folder Tahribat.com Forumları
linefolder Genel
linefolder Yeşil"İn Devletle Olan "Gizli" Anlaşması



Yeşil"İn Devletle Olan "Gizli" Anlaşması

  1. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    stillalive
    stillalive's avatar
    Kayıt Tarihi: 06/Mart/2007
    Erkek
    Yeşil'in devletle olan 'gizli' anlaşması
     
    Bugüne kadar hakkında birçok efsane üretilen 'Yeşil' Kod adlı Mahmut Yıldırım'ın oğlu, yazdığı kitapla bilinmeyen Yeşil'i anlattı.

    Adı Susurluk kazasıyla gündeme gelen ve bugüne kadar hakkında birçok efsane üretilen 'Yeşil' Kod adlı Mahmut Yıldırım'ın oğlu Murat Yıldırım, yazdığı bir kitapla babası hakkında bilinmeyenleri anlattı. Çok kısa bir süre sonra Timaş etiketiyle çıkacak olan kitapta Yeşil hakkında çok çarpıcı bilgiler yer alıyor. İşte oğlu Murat Yılıdırm'ın kaleminden 'Yeşil...'


    http://www.bugun.com.tr/newsFiles/1/0/0/0/0/1/1/0/1/0/0/1/1/1/0/1/file/68923.jpg

    YEŞİL

    Mehmet Rıfat YEĞEN'in haberi

    Babasının Yeşil olduğunu tesadüfen öğrendiğini anlatan Murat Yıldırım, özel harekatçıların Yeşil'e nasıl Yeşil'i anlattıklarından bahsediyor: "Mersin'e gidiyorduk. Maraş'ta özel harekâtçıların kaldığı yere uğradık. Elazığlı olduğumuzu duyan özel harekâtçılar bize Yeşil'i sordular. Babam, "Adını duydum ama tanışmak nasip olmadı" dedi. Masadaki birkaç kişi başladılar Yeşil'i anlatmaya. Kimisi dağda Yeşil'le beraber girdiği çatışmayı anlatıyor, kimisi gösterdiği kahramanlıktan dolayı hayranlığını dile getiriyor. Babama baktım, anlatılan Yeşil'i dinliyor onlarla beraber kahramanlığını kutluyordu."

    PKK'yla çatışmaya helikopterle gidiyor

    Oğul Yıldırım, Yeşil'in bölgeyi çok iyi bildiği için Ankara'da ikamet ettiği dönemde bile operasyonlara katıldığını anlatıyor. Teröristlerle çatışmaya giren arkadaşlarına telefonda bölgeyi tarif eden ve uyarılarda bulunan babasının, bazen Ankara'dan özel bir helikopterle olay yerine intikal ettiğini anlatıyor. Yıldırım, "Elazığ'daki evdeyken, acil durumlarda helikopterle olay yerine intikal ettiği olurdu." diyor.

    Baykuş sesiyle konuşurdu


    Babası Yeşil'in ağırlıklı olarak görev yaptığı Güneydoğu'nun tüm adetlerini bildiğini anlatan oğul Yıldırım, "Halkın örfünü âdetini çok iyi biliyordu. İnsanlarla hemen kaynaşırdı. Bir de baykuş sesini hem kendisi hem grubu iyi taklit ederdi, arazide bu şekilde anlaşırlardı. Bunun eğitimini sana kimse veremez. O bölgenin çocuğu olman lazım." diyor.

    Kanlı elbiselerini yakarmış


    Babasının her operasyondan dönüşte kanlı elbiselerini yaktığını anlatan Yıldırım, "Bir defasında, babam elbiselerini yakmadan önce kazanda su kaynattık, sonra elbiseleri kazanın içine attık. Babam bahçeye bir çukur kazdı. Elbiselerden çıkan kanlı suyu, babamın açtığı bu kuyuya gömdük. Nedenini sordum. Hüzünlü bir sesle cevap verdi: "Oğlum, dün çatışmada yardım için gittiğimiz askerlerimizden biri yaralandı. Kucağımda taşıdım ama yetiştiremedim, şehit oldu. Üzerimdeki kan o şehidin kanıydı" dedi.

    Kamer Genç de Yeşil'in gazabına uğramış


    Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım, Tunceli'de görev yaptığı dönemde halka Kamer Genç'i methetmiş ve onlardan Genç'e oy vermesini istemiş. Zaten Tunceli'de sürekli kazanan Genç'in bu propagandadan sonra tuhaf bir şekilde oyu düşmeye başlamış. Durum, Genç'in Tunceli İl Jandarma Komutanlığı'na gelerek Sakallı'yı sormasıyla anlaşılmış. Kamer Genç, oradakilere 'Sakallı'yı şikayet etmiş ve kendisi için oy istediğini söylemiş. "Daha ne istiyorsun, senin için oy toplamış" diyenlere Genç, "Ne oy toplaması! Hayatımda ilk kez oy oranımda düşüş oldu. Yeter artık, benimle uğraşmasın!" demiş. Tunceli'de Sakallı'yı sevmeyen halk, sırf Kamer Genç'i destekliyor diye o Genç'e oy vermemiş. Babamın istediği de bu zaten: Kamer Genç'e ceza vermek!

    Hedefte 33 asker mi yoksa Şekercioğlu mu vardı

    Bingöl'de 33 askerin şehit edildiği gün babasının o yolda olduğunu anlatan Murat Yıldırım, "Babam, MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Elazığ Milletvekili Tuncay Şekercioğlu ile birlikte Bingöl'den Elazığ'a gidiyor. Bir süre yolun ters istikametinde, yani karşıdan araç gelmediğini görünce, yola pusu atıldığını düşünüyor. Hemen yolu değiştirip, dağ yoluna sapıyorlar. O gün atılan pusuda 33 askerimiz şehit ediliyor. Babam, o pusunun Tuncay Şekercioğlu'na atılmış olabileceğini söylerdi."

    Devletle gizli antlaşma


    Babamın operasyonlarda ölme ihtimali sağ dönme ihtimalinden çok daha yüksekti. Devlet buna göre bir anlaşma yapmış babamla. Anlaşmaya göre, eğer plan bir şekilde aksar ve babam yakalanırsa devlet, babamı ve ekibini tanımayacak. Ekibin içinde hiç kimse Türkiye'yi deşifre etmeyecek, MİT ile ilgili her hangi bir bağlantı kurmayacak. Suriye'de cezaevinde yatacaklar ve idam edilecekler. Böyle bir anlaşmaya babam imza atıyor.

    Apo'yu vuramadığı için intihar etmesinden korktum!

    Yeşil'in, Apo'yu öldürmeyi hayatta her şeyden çok istediğini ve bunun için birkaç kez plan yaptığını anlatan oğul Yıldırım, operasyonun başarısızlığa uğramasına babasının moralinin çok bozulduğunu söylüyor. Yeşil'in bir hafta boyunca yemek yemediğini ifade eden Yıldırım, "O halinden ailece çok endişe ediyorduk, korkuyorduk. Silahındaki mermileri ondan habersiz çıkarıp banyoda ıslatıyordum, sonra tekrar şarjöre yerleştiriyordum. Kendine zarar vermesinden korkuyordum." diyor.

    "Babam yaşıyor mu; ben de bilmiyorum"


    Babasının ölüp ölmediği konusunda bilgisi olmadığını söyleyen Yıldırım, "Birisi gelip bize yaşadığına veya öldüğüne dair bir bilgi vermedi. Çünkü Yeşil yaşıyorsa ve gelmemesi gerekiyorsa, ailesini hiç düşünmez. "Bunlar ne yapıyor, gidip bir bakayım" demez.O'nu on yıl bir odaya koyun, on yıl o odadan çıkmadan orada hayatını devam ettirir."

    İşte YEŞİL'in yayınlanan o fotoğrafları...











    Geçenlerde kumpircide otururken, salataları, kaşarlı kumpirleri ve kısırları gördüm, o sırada şöyle düşündüm: Kısırlaştırılmış Siyaseti, Kaşar Siyasetçilerden Alırsak, Önümüze Amerikan Salatası Olarak Gelir Ve Biz de Onu Yeriz, Ama Orada Unutulan Birşey Var, O da Çoban Salatası.
  2. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    HeroiquE
    HeroiquE's avatar
    Kayıt Tarihi: 25/Nisan/2009
    Erkek
    Yeşil'in fotoğrafında gizlenmiş sır  

    21 FOTOĞRAFTAN BİRİ
    MAHMUT Yıldırım'ın oğlu Murat Yıldırım tarafından yazılan kitapta yer alan 21 adet fotoğraftan biri Yeşil'in 2002 yılında hayatta olduğunu gözler önüne serdi. Yeşil'i Ankara'daki evinde yemek yerken gösteren fotoğrafta masaya serilen gazetedeki ilan ‘Yeşil hayatta' iddialarını güçlendirecek cinsten. Yeşil'in yemek masasına serilen gazetede Kanal 6 televizyonunun ‘Biri Bizi Gözetliyor' yarışmasıyla ilgili verdiği ilan gözüküyor...

    Gazetenin üzerindeki tarih okunmasa da kısa bir arşiv taraması gazetenin tarihini öğrenmeye yetiyor. Çünkü Kanal 6 televizyonu, bir dönem en fazla izlenilen BBG yarışmasını 2002 yılında yayınlamıştı. Hatta Kanal 6, bazı yarışmacıların uygunsuz davranışları nedeniyle RTÜK tarafından 7 gün kapatma cezasına çarptırılmıştı. Yeşil'in çekilmiş son fotoğrafındaki bu ayrıntı ‘Yeşil 2002 yılında yaşıyordu ve Ankara'da bulunuyordu' iddialarını güçlendirdi.


    Hak,tepene inen bir kılıç da olsa,boynunu ona uzatmaktan çekinme. // Donamım soru-destek için pm ON.
  3. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    snooper
    snooper's avatar
    Kayıt Tarihi: 22/Mart/2009
    Erkek

    http://www.odatv.com/Siyaset/yesile_ne_oldu-16116.html

    özellikle videoyu izleyin......


    sana çirkin dediler düşmanı oldum güzelin...
  4. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    stillalive
    stillalive's avatar
    Kayıt Tarihi: 06/Mart/2007
    Erkek

    Yeşil'in ses kaydı ortaya çıktı

    Susurluk skandalının baş aktörlerinden bir olan Yeşil, oğlunun yazdığı kitapta yayınladı hiç görülmemiş fotoğraflarıyla bir kez daha gündemin ilk sırasına oturdu. Fotoğraflara bakılarak yapılan ilk yorumlara göre Yeşil, en son 2002'de görüntülendi. Hakkında birçok hikaye anlatılan ancak bir türlü bulunamayan Yeşil'in şimdiye kadar hiçbir video kaydı bulunamadı. Yeşil'in bilinen tek ses kaydını ise Necdet Açan ortaya çıkardı. 2002 yılında ilk basımını yapan "Derin Devletin Peşinde" kitabında dökümü yayınlanan konuşmanın ses kaydını Hürriyet ele geçirdi.

    'TİLKİ SELİM AKILLI OL'

    Kod adı Yeşil, gerçek ismi ise Mahmut Yıldırım. 1997'den bu yana gören ve hayatta mı yoksa öldü mü sorusunun kesin bir cevabı yok. Oğlu Murat Yıldırım'ın yazdığı kitapla yeniden gündeme geldi. Aktüel dergisi 1998'de Yeşil'in Yüksekovalı bir işadamından haraç istediğini belgeleyen ses bandını yayımlamıştı. Yeşil'in oturduğu yerden sadece telefon ederek haraç topladığı yüzlerce kişiden biri, Tilki Selim olarak bilinen Selim Işık, Van'da Urartu Oteli'nin bir odasından 13 Nisan 1995 günü onu aramış ve bu görüşmeyi teybe kaydetmişti. İşte Hürriyet Gazetesi'nde yer alan Yeşil'in "kafası kopartılan" (haraç alınan) kişiyle yaptığı "iş görüşmesi"nin tam metni.

     

    YEŞİL'İN SES KAYDINI DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ


    KONUŞMANIN TAM METNİ

    YEŞİL- Efendim...
    * İyi akşamlar.
    YEŞİL- İyi akşamlar..
    * Ben Selim, telefonunuzu Zafer'den aldım.
    YEŞİL- Ooo, merhaba Tilki Selim.
    * Nasılsınız, iyisiniz?
    YEŞİL- N'apıyosun?
    * Teşekkür ederim sağol, siz de iyisiniz?
    YEŞİL- Sağol. Tilki, sen niye rahat durmuyosun?
    * Ben ne yapmışım efendim?
    YEŞİL- Ben seni gıyabında çok iyi tanırım. Sen 1984 yıllarında çok akıllı bir adamdın.
    * Ben yine aynıyım efendim fakat işte burda biraz millet...
    YEŞİL- Şimdi 1984'te sen Hakkâri'de kimle irtibatlıydın? Böyle akıllı ol bak, yine akıllı ol. Şişman,
    dolgun biri, hatırladın mı?
    * Zafer Bey mi?
    YEŞİL- He, he Zafer. Bak çok iyi biliyorsun.
    * Onunla arkadaş mısınız?
    YEŞİL- Ben onun arkadaşıyım. Şimdi bana bak... Benim kod adım Yeşil.
    * Evet.
    YEŞİL- Duymuşsundur, duymaman mümkün değil. Ve gerçek adım da Ahmet Demir.
    * Evet...
    YEŞİL- Bir tarihte var ya, ben sana çok açık ve net söylüyorum...
    * Evet...
    YEŞİL- Esendere'ye geldim, senin köyünü öğrendim, Kotul Dağı'na doğru, şöyle şu tarafta. Ben böyle o köye gelip seni böyle Allahı’na kadar kazığa oturtacaktım. Zafer bana yalvardı. Abi ne olur şöyle, böyle işte yapma etme filan. Sen öyle yırttın işi yani.
    * Ben devletin her kademesine karşı saygılıyım, sayarım...
    YEŞİL- Bırak ulan, bu saygı ayaklarını bırak!
    * Yo gerçekten, devlete karşı ben hiçbir zaman, hiçbir faaliyette bulunmam...
    YEŞİL- Tilki Selim, ben seni senden çok iyi bilirim.
    * O zaman biliyorsanız bir şey dememe gerek yok.
    YEŞİL- Şimdi sen seni bana anlatma. Bak geçen sen İran'daydın, İspanya'da olduğunu iddia ediyosun...
    * Bunu size ispatlayabilirim efendim.
    YEŞİL- Neyse o fazla önemli bir olay değil. Sen benim telefonumu aldın...
    * Evet.
    YEŞİL- Zaman zaman beni ara. Sen hayatını 1984 yıllarında Zafer'le olan irtibatına borçlusun. Bunu çok iyi bil
    * Sağol...
    YEŞİL- O benim arkadaşımdır. Eğer o geçen çok çok fazla diretmeseydi var ya, vallahi billahi ben senin nallarını çoktan havaya dikmiştim. Sana açık söyleyim. Ha, bi de bu arada beni güzel bir araştır, öğren. Benim kim olduğumu, ne boktan bir adam olduğumu da öğren
    * Estağfurullah.
    YEŞİL- Yalnız biraz da böyle kendine çekidüzen ver. Sen o mahkemeden beraat ettin mi?
    * Evet efendim, tahliye oldum daha mahkeme...
    YEŞİL- Ha, tahliye oldun. Şimdi bak oğlum bunu da çok iyi bil, o da Zafer'in sana bi kıyağı. Bu konuda da Zafer'e çok kızdım bak. Çok da kızdım. Zafer dedim yapma bunu. Ben açık söylüyorum hep seni kötüledim. Tamam mı? Şimdi Zafer'in seni bulacağı bir telefon var mı?
    * Şimdi o nerde? En son...
    YEŞİL- Her nerdeyse seni bulabileceği bir telefon var mı? Şimdi çok ısrar etti bana. Ve şunu bilmeni isterim sen şu anda yaşıyosan Zafer'in sayesinde yaşıyosun
    * Sağol...
    YEŞİL- Onun seni bulabileceği bi telefon varsa, ver ben ona söyleyim seni bi arasın görüş. * 0542 533....
    YEŞİL- Tamam ben kendisine söyleyim... Bak ben şu anda Diyarbakır'dayım, ama genelde Esendere, Yüksekova Bölgesi’ndeyim
    * Evet...
    YEŞİL- Van, Başkale bölgesindeyim. Sen telefonumu biliyosun, beni ara.
    * Efendim şimdi inşallah yüz yüze geleceğiz. Ve ben size bunu ispat ederim, İspanya'ya gittiğimi, İran'a gitmediğimi. Gittiğim defteri koyacam önüne...
    YEŞİL- Ya şimdi, şimdi...
    * Milletin sözüne kulak asmayın...
    YEŞİL- Şimdi bana bak bana. Tilki Selim, akıllı ol. Benim adım Yeşil bak. Sen İran - Türkiye bağlantısını, veyahut sevkiyatları çok iyi bilen bir insansın. Ben bilen bir insanım yani bunları, bana okuma.
    * Yok ben ticaretimi inkâr etmiyorum. Ben kaçakçıyım, bu işi yapıyorum.
    YEŞİL- Yahu...
    * Fakat...
    YEŞİL- Kaçakçısın, bu işi yapıyosun, ben bunu kabul ediyorum. Ben sana a….. koyum, yapma da demiyorum. Ama ben sana bunu söylüyorum, kimseye yalnız yedirmem. Yani bunu bilmeni isterim
    * Hani onu da zaten biliyorsunuz, yeteri kadar bilginiz de var benim hakkımda. Yani bu dokuz senedir bi sefer Yüksekova'ya gitmişim, üç gün kalmışım. Onun dışında yani memleketime de gelmiş değilim.
    YEŞİL- Yaaa ben bunları çok iyi biliyorum. Ama sana bunu söylüyorum. Ben, yapma demiyorum. Yap diyorum. Ben sana yapma demiyorum. Ama ben sana diyorum ki oğlum yalnız yeme, akıllı ol. Yalnız yedirmezler adama. Yalnız yiyen adama da bir gün kustururlar...
    * Zaten olayları da biliyorsunuz yani, zaten...
    YEŞİL- Ben her şeyi biliyorum. Yani yalnız yeme. Şimdi anladın mı ne dediğimi?
    * Evet.
    YEŞİL- Hah. Yalnız yeme, çünkü yedirmezler. Oldu mu?
    * Oldu efendim...
    YEŞİL- Hah. Şimdi senin bu ticaretinde, sana yapabileceğimiz kolaylıkları böyle çok açık, netçe gel, biz sana Allahı’na kadar da sağlarız.
    * Oldu efendim.
    YEŞİL- Ama, bak Tilki Selim, sana kurnaz Tilki Selim diyorlar, uyanık ol. Yalnız yeme, yalnız yedirmezler adama. Tamam mı?
    * Tamam efendim...
    YEŞİL- Ben sana ilerde bir hesap numarası iletecem. O hesaba biraz iletirsin, ulaştırırsın, oldu mu?
    * Oldu efendim.
    YEŞİL- Hah. Ben seni aradığım zaman bu numarada bulur muyum?
    * Evet.
    YEŞİL- Şimdi, bak oğlum şunu akıllı akıllı düşün. Bu işi yapan bi sürü insan var. Sen de yap. Biz sana yapma demiyoruz. Ama biz sana diyoruz ki, yalnız yeme. Şimdi anladın mı ne dediğimi?
    * Bir şey varsa beraber yeriz tabii biz...
    YEŞİL- Hah, herhangi bir şey varsa biz o ekmeği bölüşürüz. Bizim mağdurlarımız var, yani bizim ihtiyacı olan kardeşlerimiz var, şu var, bu var. Biz sana yeri geldiği zaman Allahına kadar...
    * Sağol...
    YEŞİL- İsmini sileriz bazı yerlerden...
    * Sağol..
    YEŞİL- Anladın mı?
    * Sağol.
    YEŞİL- İsmini sildiririz. Tamam babam? Sen telefonumu biliyorsun.
    * Evet.
    YEŞİL- Ben de senin telefonunu biliyorum.
    * Ben dün akşam da çok aradım, biri çeyrek geçeye kadar aradım hep meşgul çalıyordu.
    YEŞİL- Şu anda Diyarbakır'dayım. Dün gece Kulp'ta operasyondaydım. Böyle bazen beni ara, ben seni ararım, bir irtibat sağlayalım... Senin ismin bu ara çok geçiyo, biraz da böyle sakin ol. Ama, sen yalnız yemediğin zaman da, çok çok rahat hareket et.
    * Şimdi efendim burda birisi var, bilmiyom herhalde o beni şikâyet etmiş.
    YEŞİL- Şimdi ben o konuda sana yorum yapamam. Ama, sen yalnız yemediğin zaman çok rahat hareket et. Şimdi anladın mı ne dediğimi?
    * Evet.
    YEŞİL- Hah. Bak sana en ufak bişey söyleyen adama, benim telefonumu vereceksin. Diyeceksin ki, Yeşil kod adlı Ahmet Demir.
    * Evet...
    YEŞİL- Telefon numaram belli. Diyeceksin ki, beni ona sorun. Ama sana kelime söyleyen her kim olursa olsun. Ben sana Allahına kadar bazı ışıklar yaktırırım.
    * Sağol, teşekkür ederim.
    YEŞİL- Tamam mı babam? En kısa zamanda da, bak bana değil, ben kendime istemiyorum, ben şu anda Diyarbakır'dayım, bizim narkotikten sorumlu başka bir kanalımız var. Bir de İstanbul kanalı... Senin İstanbul'da da çok adın geçiyo yaa..
    * Buranın basınını biliyorsunuz, zaten bişey buldu mu hemen...
    YEŞİL- Bak. Şimdi ben senden var ya, hiç bişey istemiyom. Sen bizim şu İstanbul kanalını bi sustur. Tamam? Ben ordan sana ilerde bir hesap numarası veririm, sen onlara bir miktar çıkart da onlar sussun. Orda bayağı adın geçiyo yani, anladın? Sen o İstanbul'u sustur, ben Zafer'in hatırı için senden hiç bişey istemiyom.
    * Oldu efendim, sağolun.
    YEŞİL- Ama sen ona var ya, çok şey borçlusun. Ben sana açık söylüyorum. Ben Ankara'dan kalktım geldim Yüksekova'ya. Adresini öğrendim, ordan geldim Esendere'ye. Ordan senin yüzünden o Kotul Dağı'na kadar çıktım. Tamam mı. Senin yüzünden çok eziyet çektim. Zafer'ın nerden haberi olmuşsa ben onu da bilmiyorum, Allaaah, bi sürü saydı, sıraladı. Bi sürü methiyeler yağdırdı, ben de ona şu şartı koştum. Bunu çok iyi bil, sen şu anda hayatını ona borçlusun.
    * Ben gerçekten Zafer Bey'i her zaman, her konuda takdir etmişim...
    YEŞİL- Şimdi ben pazartesi, salı böyle senin numaranı ben ona ulaştırırım. Beni arıyo o. Şimdi biraz uzakta. Yalnız Selim bak, ben senden bi şey isteyecem, akıllı ol şu İstanbul'u bi sustur. Bunlar benim başımın etini yemişler yani. Ben sana İstanbul'da bir hesap numarası, isim verecem, sen onlara bir miktar para çıkar, onların sesini mesini duymayım.
    * Zahmet oldu, teşekkür ederim... Görüşürüz.
    YEŞİL- İnşallah. Hadi bana bişey diyo musun?
    * Canının sağlığı. Ben arada bir sizi rahatsız ederim.
    YEŞİL- Zaman zaman beni ara, bi de, böyle pazartesi, salı, çarşamba gibi hazırlıklı ol da şu İstanbul'daki şerefsizlere bi şey çıkar, bunları sustur. Ben senden hiç bi şey istemiyom. Tamam mı? Ben Zafer'ın hatırı için sana yapmam gereken ne varsa yaparım.
    * Sağolun, Allah razı olsun.
    YEŞİL- Hah, sen önümüzdeki hafta içerisinde bu İstanbul'a bi şey sal, ben kendilerine söyleyeceğim, diyecem tamam, bu yalnız yemez, işte bir miktarını alın, susun diyecem. Tamam mı?
    * Tamam.
    YEŞİL- Yani ordan seninle ilgili bana şikâyet gelmesin... Sen onları susturursan ben de onlara derim ki, oğlum bi daha bunun adı bi daha geçmesin. Yani adından bahsettirme, isminden bahsettirme, anladın mı beni?
    * Tamam efendim.
    YEŞİL- Telefonumu biliyosun, zaman zaman beni ara.
    * Oldu, saygılar.
    YEŞİL- Hadi iyi akşamlar diliyorum.
    * Sağol

     


    Geçenlerde kumpircide otururken, salataları, kaşarlı kumpirleri ve kısırları gördüm, o sırada şöyle düşündüm: Kısırlaştırılmış Siyaseti, Kaşar Siyasetçilerden Alırsak, Önümüze Amerikan Salatası Olarak Gelir Ve Biz de Onu Yeriz, Ama Orada Unutulan Birşey Var, O da Çoban Salatası.
  5. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    İnce Memed
    ComputerWolf
    ComputerWolf's avatar
    Üstün Hizmet Madalyası
    Kayıt Tarihi: 26/Mart/2003
    Erkek

    Bugunlerde cok gundeme geldi bunuda ergenekon cuvalina atarlar , merak etmeyin :)


    Hep denedin. Hep yenildin. Olsun yine dene , yine yenil ama daha iyi yenil !
  6. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    MinervaL
    MinervaL's avatar
    Kayıt Tarihi: 29/Eylül/2008
    Erkek
    HeroiquE bunu yazdı:
    -----------------------------
    Yeşil'in fotoğrafında gizlenmiş sır  

    21 FOTOĞRAFTAN BİRİ
    MAHMUT Yıldırım'ın oğlu Murat Yıldırım tarafından yazılan kitapta yer alan 21 adet fotoğraftan biri Yeşil'in 2002 yılında hayatta olduğunu gözler önüne serdi. Yeşil'i Ankara'daki evinde yemek yerken gösteren fotoğrafta masaya serilen gazetedeki ilan ‘Yeşil hayatta' iddialarını güçlendirecek cinsten. Yeşil'in yemek masasına serilen gazetede Kanal 6 televizyonunun ‘Biri Bizi Gözetliyor' yarışmasıyla ilgili verdiği ilan gözüküyor...

    Gazetenin üzerindeki tarih okunmasa da kısa bir arşiv taraması gazetenin tarihini öğrenmeye yetiyor. Çünkü Kanal 6 televizyonu, bir dönem en fazla izlenilen BBG yarışmasını 2002 yılında yayınlamıştı. Hatta Kanal 6, bazı yarışmacıların uygunsuz davranışları nedeniyle RTÜK tarafından 7 gün kapatma cezasına çarptırılmıştı. Yeşil'in çekilmiş son fotoğrafındaki bu ayrıntı ‘Yeşil 2002 yılında yaşıyordu ve Ankara'da bulunuyordu' iddialarını güçlendirdi.


    -----------------------------

    vay bea


    Konumu silenlere inat kürdüm
  7. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    yalnizturk
    yalnizturk's avatar
    Kayıt Tarihi: 18/Ağustos/2008
    Erkek
    Bu ülkeye zerre kadar hizmet etmiş kişileri canı gönülden seviyorum ve ne gerekirse yapılmasını istiyorum mahmut yıldırım namı diğer yeşilin aranacağına devlet kahramanı ilan edilmesini , susurluk kazasındaki sır perdesinin aralanmasını, ASALA nın abdullah çatlı tarafından çökertildiğini ve bunu resmiyete dökülmesini kabul etmelerini hatta ve hatta bu kişilerin adlarının ömür boyu yaşatılması gerektiğimi hep söylemişimdir....

    Ey Türk, Titre ve Kendine Dön! Üstte mavi gök çökmedikçe, Altta yağız yer delinmedikçe, Kim bozabilir senin ilini ve töreni!.. Bilge Kağan
  8. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    ONEMINUTE
    ONEMINUTE's avatar
    Banlanmış Üye
    Kayıt Tarihi: 27/Mart/2009
    Erkek

    Yeşil'İn ses kaydı hakketten sağlam adammış...

    http://dosyalar.hurriyet.com.tr/mp3player/mp3.asp?image=1.jpg&sanatci=Yesil&sarki=yesil22.mp3&sarkiadi=Yesil%20Ses%20Kaydi


    ;ATATÜRK"ÜN FEDAİ ORDUSU {AFO}; # ATATÜRK Öldümüki? Atatürkçüler Ölsün... #
  9. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    unix
    Andrei
    Andrei's avatar
    Banlanmış Üye
    Kayıt Tarihi: 11/Aralık/2008
    Erkek

    Bi kac sene önce aksam haberlerine flas haber diye düşmemis miydi zaten bu adamın yasadıgı...

    Bu aralar gazeteler de önemli haberlere tasımaya basladı,hayırlısı bakalım...


    %40 indirimli olarak "Centos Sistem ve Sunucu Yönetimi" adlı kitabımızı satın alarak, Linux üzerine yapılacak olan devam projeleri icin destekte bulunabilirsiniz : http://www.hepsiburada.com/centos-sistem-ve-sunucu-yonetimi-oku-izle-dinle-ogren-p-KKODLAB01579
  10. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    HolygaN
    HolygaN's avatar
    Kayıt Tarihi: 15/Temmuz/2007
    Erkek

    Yeşil yememiş içmemiş her haltı oğluna anlatmış sanki.

    Edit:

    Gazetedeki bi ilandan yeşilin 2002 yılında yaşadığını ortaya çıkardılar. 

     

    Vay uyanık gezeteciler vayyy

  11. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Tyler_Dayi
    Tyler_Dayi's avatar
    Kayıt Tarihi: 17/Haziran/2007
    Erkek
    aklıma geldi birden; şöyle esaslı bi filmi yapılsa iyi olur senaryo güzel :F

    all this pain is an illusion...
Toplam Hit: 12934 Toplam Mesaj: 15