




Bana Alışma Kudreti Bahşet ! (Deneme)
-
Öğlen yemeğinden sonra tuvalete gitme ihtiyacım rutinleşti. Öyle tembelleşiyorum ki, görseniz anlarsınız. Elim midemde, yavaş adımlarla merdivenleri tırmanırken tek umudum boş bir tuvalet olması. Açık bulduğum tuvaletin her yanı; kapı kolu, alaturka tuvaletin ayak basma kısımları, temizleme fırçası ve deliğine kadar pislik içindeki tuvalete giriyorum ve ardımdan kapıyı kilitliyorum.
Lütfen beni rahatsız etme.
Meşgulüm.
Kamuflajımın alt kısmını indirip, alaturka tuvalete, alaturka bir şekilde yarı-oturuyorum. Bu durum; acemi birliklerindeki içtimalar sırasında gelen ''çömel'' emri sonrasında aldığın pozisyonun, düğmelerin açık ve bacakların dizlerine kadar çıplak olduğu hali. Zaten bu sırada çömelmeyen askere yapılan, ''sizi tuvalette sıçamayacak hale getiririm!'' tehdidi de bundan doğuyor. Dizlerimde eklemlerin haykırana dek orada öylece yarı-oturuyorum. Dakikalarca.
Birileri işini bitirip çıkana kadar.
Birileri onların yerine geçene kadar.
Birileri kapının ardına şafak sayısını yazana kadar.
Öyle uzun bir süre orada oturuyorum ki; midemden bağırsaklarıma inen besinler asıl sindirim tamamlandıktan sonra onca yolu bitirdiğinde çıkışı açık bulup durmaksızın aşağı atlıyor. Dizlerimde eklemlerim haykırıyor.
''Son on beş dakikadır yarım kilo kaybettin!''
Asker ocağı denen bu yerde sırf laf olsun diye ''sıkıntı'' var mı ?, diye sorarlar. Pislik içindeki kapıyı tutup açıyorum. Pislik içindeki sabunluğun, pislik içindeki butonuna basıp içerisindeki sıvı sabunun avucumun içerisine dolmasına izin veriyorum. Bu gerçekten çok saçma ve tezat. Pislik içinde muhafaza edilen bir miktar temizlik maddesi, bulunduğu haznenin içinde, dış Dünya'yı görebildiği plastik ve dikdörtgen şeklindeki pencereden bana bakıyor.
%98 hijyen garantisi.
24 saat boyunca süren anti-bakteriyel etki.
Sanırım bu tespitler de bazı kurallar bütünü geçerli olduğu zaman mümkün oluyor. Bu durum benim sahip olduğum özgürlüğe çok benziyor. Etrafı kurallarla çevrili esaretimden geriye kalan şeye özgürlük deniyor.
Tuvalet iki bölümden oluşuyor. Ana kapıdan giriyorsunuz ve sağınızda ne görüyorsanız, solunuzda da mevcut. AutoCAD'deki mirror komutunu uygulamalı olarak görmeye benziyor. Dört adet sağda ve dört adet solda olmak üzere sekiz adet lavabo ve tam karşılarında ise duvarlar boyunca iki adet yalak bulunuyor. Bu yalakları görünce çok şaşırmıştım. Sinirlenmem çok daha uzun sürmüştü. Bazı herifler botlarına bulaşan kalın çamur tabakalarını elleri ile kazıyıp yalağın içini su ile karışık vıcık bir balçık ile doldurana kadar, ayaklarımızı yıkarken sağımdaki ve solumdaki heriflerin ani hareketleri nedeniyle ayaklarından süzülen su damlaları suratımın en mahrem yerlerine sıçrayana kadar...
Daha sonra ana kapı genişliğinde bir geçiş ile karşılaşıyorsunuz ve karşı duvar boyunca beş adet tuvalet kabini mevcut. lavaboların arka duvarlarında ise sağlı ve sollu olarak beşer adet pisuvar mevcut. Pisuvarların içine işediğiniz zaman idrar sıvınız dönerek bir girdap yaratıyor ve içi en az idrarınız kadar sararmış durumda. ''Hela'' denen bu temizlik alanında beyaz olan tek şey tavandan sarkan fleoresan ampuller.
Elimde, kendi temizliğinden bile şüphe duyduğum sıvı sabun ile birlikte, dizimden hafif yüksek olan lavaboya eğildiğim sırada yan lavabodaki herif sesleniyor. ''Sıkıntı'' var mı ?, diyor. Sesinde, aslında onda olmadığını çarçabuk anladığım bir babacan hava var. Herhangi bir ''sıkıntı'' yaşamadığımı söylerken ikinci karakterime bürünüyorum. Daha doğrusu boş bulunuyorum. Yumuşak karnımı yakalıyor ve seyirci koltuğunu çekip izleyen biri tarafından ''abi-kardeş'' ilişkisi olarak nitelendirilebilecek bir dialog yaşanıyor. Bundan sonra bu herifin bana karşı takıntığı karakter bu olacak. Onun bilmem kaç no'lu karakteri. Bense buna katlanmamak ve farklı bir tavır ike ikiyüzlü görünmemek için bu heriften uzak duracağım. İnsanlarla böylesine iç-içe yaşıyorken, buna mecburken, ikili ilişkiler işte bu kadar ani yaşanıyor. İnsanlar bunu çok iyi beceriyor ve bu beceri kaç yıl okul okuduğuna göre değişmiyor.
Seksen-dokuz doğumlu olduğunu söyleyen bir herif çarşı çıkışında kimliğini elinde tutuyor ve başka bir herif bir şeyleri ilan edercesine bağıran ses tonu ile konuşuyor; ''hani sen seksen-dokuz doğumluydun lan !'', diyor. seksen-dokuz doğumlu olduğunu idda eden herif heyecana kapılmadığını gösteren rahat hareketleri ve kısık gözleri ile bakıyor ve konuşuyor; ''kimliğim geç çıkmış. Çünkü iki sene boyunca omurgamdaki bilmem ne rahatsızlıktan dolayı müşade altında tutulmuşum.'' diyor. Bunları söylerken çok bilir bir şahsiyete filan dönüşüyor. Diksiyonu olabildiğince düzeliyor ve inandırıyor da. ''Anayaşı'' denen bir şeylerden bahsediyor ve defterin arasına kıstırılan kimlik ortadan kayboluyor.
Saat 12:30 iştimasında, yemekhane önünde sıralanmış haldeyiz. -Her zaman olduğu gibi- Tertip denen heriflerden biri omzumun üzerinden kafasını uzatıyor ve gözlerimi çevirdiğimde sadece burnunu görüyorum. Eğri ve büyük bir burnu var ve özellikle dikkatimi çeken, sesi sanki genzine uğradıktan sonra bana ulaşıyor. ''Ne haber ?'' diyor, omzumun üzerinden ''ne yazıyorsun ?''. Bu adamı tanıyorum. Ona kısaca ''Dedektif Gadget'' diyorum. ''Yazıyorum'' diyorum, yeterli bir cevap olduğunu anlayabileceği bir ses tonu ile ve üçüncü karakterime bürünüyorum. Bunu her zaman yapıyorum. ''Neredesin ?'' diye sorulduğu zaman ''dışarıdayım.'' diyorum. ''Ne düşünüyorsun ?'' dendiği zaman ise ''düşünüyorum'' diyorum ve hemen ardından suratımın orta yerin bir tebessüm yerleştiriyorum. Merak edilmeyen ve bilinen gerçeklerle cevap verilince ve bunun gerçekten de bir cevap olduğu algılanınca esas sorulmak veya anlatılmak istenen konuya geçiliyor. Bir homurdanma eklenen geniz yankılı sesi ile konuşuyor; '' burada herkesin ''anayaşı'' farklı. Hiç kimse kimlik yaşını kabul etmiyor.'' diyor ve sonrasında suratında beliren tebbessüm benimkine çok benziyor.
Ben burada daha çok ''anayaşı'' denen bokun ne anlama geldiğini merak ediyorum.
Yemeğimizi yiyoruz ve üzerime yine o tanıdık tembellik çöküyor. Elim karnımda ilerliyorum.
Umarım boş bir tuvalet vardır... -
akıcı olmuş ama durağanlaşıyor ara ara . sonuç beğendim tespitler çok güzel