folder Tahribat.com Forumları
linefolder İş - Güç, E-Ticaret, Alışveriş
linefolder Faiz Enflasyon Ve Döviz Kuru Arasındaki İlişki



Faiz Enflasyon Ve Döviz Kuru Arasındaki İlişki

  1. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    PanxeR
    PanxeR's avatar
    Kayıt Tarihi: 02/Ekim/2007
    Erkek

    https://eksisozluk.com/faiz-enflasyon-ve-doviz-kuru-arasindaki-iliski--1879075

    Arkadaşlar yazıyı çok beğendiğim için paylaşmak istedim aşağıya alıntılıyorum ve sonra eklemek istediğimi ekleyeceğim.

    bu ilişkiyi açıklamak için kendimize önce bir ülke belirleyelim.bu ülke madagaskar olabilir.şimdi madagaskar merkez bankası'nın faiz oranlarını artırdığını düşünelim.artan faiz oranları nedeniyle bu ülkeye belli bir miktar yabancı sermaye girecektir.yabancı para birimlerinin ülkeye girmesiyle döviz arzı fazlası meydana gelecektir.bu da madagaskar'ın ulusal parasının* değerinin artmasına* sebep olur.böylelikle madagaskar'da üretilen mallar göreceli olarak pahalılaşmıştır.bu da o ilgili ülkenin ihracatını azaltacaktır.dışarıya mal ihracının azalması suretiyle işsizlik ortaya çıkacak ancak philips eğrisinde gösterildiği gibi işsizlik arttığında enflasyon azalacaktır.eğer bu ülke sabit döviz kuru sistemini uyguluyorsa merkez bankası döviz kurunun belirli bir seviyeye kadar gelmesine müsahade edip (ki bu seviye pek esnek değildir) kur sınıra geldiğinde dövizde arz fazlası olduğu için talep yaratmak adına döviz alımına başlayacaktır.böylelikle kuru kontrol altına almış olur.ancak günümüzde bazı demir perde ülkeleri dışında bu sistemi kullanan pek ülke kalmamıştır.çünkü bretton woods sistemiyle başlayan bu akım 1970'lerde etkin bir sistem olmadığı anlaşıldığında terk edilmiştir.günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, sabit ve dalgalı döviz kurları arasında bir yerde kur politikalarını belirlerler.

    aynı şekilde bu durumun tersini de düşünebiliriz.şöyle ki: bu kez merkez bankası faizleri düşürsün.şimdi hali hazırdaki bir kısım yabancı sermaye de ülkeden gidecek, onun yerine borç almak isteyenler yatırım yapacaktır bu ülkeye.bu kez döviz kuru artış eğilimi gösterir çünkü dövizde talep fazlası meydana gelmiştir.dolayısıyla madagaskar frangı değer kaybeder*.bu kez madagaskar'da üretilen mallar göreceli olarak ucuzlamıştır ve ülke ihracatını artırır.bunun sonucunda işsizlik azalma eğilimi gösterirken enflasyon artacaktır.eğer kur kontrol altına alınmak istenirse merkez bankası belirli bir miktar döviz satışına başlayıp piyasada döviz arzını yaratır.

     

    -------------

    Şimdi kendi yazacaklarıma gelelim. Türkiye de seçim vs vb. nedenlerle terör olayları veya siyasi iktidarsızlık :(  nedeniyle döviz kuru sürekli hareket etmekte tabiki kendi üretimimiz olmaması veya ithlatımızın ihracatımızdan fazla olması büyük etkenler. 

    Yukarıdaki bahsedilmeyen kısımlardan biride büyük devletlerin yani ingiltere ve abd deki FED in para politikasının elimizde olmayan değişkenler olmasıdır. 

    Bugün japonya %-1 faiz uygulamaktadır yani paranızı piyasaya sürmezseniz paranız değer kaybeder.

    ABD de fed de faiz oranı 1,50-1.75 arası değişiyor bizim gibi %2-3-4-5 puan arttırım yapmıyorlar 0,20 puan gibi düşürmeler yada arttırmalar yapıyorlar. 

    Yine diğer bir büyük devlet ingiltere merkez bankası faiz oranları %0,50 civarında. 

     

    Şimdi büyük devletlerin düşük faiz vermesi ve gelişmekte olan ülkelerin yüksek faiz verme nedenleri tamamen para çekme veya dolaştırma politikasıdır.  ABD Trump ile birlikte ABD dolarını amerikan topraklarına çekmeye çalışmakta yani azda olsa faiz arttırmaktadır buda yatırımcının parasını Türkiye  vb. gibi gelişmekte olan ancak riskli fakat kazanma faizi de yüksek ülkeler ile faizi düşük ama para kaybetme riski olmayan ülkeler arasında en mantıklı yatırım tercihini yapmaya zorlar. 

    Merkez bankasının sırtındaki yükte budur , ABD doları euro ve sterlin diğer ülkelere çıkmasın diye parayı elimizde tutabilmek için sürekli faiz arttırmak zorunda kalıyoruz çünk eflasyonun yüksek olması demek yabancı yatırımcının (aynı zamanda yerli yatırımcı içinde geçerli) parasının faiz ile artarken eflasyon yüzünden erimesidir. 

    Basit bir hesaplama yapalım.

     

    Elimizde 1.000.000 Dolar var (1 Milyon dolar

    Bu parayı dolar olarak ABD bankalarına yatırırsanız aylık %1.5 faizden yıllık (vergiler vb. düşülerek )

    elinizde olacak olan tutar 

    Hesap açılış tutarı 1.000.000,00 USD

    Vade sonu net bakiye  (1347.5 Dolar faiz) +  1.000.000,00 USD  =  1001347.5 $ Olacaktır , yılda ise 16164 $ faiz geliri kazanırsınız.

    Yani 1 milyon doları Amerikan bankalarına koyduğunuzda 16.164 dolar yıllık kazancınız olur ki yatırım ile daha fazla para kazanmanız içten bile değil.

    Özel bankalarda faiz oranı  %1.50 ile %3.75 arası değişmektedir , fakat ben kıyaslama yapabilmek için merkez bankası oranlarını örnek veriyorum.

     

    Şimdi aynı kişinin 1Milyon dolarını gelişmekte olan ve paraya ihtiyacı olan türkiyeye getirdiğini varsayalım.

    Hesap açılış tutarı 1.000.000,00 USD

    TL ye çevirdiğimizde   1 000 000,00 ABD Doları = 4 587 155,96 Türk Lirası

    Şimdi durum şöyle oldu eğer paranızı ABD de tutmak yerine türkiyeye sokup faize yatırırsanız %2 yerine yada daha düşük %17,75 faiz alabilirsiniz demeki.

    Şimdi hesaplama yapalım.

    Hesap açılış tutarı = 4 587 155,96 Türk Lirası   %17,75 faiz.

    Vade sonu net bakiye 4.645.964,94 TL  buda aylık  Net faiz 58.964,94 TL

    1 yıl sonunda kazanacağınız para ise 12 ay sonunda 708.000,00 TL yapar yani 708 Bin TL 

    şimdi bu parayı dolar kurunun hiç değişmediğini varsayarak dolara çevirelim.

    708 BİN TL  =  154,5 K dolar yapar.

    Kıyaslamayı yaparsak  ABD de bankada dursaydı 16 Bin dolar kazandıracak olan para şuanda türkiyeye soktuğunuzda 10 katı fazla para kazandırıyor size ( bu paranın devletin cebinden yani bizden çıktığını not alalım) 

     

    Peki neden bu kadar yüksek faiz ödüyoruz ? Yani niye gelişmiş ülkeler eksi faiz verirken hatta %1-2 den fazla faiz koymaz iken biz niye faiz arttırıyoruz. ? 

    1.si ithacat ithalat dengemiz bozuk olduğundan yer yıl ülkeye yüklü miktarda döviz sokmamız gerekiyordu yani para açığını yüksek faizli borçlanarak kapatıyoruz.

    2. TL nin değeri sürekli değer kaybettiği ve ülke istikrarlı olmadığı için parasını yatıracak olan yatırımcı garanti altında değil yani bugun evet ABD deki faizin 10 katı kâr ediyor ama para her an değer kaybedebilir ülkedeki eflasyon yükselebilir bunun içinde merkez bankası dünyanın hiç bir yerinde yapmayacağı birşey yapıyor eğer para daha da değer kaybederse bizde faiz arttırırız diyor.  Yani merak etmeyin paramız daha da değer kaybederse biz daha da borçlanır paranızı öderiz diyoruz. 

    3. Peki biz bu şekilde ülkeye yeterli ithalatı yapamadan ne kadar borçlanabiliriz ? Bir yere kadar borçlanırız , sonra borçlan borçlan paramızın hiç değer kalmayacağı için devlet devlet mallarını satmak zorunda kalır , örnek olarak turktelekom,digiturk,telsim,şekerfabrikaları,tekel vs vs böyle böyle gider.  Devlet borçlanmak yerine elindeki demirbaşları satmaya başlar.  Peki elimizde demirbaş kalmayınca ( oturduğunuz evin içindeki eşyaları sattığınızı düşünün ) yeni yapacağımız yatırımlara para kalmayınca evimize yeni alacağımız eşyaları borçla almaya başlarız. 

     

    Düşünün ki 1000 TL aylık geliriniz var bunun 500TL si kredi ödemenize gidiyor ( bunlar faizler ödediğimiz ) 

    elinizde 500 TL kalır , 500 TL nin 400 tl sini gıda sağlık vb. ihtiyaçlarımıza karşıladığımızı düşünün. Keyif için elinizde 100TL kalır onla da hiç bişi yapamazsınız. 

     

    Durum böyle olunca devlette diyor ki ulan cebimden hiç para çıkmasın zaten param da yok , ben devletin yapması gereken yatırımları özel sektöre yaptırayım. Yani AKP nin uyguladığı yap işlet devret sistemi. 

    Fakat özel sektör devletten farklı olarak tek bir neden ile yatırım yapar ihtiyaç olduğu için değil , gerekli olduğu için değil , sadece ama sadece özel sektör PARA KAZANMAK İÇİN YATIRIM YAPAR. 

    böylelikle devlet halk için yapacağı ucuza maal edeceği ve ucuza sunacağı yolları , hava limanlarını , köprüleri , hastaneleri kendi cebinden para çıkmaması için özel sektöre yaptırmaya başlar. 

    Fakat demin ne dedik özel sektör sadece kâr odaklı yapar , babasının hayrına yapmaz. 

    http://t24.com.tr/haber/yavuz-sultan-selim-koprusunun-maliyeti-bogazici-koprusunden-143-kat-fazla,357743

    İş böyle olunca özel sektöre yaptırılan   normal değerinin 10-20-hatat 100 katı maliyetli olabilir çünkü adam kâr etmek için yapıyor halk köprüden rahat rahat geçsin diye değil.

    Bu sebeple de devlet köprü parasını kendisi değil halk ödemesi için uçuk ve çılgınca köprü geç ücretlerine izin veriyor ( ki hepsi dolarla hesaplanıyor ) hemde olurda az araç geçer de zarar ederse diye özel şirkete geç garantisi veriyor yani paranı çıkartamazsan üstünü ben öderim diyor.

     

    Kısa vadede evet jet hızıyla köprüler , hava limanları yapılıyor , fakat hem kullanması hemde toplam maliyeti çok yüksek oluyor. 

    İşin bir diğer kötü kısmına gelelim. Özek sektörün bu işi yapacak parası yok , fakat devlet garantisi aldığı için devlet bankalarından garantili düşük faizli kredi çekebiliyor. 

    Yani devlet cebimden para çıkmasın diye yaptırdığı için parasını zaten işin başnıda ödüyor , yani hem parasını peşin ödüyor hemde yüksek faizli olarak her yıl özel şirkete biz ödemiş oluyoruz. 

    Busayede özel şirketi toplumca fonlamış oluyoruz.

     

    Basit bir örnek vereyim ben bir özel işletmeyim ve köprü yapcağım. Yapacak param yoksa bile parayı devletten alıyorum. 

    Köprüyü yapıyorum. 

    Yüksek geç ücretini koyorum zaten kimse geçmese bile paramı kazanacağım

    yıllarca bu yüksek fiyatlardan köprüyü işletiyorum ve para sayma makineleri hiç durmuyor. 

     

    Evet halk yola köprüye hava limanına kavuşuyor fakat bunlar bize sadece daha fazla cebimizden çıkacak para olarak geliyor. Yani eflasyon olarak. 

    2.0000 TL kazansak bile devlet bizi zorla borçlandırdığı için gün sonunda -2,400 TL paramız kalıyor 

    yani yetmiyor  , yetmediği içinde devletin yüksek faiz ile yurtdışından türkiyeye soktuğu paradan halk olarak bizde kredi çekiyoruz.

    fakat merkez bankası %17  faiz öderken benim çektiğim kredinin faiz oranı %25 oluyor. 

    Yani devlet kendisi rekor ücret ile faiz borcu öderken bu parayı çıkartmak için kendi vatandaşına da yine yüksek faiz oranıyla borç veriyor. 

    Tabiki dostu olan inşaat sektörü hariç , ev alacaksanız ağaoğlu zengin olsun diye %1 faiz ile kredi çekebilirsiniz. 

    Ama düğün yapacaksanız %25 civarında faiz ödüyorsunuz. 

     

     

  2. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    frekaze
    frekaze's avatar
    Kayıt Tarihi: 28/Haziran/2015
    Erkek

    olsun ben hep 50 tl benzin kullanıyorum. İroni bir yana güzel yazı olmuş ama Türk insanına müstühakkatır artık. Şu anda maaşım yattı elime geçen nakit para 200 tl ( borçlar çıkınca) harca harca bitmez artık.

  3. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Robinson_Crusoe
    Robinson_Crusoe's avatar
    Kayıt Tarihi: 06/Nisan/2007
    Erkek

    - faiz veren ülkeler var be,


    Gençliğimden bu yana et yenilmesine karşıyım. Bir gün insanların hayvanları öldürmeyi tıpkı insan öldürmek gibi cinayet kabul edeceğine inanıyorum,
  4. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    snncr
    snncr's avatar
    Banlanmış Üye
    Kayıt Tarihi: 07/Temmuz/2015
    Dişi

    Enflasyon hesaplamasında 2 farklı endeks kullanılmaktadır. Bunlar üretici ve tüketici fiyat endeksleridir. Üretici fiyatları aşamasında derlenen fiyatlarla hesaplanan endekse üretici fiyat endeksi (ÜFE) denir. TÜFE ise tüketiciye nihai satış aşamasında derlenen fiyatlarla hesaplanan endekstir.

    TÜFE’de enflasyon, mal ve hizmetlerden oluşan bir sepetin aydan aya fiyatındaki değişimin ölçülmesi ile hesaplanmaktadır. Bu sepet, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından oluşturulmuştur. TÜİK, mevcut mal sepeti 407 ürün kategorisinde yer alan 895 adet ürün çeşidinin fiyatını, 28 bin civarındaki işyeri ve 4200’den fazla konuttan her ay toplamaktadır. Ay içinde fiyatları 4 kez toplayan TÜİK, her ayın 25’inden sonraki fiyat artışını bir sonraki aya ekler. Her ayın başında ise enflasyon rakamları açıklanır.

    ÜFE ise aylık ve yıllık rakamın belirlenmesinde kullanılır. Referans alınan dönemde ülke ekonomisinde üretimi yapılan ve yurt içine satışa konu olan ürünlerin, üretici fiyatlarını zaman içinde karşılaştırır ve ölçer. Bu da üretici enflasyonunu verir.

    Bilinmesi gereken bir diğer enflasyon hesabı ise çekirdek olarak anılandır. Para politikasının fiyat istikrarını ne kadar etkilediğini daha yakından izlemek için bazı mal ve hizmet gruplarının dönemsellik ve mevsimsellik etkilerinden arındırılması ile oluşturulmaktadır. Mesela ham petrol fiyatlarındaki ani artış, enerji fiyatlarını etkileyebilir. Bu nedenle çekirdek enflasyon hesaplaması yapılır. Buradanda enflasyon hesaplaması yapabilirsiniz: https://hesaplama.paratic.com/enflasyon/

Toplam Hit: 1547 Toplam Mesaj: 4
ev dolar euro para güç faiz