Biz Yarattık: Ego Hayvanat Bahçesi...
-
Cradlecim özetle şikayetçi olduğun konuların suçlusunun bilim olduğuna inanmıyorum. Kurduğun bağlantılar bana mantıklı gelmiyor.
Sıradan bir insanın istediklerini gerçekleştirebilecek kadar parası varsa eğer hırsızlık yapmaz. Eğitimli ve bilinçli bir insan sebepsiz yere başkalarını öldürmez.
Cinayetlerle ilgili istatistiklere baktığın zaman büyük çoğunluğun parasız ve eğitimsiz insanlar tarafından gerçekleştirildiklerini görüyoruz. Zeitgeist belgeseline göre şuanda hepimizin enerji ihtiyaçlarını karşılayacak kadar teknolojiye sahibiz. Sadece güneş enerjisiyle bütün dünyadaki insanların ihtiyaç duyduğu enerjinin kat kat fazlasını elde edebilecek durumdayız ki bunun yanında dalga enerjisi,jeotermal enerji, rüzgar enerjisi gibi bir sürü alternatif var.
Bilimi ve teknolojiyi herkesin yararına göre kullanabilseydik eğer herkes enerji ihtiyacını karışayacak, dolayısıyla para merkezli bir sisteme ihtiyaç duymayacaktık. Bununla beraber hayata bakış açımızda değişecekti elbette.
Huzura erişebilmek için ego, bağımlılık ,acı çekmek , hırs yapmak gibi kendi doğamızın parçası olan kavramları yok etmeye çalışmak - yani imkansızı istemek, ütopyalar kurmak - yerine, ben çözümün zeitgeist belgeselinde önerilen sistem olduğuna inanıyorum.
-
Kreston bunu yazdı:
-----------------------------Cradlecim özetle şikayetçi olduğun konuların suçlusunun bilim olduğuna inanmıyorum. Kurduğun bağlantılar bana mantıklı gelmiyor.
Sıradan bir insanın istediklerini gerçekleştirebilecek kadar parası varsa eğer hırsızlık yapmaz. Eğitimli ve bilinçli bir insan sebepsiz yere başkalarını öldürmez.
Cinayetlerle ilgili istatistiklere baktığın zaman büyük çoğunluğun parasız ve eğitimsiz insanlar tarafından gerçekleştirildiklerini görüyoruz. Zeitgeist belgeseline göre şuanda hepimizin enerji ihtiyaçlarını karşılayacak kadar teknolojiye sahibiz. Sadece güneş enerjisiyle bütün dünyadaki insanların ihtiyaç duyduğu enerjinin kat kat fazlasını elde edebilecek durumdayız ki bunun yanında dalga enerjisi,jeotermal enerji, rüzgar enerjisi gibi bir sürü alternatif var.
Bilimi ve teknolojiyi herkesin yararına göre kullanabilseydik eğer herkes enerji ihtiyacını karışayacak, dolayısıyla para merkezli bir sisteme ihtiyaç duymayacaktık. Bununla beraber hayata bakış açımızda değişecekti elbette.
Huzura erişebilmek için ego, bağımlılık ,acı çekmek , hırs yapmak gibi kendi doğamızın parçası olan kavramları yok etmeye çalışmak - yani imkansızı istemek, ütopyalar kurmak - yerine, ben çözümün zeitgeist belgeselinde önerilen sistem olduğuna inanıyorum.
-----------------------------
Hocam söylediklerine saygı duyuyorum öncelikle. Bugünün eğitimsizleriyle, eğitimsiz yaşamı karıştırmamalıyız. Benim söylemek istediğim özetle doğadan kopmamamız gerektiğiydi. Az eforla çok enerji veren sistemleri yapan bilimdir (nükleer enerji santralleri bir örnek) onun haricinde bilimin getirdiği bazı kolaylıklar kesinlikle vardır. Ama o kolaylıklar bizi doğamızdan kopararak bambaşka yerlerde yaşamamıza sebep oluyor. Ben buna kızıyorum. Dediğin gibi bilimin gelişmesi zamanın doğal sonucudur. Ama bilimin kötü amaçlar için kullanımıda bilimin doğal sonucudur.
into the wild de olduğu gibi... Doğaya dönmek daha huzur verici ve daha mutlu edicidir. Bu toplumlar için zor bir etap olabilir. ama bireyler için henüz imkansız değildir.
teşekkürler tekrar. -
Neyseki İnsancıl Yaşam Kuramları Yer edinmeye başlamış Dünyamızda, Şu Aç Gözlülüğede bir Çare Bulunabilse, Egosunu Artık İnsanoğlu Akli Becerileri ve Yapabildikleri ile Yada Spordaki Başarıları ile Tatmin edecektir.
İnsancıl Yaşama Evreleri Başladı, Şu An İkinci Evredeyiz, Teknolojininde Katkısı ile Evreleri Tamamlayıp, İnsanlığın Bir Adım Daha Almasını Sağlamış olacağız. Ama Her Zamanki Gibi Süreç Zaman ister. Hiç bir şey ama Hiç Bir şey Ha Demekle Olmamıştır.
-
Bilim zaten doğayı anlamak istemenin bi sonucu olarak doğmamışmıdır?
ki zaten şimdiye bakarsak teknoloji doğanın bi parçası değil mi?
-
Cradle-Of-Filth bunu yazdı:
-----------------------------
Kreston bunu yazdı:
-----------------------------Cradlecim özetle şikayetçi olduğun konuların suçlusunun bilim olduğuna inanmıyorum. Kurduğun bağlantılar bana mantıklı gelmiyor.
Sıradan bir insanın istediklerini gerçekleştirebilecek kadar parası varsa eğer hırsızlık yapmaz. Eğitimli ve bilinçli bir insan sebepsiz yere başkalarını öldürmez.
Cinayetlerle ilgili istatistiklere baktığın zaman büyük çoğunluğun parasız ve eğitimsiz insanlar tarafından gerçekleştirildiklerini görüyoruz. Zeitgeist belgeseline göre şuanda hepimizin enerji ihtiyaçlarını karşılayacak kadar teknolojiye sahibiz. Sadece güneş enerjisiyle bütün dünyadaki insanların ihtiyaç duyduğu enerjinin kat kat fazlasını elde edebilecek durumdayız ki bunun yanında dalga enerjisi,jeotermal enerji, rüzgar enerjisi gibi bir sürü alternatif var.
Bilimi ve teknolojiyi herkesin yararına göre kullanabilseydik eğer herkes enerji ihtiyacını karışayacak, dolayısıyla para merkezli bir sisteme ihtiyaç duymayacaktık. Bununla beraber hayata bakış açımızda değişecekti elbette.
Huzura erişebilmek için ego, bağımlılık ,acı çekmek , hırs yapmak gibi kendi doğamızın parçası olan kavramları yok etmeye çalışmak - yani imkansızı istemek, ütopyalar kurmak - yerine, ben çözümün zeitgeist belgeselinde önerilen sistem olduğuna inanıyorum.
-----------------------------
Hocam söylediklerine saygı duyuyorum öncelikle. Bugünün eğitimsizleriyle, eğitimsiz yaşamı karıştırmamalıyız. Benim söylemek istediğim özetle doğadan kopmamamız gerektiğiydi. Az eforla çok enerji veren sistemleri yapan bilimdir (nükleer enerji santralleri bir örnek) onun haricinde bilimin getirdiği bazı kolaylıklar kesinlikle vardır. Ama o kolaylıklar bizi doğamızdan kopararak bambaşka yerlerde yaşamamıza sebep oluyor. Ben buna kızıyorum. Dediğin gibi bilimin gelişmesi zamanın doğal sonucudur. Ama bilimin kötü amaçlar için kullanımıda bilimin doğal sonucudur.
into the wild de olduğu gibi... Doğaya dönmek daha huzur verici ve daha mutlu edicidir. Bu toplumlar için zor bir etap olabilir. ama bireyler için henüz imkansız değildir.
teşekkürler tekrar.
-----------------------------Into the wild'i önerdim çünkü orda farketmemiz gereken önemli bi olay var. Hikaye neydi : adam sistemden uzaklaşıp kendini doğaya bırakıyor.
Sonra bi gün bi otobüs buluyor ve orda doğal yaşamla bütünleşmeye çalışırken neler oluyor? Yiyecek stoklıyor, daha rahat yıkanabilmek için kendine şuan evlerimizde kullandığımız fıskiyelerin bi benzerini yapıyor. Zehirsiz bitkileri bulabilmek için kitap okuyor. Yani medeniyetten uzaklaşmasına rağmen kendisi de yavaş yavaş medenileşmeye başlıyor ki bu da araştırmanın geliştirmenin yani bilimin başlangıcıdır.
Yani insan öyle ya da böyle bu yola giriyor çünkü bu bizim bi parçamız.
Bu arada hikayenin sonunda adam zehirlenerek ölmüştü hatırlarsan. Çok da mutlu ve huzur verici sayılmaz değil mi?
-
Bilimin Aydınlattığı İnsanlığın bu ışık ile Geliştiğini Düşünüyorum. Zamanla Daha İnsancıl Olacağız.
-
Kreston bunu yazdı:
-----------------------------Cradle-Of-Filth bunu yazdı:
-----------------------------
Kreston bunu yazdı:
-----------------------------Cradlecim özetle şikayetçi olduğun konuların suçlusunun bilim olduğuna inanmıyorum. Kurduğun bağlantılar bana mantıklı gelmiyor.
Sıradan bir insanın istediklerini gerçekleştirebilecek kadar parası varsa eğer hırsızlık yapmaz. Eğitimli ve bilinçli bir insan sebepsiz yere başkalarını öldürmez.
Cinayetlerle ilgili istatistiklere baktığın zaman büyük çoğunluğun parasız ve eğitimsiz insanlar tarafından gerçekleştirildiklerini görüyoruz. Zeitgeist belgeseline göre şuanda hepimizin enerji ihtiyaçlarını karşılayacak kadar teknolojiye sahibiz. Sadece güneş enerjisiyle bütün dünyadaki insanların ihtiyaç duyduğu enerjinin kat kat fazlasını elde edebilecek durumdayız ki bunun yanında dalga enerjisi,jeotermal enerji, rüzgar enerjisi gibi bir sürü alternatif var.
Bilimi ve teknolojiyi herkesin yararına göre kullanabilseydik eğer herkes enerji ihtiyacını karışayacak, dolayısıyla para merkezli bir sisteme ihtiyaç duymayacaktık. Bununla beraber hayata bakış açımızda değişecekti elbette.
Huzura erişebilmek için ego, bağımlılık ,acı çekmek , hırs yapmak gibi kendi doğamızın parçası olan kavramları yok etmeye çalışmak - yani imkansızı istemek, ütopyalar kurmak - yerine, ben çözümün zeitgeist belgeselinde önerilen sistem olduğuna inanıyorum.
-----------------------------
Hocam söylediklerine saygı duyuyorum öncelikle. Bugünün eğitimsizleriyle, eğitimsiz yaşamı karıştırmamalıyız. Benim söylemek istediğim özetle doğadan kopmamamız gerektiğiydi. Az eforla çok enerji veren sistemleri yapan bilimdir (nükleer enerji santralleri bir örnek) onun haricinde bilimin getirdiği bazı kolaylıklar kesinlikle vardır. Ama o kolaylıklar bizi doğamızdan kopararak bambaşka yerlerde yaşamamıza sebep oluyor. Ben buna kızıyorum. Dediğin gibi bilimin gelişmesi zamanın doğal sonucudur. Ama bilimin kötü amaçlar için kullanımıda bilimin doğal sonucudur.
into the wild de olduğu gibi... Doğaya dönmek daha huzur verici ve daha mutlu edicidir. Bu toplumlar için zor bir etap olabilir. ama bireyler için henüz imkansız değildir.
teşekkürler tekrar.
-----------------------------Into the wild'i önerdim çünkü orda farketmemiz gereken önemli bi olay var. Hikaye neydi : adam sistemden uzaklaşıp kendini doğaya bırakıyor.
Sonra bi gün bi otobüs buluyor ve orda doğal yaşamla bütünleşmeye çalışırken neler oluyor? Yiyecek stoklıyor, daha rahat yıkanabilmek için kendine şuan evlerimizde kullandığımız fıskiyelerin bi benzerini yapıyor. Zehirsiz bitkileri bulabilmek için kitap okuyor. Yani medeniyetten uzaklaşmasına rağmen kendisi de yavaş yavaş medenileşmeye başlıyor ki bu da araştırmanın geliştirmenin yani bilimin başlangıcıdır.
Yani insan öyle ya da böyle bu yola giriyor çünkü bu bizim bi parçamız.
Bu arada hikayenin sonunda adam zehirlenerek ölmüştü hatırlarsan. Çok da mutlu ve huzur verici sayılmaz değil mi?
-----------------------------
hocam insanlığın bilimi bu derecede korkunç bir biçime getirmesi kaçınılmaz bir sonuç olabilir. Ama bu korkutucu sonuçtan kaçılabilir. Tıpkı Christopher McCandless’ın yaptığı gibi. Bir kabı delerek yaptığı fıskiye onu modernleştirmez sanırım. Bilimi bulmuş sayılmaz. O herşeyden kaçarak gerçek bir doğa yaşamı sürüyor. Sonunda bir hata sonucu yediği patatesten zehirlenerek ölüyor. Ama o ölürken bile mutluydu. Yediği zehirli bitki bir hata olabilir. Ama o yaşamak için alaskayı seçmişti.Ve alaskada yaşamda kalmak zordu.
Bu arada bilmeyen arkadaş için into the wild christopher mcCandless'ın gerçek hayatından alınmış. Onun herşeyden kaçarak gerçek mutluluğu bulacağı yere yani doğaya dönüşünü anlatır.
Christoper'ın tab edilmemiş halde bulunan makine filmlerindeki kendi çektiği bazı resimleri.
Ne kadar mutlu gözüküyor değil mi?
Christopher McCandless kendiyle mutlu olabilen biriydi. Sistemden rahatsız olmayanlar bu düşünceyi akıllarından hemen silebilirler.
Bana gelince şimdilik doğaya kaçma fikri beni mutlu eden ve rahatlatan bir düşünce. Eyleme geçmeside olası. -
Herkesin mutluluk kavramı bir değildir. Sen doğa ile bütünleşerek mutlu olabilirsin. Aslında ben bu fikre karşı da değilim. Doğayla iç içe yaşamak güzel şey elbette.
Ama bilimi kötülemek?
Elbette bilimin kötülenecek yanları olabilir. Ama sen bilimi reddersek ilkel halimizde hepimiz illa ki mutlu olucaz diyosun.
Birincisi başta da söylediğim gibi herkesin mutluluk anlayışı farklıdır. İkincisi ilkel halimle mutlu olacağıma bilim peşinde koşan mutsuz birisi olmayı tercih ederim. Son olarak zaten dertlerimizin sorumlusunun bilim olduğuna inanmıyorum.
Ve senin eyleme geçebileceğine de inanmıyorum.
-
Kreston bunu yazdı:
-----------------------------Herkesin mutluluk kavramı bir değildir. Sen doğa ile bütünleşerek mutlu olabilirsin. Aslında ben bu fikre karşı da değilim. Doğayla iç içe yaşamak güzel şey elbette.
Ama bilimi kötülemek?
Elbette bilimin kötülenecek yanları olabilir. Ama sen bilimi reddersek ilkel halimizde hepimiz illa ki mutlu olucaz diyosun.
Birincisi başta da söylediğim gibi herkesin mutluluk anlayışı farklıdır. İkincisi ilkel halimle mutlu olacağıma bilim peşinde koşan mutsuz birisi olmayı tercih ederim. Son olarak zaten dertlerimizin sorumlusunun bilim olduğuna inanmıyorum.
Ve senin eyleme geçebileceğine de inanmıyorum.
---------------------------
Ben bilimi red edersek daha mutlu olabileceğimizi kastetmiyorum hocam. Diyorumki bilimin hiç olmadığını düşünün. Ortapedik yataklar, araçlar yok. Bir sabah uyanıyorsunuz ve zihninize geçmişe dair herşey silinmiş.
Doğadasınız.
İnsanı mutsuz eden başka bir neden kıyaslamaktır. Basit örnek: Eğer biz sert yatakta yatarken önceleri rahat yatakta uyuduğumuzu kıyaslarsak bu bize sıkıntı verir. Ama daha önce hiç rahat yatakta yatmamış bir adam için rahat yatak kendi yatağıdır. Bilimin sağladığı "kolay"ı tatmışken yaprakların üzerine uyumak zor gelebilir tabi. Ama bunu alışınca sorun olmayacaktır.
Ve "bu sistemdeki" alınabilinecek her sorumluktan kaçmak... İşte budur herkesin rüyası. Ama "sorumluluktan kaçmak" üzerine yüklenen kötü cümleler onları bu düşünceden soğutur. Oysa insan yaşamaya gelmiştir sadece.
sadece yaşayacak ve yanında hiçbirşey götüremeyecektir. İnsanın alacağı tek sorumluluk karnını doyurmak ve yaşamak olmalıdır. Ve bu sadece doğada gerçekleşir. Binlerce kitap sırtlanıp köle efendi sistemine hizmet bir sorumluluk olamaz.
Dediğin gibi bazı şeyler göreceli. Sen bu sistemde kendini mutlu ve rahat hissediyorsan tabi devam et hoca.
Ama sana rahat gelen bana gelmiyor. Ve ben ilkel halimle mutlu olacağıma bilim peşinde koşan mutsuz birisi olmayı kesinlikle tercih etmem.
-----
Bu konu benim olmak istediğim birini anlatmamı sağladı. Sende çok katkı sağladın hocam. -
Çalışmadan, öğrenmeden,yorulmadan rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş milletler, önce onurlarını, sonra özgürlüklerini daha sonra da geleceklerini kaybetmeye mahkumdurlar.
M. Kemal Atatürk