Kadavranın Gözyaşları-1
-
Aşık olmak sevdası varsa ıcınde, elbet sana ait bir Havva vardır çok derınlerde!...
Hangimiz bulabildik Havamızı? Hangimiz Âdem olmak, âdemoğlu kalmak istemedik ki? Bu yüzden her acıyı kapatan iki fondöten biliyorum. Toprak ve gece!...
Elimde hala yarım yamalak ihtiraslarımın son demleri var ve hangi denize dökeceğimi bilmiyorum. Sanırım varlığından şüpheye düştüğüm tanrıların gazabına uğradım. Ya da cehenneme bağışıklık kazanmam için bütün bunlar.
Gündüze fondöten sürüyorken karanlık bütün gücüyle, ben papatya fallarından intiharlar seçiyorum. Ölüm-Yaşam çizgisi bu kadar kalın mı gerçekten? Yüzümde beliren uçurumlardan gözlerim açık vaziyette atlayabilitem var.
Her çocuk gibi oyunlar oynayamadık, pembeli-mavili duvarları olan odalarımız olmadı hiçbir zaman. Aile neydi, mutluluk neydi, huzur neydi bilemeden ‘Eşşek kadar’’ oluverdik. Oysa et obur hayat bizi karamsar, havasız hastane odalarının girintili çıkıntılı duvarlarına mahkûm etmişti. Beyaz önlüklü amcalarımız ve ellerimizi bağlayıp iğne yapmakla tehdit eden ablalarımız vardı. Kurduğumuz ilk tek heceli cümlemizdi ‘Acıyor’. Evrensel ve bir o kadar da öznesizdi. Tıpkı hayatımızın yükleminin olmadığı gibi…
Ruhumu istila eden karabasanın emekliye ayrılması için 3000 gün daha prim vermeliyim gözyaşlarına. Sayılı gün çabuk geçer değil mi?
Her şeyden sıyrılıp oyunlar oynasam bir gece yarısı anadan üryan, umutlarla yerden yüksek, kaderle ortada sıçan, hayatla yakalambaç, geçmişle saklambaç…
Ötenazi fırçasıyla hayatıma fondöten sürerken ‘Ebe’ye sesleniyorum.
Sobe Ulan!
Saygılarımla
-
Word'den siteye aktarırken hata olmuş sanırım. Modlar düzeltebilirlerse çok sevinirim.
-
HannibALgan bunu yazdı:
-----------------------------
Word'den siteye aktarırken hata olmuş sanırım. Modlar düzeltebilirlerse çok sevinirim.
-----------------------------
normali buraya yazda düzeltsinler hocam nasıl düzelticek yoksa -
fivestar bunu yazdı:
-----------------------------
HannibALgan bunu yazdı:
-----------------------------
Word'den siteye aktarırken hata olmuş sanırım. Modlar düzeltebilirlerse çok sevinirim.
-----------------------------
normali buraya yazda düzeltsinler hocam nasıl düzelticek yoksa
-----------------------------Aşık olmak sevdası varsa ıcınde, elbet sana ait bir Havva vardır çok derınlerde!...
Hangimiz bulabildik Havamızı? Hangimiz Âdem olmak, âdemoğlu kalmak istemedik ki? Bu yüzden her acıyı kapatan iki fondöten biliyorum. Toprak ve gece!...
Elimde hala yarım yamalak ihtiraslarımın son demleri var ve hangi denize dökeceğimi bilmiyorum. Sanırım varlığından şüpheye düştüğüm tanrıların gazabına uğradım. Ya da cehenneme bağışıklık kazanmam için bütün bunlar.
Gündüze fondöten sürüyorken karanlık bütün gücüyle, ben papatya fallarından intiharlar seçiyorum. Ölüm-Yaşam çizgisi bu kadar kalın mı gerçekten? Yüzümde beliren uçurumlardan gözlerim açık vaziyette atlayabilitem var.
Her çocuk gibi oyunlar oynayamadık, pembeli-mavili duvarları olan odalarımız olmadı hiçbir zaman. Aile neydi, mutluluk neydi, huzur neydi bilemeden ‘Eşşek kadar’’ oluverdik. Oysa et obur hayat bizi karamsar, havasız hastane odalarının girintili çıkıntılı duvarlarına mahkûm etmişti. Beyaz önlüklü amcalarımız ve ellerimizi bağlayıp iğne yapmakla tehdit eden ablalarımız vardı. Kurduğumuz ilk tek heceli cümlemizdi ‘Acıyor’. Evrensel ve bir o kadar da öznesizdi. Tıpkı hayatımızın yükleminin olmadığı gibi…
Ruhumu istila eden karabasanın emekliye ayrılması için 3000 gün daha prim vermeliyim gözyaşlarına. Sayılı gün çabuk geçer değil mi?
Her şeyden sıyrılıp oyunlar oynasam bir gece yarısı anadan üryan, umutlarla yerden yüksek, kaderle ortada sıçan, hayatla yakalambaç, geçmişle saklambaç…
Ötenazi fırçasıyla hayatıma fondöten sürerken ‘Ebe’ye sesleniyorum.
Sobe Ulan!
Saygılarımla
-
Aşık olmak sevdası varsa ıcınde, elbet sana ait bir Havva vardır çok derınlerde!...
Hangimiz bulabildik Havamızı? Hangimiz Âdem olmak, âdemoğlu kalmak istemedik ki? Bu yüzden her acıyı kapatan iki fondöten biliyorum. Toprak ve gece!...
Elimde hala yarım yamalak ihtiraslarımın son demleri var ve hangi denize dökeceğimi bilmiyorum. Sanırım varlığından şüpheye düştüğüm tanrıların gazabına uğradım. Ya da cehenneme bağışıklık kazanmam için bütün bunlar.
Gündüze fondöten sürüyorken karanlık bütün gücüyle, ben papatya fallarından intiharlar seçiyorum. Ölüm-Yaşam çizgisi bu kadar kalın mı gerçekten? Yüzümde beliren uçurumlardan gözlerim açık vaziyette atlayabilitem var.
Her çocuk gibi oyunlar oynayamadık, pembeli-mavili duvarları olan odalarımız olmadı hiçbir zaman. Aile neydi, mutluluk neydi, huzur neydi bilemeden ‘Eşşek kadar’’ oluverdik. Oysa et obur hayat bizi karamsar, havasız hastane odalarının girintili çıkıntılı duvarlarına mahkûm etmişti. Beyaz önlüklü amcalarımız ve ellerimizi bağlayıp iğne yapmakla tehdit eden ablalarımız vardı. Kurduğumuz ilk tek heceli cümlemizdi ‘Acıyor’. Evrensel ve bir o kadar da öznesizdi. Tıpkı hayatımızın yükleminin olmadığı gibi…
Ruhumu istila eden karabasanın emekliye ayrılması için 3000 gün daha prim vermeliyim gözyaşlarına. Sayılı gün çabuk geçer değil mi?
Her şeyden sıyrılıp oyunlar oynasam bir gece yarısı anadan üryan, umutlarla yerden yüksek, kaderle ortada sıçan, hayatla yakalambaç, geçmişle saklambaç…
Ötenazi fırçasıyla hayatıma fondöten sürerken ‘Ebe’ye sesleniyorum.
Sobe Ulan!
Saygılarımla -
güzel yazmışın yine yanlız
'anadan uryan' yanlış sanki uryan zaten anadan doğma değil mi ?
-
Kreyzi bunu yazdı:
-----------------------------
güzel yazmışın yine yanlız
'anadan uryan' yanlış sanki uryan zaten anadan doğma değil mi ?
-----------------------------Dediğin doğru olabilir ama halk dili olarak anadan üryan kullanılıyor daha çok...
-
güzel yazmışsın tebrikler... devam
-
Genel itibari ile hoş, ancak deginilecek bir kac nokta var gibi.
1- Hangimiz bulabildik Havamızı----->havamı? " havva" mı olacak. burada anlam yitiriliyor.yada harf eksikligi var.
2- Gündüze fondöten sürüyorken karanlık bütün gücüyle, ben papatya fallarından intiharlar seçiyorum. Ölüm-Yaşam çizgisi bu kadar kalın mı gerçekten? Yüzümde beliren uçurumlardan gözlerim açık vaziyette atlayabilitem var. Diye baslayan bir cümlenin sonunda ki "atlayabilitem" hic yakismamis ve kendisinden önce gelen güzelim cümleyi finalde
sönük birakmis.
-
cevik bunu yazdı:
-----------------------------
Genel itibari ile hoş, ancak deginilecek bir kac nokta var gibi.
1- Hangimiz bulabildik Havamızı----->havamı? " havva" mı olacak. burada anlam yitiriliyor.yada harf eksikligi var.
2- Gündüze fondöten sürüyorken karanlık bütün gücüyle, ben papatya fallarından intiharlar seçiyorum. Ölüm-Yaşam çizgisi bu kadar kalın mı gerçekten? Yüzümde beliren uçurumlardan gözlerim açık vaziyette atlayabilitem var. Diye baslayan bir cümlenin sonunda ki "atlayabilitem" hic yakismamis ve kendisinden önce gelen güzelim cümleyi finalde
sönük birakmis.
-----------------------------Haklısın kardeşim bazı yazım yanlışlıkları olabiliyor.Örneğin ilk verdiğin örnekde Havva olacaktı v harfine bir kez basmışım.İkincisine gelince içimden geldiği gibi yazıyorum.Daha dolgun bir cümle yazsaydın o cümleden sonra gelen cümlenin benzeri gibi olacaktı.Yani akış olarak kendisinden sonra gelecek cümleye geçiş yaptıran bir cümle olmasını istemiştim.
-
Çok güzel olmuş tebrik ederim...