü bir durum değil bu arada herkes yaşayabilir. Çıkar yolları farklı, kolay ya da zor olabilir. Senin için bir çıkar yol örneği şunu tavsiye edebilirim: https://www.youtube.com/watch?v=MBRqu0YOH14 

    Kendi çıkarını kendine göre de ayarlayabilirsin tabi. Mesajımı şu şekilde bitirmek istiyorum:

    İnsan yapısı gereği boş kalmaya dayanamaz. Sürekli avlanıp, gelişip, daha iyi olmak için evrimleşmiştir. O yüzden kendimize gerçek bir hedef koyup, bu gerçek hedefe kendimizi adamadıkça çeşitli enerji emici işler ve sıkıntılardan kurtulamayız.

    Ek: iraden dışındaki şeyler için üzülme, çünkü bu tür şeylere üzülmek ayın görünüşünü beğenmeyip neden bu kadar çirkin diye üzülmek gibi. sonuçta bazı şeyler ayın görünümü gibi, değiştirebileceğin bir şey değil. boş yere kendini paralama :) 

     

    kofcu tarafından 30/Oca/19 21:48 tarihinde düzenlenmiştir

    ben de sevgiden yanayım...
  3. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Nikoteen
    Nikoteen's avatar
    Kayıt Tarihi: 31/Temmuz/2005
    Erkek
    Tnrsk bunu yazdı

    Bi tanrinin olmadigina nasil ikna oldun hocam merak ediyorum, ne olursa olsun bi tanri olabilir sonucta hic bisey yapmadan orada oylece durup kendini bulmamizi isteyebilir yada istemeyebilir, tabi boyle bi tanri benim icin zaten yok hukmundedir dusuncesinin disinda bi tanrinin kesinlikle olamayacagi dusuncesine nasil kavustun

    Maalesef bunun bir formülü yok. ,ntihar gibi düşün; Aklı başında hiç kimse yaşadığı ilk büyük zorluk karşısında intihara yeltenmez fakat bazı şeyler o kadar birikmiştir ki artık devam edebilmek için denenecek "yeni bir yol" kalmamıştır ve diğer yollardan da zaten geçmişsindir.

    Tanrıya bok atmakta kolay, bunu da düşündüm elbette hatta sırf seçemediğim şeylerden dolayı, başıma gelmesini kesinlikle öngöremeyeceğim veya engelleyemeyeceğim şeylerden dolayı tanrıyı suçlamaktansa şöyle bir şey düşünüp buna inanarak da yaşadım 10sene kadar boyunca; Tanrı, bir nedenden ötürü evreni yarattı ve yine bir nedenden ötürü biz o evrende var olmak istedik. Yani sadece burada var olmayı isteyerek yaşadığımız her şeyin sorumluluğunu aldığımızı fakat bunu hatırlamadığımızı düşündüm.Peki tanrı böyle bir şeye izin verdiyse o da az çok olanlardan sorumlu değil midir? dedim ve olamayacağına kanaat getirdim çünkü hür irademize saygı duydu.

    Peki mühim olan sadece bizsek dedim hayvanların ahiret hayatı neye göre olacaktı yani bir ev köpeği hayatı yaşamış bir ruh(?) ile hayatı boyunca avının peşinde binlerce km koşmuş ve sonunda da başka bir türdeşi tarafından vahşice öldürülmüş bir tundra kurdu arasında hiç mi fark olmayacaktı? Tüm spesifik örnekleri de geçelim hatta; bir anımı anlatayım, bir gün yolda acılar içinde bir kedi gördüm daha doğrusu çöp tenekesinin içinde ayağına basamıyordu neyse aldık bursa hayvan hastanesine götürdük kemiği kırılmış ama iyileşecek muhtemelen de kalıcı bir şeyi olmayacak dedi veteriner. Bir kere akıl sahibi biri körükörüne inanmadan önce şunu düşünür; O kedinin günahı neydi? Kedi nasıl günah işleyebilir ya da sevap? Fakat bir can olduğu için acı çekebilir, çekti de! Fanatik bir dindar burada şunları diyebilir; Onlar zaten toprak olacak ya da onlara sorgusuz sualsiz ruhani bir zevk hayatı olacak fakat her ikisi de çıkmaz sokak çünkü dediğim gibi eğer bir tanrı varsa ve tüm hayvanları toprak edecekse sonsuza dek, bu ZALİM bir tanrıdır çünkü hemen hemen her hayvan yaşamında acı çekmiştir ve tanrı onları sırf yeşillik olsun var etmiş fakat acı çektirmeden de ruhlarını almamıştır dolayısıyla böyle bir tanrıyı kabul etmek aynı zamanda onun adil olmadığını da dilediği zaman bize de öldükten sonra işkence yapabileceğini kabul etmektir. Böyle bir tanrıya inanıp inanmamak da hiç bir önem arz etmez.

    Diğer ihtimale gelelim; Hayvan bedenindeki ruhlar(?) dakendi istekleriyle yaratılmış olsunlar ve başlarına gelecek her şeyi önceden kabul etmiş sayılsınlar nedeni cennet olsun çünkü bu kabullenişin başka bir açıklaması yok (tanrıya bok atmamak için böyle bir senaryo kuruyoruz, amaç burada tanrının var olduğuna ve adil bir varlık olabileceğine ihtimal verebilecek bir senaryo bulmak) o zaman hayvanların yaşam kaliteleri arasındaki farklılığın bir anlamı olabilirdi fakat buna inanmakta düşünen biri için şu soruyu doğurur; Peki, insanlar olarak biz neden hayvanlar gibi kendi kendine eziyet eden bir beyin ile "varoluş" sancıları çekmeye mecbur kılındık. Neden derdimiz, atalarımız gibi avlanmak ve üremekten ibaret kalmadı? Neden evrildik??? Çünkü tanrı evrim denen prossesi de yarattı ? İyi de, niye? Evrim, bir yok oluş tarihidir. Hiç tanrı işi gibi durmuyor. Evrim vahşi ve gaddardır hiç ruh işi gibi durmuyor.

    Yakın bir gelecekte CRISPR ile belki de evrimin dizginlerini de ele alacağız o zaman tanrının yarattığı evrimin hala bir amacı kalacak mı? Hayvanların çoğu üremek için ağır yaralar aldığı çarpışmalara giriyor, belki önceden atalarımız da öyleydi. Nasıl bir tanrı, ne tür psikopat bir tanrı yarattığı şeyin üremesi için bile acı çekmesini zorunlu kılar?

    Yani neresinden tutarsan tut hocam, bu tanrı işi elinde patlıyor iki seçeneğin var ya zalim bir tanrıya inanacaksın ya da sonsuza dek yok oluşu kabul edeceksin. Ulan kendi kendimi teselli ettim resmen, valla yok oluşu kabullenmek böyle daha kolaymış :D


    Troubles'll come & they'll pass
  4. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    O Şimdi Astek
    deja-vu
    deja-vu's avatar
    Kayıt Tarihi: 07/Aralık/2007
    Erkek

    Kafa karıştıracak birşey yok mq insanoğlunun narsistliğinden çıkıyor ortaya din denen safsata. Sümer-Asur tarihini iyice araştırın. Gündelik yaşamlarını şekillendiren yasalarının türkçe çevirilerini okuyun bakalım. Sonra İslamla karşılaştırın benzerlikleri. 

     


    Almanya Fatihi
  5. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    tosun
    tosun's avatar
    Kayıt Tarihi: 31/Ağustos/2005
    Erkek

    Riski sevmem, anlayana..

  6. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Nikoteen
    Nikoteen's avatar
    Kayıt Tarihi: 31/Temmuz/2005
    Erkek

    Risk ile korkuyu ayırt edebilirim, belli ki ayırt edemeyenlere...


    Troubles'll come & they'll pass
  7. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Tnrsk
    Tnrsk's avatar
    Kayıt Tarihi: 01/Ağustos/2005
    Erkek
    deja-vu bunu yazdı

    Kafa karıştıracak birşey yok mq insanoğlunun narsistliğinden çıkıyor ortaya din denen safsata. Sümer-Asur tarihini iyice araştırın. Gündelik yaşamlarını şekillendiren yasalarının türkçe çevirilerini okuyun bakalım. Sonra İslamla karşılaştırın benzerlikleri. 

     

    Ona cevaplari su sekilde, allah zaten her kavme peygamber gonderdigi icin sumerlerin yada diger medeniyetlerin islamla olan benzerligi allahin varligini kanitliyo, sen diyosunki islam yada diger dinler varliklarini sumerlere yada diger medeniyetlerin uzerine kurdu ben de buna katiliyorum ama adamlarin kafasinda allah zaten ilk insandan beri mesajlarini ilettigi icin tabiki benzerlik olacak seklinde


  8. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    DadasAdam
    DadasAdam's avatar
    Kayıt Tarihi: 31/Ocak/2013
    Erkek
    ShockMan bunu yazdı

    Bence bütün insanlar tek bir ruh, farklı zaman boyutunda, çeşitli bedenlerde ve çeşitli kişiliklerle yaşamı deneyimliyoruz.. Genel amaç bütünün faydasına olacak, temel bir öğrenim, temel bir Ruhani bilgi havuzu oluşturmak, bu uğurda bir çok farklı yaşamlarda enkarne olduğumuza inanıyorum, yani gördüğün her kes aslında sensin.. Ama zaman perdelerimiz farklı ve zaten hiç bir beden ruhunu içinde taşımıyor, Ruh bana göre sınırsız bir güçtür, düşünen bir güç, mahiyeti hakkında bedenli akıl fikir yürütemez, bu sınırsız gücü beden taşıyamaz, bu nedenle bedeni uzaktan komuta etmektedir, ve bedende azaltılmış bir bilinç ile yaşamı deneyimlemesi ilahi bir amaç içermektedir. Ben böyle düşünüyorum, isteyen padişah gibi hüküm eden bir tanrı, ve tanrının sözleri ile güdülmek istesin, isteyen de Tanrının peygamberlerinin hükümleri ile insan mahkemeleri gibi mahkemeler ve yanılacak olan bir ortam ve sonsuza kadar sıkılarak kalabileceği bir cennete inanmakta serbest. Şarap ırmakları akan bir cennet, Sütten akan ırmaklar neyse. :)

    Bu arada Ateist değilim. Işık İşçisi oldum, Deistten farkı, Tanrıdan gelen mesajlara dine dönüştürmeden, mesaj ve mesajı getireni kutsallaştırmadan anlamamızdır, Meleklerden ve Tanrıdan gelebilecek mesajlar var, ve bu mesajlar şimdi bile gelmektedir.. Mesajları Kutsallaştırmanın insanlara dayatmanın ve insanları birbirine kırdırmanın alemi yok.

     

    Kalın yaptığım kısım LSD triplerimde deneyimlediğim bir düşünce tarzıydı. Daha önce böyle bir düşüncem yoktu bu arada. Tamamen LSD etkisindeyken gelişti herşey. İnsanlar, hayvanlar, bitkiler kısacası canlı olan herşeyle bütünleştiğimi hissetmiştim. Ve bizler bu bütünün parçalarıyız ve hepimiz aynıyız, hepimiz biriz. İliklerime kadar hissetmiştim bunu...

    Bu da evrimle bütünleşen bir düşünce tarzı çünkü evrimin başlangıç noktasına gidersek hepimiz birdik. Canlı ve cansız olan herşeyin çekirdeği aynıydı.

    Bu yüzden herşeyin tek ruh olduğuna ben de inanıyorum.


    Bir anadan dünyaya gelen yolcu...
  9. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    siyahbereli
    siyahbereli's avatar
    Kayıt Tarihi: 03/Ocak/2006
    Erkek

    Konu ile ilgili değil ancak, Kader mevzusu kafamda hep soru işareti bırakmıştır.

    şöyleki, kaderin vardır, onu yaşarsın, ve akıl ve mantıkla doğru olanı seçerek kaderini şekillendirirsin. 

    Akılla kaderine yön vereceğin, yani mantıklı seçimler yapacağının sonucu kaderde belli ise, mantıkla seçim yapmak ta kaderde yazılı oluyor,

    yok öyle değil aklınla fikrinle kaderine teslim olmadan yaşayabilmek gerekir demekte, kader diye bir şey olmadığını savunmak mıdır?

    Yani özetle, kader deyip geçemezsin derken seçimi sana bırakıyor demek kaderin dışına çıkabilirsin demek oluyor.

    yok seçimlerle  kaderin dışına yine çıkamazsın demekte, topyekün yaşam kaderin elinde demek olmuyor mu

     


    Yapmadıklarınıza pişman olmaktansa, Yaptıklarınıza pişman olun...Yapın pişman olun, yada yapmayın yine pişman olun.
  10. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    GusFring
    GusFring's avatar
    Kayıt Tarihi: 24/Haziran/2009
    Erkek

    Ben de daha gelişmiş canlıların simülasyonu içerisinde olduğumuza iyiden iyiye takmaya başladım.  Yıllarca dönem dönem gelip giden bir tribimdi, artık aklıma iyiden iyiye yapışmaya başladı.

    Son zamanlarda simülasyon ile alakalı gözüme fazlaca zımbırtı takılması da beni huylandırıyor. Örneğin, tam benim tripler tavan yapmışken Black Mirror simülasyon konsepti çıkardı, bu durum evreni simüle edenin bana gönderdiği bir göz kırpması olarak geldi. Kafayı mı yiyorum, gerçeği mi buluyorum.

    Ek Teori:

    Bir diğer olabilir diye düşündüğüm şey ise gerçek hayatta bir hastane yatağında komada olup şu an o komanın çok gerçekçi rüyasını yaşadığım yönünde. Beni bu düşünceye sevk eden şey ise şuydu: Bir gün yatakta uzanmışken kulağıma annemin sesinin Uğur biz buradayız, yanındayız, aç gözünü dediğini işittim. Çok gerçekçi bir sesti ve bu düşünce aklıma zank diye düştü. O zaman bunu kendime nasıl yanlışlarım diye sordum ve kötü rüyalardan uyanmak için aklıma yüksek yerlerden atlayıp kendimi öldürdüğüm geldi. Bu yöntem ile eğer rüyadaysam uyanabiliyordum. Fakat gerçek sandığım hayatta bunu denemeye götüm yer miydi? Ya komadaki rüyada değilsem diye düşündüm.

     

     

    GusFring tarafından 30/Oca/19 22:40 tarihinde düzenlenmiştir
Toplam Hit: 4735 Toplam Mesaj: 43
ahiret inancı ateizm deizm