folder Tahribat.com Forumları
linefolder Genel
linefolder Beyazıt'taki Ofisimize Bilgisayar Kurulacak



Beyazıt'taki Ofisimize Bilgisayar Kurulacak

  1. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    iMPaLa
    iMPaLa's avatar
    Kayıt Tarihi: 04/Ağustos/2006
    Erkek

    Arkadaşlar merhaba

    Fatih beyazıtta bulunan ofisimizdeki 3 bilgisayardan 2 sine format atılıp ofis programları kurulacak be ana bilgisayarla yazıcı bağlantısı yapılacak. 

    Ücret dahilinde buradan bir arkadaşımız harçlık kazansın istedim. Yapılacak şey çok zor değil yukarıda belirttiğim kadar. 200-400 lira arası bütçe ayırabiliriz.

     

    pm den ya da buradan yazmanız halinde dönüş yapar adres verebilirim.

  2. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    KotomineKirei
    KotomineKirei's avatar
    Kayıt Tarihi: 23/Temmuz/2013
    Erkek

    @saviorangel 

     


    They were crying when their sons left. God is wearing black. He's gone so far to find no hope, He's never coming back. They were crying when their sons left. All young men must go. He's come so far to find the truth, He's never going home.
  3. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Grafiker
    SaviorAngel
    SaviorAngel's avatar
    Kayıt Tarihi: 30/Nisan/2016
    Erkek

    hocam şu an antepteyim pazartesi akşamı geleceğim eğer uygun olursa çarşamba günü gelip tüm kurulum ve formatları halledebilirim 

    okey dersen pm üzerinden telefon numaranı atarsan 


    No way out
  4. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    iMPaLa
    iMPaLa's avatar
    Kayıt Tarihi: 04/Ağustos/2006
    Erkek

    1 hafta içinde bu işi sonlandırmak niyetindeyiz. Pazartesi de olur ama zor iş olmamasına rağmen gerçekten kendine güvenen bir mürid yazarsa iyi olur

  5. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Gececi
    NighT_JudGe
    NighT_JudGe's avatar
    Kayıt Tarihi: 09/Aralık/2008
    Erkek

    pm  attım  hocam  arkadaşın  bilgilerini  


    Cahildim Dünyanın Rengine Kandım
  6. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Grafiker
    SaviorAngel
    SaviorAngel's avatar
    Kayıt Tarihi: 30/Nisan/2016
    Erkek

    Müridle anlaştık


    No way out
  7. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    RETRET
    RETRET's avatar
    Kayıt Tarihi: 16/Eylül/2007
    Erkek
    SaviorAngel bunu yazdı

    Müridle anlaştık

    Ofis beyazıttaysa üniversiteye yakın, yaşlanmışız bak anılarım depreşti :( ne çok severdim üniversitesinin akıllı ama çirkin bakımsız kızlarını, ordaki çakma solcuları, osuruktan milliyetçileri, yobaz sahafları... boktan semaver çayını; biz yazılım olayını kitap+cd+kurs üçlemesiyle çözerdik, cd lükstü çoğunlukla disket ya da maille gelirdi kodlar... Sene dinazorların çocukluktan gençliğe geçtiği sene üniversitenin tarihi kapısı önünde birisi bana doğu beyazıt türkçesiyle kahverengi kızmızı yazılı bir kitap uzattı delfi abee dedi, o ne ola ki dedim, abi bu tuurbo passgal yazıyor dedi, alla alla dedim cd leri aldım elime dedim bu cd ler bu kitaba ait değil, hoca böyle sattırıyor dedi, kodlar gerçekten kitaba ait değildi ama yardımcı olmak için derlenmişlerdi. Delphi Unleashed baskı 1. kitap elinde fazladan kalmış yoksa o paraya vermezdi doğu kurnazı... O senelerde müslümandım, boğaziçi üniversitesi tarih bölümü öğrencileriyle takılırdım çoğu milli gençlik vakfı üyesi ve refah partiliydi, boğaziçi üniversitesine girip bilgisayarları kullanmak için onlara ihtiyacım vardı; bunların ne ayrıcalığı vardı bilmiyorum ama pazar günü de laboratuvarı kullanabiliyorlardı, o güzelim yeşil ekranlı hansol monitörleri tuşları çıkartılıp takılan IBM klavyeleri unutamıyorum, tarihi geçit, resital eski yeni her şey var ve hepsi çalışıyor... O yıllarda yine her şey vardı ama her şeyin yerini öğrenmek gerekiyordu ve ciddi zaman ayırmak gerekiyordu, bilgi değerliydi ve sadece arayana veriliyordu. Sağcı solcu kavgası vardı beyazıtta hepsi aşırı salak gençlerdi uzaktan izlerdim onları mal mı bunlar diye sorardım kendi kendime. Devlet kütüphanesinde ders çalışmaya orta okulda başlamıştım zaruri bir işti bu çünkü kaynak yoktu, bir şeyi britanicada, grosser da, veya larousse serisinde bulamıyorsan kütüphaneye giderdin bunun yeri de beyazıttı, eğer kaynak kitabı alman gerekiyorsa sahaflara geçerdin, pazarlık sünnet tabi. Benim yaz ayları rutinim genellikle hangi üniversitenin labına dalabilirsem orada ve devlet kütüphanesi arasında geçiyordu. Kütüphaneden çıkar sahaflardan kapalı çarşıya yürüyerek dönerdim, Nuruosmaniye Camii vardı imamı tanıdıktı onun orada dinlenirdim biraz vaaz alırdım bazen namaza denk gelirdi, daha sonra çemberlitaşa kadar yürürdüm, sırayla çok lezzetli dönerciler vardı mutlaka et döner alır yerdim, çok güzel rus kadınları vardı; o yıllarda tabi yaptıkları işler malum ama ben o gözle bakmıyordum mermer sütuna bakar gibi bakıyordum onlara çocukluk saflık mallık işte. Ayasofyaya iner turistler üzerinde ölümcül ingilizce denemelerimi yapardım, sultanahmet ayasofya aya irini bunlar speaking bölgeleriydi. bizim için native speaker demek turist demekti gerçi o yıllarda telaffuzu kimse sallamıyordu ama olsun. Yaşlandığımı anlamak için çocukken ve gençken gittiğim yerleri anımsamam gerekiyormuş, insan 14 19 arasında her şeyden çılgın keyif alıyor, yaşlandıkça hayattan alınan haz azalıyor, bu köprünün altından çok su akmış gitmiş, gidip antiaging plates falan yapayım çok efkarlandım bak şimdi...  Beyazıta kadar gidiyorsan oradan Arkeoloji müzesine in acayip şeyler var orada, Sarnıca da git medusayı da gör benden selam söyle medusa reise, seni özlemiş ama sarnıçtaki restoranda yemek yiyecek parası kalmamış topu dikmiş de o sever beni.


    ulan hepiniz yaşlanmışlınız size inat ben yaşlanmayacam saç da ektirecem pilates de yapacam, götümü yiyin.
  8. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    noname
    noname's avatar
    Kayıt Tarihi: 23/Ağustos/2005
    Erkek
    RETRET bunu yazdı
    SaviorAngel bunu yazdı

    Müridle anlaştık

    Ofis beyazıttaysa üniversiteye yakın, yaşlanmışız bak anılarım depreşti :( ne çok severdim üniversitesinin akıllı ama çirkin bakımsız kızlarını, ordaki çakma solcuları, osuruktan milliyetçileri, yobaz sahafları... boktan semaver çayını; biz yazılım olayını kitap+cd+kurs üçlemesiyle çözerdik, cd lükstü çoğunlukla disket ya da maille gelirdi kodlar... Sene dinazorların çocukluktan gençliğe geçtiği sene üniversitenin tarihi kapısı önünde birisi bana doğu beyazıt türkçesiyle kahverengi kızmızı yazılı bir kitap uzattı delfi abee dedi, o ne ola ki dedim, abi bu tuurbo passgal yazıyor dedi, alla alla dedim cd leri aldım elime dedim bu cd ler bu kitaba ait değil, hoca böyle sattırıyor dedi, kodlar gerçekten kitaba ait değildi ama yardımcı olmak için derlenmişlerdi. Delphi Unleashed baskı 1. kitap elinde fazladan kalmış yoksa o paraya vermezdi doğu kurnazı... O senelerde müslümandım, boğaziçi üniversitesi tarih bölümü öğrencileriyle takılırdım çoğu milli gençlik vakfı üyesi ve refah partiliydi, boğaziçi üniversitesine girip bilgisayarları kullanmak için onlara ihtiyacım vardı; bunların ne ayrıcalığı vardı bilmiyorum ama pazar günü de laboratuvarı kullanabiliyorlardı, o güzelim yeşil ekranlı hansol monitörleri tuşları çıkartılıp takılan IBM klavyeleri unutamıyorum, tarihi geçit, resital eski yeni her şey var ve hepsi çalışıyor... O yıllarda yine her şey vardı ama her şeyin yerini öğrenmek gerekiyordu ve ciddi zaman ayırmak gerekiyordu, bilgi değerliydi ve sadece arayana veriliyordu. Sağcı solcu kavgası vardı beyazıtta hepsi aşırı salak gençlerdi uzaktan izlerdim onları mal mı bunlar diye sorardım kendi kendime. Devlet kütüphanesinde ders çalışmaya orta okulda başlamıştım zaruri bir işti bu çünkü kaynak yoktu, bir şeyi britanicada, grosser da, veya larousse serisinde bulamıyorsan kütüphaneye giderdin bunun yeri de beyazıttı, eğer kaynak kitabı alman gerekiyorsa sahaflara geçerdin, pazarlık sünnet tabi. Benim yaz ayları rutinim genellikle hangi üniversitenin labına dalabilirsem orada ve devlet kütüphanesi arasında geçiyordu. Kütüphaneden çıkar sahaflardan kapalı çarşıya yürüyerek dönerdim, Nuruosmaniye Camii vardı imamı tanıdıktı onun orada dinlenirdim biraz vaaz alırdım bazen namaza denk gelirdi, daha sonra çemberlitaşa kadar yürürdüm, sırayla çok lezzetli dönerciler vardı mutlaka et döner alır yerdim, çok güzel rus kadınları vardı; o yıllarda tabi yaptıkları işler malum ama ben o gözle bakmıyordum mermer sütuna bakar gibi bakıyordum onlara çocukluk saflık mallık işte. Ayasofyaya iner turistler üzerinde ölümcül ingilizce denemelerimi yapardım, sultanahmet ayasofya aya irini bunlar speaking bölgeleriydi. bizim için native speaker demek turist demekti gerçi o yıllarda telaffuzu kimse sallamıyordu ama olsun. Yaşlandığımı anlamak için çocukken ve gençken gittiğim yerleri anımsamam gerekiyormuş, insan 14 19 arasında her şeyden çılgın keyif alıyor, yaşlandıkça hayattan alınan haz azalıyor, bu köprünün altından çok su akmış gitmiş, gidip antiaging plates falan yapayım çok efkarlandım bak şimdi...  Beyazıta kadar gidiyorsan oradan Arkeoloji müzesine in acayip şeyler var orada, Sarnıca da git medusayı da gör benden selam söyle medusa reise, seni özlemiş ama sarnıçtaki restoranda yemek yiyecek parası kalmamış topu dikmiş de o sever beni.

    güzel metin, daha okunaklısı için : 

    Ofis beyazıttaysa üniversiteye yakın, yaşlanmışız bak anılarım depreşti :( ne çok severdim üniversitesinin akıllı ama çirkin bakımsız kızlarını, ordaki çakma solcuları, osuruktan milliyetçileri, yobaz sahafları... ,
    boktan semaver çayını; biz yazılım olayını kitap+cd+kurs üçlemesiyle çözerdik, cd lükstü çoğunlukla disket ya da maille gelirdi kodlar...
    Sene dinazorların çocukluktan gençliğe geçtiği sene üniversitenin tarihi kapısı önünde birisi bana doğu beyazıt türkçesiyle kahverengi kızmızı yazılı bir kitap uzattı delfi abee dedi, o ne ola ki dedim,
    abi bu tuurbo passgal yazıyor dedi, alla alla dedim cd leri aldım elime dedim bu cd ler bu kitaba ait değil, hoca böyle sattırıyor dedi, kodlar gerçekten kitaba ait değildi ama yardımcı olmak için derlenmişlerdi.
    Delphi Unleashed baskı 1. kitap elinde fazladan kalmış yoksa o paraya vermezdi doğu kurnazı... O senelerde müslümandım, boğaziçi üniversitesi tarih bölümü öğrencileriyle takılırdım çoğu milli gençlik vakfı üyesi ve refah partiliydi,
    boğaziçi üniversitesine girip bilgisayarları kullanmak için onlara ihtiyacım vardı; bunların ne ayrıcalığı vardı bilmiyorum ama pazar günü de laboratuvarı kullanabiliyorlardı,
    o güzelim yeşil ekranlı hansol monitörleri tuşları çıkartılıp takılan IBM klavyeleri unutamıyorum, tarihi geçit, resital eski yeni her şey var ve hepsi çalışıyor...

    O yıllarda yine her şey vardı ama her şeyin yerini öğrenmek gerekiyordu ve ciddi zaman ayırmak gerekiyordu, bilgi değerliydi ve sadece arayana veriliyordu.
    Sağcı solcu kavgası vardı beyazıtta hepsi aşırı salak gençlerdi uzaktan izlerdim onları mal mı bunlar diye sorardım kendi kendime.
    Devlet kütüphanesinde ders çalışmaya orta okulda başlamıştım zaruri bir işti bu çünkü kaynak yoktu, bir şeyi britanicada, grosser da, veya larousse serisinde bulamıyorsan kütüphaneye giderdin bunun yeri de beyazıttı,
    eğer kaynak kitabı alman gerekiyorsa sahaflara geçerdin, pazarlık sünnet tabi. Benim yaz ayları rutinim genellikle hangi üniversitenin labına dalabilirsem orada ve devlet kütüphanesi arasında geçiyordu.
    Kütüphaneden çıkar sahaflardan kapalı çarşıya yürüyerek dönerdim, Nuruosmaniye Camii vardı imamı tanıdıktı onun orada dinlenirdim biraz vaaz alırdım bazen namaza denk gelirdi,
    daha sonra çemberlitaşa kadar yürürdüm, sırayla çok lezzetli dönerciler vardı mutlaka et döner alır yerdim,

    çok güzel rus kadınları vardı; o yıllarda tabi yaptıkları işler malum ama ben o gözle bakmıyordum mermer sütuna bakar gibi bakıyordum onlara çocukluk saflık mallık işte.
    Ayasofyaya iner turistler üzerinde ölümcül ingilizce denemelerimi yapardım, sultanahmet ayasofya aya irini bunlar speaking bölgeleriydi.
    bizim için native speaker demek turist demekti gerçi o yıllarda telaffuzu kimse sallamıyordu ama olsun. Yaşlandığımı anlamak için çocukken ve gençken gittiğim yerleri anımsamam gerekiyormuş,
    insan 14 19 arasında her şeyden çılgın keyif alıyor, yaşlandıkça hayattan alınan haz azalıyor, bu köprünün altından çok su akmış gitmiş, gidip antiaging plates falan yapayım çok efkarlandım bak şimdi...

    Beyazıta kadar gidiyorsan oradan Arkeoloji müzesine in acayip şeyler var orada,
    Sarnıca da git medusayı da gör benden selam söyle medusa reise,
    seni özlemiş ama sarnıçtaki restoranda yemek yiyecek parası kalmamış topu dikmiş de o sever beni.

     

    efkarlandım la..


    ...said addicted.
  9. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    2021 Talihlisi
    samaccc
    samaccc's avatar
    Kayıt Tarihi: 02/Ekim/2007
    Erkek

    Ay lavyu tebete

    Hangi konudan ne çıkacağı belli değil. 


    Minimalist Değilim Tembelim
  10. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    LaNCeLoT
    LaNCeLoT's avatar
    Kayıt Tarihi: 22/Mart/2003
    Erkek

    Savior kral in almasına sevindim

    Adamkereeadam


    Kurtlar tasma takmaz....
  11. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Grafiker
    SaviorAngel
    SaviorAngel's avatar
    Kayıt Tarihi: 30/Nisan/2016
    Erkek
    LaNCeLoT bunu yazdı

    Savior kral in almasına sevindim

    Adamkereeadam

    eyvallah reis :) 


    No way out
Toplam Hit: 2169 Toplam Mesaj: 16
bilgisayar format istanbul