Trabzonlu Efsane Havacı : Savmi Uçan

Turkiye'nin ilk kadin pilotu olan Sabiha Gokcen'i hepimiz biliriz. O bizim icin onemli bir isimdir. Ama gelin gorun ki Sabiha Gokcen icin de onemli bir isim var. Gokcen, onun icin diyor ki:" Hocam, Savmi Ucan,devrinde Turkiye'nin degil dunyanin en unlu tayyarecisiydi." Sabiha Gokcen'in bile hayran oldugu, dunyanin en unlu tayyarecisiydi diyerek ovdugu, goklere cikardigi Savmi Ucan kimdi acaba? Hic merak ettiniz mi.

Bu kucuk eserde Savmi Ucan’in hayat hikâyesini okurken, bir insanin kisa omru icine bu derece ustun basarilari nasil sigdirabilecegine hayret edeceksiniz.

Hic suphesiz, bu, ancak ender yaratilmis insanlara ozel bir durumdur. Meslek aski, ozverililik, yilmak bilmemek, fakat bunlarin yaninda durust, yuzde yuz vatanseverlik. Gurur, ihtiras gibi insanoglunun kacamadigi kusurlarin bir tanesine ilgi gostermemek, elbette ki bir insanustu yaradilisin anlatimi olabilir. Biz, rahmetli Savmi Ucan’in kisiliginde butun bunlari fazlasiyla bulmaktayiz.  Savmi Ucan, ogrencisi ve ulusal tarihimizde adi ile daima gurur duyacagimiz sayin Sabiha Gokcen’in dedigi gibi Turkiye’nin degil, yasadigi yillarda dunyanin en unlu tayyarecisi idi. Fakat, Savmi Ucan’in ustun basarilari yalniz bu yonuyle degildir. O, ayni zamanda ilk deniz tayyarecisi idi. Bahriye topcusu idi, gemi kaptani idi, sefti, mudurdu ve butun bu ayri, ayri mesleklerde daima ve daima essizdi. Bunlarin belgelerini bu eserin sonunda bulacaksiniz.

Savmi Ucan, herhalde resmî bir makama verilmek uzere kendi yazdigi biyografisinde hayatini pek sade, kendine asla bir ovunme payi cikarmadan soyle anlatir.

1885’te Trabzon’da dogan Savmi Ucan ilk ve orta tahsilinden sonra Bahriye Mektebi’ne girer ve 1905’te kaptan olarak mezun olur. 1910’da Turk Donanmasi’ndaki Ingiliz Talim Heyeti’nden ‘birinci sinif topculuk diplomasi’ alir. Amerikan Curtiss firmasindan alinan ilk deniz tayyaremiz 1913 Haziran’i ortasinda Florya’da ucuruldugu zaman, Amerikali pilotun yaninda Yuzbasi Savmi de vardir. Havaciliga olan tutkusu bitmez…Motor tamirhanesinde motorculugu iyice ogrendikten sonra, Yesilkoy Tayyare Mektebi’ne girer ve 1914’te havaciligimizin ilk pilotlarindan olur.

Ayni yil Nieuport deniz tayyaresi ile Canakkale cephesinde harbe katilir. Bu siralarda Alman fabrikasina siparis edilen deniz tayyarelerinin insaasinda bulunmak uzere Almanya’ya hareket eder. Orada bulunma firsatini iyi degerlendirir ve girdigi sinavi basariyla tamamlayarak Alman tayyareci brovesinin de sahibi olurSavmi Bey ayni yil dunyada bir ilki basarir. Deniz tayyarelerinin floterlerini soker ve altina tekerlek takip Macaristan’dan Bulgaristan’a gelir. Buradan da tayyaresini yine sokup trene yukleyerek Istanbul’a getirir. 1915’te tekrar Almanya’ya gider ve tecrube komisyonu sefi olarak gorev alir. 1916’da Izmir Deniz Tayyare Boluk Kumandanligi’na getirilir.

1917’de Almanya’ya gonderilen talebelerin basinda yine Savmi Bey vardir. Izmir’in Yunanlilar tarafindan isgaline kadar orada gorevlendirilir. Isgal uzerine hemen geri cagrilir. Savmi Bey, Istanbul’un isgali uzerine, 1920 yili Nisan ayinin ikinci gunu uc tayyareci subayi yanina alir ve yola cikar. Uskudar’dan yaya olarak Bilecik’e oradan da Ankara’ya ulasir ve Mustafa Kemal’in emrine girer. Mustafa Kemal bu vefakâr, cesur Turk pilotlarini sevincle karsilar.Mustafa Kemal, Savmi Bey ve digerlerini, bozuk tayyareleri faaliyete gecirmeleri icin Konya’ya gonderir. Fakat burada basina talihsiz bir kaza gelir.Tamir ettigi tayyarenin motor tecrubesini yapmak uzere pervaneyi cevirdigi sirada motor, makinist hatasi yuzunden ani olarak calisir ve donen pervanenin vurusu ile bir koluyla bir bacagi kirilir. Tedaviden sonra bir muddet ucamayacagindan Trabzon’daki Deniz Komutanligi emrine gonderilir. Ancak caliskanligiyla taninan Savmi Bey bos duramaz ve Trabzon limaninda bulunan “ Gazel “ vapuru ile Ruslarin Tuaps limanina giderek buradan cephane ve altin getirir.

Savmi Bey, 1921’de Amasra’da bir deniz tayyare istasyonu tesisine memur edilir ve Istanbul’dan gizli olarak getirilen tayyare parcalarini monte ederek Istiklal Harbi’ne tayyare yetistirir.Savmi Bey’in buyuk fedakarliklarla, gece gunduz demeden monte ettigi tayyareler daha sonra buyuk gorevler ustleneceklerdir… Nitekim bu tayyareler, Karadeniz’de gezen Yunan harp gemilerine karsi yurutulen harekatta onemli rol oynarlar.

Savmi Ucan, Izmir’in geri alinmasindan sonra Konya Umur-i Havaiye Mufettisligi Vekili ve ardindan Izmir Tayyare Mektebi Muduru olmustur. Talebelerini bizzat ucurmak suretiyle yetistirir. Ilerleyen gunlerde Almanya’ya siparis edilen Rohrbach deniz bombardiman tayyarelerinin tecrubelerinde hazir bulunmak ve ucuslarini tetkik etmek uzere Almanya’ya gonderilir. Oradaki gorevini basariyla tamamladiktan sonra memlekete doner.

Deniz tayyareciliginin cekirdegini kuran Savmi Ucan 1926 yilinda Binbasi olarak emekli olur. Savmi Bey emekli oldugu haberini aldiginda, Turkiye adina siparis edilen tayyareleri getirmek icin Almanya’dadir, Turkiye’ye doner. Kendisini cagiran Maresal Fevzi Cakmak: “ Savmi Bey emekli oldunuz, simdi ne olacak, ucaklari kim getirecek ?” diye sorar. Kalbi vatan sevgisiyle dolup tasan Savmi Ucan Maresale su karsiligi verir: “ Su an hicbir resmi sifatim yoktur. Almanya’daki firma, bana cok parlak bir vazife teklif etti. Henuz onu da kabul etmedim. Ben yine memleketime hizmet etmek isterim. Bana istedigim tayyarecileri verirseniz, onlari Almanya’ya goturur yetistirim, satin alinan tayyareleri onlar memlekete getirirler ” der.

Hayatini hicbir tehlikeden sakinmayan Savmi Ucan’in bu hizmeti kabul edilir ve siparis edilen tayyareler Savmi Bey’in gururla yetistirdigi basarili pilotlar tarafindan Almanya’dan Turkiye’ye getirilir.Yetistirdigi pilotlar arasinda bulunan Sabiha Gokcen, hocasi Savmi Ucan’i soyle anlatir: “ Hocam Savmi zamanin en mukemmel tayyarecisiydi. Esi, benzeri Turkiye’de degil Avrupa’da da yoktu. Hocam Savmi’nin tayyaresi olsaydi, goklerden yere inmek istemezdi. Onun icin yas bahis mevzuu degildi. Diyebilirim ki, Hocam Savmi Ucan, hayatinda goklerin fatihi olmustur. O bindigi tayyareyi evladi gibi sever, kendisi kadar ona da guvenirdi.” Savmi Ucan, o yillarda Rochrbach fabrikasindan gelen teklifini kabul eder. Tecrube pilotu olarak uc bucuk sene Berlin’deki fabrika ile Kopenhag’daki fabrika subesinde gorev alir.

Bu sirada tecrubesini yapmakta oldugu cift motorlu 13 kisilik deniz tayyaresi ile Kiel Kanali uzerindeki koprulerin altindan ucarak gecer. Bu muthis ucus, dunyada henuz ikinci bir sahis tarafindan tesebbus dahi edilemeyen bir basari olarak tarihe gecer. Butun Avrupa gazeteleri ve dunya radyolari Savmi Ucan’in basarisini overler. Kendisini gormek icin Amerika’dan heyetler gelir. Kendisine yoneltilen bir soru karsisinda Savmi Bey “Biz Turkler istiklal ve hurriyetimizi de boyle kazandik” cevabini verir. Mutevazi ama bir o kadar da iddiali kisiligiyle birbirinden onemli basarilara imza atan Savmi Ucan, Nazi rejiminin Almanya’da taraftar bulmaya baslamasiyla 1930 yilinda yurda donmek mecburiyetinde kalir.

Turkiye’ye dondukten sonra sirasiyla Turk Kusu Sefligi ve Etimesgut Tayyare Fabrikasi Ticaret Servis Sefligi’ne tayini cikar. Son isinden, Polonyalilarin suiistimal ve yolsuzluklarini onleyemediginden 1943 senesinde istifa ederek ayrilir. 1948’den 1950’e kadar ise Turk Hava Kurumu Havacilik Dairesi’nde calisir. Degerli tecrubesiyle Turk Hava Kurumu’nda sayisiz havaci yetistiren Savmi Ucan 1953 yilinda hayata veda eder."

Tarih:
Hit: 3493
Yazar: yasin_55



Yorumlar


Siftahı yapan siz olun
Yorum yapabilmek için üye girişi yapmalısınız.