Matrix Evren Kuramı

  1. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    seredunt
    seredunt's avatar
    Kayıt Tarihi: 29/Eylül/2003
    Erkek
    inshadow_ bunu yazdı:
    -----------------------------
    seredunt bunu yazdı:
    -----------------------------
    peki "inshadow" ya makineler de insanların tam senin gibi düşünecekleri fark ettiyse............
    -----------------------------

    doğru düşünebilirler zaten bende düşünemezler diye de yazmadım dedimki eğer düşünürlerse buna izin vermezler sen benim ne yazdığımı anlamamışsın bide yorum yapıyorsun....bunu düşünmemize izin vermezler çünkü onları alt edeceğimizi bilirler ......bu yeteri kadar açık heralde ......
    -----------------------------

    tamam da bazıları matrix'in varlığını fark ediyor (morpheus?) ve makineler de insanların senin gibi düşünecekleri bildiklerinden böyle bir olay ortaya çıkıyor
  2. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    ATiM
    ATiM's avatar
    Kayıt Tarihi: 19/Eylül/2003
    Erkek
    Merhaba aranıza yeni katıldım. Matrix konusu birçok forumda uzun süre tertışıldı. İğrenmiştim artık öyle olaylarla bağlantı kuruyolarki hayret ettim. Bu kadar buna kafa yoracaklarına başka şeyler düşünseler işe yararlardı.

    Neyse benim matrix düşüncelerim.
    Matrix bütün bilimkurgu filmleri gibi sıradan bir filmdir. Güzel bir fikir hayata geçirilmiştir. Bence bu fikiri hayata geçirirken gerçekçiliği atlamışlar. Gerçi birçok bilim kurgu filmin ortak eksikliği bu.

    Diyelimki böyle robotlar/makineler var ve bu mükemmel sistemi düşünüp hayata geçirebilmişler. Güzel kardeşlerim bu kadar kodları halletmişsinizde sistemde çıkan sorunlara müdahaleyi neden ajan gibi ilkel bir yöntemle çözmeye çalışıyosun direk kodlara müdahale et. Neo nun ve diğerlerinin uyanmasıda başka saçmalık. Yada matrix içindekilerin matrixin varlığını farketmeside tartışılır.

    Daha birçok şey vardı aklımda gecenin bir saati aklıma gelmiyor. Genel olarak düşüncem filmin fazla abartılmasıdır. Olayları hatırladıkça ve zamanım oldukça yazarım şimdi yatmam lazım. Matrix ile ilgili aklınıza gelen saçmalıkları yazarsanız sevinirim..
  3. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    bavkir
    bavkir's avatar
    Kayıt Tarihi: 12/Mayıs/2003
    Erkek
    1 Matrix'te Allah inanci yok diye bir sey yok. Matrix'teki felsefenden yola cikarak Allah'in varligi cok rahat ve gayetiyi bir sekilde ispatlanabilir. Islam alimleri de bu konu uzerinde epey kafa yormuslardir.

    2 Filmde insanlarin neden matrix'te olduklarini anlayabildikleri aciklaniyor. Zaten su anda filmdeki kimse Matrix'in disinda degil, sadece oyle olduklarini zannediyorlar. Daha onceki matrix'lerde boyle bir sey olmadigi icin sistem gocmus.

    3 Matix yuzyillardir dusunulen bir soruya cok iyi bir sekilde somut bir ornek vermistir. Teknik olarak mumkun bir durumdur. Zaten filmin felsefesinde bu durumun varolabilirliliginden bahsediliyor.


    4 Ajanlar ikide birde kod degismesin diye kullaniliyor. Iki de birde kodu degistirirsen insanlar huylanir. Ayrica bu ve bunun gibi seyler filmin genelininn yaninda cok basit kaliyor. Gorsellestirme sirasinda gercekcilikten kayip kacinilmazdir.

    5 Makinalar insanlardan daha zeki diye birsey soz konusu degil(bkz Neo). Onlar sadece insanlari yendiler. Daha guclu olmalari daha zeki olduklarini gostermez.
  4. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    inshadow_
    inshadow_'s avatar
    Kayıt Tarihi: 27/Eylül/2003
    Erkek
    seredunt bunu yazdı:
    -----------------------------
    inshadow_ bunu yazdı:
    -----------------------------
    seredunt bunu yazdı:
    -----------------------------
    peki "inshadow" ya makineler de insanların tam senin gibi düşünecekleri fark ettiyse............
    -----------------------------

    doğru düşünebilirler zaten bende düşünemezler diye de yazmadım dedimki eğer düşünürlerse buna izin vermezler sen benim ne yazdığımı anlamamışsın bide yorum yapıyorsun....bunu düşünmemize izin vermezler çünkü onları alt edeceğimizi bilirler ......bu yeteri kadar açık heralde ......
    -----------------------------

    tamam da bazıları matrix"in varlığını fark ediyor (morpheus?) ve makineler de insanların senin gibi düşünecekleri bildiklerinden böyle bir olay ortaya çıkıyor
    -----------------------------

    kusura bakmayın biraz geç oldu ama cevaplamak zorundayım............

    seredunt öncelikle ben matrix filminden bahsetmiyorum gerçek hayattan bahsediyorum o yüzden morpheus"u örnek vermen anlamsız şu anda BAZI ELEMANLAR KENDİNİ KAPTIRMIŞ GERÇEKTE MATRİXTE OLABİLECEĞİMİZİ SÖYLÜYORLAR ben bunun imkansız olacağını idda ediyorum okadar.....
  5. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    hanif_merakli
    hanif_merakli's avatar
    Kayıt Tarihi: 25/Aralık/2003
    Erkek
    şu siteye bir goz atın

    http://www.maddeninardindakisir.com/[/U

    EY TURK TİTRE VE KENDİNE GEL!
  6. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    alico
    alico's avatar
    Kayıt Tarihi: 22/Aralık/2003
    Erkek



    Matrix Filminin Gündeme Taşıdığı Bu Soru Aslında Çoktan Yanıtlandı!

    İlki 1999"da çekilen, Andy ve Larry Wachowski kardeşlerin film sektöründe devrim yaratan Matrix üçlemesinin ikinci bölümü "The Matrix-Reloaded", 15 Mayıs 2003"de Cannes Film Festivali"nde gösterildikten sonra, 16 Mayıs"ta tüm dünyada vizyona çıkıyor. Matrix üçlemesinin ikinci bölümü "The Matrix Reloaded"ın, ilk bölümü kadar ilgi uyandıracağı tahmin ediliyor. Aslında filmin bu kadar ilgi uyandırmasının sebepleri arasında, gördüğümüz dünyanın algılardan oluştuğu ve maddenin gerçekliği ile ilgili doğru tespitlerde bulunması gösteriliyor.

    Matrix"in Düşündürdükleri

    Matrix filmi, gösterime girmesiyle tüm dünyada büyük yankı uyandırmış ve sinemaseverlerin yanı sıra, felsefecilerin de ilgisini çekmişti. Öyle ki dünyanın çeşitli üniversitelerinde görevli, yirminin üzerinde felsefeci, editörlüğünü Pennsiylvania King"s Üniversitesi profesörü William Irwin"in yaptığı "Matrix ve Felsefe" kitabında, filmi felsefe temalarına göre yorumlamışlardı. Irwin, bu kitabı, "Bir soru yüzünden sabaha kadar uykusuz kalan herkes içindir." şeklinde tanımlamıştı.


    İşte dünyanın cevabını aradığı bu soru, filmin ana konusunu oluşturan "maddenin mahiyeti"ne ilişkindi. Matrix filminde yapay uyarılarla bir insana gerçek olmayan bir dünya, gerçek gibi gösteriliyordu. Film günümüz teknolojisiyle, yapay uyarılar ile yapay görüntüler, yani yapay bir dünya oluşturulabileceğini anlatıyordu. Filmin başrol oyuncusu, o güne kadar cam bir fanusun içinde beynine verilen elektrik sinyallerinden oluşan hayali bir dünyada yaşadığını anlıyor ve kendisini bir bilgisayar programcısı zannederken, aslında bir mekanda uyumakta olduğunu fark ediyordu.

    Böylece filmi izleyenler her an gördüğümüz "yaşamımıza ait tüm algılarımızın nedeninin çok daha farklı bir kaynak olabileceğini" düşündüler. Süper bir bilgisayarın içinde sanal bir dünyada da yaşıyor olabilirdik ve böyle bir durumda hiçbir zaman farkı anlayamazdık.

    Dünya Matrix"in düşündürdüklerini tartışa dursun, bu filmle gündeme gelen maddenin varlığına dair tüm sorular aslında tüm bilimsel açıklamalarıyla Harun Yahya"nın, Hayalin Diğer Adı Madde adlı kitabında çoktan yanıtlanmıştır. (Harun Yahya"nın Matrix ve Birkaç Filmin Yorumuisimli kitap çalışmasının baskı hazırlıkları ise devam etmektedir.)

    Beş duyumuzla algıladığımız herşeyin ruhumuza gösterilen bir görüntüler bütünü olduğu ve zihnimizin dışındaki dünyanın aslına hiçbir zaman ulaşamayacağımız gerçeğini bazı insanlar kabul etmek istememektedirler. Çünkü bu gerçeği kabul eden kişi, dışımızdaki dünyanın var olup olmadığını veya neye benzediğini asla bilemez. Bundan en çok korku ve endişe duyanlar ve sonuçsuz tartışmalara devam edenler ise, elbette ki materyalist felsefenin bağlılarıdır. Materyalistler bilmin kanıtladığı, hatta filmlere dahi konu olan maddenin aslına hiçbir zaman ulaşamayacağımız gerçeğini reddetmektedirler. Çünkü onlar için tek mutlak varlık maddedir. Konuyu işleyen Matrix filminin ikinci bölümünün vizyona gireceği şu günlerde, maddenin kendisiyle asla muhatap olamayacağımız gerçeğinin, yıllardır neden materyalistlerce hiçbir delil olmaksızın inkar edildiğini hatırlamakta fayda vardır.

    UYARI!

    Okuyacağınız bu bölüm, hayatın ÇOK ÖNEMLİ bir sırrını içermektedir. Maddesel dünyaya bakış açınızı kökten değiştirecek olan bu konuyu, çok dikkatli bir biçimde ve sindirerek okumalısınız.

    Burada anlatılacak olanlar yalnızca bir bakış açısı, farklı bir yaklaşım veya herhangi bir felsefi düşünce değil; dine inanan-inanmayan herkesin kabul edeceği, bugün bilimin de kanıtladığı kesin bir gerçektir.


    Hayalin Diğer Adı Madde ve Materyalizmin Sonu


    [ur]http://www.harunyahya.net/V2/Lang/tr[/url]


    21. yüzyıl, maddenin gerçeğinin tüm insanlar arasında yayılacağı, materyalizmin ise yeryüzünden silineceği tarihi bir dönüm noktası olacaktır.

    Önce materyalizmin genel bir tanımına bakalım:Meydan Larousse Ansiklopedisi"nin 8. cildinde maddeci felsefe şöyle tarif edilir: "Maddecilik, "madde"den başka bir cevherin varlığını kabul etmeyen öğretidir. Bütün gerçekliklerin cevherini ve özünü ruhun meydana getirdiğini söyleyen "ruhçuluk"un karşıtıdır..." Bu kısa tanımda görüldüğü gibi, materyalist felsefe maddeyi tek mutlak varlık olarak kabul eder ve madde dışında hiçbir varlığı kabul etmez. Örneğin, maddeci felsefe ruhun varlığını kabul etmez, insan bilincini beynin faaliyetlerinin bir ürünü olarak görür. Ancak; bugün artık açıkça bilinmektedir ki, madde dediğimiz şeyler zihnimizde algılanmaktadır. Bu algıların zihnimiz dışında maddesel karşılıkları olduğunu bilimsel olarak göstermemiz imkansızdır. Zihnimizin dışına çıkıp madde dediğimiz şeyin aslı ile muhatap olmamız mümkün değildir. İki cümle ile özetlenen bu gerçeği kabul ettikten sonra, artık ortada ne madde, ne de maddecilik -yani materyalizm- kalmamaktadır.

    Algılarımızın, zihnimizin dışında maddesel karşılıkları olduğunu farz etsek bile, bu maddelere hiçbir zaman ulaşamayacağımıza göre, hiçbir zaman görmeyeceğimiz, üstelik varlıkları bile şüpheli olan maddeler üzerine felsefe yapmanın, bunlar üzerine bir hayat görüşü bina etmenin mantıksızlığı ve gereksizliği de açıkça ortadadır. İşte materyalist felsefenin bağlılarının, maddenin ardındaki bu önemli sırrın açıklanmasından son derece rahatsız olmalarının, bu sır çok açık olmasına rağmen onu anlamazlıktan gelmelerinin temel nedeni, bu konunun felsefelerinin sonunu getirdiğini anlamalarıdır. Tarih boyunca tüm materyalistler maddenin gerçeğinin açıklanmasından, hatta materyalizm taraftarlarının bu gerçeği anlatan kitapları okumalarından büyük rahatsızlık duymuşlar ve bunu dile getirmişlerdir. Örneğin Rusya"daki kanlı komünist devrimin liderlerinden biri olan Vladimir I. Lenin, neredeyse bir asır önce yazdığı Materyalizm ve Ampiryokritisizm isimli kitabında taraftarlarını bu gerçeğe karşı şöyle uyarmaktadır:

    "Duyularımızla algıladığımız nesnel gerçekliği bir kere yadsıdın mı, kuşkuculuğa (agnostisizm) ve öznelciliğe (subjektivizme) kayacağından, fideizme (dini inanca) karşı kullanacağın tüm silahları yitirirsin; bu da fideizmin istediği şeydir. Parmağını kaptırdın mı, önce kolun sonra tüm benliğin gider. Duyuları nesnel dünyanın bir görüntüsü olarak değil de, özel bir öğe olarak aldığında, diğer bir deyişle materyalizmden ödün verdiğinde, benliğini fideizme kaptırırsın. Sonra duyular hiç kimsenin duyuları olur, us hiç kimsenin usu, ruh hiç kimsenin ruhu, istenç hiç kimsenin istenci olur."

    Bu satırlar, Lenin"in büyük bir korkuyla fark ettiği ve hem kendi kafasından hem de "yoldaş"larının kafalarından silmek istediği bu gerçeğin, materyalistleri ne kadar tedirgin ettiğini göstermekte. Ancak günümüz materyalistleri Lenin"den daha da büyük bir tedirginlik içindedirler; çünkü bu gerçek bundan 100 yıl öncesine göre çok daha açık, kesin ve güçlü bir biçimde ortaya konmaktadır. Geçmişte bir felsefe veya bir yorum olarak düşünülen bu konu, tüm dünya tarihinde ilk kez bu kadar karşı konulamaz bir biçimde ve bilimsel bulgulara dayanılarak anlatılmaktadır.

    Bilim yazarı Lincoln Barnett, bu konunun sadece "sezilmesinin" bile materyalist bilim adamlarını korku ve endi şeye sürüklediğini şöyle belirtmektedir: "Filozoflar tüm nesnel gerçekleri algıların bir gölge dünyası haline getirirken, bilim adamları insan duyularının sınırlarını korku ve endişe ile sezdiler." (Lincoln Barnett, "Evren ve Einstein", Varlık Yayınları, 1980, s. 17-18)

    Ülkemizde ve tüm dünyada, bu konu ile karşı karşıya gelen her materyalistte bu "korku ve endişe" çok güçlü olarak görülmektedir. Örneğin ülkemizde, felsefelerinin sözde temeli olan evrim teorisinin bilimsel yönden çökertilmesiyle zaten ciddi bir şok yaşamakta olan materyalistler, şimdi de Darwinizm"den çok daha önemli bir dayanaklarını, bizzat maddenin kendisini kaybettiklerini anlamaya başlamışlardır. Bu nedenle, konunun önemine dikkat çekip, bu konunun kendileri açısından "en büyük tehlike" olduğundan, kendi "kültürel dokularını tamamen yıktığından" söz etmektedirler. Aslında bu durum, Allah"ın Kuran"da inananlara bildirdiği bir vaadinin de tecellisidir. Hakkın ortaya çıktığı yerde batıl olan fikirler daima yok olmaya mahkumdur. Ayetlerde şöyle buyrulur:

    "De ki: "Hak geldi, batıl yok oldu. Hiç şüphesiz batıl yok olucudur." (İsra Suresi, 81)

    "Hayır, Biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Allah"a karşı) Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size." (Enbiya Suresi, 18)



    Allah"ın varlığını inkar eden ve "Madde var ise, Allah bu maddenin neresinde olabilir?"gibi yüzeysel ve anlayışsız mantıklarla insanların da inkar etmeleri için çaba harcayan bu kişiler, günümüzde en büyük dayanaklarının yıkıldığına şahit olmaktadırlar. Burada anlatılan gerçek, felsefelerini temelden yıkıp atmakta, üzerinde tartışmaya dahi imkan bırakmamaktadır. Tüm düşüncelerini, hayatlarını, kibirlerini ve inkarlarını üzerine bina ettikleri madde, ellerinden bir çırpıda uçup gitmiştir. 21. yüzyıl, bu gerçeğin tüm insanlar arasında yayılacağı, materyalizmin ise yeryüzünden silineceği tarihi bir dönüm noktasıdır. Bu gerçeği görebilen insanların, geçmişte neye inandıkları, neyi niçin savundukları hiç önemli değildir. Önemli olan, gerçeği gördükten sonra, buna direnmemek, ölümle birlikte zaten apaçık anlaşılacak olan bu gerçeği geç olmadan anlamaktır. Unutmamak gerekir ki, gerçeklerden kaçılmaz.

    Aşk ehli Ölmez Sırdır söylenmez. Yanmayan Bilmez Ateşi Aşka.
  7. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    alico
    alico's avatar
    Kayıt Tarihi: 22/Aralık/2003
    Erkek


    Bu internet sitesinde anlatılan, bugüne kadar pek çok insanın hayata bakış açısının değişmesine sebep olan, son derece önemli bir gerçektir.

    Bu gerçeği şöyle özetleyebiliriz: "Dünyada yaşadığımız hayatın birer parçası olan tüm olaylar, arabalar, binalar kısacası hayatımız boyunca gördüğümüz, tuttuğumuz, dokunduğumuz, kokladığımız, tattığımız, dinlediğimiz herşey, gerçekte beynimizde oluşan görüntü ve hislerdir."

    http://www.maddeninardindakisir.com



    TÜM BU BİLGİLER GÜZEL ANCAK BE OKUMAYA ÜŞENİYORUM DİYORSANIZ HER YERDEN BULABİLECEĞİNİZ BU KONU İÇİN HAZIRLANMIŞ OLAN BELGESEL FİLMİ HER YERDEN 1 İLA 1.5 MİLYON LİRA CİVARINDA SATIN ALABİLİRSİNİZ BAĞLANTI HIZINIZA GÜVENİYORSANIZ BELGESELLER.NET ADRESİNDEN DOWNLOAD EDEBİLİRSİNİZ







    Aşk ehli Ölmez Sırdır söylenmez. Yanmayan Bilmez Ateşi Aşka.
  8. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    cancanBey
    cancanBey's avatar
    Kayıt Tarihi: 05/Aralık/2003
    Erkek
    Matrix evren kuramı dediğiniz şeye dair fikirlerimiz olsa ne olur olmasa ne olur. Bu dünyada mevcut düzende yaşamayı becerdikte o mu kaldı ? İnsanı ALLAHsızlaştırmaya yönelik bi kuram bu ve insanlığa bu pompalanıyo şimdilerde, hatta epeydir ve bundan etkilenen bi çok beyin (!) var. Dünyayı, Evreni, ALLAH"ı falanı filanı hep o pencereden bakarak değerlendiriyor. Sonuç mu kafası karışık, kendine hayrı olmayan bir genç nesil yetişmiş oluyo. Kendine hayrı olmayanın TÜRKÇÜLÜĞÜNDEN bana ne fayda gelir, Müslümanlığından bana ne fayda gelir. Zırzop gelmiş zırzop gidecek bu dünyadan ama başkalarının da bir an için bile olsa kafasını karıştırarak insanlığın zamanını çalmış oluyolar böylece. Boşa kürek çekmek misali. Baksanıza ben bile yazdım.

    İnsanları mutlu edecek yegane vasıta, onları birbirlerine yaklaştırarak, onlara birbirlerini sevdirerek, karşılıklı maddi ve manevi ihtiyaçlarını sağlamaya yarayan hareket ve enerjidir. Dünya barışı için de insanlığın gerçek mutluluğu, ancak bu yüksek ideal yolcularının çoğalması ve başarılı olmalarıyla mümkündür. M.Kemal ATATÜRK (1931)
  9. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    savasci
    savasci's avatar
    Kayıt Tarihi: 30/Aralık/2003
    Erkek
    selam arkadaslar
    Siz ya metrix "i tam anlami ile izlememisiniz metrix te bahsedilen bir insan beyninin neler yapabilecegini gostermektir
    metrix eger insanlar sanal zekayi yapmayi basaririlarsa ve birde cevreyi boyle kirletmeye devam edersek makinalari boyle zeki yapmaya devam edersek yakinda neler olacagini kimse bilemez ama bir gercek var insan beyni dunyanin hatta evrenin engelismis beynidir hicbir insan beynini %100 kullanamamıstır kulansaydık evren nekadar farkli olurdu belki kim bilir.Ünlü düşünürlerin dedigi gibi her soru aslinda bir cevap her cevap aslinda birsorudur

    Kazanmak için yenilgiyi risk olarak kabullenmelisin
  10. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    blackwizard
    blackwizard's avatar
    Kayıt Tarihi: 15/Ekim/2003
    Erkek
    acizmendi bunu yazdı:
    -----------------------------
    ruh var midir? varsa ispatlayin bi zahmet.
    -----------------------------

    kardeş sen kendine bir soru sor ozaman anlarsın ruh varmı yokmu sen kendine soru sorabiliyormusun kendinle hiç konuştunmu aslında içinde iki kişimi var yoksa çok kişimi yada sen düşün ama düşünene hiç bir zaman sen değilsin unutmaa sadece bu kadar...

    THE FAN
Toplam Hit: 13716 Toplam Mesaj: 45