Sınırlar Arasında -Banu Avar
-
geçen bi torrent sitesinden indirdim 10 bölüm halinde içinde bi bölüm var ki herkes izlemeli bence
nobelin iç yüzünü anlatıyor hatta isveç bu bölüm yüzünden TRT yi uyarmıştı falan..
isveçin nobeli 45 mb civarı görüntü idare eder zaman buldukça diğer bölümleri upload ederim
-
programı kaldırdı utanmazlar, of daha çok yer verilmesi gerekirken!
-
Banu Avar çok taktir ettiğim vatansever bir insandır. Zaten bu yüzden TRT de çalıştırılmadı.
Bu bile tek başına akp nin ne bok oldugunun kanıtı. Zira TRT herzaman iş başındaki hükümete göre yayın yapmıştır.
Biz Banu avar a destek mektubu yazdık ama neye yarar. Umarım çizgisinden sapmadan yoluna devam eder.
-
bütün bölümlerini gayretle takip etmeye çalışırken program hangi saate hangi günde yayınladığını bile anlayamadan kaldırdılar
norveçle ilgili bölümde çok güzel ve zamanın "asala" örgütü için baş avukatlık yapmış şimdiki fransa cumhurbaşkanın danışmanı ile yaptığı söyleşide bir o kadar güzel ve iğneliyici
avrupanın bir çok ülkesinde konu başlığı TÜRKLER olunca hiçbir özgürlüğün bulunmadığını kanıtlayan(Banu AVAR ın avrupada bazı ülkelerde "ermeni soykırımı olmamıştır" dediği için yargılandığını bilirsiniz) bir insan.
"Kırmızı Hat" diye bir program var yine TRT de inş. onuda yayından kaldırmazlar.
emeğin için ayrıca teşekkürler
-
bn progamı ilk başlarda bilmiyodum bi gün denk geldi bu nobel dalgası sonra aşık oldum :d
beyazenci norveç de var bende ama 300 mb falan biraz uzun sürcek ama upload ederim yarına
-
Belgeselinde İsveç basınındaki otosansürden bahsediyor.. Fakat memleketimizde otosansür uygulamayanların ayağı işte böyle kaydırılıyor.
Gene belgeseldeki isvaç gençliği gibi şuursuz olan gençlerimizde hiçbirşeyin farkında değil..
Zübükler bizi yönetmeye devam ettikçe biz daha çoook belgeseller izleriz.
-
bizim hiç birşeyin farkında olmamızı istemiyorlar biri çıkıp bunun aslı şöyledir dedimi hemen indiriyorlar malesef
neyse işte buda norveç-oslo dünyada barış havarileri
http://rapidshare.com/files/119698226/NORVEC_-_OSLO.DUNYADA_BARIS_HAVARILERI.part1.rar
http://rapidshare.com/files/119706418/NORVEC_-_OSLO.DUNYADA_BARIS_HAVARILERI.part2.rar.html
http://rapidshare.com/files/119706480/NORVEC_-_OSLO.DUNYADA_BARIS_HAVARILERI.part3.rar.html
http://rapidshare.com/files/119732464/NORVEC_-_OSLO.DUNYADA_BARIS_HAVARILERI.part4.rar
-
bu da makedonya
-
Sağol kardeşim. indiriyorum.
-
sen saol.bu da çin bölümü izlediğinizde çine bakış açınız değişecek adamlar ne zorluklarla bu güne gelmişler
-
Bu orr. çocuğu çinlilerin uygur Türkü soydaşlarımıza yaptıklarını okuyun bakalım çin neymiş.,
Çinin taaa aq.. okumamış olan vardır diye ekleyim.
http://www.uygur.org/doguturkistan/haber/2008/04_19.html
*************************
Stalin Doğu Türkistan’ı cehenneme çevirmiş olan baş aktördür.
Şarki Türkistan’da (Uyguristan’da) Stalin’den nefret etmeyen birer tane yaprak birer tane bitki bile yoktur.
1949 Doğu Türkistan milli ordusu zafer kazanmıştı. Ayyıldızlı bayrağını dalgalatarak, askerlerini çiçek yağmuruna tutmuş olan sevinç-heyecan içindeki halk bayram ediyordu.
Stalin’in asabilik krizi tuttu. Uygurların hür, bağımsız Devlet kurmuş olduğunu gören, Stalin; “benim el altımdaki Kazak, Özbek, Azeri, Türkmen, Kırgız, Tatar…. bağımsızlık isteyip başımın etini yerlerse ne yaptım?” diye kendini koyacak yer bulamadı…
Doğu Türkistan’ı Sovyetler’e katsam, Uygur beyin (kafa) Kazak, Özbek hepsi bir bütün gövde olup beni tahtımdan ederlerse… çok zengin toprak Doğu Türkistan… Ne yapmak lazım? Uzun paltosunu ayaklarına dolandırıp şuursuzca her tarafa hızlı hızlı yürümeye başladı Stalin. Kan beynine vuruyordu. Sağa sola saldırdı. Ayağına geleni tekmeleyip, eline çıkanı yüksek götürüp kırmaya başladı.
Ne yaparsa yapsın eninde sonunda bir karar verdi: “Bu kadar zengin toprağı Çin’e verirsem. Çin sevincinden benim bir dediğimi iki etmez. Böylelikle Çin, Rusya, Avrupa bir bütün sosyal bloğun kontrolünü tek elimde tutabilirim.
Mao, Stalin’e göre sinsi, hilekâr, kurnaz tilkiydi. O hemen Stalin’e dokuz tazim ederek, övgüler, vaatler yağdırdı. Ama ağzında şeker vardı, dilinde zehir… Gönlünde “Senin bu kadar aptal olduğunu tahmin etmemiştim. Ocağıma düştün! Yavaş yavaş Çin usulü gününü göstereceğim. Ama köprüden geçene kadar ayıya dayı diyeceğim…hi hi hi….”
Stalin’in güven dağlarını kar bastı. Mao’dan yemiş iç darbeyi kaldıramayan Stalin öldü.
Doğu Türkistan’a gelince… Stalin ile Mao’nun anlaşmasından halkın ruhu bile duymadı. Komünizm yalan yavşak şirin propagandası ile halk uyutulmaya çalışıldı. Doğu Türkistan Milli ordusu ile savaşan Çin ordusu, silahlı çiftçi olarak yerleşti. Milli ordu kan çıkarmadan yok edildi hem de müthiş Çin işkenceleriyle...
Doğu Türkistan zenginliği Pekin’e (Çin’e), Çin’in kalabalık insanları Doğu Türkistan’a birbirine ters akmış iki nehir gibi aktı.
Uygurlar tarihi düşmanı Çinlilere katiyen kız vermiyordu. 2007 senesinden itibaren 300 binden fazla 13-25 yaş arası kızları Çin’e mecburen götürdü. Bunu yapmadan önce halkı (özellikle çiftçileri) aşırı fakirleştirdi. Bir senelik kişi başına gelir 45-50 dolar oldu.
Aksu Bay’da yüzde 80 insan kıtlıktan, açlıktan öldürüldü. 17 yaşındaki çocuklar emekleyip yürüdü, açlıktan ölüleri gömecek insan yok. Başka eyaletlerden ayakları kelepçeli mebuslar ölüleri gömdü.
Doğu Türkistan halkının 1949’dan bu yana yediği Kowzak (ağaç kabukları) gördüğü Devzah oldu.
“Doğu Türkistan” kelimesini söylemek bile yasak! Bu kelime yüzünden 25 yaşındaki Saadet, küçük dili kesildikten sonra, kamyon üstünde bağlanarak sokaklarda gezdirilip kurşuna dizildi.
Şu anki Çin hükümetinin niyeti anlaşıldı ki, Doğu Türkistan’da bir tek bile, Doğu Türkistanlı’nın hayatta kalmasına izin vermeyecek, tam soykırım yapacak.
Doğu Türkistan’a 200 milyon Çinli yerleştiriliyor.
İnsani hak-hukukumuzun hepsi çiğneniyor.
“Tek çocuk” diye Çinliler karnındaki kızlarını öldürerek oğlanlarını büyütmüş. Bunu açık söylemiyor. Uygur kızlarına “iş vereceğiz” diye yalan propaganda…
İşte tam soykırım oluyoruz, tarihi düşmanımız aşağılık Çinliler tarafından Milli gururumuz insanlık onurumuz çiğneniyor.
Keşke böylesine yok olmaktan, Hitler’in yaptığı gibi gaz odasında eritilip sabun olsaydık..
Yüreklerimiz kan ağlıyor. Yaşayan ölü olduk.
Çin, Birleşik Milletler konsey üyesi. Bizim derdimizi kim anlasın? Kim Çin’e söz geçirebilsin? “Neden bizi insani hak-hukuku yok zavallı insan yarattın Allahım? diye ağlıyoruz.
İşte Stalin’den başlanan külfet!
Stalin’in mezarı başına gidersem, çektiklerimizin binden birisini anlatırsam kaç gece gündüz bitmez.
1949’dan bu yana sadece siyasi düşünce-fikir yüzünden öldürülenler milyondan fazla.
“Çinliler çıkıp git kendi ülkene!” diye duvara yazı yazan 13 yaşındaki Uygur kızı ortadan parçalanarak feci şekilde öldürüldü.
Çinliler başımıza 46 defa atom attı. Zehirlenme Çernobil’dekinden 10 misli fazla.
Hanımlar, çuvalda gübre taşıtılarak, sabah yıldızından akşam yıldızına kadar tarlada, aç sefil köle halinde çalıştırılıyorlar, karınlarını doyuramıyorlar, yama almaya parası yok. Çay, tuz alamıyor, Irmaktaki su, mısır ekmeği besinleri oldu.
Çin işkencelerine ne demeli! İdam mahkûmları masum gençlere ne demeli! (Karaçöldeki ceng. kitap)
Komünizm bitti diyorlar. Emsalimizdeki Kazak, Kırgız, Özbek kardeşlerimiz bağımsızlığına kavuştu, sevindik.
Ama komünizmin; yani Siz Stalin-Mao! ikinizin boynumuza bağladığınız kölelik zinciri hâlâ duruyor! 19/04/2008
Zeynure ÖZTÜRK