Müzik & Sinema & Tiyatro & Kitap & Televizyon & Seminerler & Edebiyat
El Secreto De Sus Ojos. (Deneme)
El Secreto De Sus Ojos. (Deneme)
-
Unutmak.
Öyle yalan, içi öyle çaresizlik ile dolu bir kelime ki, insanın omzu düşüyor, eli ensesine gidiyor. Son zamanlarda fotoğraflarına bakıyorum ve unuttum diyorum kendi kendime. Aklımda belli belirsiz hatıralar canlanıyor. Bir fotoğraf karesi var, vapurun korkuluğunda dirsek çürütüyoruz. Saçlarım hiç olmadığı kadar uzun, onunsa hiç olmadığı kadar kısa. Genç ve dinginiz. Ne bir şey bekliyoruz, ne de bir yere yetişiyoruz. Orada öylece durmuşuz, gideceğimiz yere ulaşmışız ve beklediğimize de değmiş. Henüz çocukmuşuz ancak birbirimizden, kocamanlarınkinden bile emin, yüzümüze sıçrayan deniz suyuna hoş geldin demekle, simidin kenarını kapıp kaçan martıyı tebrik etmekle meşgulüz. Boş vermiş, içimizdekinin tadını çıkarmaya girişmişiz.
''Unutmalısın.'' diyor, eli beline aşina adam. ''Ancak her şeyi unuttuğun zaman geriye sadece hatıralar kalır.''
Unutmanın en kötü kısmı da bu işte Hanımeli. İnsan sürekli hatırlamaya çabalıyor. Beni seven bir kalp vardı orada bir zamanlar fakat, nasıl bakıyordu ki bana ? Nasıl gülüyordu ? Nasıl dokunuyordu ? Öpünce Dünya'yı pembeye boyayan dudaklarından çıkan, benimle ilgili en sevgi dolu cümlesi neydi ? Unutmak acı verici fakat, asıl hatırlamaya çalışmak azap.
Son hatırladığım; buz pistinin bitişiğindeki cafede, kulağındaki telefonda gereğinden oldukça uzun süredir konuşuyor olduğu ve bundan kaynaklı olup olmadığı bilinmez, rahatsızlıkla bana bakışıydı. Çok kez fotoğrafını çekmiştim ancak, daha önce bunu hiç görmemiştim. Bir anda öylesine herkesleşmiştim ki, yok olsam rahat edecekti sanki. Bir önemi yoktu bunun. Zaten kahvem de bitmişti. Hesap da gelmekte hiç gecikmedi.
Denedim be Hanımeli, taktım umursamazlık maskemi, yüzümü sakladım ve girdim içeriye ancak, bir kalpte aynı aşk iki kere cereyan eder mi ? Olmadı. Öteki adam olmayı yediremedim kendime. Öylece çıkıp diyemedim halen sevdiğimi, hatırlayamadım içimdekini. Senin hiç, sevginden değil de, kendinden şüphen oldu mu Hanımeli ? Benim öyle oldu. Tam kalbim ağzımdan çıkacaktı ki, sağ elim kursağıma koca bir taş soktu.
Eski bir hayata takılıp kalmış, kırgın ve yalnız bir hayaletim. Bir elimde hatıralar, 198 katlı bir binanın en tepesinde, henüz gerçekleşmemiş bir pişmanlıktan korkar halde, sürekli bir karşılaşmayı bekliyorum.
Selametle.
KBBBBG: Türkçe'si ''Gözlerindeki Giz'' olan, aynı zamanda yazıya ismini vermiş olduğum filmi de izlemenizi öneriyorum. Film Arjantin - İspanya ortak yapımıdır. İzleyeni garip bir gerilime sürükler, kalbini kırar ve finalde ise beklenmedik bir şok ile sarsar. Mutlaka izleyin. -
anlatımı ve betimlemeleri benim ki kadar yorucu değil ben okurken rahat okudum ve anladıysam bu bana göre iyi bir yazıdır ancak aşk ve meşk mevzularını yazmadığım için konusu bana basit geldi ( benim tarzıma göre )
-
karakutu bunu yazdı
anlatımı ve betimlemeleri benim ki kadar yorucu değil ben okurken rahat okudum ve anladıysam bu bana göre iyi bir yazıdır ancak aşk ve meşk mevzularını yazmadığım için konusu bana basit geldi ( benim tarzıma göre )
Hocam senin ''benim tarzım'' diye bahsettiğin yazıların cidden anlaşılması güç yazılar. Bu sana kalmış ama bir kaç kere denk gelip okumaya çalışmış ve oldukça yorulmuştum. -
NaZi_ bunu yazdı
Unutmak.
Öyle yalan, içi öyle çaresizlik ile dolu bir kelime ki, insanın omzu düşüyor, eli ensesine gidiyor. Son zamanlarda fotoğraflarına bakıyorum ve unuttum diyorum kendi kendime. Aklımda belli belirsiz hatıralar canlanıyor. Bir fotoğraf karesi var, vapurun korkuluğunda dirsek çürütüyoruz. Saçlarım hiç olmadığı kadar uzun, onunsa hiç olmadığı kadar kısa. Genç ve dinginiz. Ne bir şey bekliyoruz, ne de bir yere yetişiyoruz. Orada öylece durmuşuz, gideceğimiz yere ulaşmışız ve beklediğimize de değmiş. Henüz çocukmuşuz ancak birbirimizden, kocamanlarınkinden bile emin, yüzümüze sıçrayan deniz suyuna hoş geldin demekle, simidin kenarını kapıp kaçan martıyı tebrik etmekle meşgulüz. Boş vermiş, içimizdekinin tadını çıkarmaya girişmişiz.
''Unutmalısın.'' diyor, eli beline aşina adam. ''Ancak her şeyi unuttuğun zaman geriye sadece hatıralar kalır.''
Unutmanın en kötü kısmı da bu işte Hanımeli. İnsan sürekli hatırlamaya çabalıyor. Beni seven bir kalp vardı orada bir zamanlar fakat, nasıl bakıyordu ki bana ? Nasıl gülüyordu ? Nasıl dokunuyordu ? Öpünce Dünya'yı pembeye boyayan dudaklarından çıkan, benimle ilgili en sevgi dolu cümlesi neydi ? Unutmak acı verici fakat, asıl hatırlamaya çalışmak azap.
Son hatırladığım; buz pistinin bitişiğindeki cafede, kulağındaki telefonda gereğinden oldukça uzun süredir konuşuyor olduğu ve bundan kaynaklı olup olmadığı bilinmez, rahatsızlıkla bana bakışıydı. Çok kez fotoğrafını çekmiştim ancak, daha önce bunu hiç görmemiştim. Bir anda öylesine herkesleşmiştim ki, yok olsam rahat edecekti sanki. Bir önemi yoktu bunun. Zaten kahvem de bitmişti. Hesap da gelmekte hiç gecikmedi.
Denedim be Hanımeli, taktım umursamazlık maskemi, yüzümü sakladım ve girdim içeriye ancak, bir kalpte aynı aşk iki kere cereyan eder mi ? Olmadı. Öteki adam olmayı yediremedim kendime. Öylece çıkıp diyemedim halen sevdiğimi, hatırlayamadım içimdekini. Senin hiç, sevginden değil de, kendinden şüphen oldu mu Hanımeli ? Benim öyle oldu. Tam kalbim ağzımdan çıkacaktı ki, sağ elim kursağıma koca bir taş soktu.
Eski bir hayata takılıp kalmış, kırgın ve yalnız bir hayaletim. Bir elimde hatıralar, 198 katlı bir binanın en tepesinde, henüz gerçekleşmemiş bir pişmanlıktan korkar halde, sürekli bir karşılaşmayı bekliyorum.
Selametle.
KBBBBG: Türkçe'si ''Gözlerindeki Giz'' olan, aynı zamanda yazıya ismini vermiş olduğum filmi de izlemenizi öneriyorum. Film Arjantin - İspanya ortak yapımıdır. İzleyeni garip bir gerilime sürükler, kalbini kırar ve finalde ise beklenmedik bir şok ile sarsar. Mutlaka izleyin.e linkini vereydinde izleyeyedik ?
-
http://www.imdb.com/title/tt1305806/?ref_=nv_sr_1
Elimden bundan başkası gelmez hocam. İnternet kullanmıyorum. Upload edebilecek birisi olursa diye torrent linkini de paylaşıyorum.
http://zamunda.net/download.php/209871/El.secreto.de.sus.ojos.DVDRip.XviD.AC3.5rFF.torrent -
NaZi_ bunu yazdıkarakutu bunu yazdı
anlatımı ve betimlemeleri benim ki kadar yorucu değil ben okurken rahat okudum ve anladıysam bu bana göre iyi bir yazıdır ancak aşk ve meşk mevzularını yazmadığım için konusu bana basit geldi ( benim tarzıma göre )
Hocam senin ''benim tarzım'' diye bahsettiğin yazıların cidden anlaşılması güç yazılar. Bu sana kalmış ama bir kaç kere denk gelip okumaya çalışmış ve oldukça yorulmuştum.tamam işte bende kendime göre yorumladım -_-