3 Haziran 1910 Sivriada Köpek Katliamı
-
Google Maps'te bir yeri incelerken gezinmeye başladım ve Yassıada'ya denk geldim. Orayı görünce kafam direk tarihe gitti. Hikayesi biliniyor zaten. Yakınındaki Sivriada'yı araştırayım dedim. Orada da ilginç olaylar yaşanmış mı? Denk geldiğim şey tüyler ürpertici bir gerçekti. 1910 yılında, 80.000 köpek toplanıp bu adaya atılmış ve taş topraktan ibaret bu adada birbirlerini parçalayıp yaşam mücadelesi vermişler. Bu tür şeyler pek yazmaz, burada paylaşayım dedim.
Uludağ Sözlük'teki yazar konuyu farklı kaynaklardan güzelce toparlamış;
******************************3 haziran 1910'da, dönemin belediye başkanı suphi beysoyundu'nun talimatıyla 80 bin civarında köpeğin mecburi bir ada yolculuğuna çıkartılması ile başlayan katliam.
hayırsızada(sivriada) sadece kayaydı, dikili tek bir ağaç bile yoktu ve 80 bin köpeğin feryadı söylendiğine göre geceleri istanbul'dan bile işitilir olmuştu. sesler birkaç gün sonra kesildi, zira yaşayabilmek için birbirlerini yiyen köpeklerden artık bir teki bile hayatta değildi.
bu olayın sebebi olarak gösterilen de aşağıdadır.
1910 yılında ittihat terakki hükümeti döneminde bir ingiliz sefiri'ni köpek ısırıyor. bu olay diplomatik kriz haline gelmesi üzerine istanbul'daki 80.000 köpek sivriada'ya (hayırsız ada) götürülüyor. burada açlıktan ve susuzluktan ölüyorlar. köpeklerin çığlıkları balat sahillerine kadar geliyor. o dönemin halkı, osmanlı'nın çöküşünü köpek katliamına bağlıyor. bu nedenle yıllar sonra adada kalan az sayida köpek istanbul'a getiriliyor.
--------------------------------------------------------------------------------
bu olay, pierre loti'nin kaleminden şöyle aktarılmış.
kimseyi hiçbir zaman ısırmamış olmalarına rağmen, katliamların en iğrencine mahkûm edildiler. hiçbir türk, hilâl'e uğursuzluk getireceği söylenen bu onur kırıcı görevi üstlenmek istemedi. bu yüzden serseriler, işsiz güçsüzler ve haydutlar görevlendirildi. bunlar işlerini demir kıskaçlarla yapıyorlar, zavallı kurbanlarını boyunlarından, ayaklarından ya da kuyruklarından yakalayorlar ve onları rastgele kan revann içinde hayırsızada'ya götürecek olan mavnalara atıyorlardı.
--------------------------------------------------------------------------------
bu da o dönem bu adanın çevresinden geçen bir fransız gazetecinin yazdıkları
köpeklerin en büyük kısmı sahili takip eden kayalık üzerinde toplanmıştı. pek çokları güneş hararetinden kavrulmuş, serinlemek için var güçleriyle suda yüzüyorlar, son takatlarına kadar suda kalmak istiyorlar. ötede beride görülen cesetlerin etrafında dolaşarak, çabalayarak bir parça et koparmaya çalışıyorlar... karadaki diğer kısmı ufak bir gölge bulabilmek için taş kovuklarına sığınmak üzere delik, deşik arıyorlar... diğer bir kısmı ise adeta delirmiş gibi oraya buraya koşuyorlar, sürekli kendi etraflarında dönüyorlar. işittiğimiz feryatlar köpek havlaması değil adeta insan feryadı idi. kaptan geminin düdüğünü çaldırdı. zavallı hayvanlar bir yardım sesi duymuş gibi heyecanlandılar. bu sese hayvanların nasıl yalvarırcasına cevap verdiklerini size anlatamam. bilmem göz önüne getirebiliyor musunuz? feryat ve inilti saçan bir yalçın kaya.
-
ilk defa böyle bişey duyuyorum. okurken içim sızladı yeminle.
-
Amk moralim bozuldu be.3-5 köpekte değil 80 bin tane. Zamanında bir tane yavru kediye işkence ettim diye yıllardır içim içimi yiyor, zaman zaman gözümün önüne geliyor.
Vallaha o köpekleri o adaya ölümü için atan adamların ahiretini düşünemiyorum..
DrKill tarafından 06/May/15 21:06 tarihinde düzenlenmiştir -
Yaratan bile o lar benim sessiz kullarımdır demişken bu insanoğlu bu dünya için tam ankamıyla bir virüs..
-
fena moralim bozuldu... amk fransızların.
-
İnsan değil şeytanlar
-
çok yazık olmuş.
-
İlk kez duydum bu konuyu... Böyle bişey olabilir mi yawf.. Gece gece keşke okumasaydım...
-
Gerçekten insanın içi acıyor canlılara yapılan bu katliam için.
Ancak şu da var, arkadaş bir memlekette sokakta dolaşan bu kadar kedi köpek olur mu? Tamam belki biraz olur, ne bileyim tek tük görürsün de lan kaç tane şehir gezdim, insandan çok köpek var. 10 m gidiyorum bir köpekle karşılaşıyorum. Türkiyenin doğusunda da böyle batısında da merkezinde de ist.da
Bunları katletmek falan doğru değil de bu kadar köpek nasıl dolaşabiliyor ortalıkta? Bu ne cürre. Isırmasını vs geçtim de bunlar bir havlıyor geceleri pimapenden geçiyor sesleri. Saldıra da bilir hastalık geçebilir insanlara çoğu uyuz zaten piresini bitini kaşıyor ne bileyim hacı kimsenin evcil hayvanına lafımız yok da sokakta insan yeri geliyor tedirgin oluyor
-
Hacilar, Yaşark Kemal "Bir Ada Hikayesi" serisinde "Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana" isimli kitabında bu olaydan da efsane betimlemelerle bahseder. Akşam vaktim olursa kitabı kurcalayıp yazarım buraya. Ayrıca adadan tek bir köpek yüzerek kıyıya çıkıp canlı kurtulmayı başarmış , kitaptaki hikayeye göre...
ComputerWolf tarafından 08/May/15 20:32 tarihinde düzenlenmiştir -
tipik bürokrat mantığı demiştir ada orası yemeklerini bulurlar yaşalar orda.
şuan istanbulun beykoz tarafları gibi yerlerede halen binlerce köpek bırakıyorlar hayvanlar orada açlıktan ölüyorlar
100 yıl geçmiş türk mantığı halen aynı değişmiyor
trabzondada aynı durum bu kadar aptal insanlar olabilir mi ya? oy getirse gözümüze sokarlar bakın köpeklerle hayvanlarla ilgileniyoruz oy verin diye.
ExpirE tarafından 08/May/15 20:36 tarihinde düzenlenmiştir