Unutuyorum...
-
YesTERFoX bunu yazdı:
-----------------------------birazda başkaları yazsa da ben okusam yaa :D
-----------------------------gidiyoruz karanlığa
bırakmışız birbirimizi savruluyoruz
sormuyoruz neden diye soramıyoruz belkide
karanlık bu, dünya içinde
bilmiyorum bilmekte istemiyorum sana dair hiçbirşey
unutmak istiyorum sadece öldürmek seni kendimde
yüzlerde başlangıç yapıyorum
hiç birisinin anlamı yok
bende anlamlı anlamsızlıklar içinde bırakıyorum kendimi
bir anlama rastlarım diye... -
saat 22 olmuştu ve uyumamak için direniyordum...saatleri böyle söylemeyi bana sen alıştırmıştın hatırladın mı "güneşim"...
1 yıl veya daha önceydi...elimde kitap, gitar, telefon değişiyordu ama aklımda "sen" sabittin...balkona çıkıp çıkıp
giriyordum belki bir yıldızdan yansımanı görürüm diye veya olurda yolun bizim evin önünden geçer diye...ama ikisininde
olma ihtimali aynıydı...şimdi komik geliyor ama o zaman buna inanmıştım...her perdeyi açtığımda, her otobüse bindiğimde
seni göreceğime inanmıştım; zaten nereye baksam "sen" vardın ama "sıcaklığın" yoktu...O gece de bir takım yıldızına takmıştım ismini...
her gece benimle ol diye...radyodan fikret kızılok u denk getirmiş, gözlerime silüetini denk getirmiştim; aklımda zaten "sen" sabittin...
dalmıştım yani anlayacağın...sonra aniden kendime gelmiş ve saatin sabaha karşı 5 olduğunu hatırlıyorum...
sabahladığım ilk geceydi...sen zaten benim hep "ilk"lerimde rol oynamamış mıydın "güneşim"...
"ilk" sevincim değil belki ama "ilk" gönül yaramsın...
neyse; üzgünüm "güneşim" ama galiba seni "unutuyorum..."
yascakucuk güzel giriş yaptın, gerisini merak ediyorum...
-
Lan nie ka$tıırıyorsunuz bu kadar biri gider biri gelir akyim :)
Ne başlayabildik doğru dürüst
Ne De bitirebildik
Ne vazgeçe bildim
Bilirsin Beni
Ne de anlatabildim
Ah bu a$k ifla etmez beni
onunsa umrunda değil , biliyoruM
zaman sen diyorlar Çaresi
Geçte Nasıl Geçersen Geç Bildiğin Gibi :)
-
unutttum bile seni aşkımın yerini nefret aldı artık
her sabah, her akşam, her an, her saniye sen yoksun aklımda
artık düşünmüyorum yaşamak istediklerimizi yaşayamadıklarımızı
sessizliğimizde anlattığımız o hayat bulmak isteyen duyguları
hiçbiri yok sen yoksun hayallerimde düşüncelerimde hepsi sensiz şimdi
istememiştim sensiz hiçbirşeyi ama geride sensiz kocaman bir hiç bırakınca artık istiyorum
sensizlikte kaybolmayı...
aklımda kalan ve bellide kalmasını istediğim tek şey gülüşün ve bakışların oldu
lütfen onlarıda silme sevgili...
-
senden sonra
açtım bütün kapılarımı rüzgarlı kışa
ama hiç bir rüzgar getiremedi bana kokunu...
şimdi ise tekrar deniyorum ama sadece kapılarımı değil, göğsümü de açıyorum bu kışa...
çünkü kokunun ait olduğu yer, her şeyden önce senin kendini en iyi hissettiğin yer göğsümdü...
gülü seven dikenine katlanır derler yaa, kırbaç gibi inen soğuk veya gözüme giren tozlar umrumda olmayacak...
bilmiyorum şu anda neler yapıyorsun; belki sende ellerinle bir yüzü tutarmış gibi rüzgarı okşuyorsundur...komik...
Ahh "güneşim" artık kışta geldi...senin yokluğun; özel "güneşim"i görememek yetmezmiş gibi ortak güneşimizide kaybettik...
ama sana söz veriyorum "güneşim" kokunu hissettiğim gibi seni aklımdan sileceğim...ben artık "sen"i istemiyorum;
ben "güneşim" i istiyorum...ve bütün bu uğraşlarımda seni unutmadan önce, sana ait güzel bir hatıra edinmek...
güzel noktalamak...
üzgünüm "güneşim" ama galiba seni "unutuyorum..."
-
konuşacak şeyler bitmiş susarak konuşmak gerekir ama konuşmaktan korkmak bunada mani oluyor yine... sessizliğimdeki çığlıkları anlatmak gerek ama gözlerim konuşamaz olmuş sadece ağlamayı biliyorlar atık. sessizlik susmakmı yoksa içindeki sesi susturmak mı ? herzamanki gibi değilim artık bir farklılık var neydi beni deiştiren görmezden geldiklerimi görmekmi ? yoksa gördüklerimi fark etmekmi ? ve sen ne ifade ediyorsun ? artık neden bakmıyorsun yada bakmak isteyipte bakamıyorsun gözlerime? neden bu anlamsızca korku neden kendimizden korkar olduk neden ???
daha önce vermiştim şimdi tekrar olsun :)
-
bildiğim bütün damar şarkıları koydum playliste...elimde bir bardak beyaz şarap; aklımda sen...
klasik...ne zaman içsem seni düşünüyorum zaten...düşünüyorum acaba fikret kızılok bu şarkıyı yazarken; nasıl olur da
kalemini kırmamış...bu denli acıklı sözlere...sonra senin bana çektirdiklerin geliyor aklıma; ben nasıl hala bu bilgisayarı
kırmıyorum...ahh "güneşim" sadece kalbimi, sevincimi, şevkimi kırdım...kırdı"n" deyipte seni suçlamak istemiyorum...
çünkü daha önce de kabul etmiştim bende de suç var...benimde canım var"dı", benim de inancım var"dı"...geçmiş zamanlardan
çıkardı hep yanlışlarım edebiyatta da; hiç kimse düzgün öğretemedi o zamanları bana...ve şimdi ne zaman geçmişe baksam
korkuyorum...sanırım bu korkuyla da hiç öğrenemeyeceğim...gelecek zamandan da ümitsizim...bir engel bu kadar çeldirebilir miydi?...
bir insan bütün hayatı çeldirebilir miydi?...ve hayat herşey yolundayken dur dedi artk...evet şimdi donmuş bir şekilde duruyorum...
ya biri zamanı geri almalı, ya da yeni bir "güneş" doğmalı ki; buzumu eritsin...ah "güneşim" bari aklımdan çıkarken
buzlarımı "sen" erit...beni hayata döndürerek ayrıl ruhumun orta noktasından...gözlerini son bir kez kapatıp yüzünü gezdir göğsümde...
ondan sonra git...sadece git...fazla bile kaldın ama yeter ki eksik gitme...
neyse "güneşim" üzgünüm ama galiba seni "unutuyorum..."
-
Dün gecenin bir yarısında eve doğru yürürken "aklım"daydın...bu habere sevinmiş olmalısın herhalde...çünkü benim
içim yanıyordu...benim acı çektiğim zamanlarda mutlu olursun ya ondan dedim...aslında bakarsan "sen"i düşünmüyordum;
kendi halimi düşünüyordum, dolaylı yoldan da sana da uğruyordum düşüncelerimin içinde...yol uzun ve gece malum soğuktu...
belki hatırlarsın "güneşim" üşürken seni düşünmek beni ısıtırdı...ama karar verdiğim şey "sen" bende bir saplantı olmuşsun...
ne senle ne de sensiz derler yaa aynı o mesele...ne yaparsam yapayım aklımdan çıkmayacaksın...tamam aklımda kal ama
anı olarak kal; acı olarak değil...Seni hafiften unuttuğuma dair tek kanıtım artık---------------
ulan yazamayacağim bugün...daha çok taze, sıcak ve acı...biraz soğusun, acısı dibe çöksün ve bayatlasın ki daha çok tok tutsun;
(bir daha denemek istemiyorum çünkü) o zaman daha hissiz bir şekilde daha mantığa dayalı olarak yazarım...
-
uzun zaman oldu seni anmayalı sanki...
ama elden ne gelir, gördüm; üzüldüm...dayanamadım sordum, anlattılar; üzüldüm...
ahh "güneşim" seni içime nasıl gömdüysem, üstüne kaç hayal sardıysam, bir türlü açamıyorum; "unutamıyorum..."
o hiç bir şey olmamış gibi konuşmamız bana kavgalarımızdan sonra hiç birbirimizi suçlamadan barışmamızı hatırlattı...
gözlerimden akan yaşta rüzgardan değildi zaten...belki şu ana kadar akan hiç bir yaş rüzgardan değildi ama
o gece gemileri yakarken arkama aldığım tek şey rüzgardı...ve sanırım beni sıcağından koruyan şey de o olmuş...
ahh "güneşim" ne kadar da uzatmak istemesemde parmaklarım istem dışı yazıyor...
sana en çok kızan onlarmış gibi...beynim zaten artık çalışmıyor; son görevini parmaklarıma verdi...
sırtımda bu kadar yük varken yaşayabildiğim için başarılı mı görmeliyim kendimi?...hayır...
sadece hammal ımsı görmeliyim sanırım...ne olursa olsun sana "güneşim" demek istiyorum her karşılaştığımızda;
"güneşim" i değil sadece seni unutmak istiyorum ama başarısız mı oluyorum ne;
üzgünüm "güneşim" ama galiba seni "unutuyorum..."
-
çok aptalca biliyorum ama hala içimde bir ümit var...derler yaa akıl ermez gönül işine diye; aynı o mesele...
zaten şu ana kadar değil kalbimi, aklımı dinleseydim değil seni; sanırım daha 4 sene kadar kimseyle tanışmazdım...
üniversiteyi bitirene kadar yani...Ama sorarsan "güneşim" seni tanıdığıma mutluyum...çoğunluğu da, sonu da, kötü de olsa
güzel hatıralarımız var..demin bir kaç tanesini andım bile...inanır mısın "güneşim" sonu gelsin istemedim ama bilirsin
çok azı güzeldi; veya aşkıma kıyasla çok azı...ama benim için az...aslında düşünüyorum sende acaba böyle şeyler
düşlüyor musun hakkımda...benim gibi normal hayatta çok neşeli, evde odasında "yas" mısın?...ama yok...
sen hep kendindin...bende sendim...ahh "güneşim" aklıma gelen en ufak tribin bile beni karanlıklara gömebiliyor;
sonra kendi kurduğum dünyama gidiyorum, hayallerime...orada bütün karanlıklarını siliyorum yaşadığım dünyanın...
seni kırmızı - siyah giydiriyorum; ne kadar saçtığın ışıklar seni görmeyi mümkün kılmasada...ama kendi dünyamın da
eksikleri var...kendimi hatırlayamıyorum...hayallerimde kendimi bulamıyorum...gerçek dünyadaki çarka fazla yakınmışım...
onun rüzgarı hayallerimi bir dumanmışçasına dağıtıyor...ama senin hayallerin hala kurulabilir türden "güneşim"...
beni nasıl hayal edersin bilmiyorum ama yeter ki; "hayal et"...ben seni çünkü artık edemiyorum;
üzgünüm "güneşim" ama galiba seni unutuyorum...