Avrupada Eğitim Görmek İsteyenler [Döküman]
-
dikkat edersen adam da yurtdışına gitmiş :) ayrıca okumak şart değil tabii. ama bu konu y.dışında daha doğrusu avrupada okumak isteyenler için.. benim bilgim de bu konuda var.. diğer bahsettiğin konuda bilgin varsa paylaşırsan biz de faydalanabiliriz. belki türkiye için değil de bu girişimleri yurtdışında yaparız
-
Son donemdeki ilgi alanlarindan oldugundan dolayi iskandinavya ile ilgili biraz birikimimi aktarmak isterim.
FINLANDIYA:
Benim goz bebegim, ilk goz agrim diyebilirim.
Lisans ve Yuksek lisans programlarinin yaklasik 90% i ucretsiz. Mimari ve dizaynla alakali master progrmlari genelde ucretli olur.
Her bolumun sartlari farklidir, yani kimisi toefldan 80 ister, kimisi 102 etc.
Yuksek lisans programlarinin buyuk cogunlugu ingilizcedir, lisans programlarinda da hatri sayilir bir miktari.
Okul bedava olsa da oturum izni cikarmak icin hesabinizda min. 6000 avro veya size en az bu miktarda burs verilecegini garantileyen bir belge isterler.
Master sonrasi orada kalan arkadaslarim var, is bulmak ozellikle teknik alanlarda cok kolay olmasa da imkansiz degil. Dili ogrenmek lazim.
Daha fazla bilgi icin, www.studyinfinland.fi
ISVEC:
Her ne kadar finlandiya yi istesem de benim de bu sene mastera gidecegim ulke.
Avrupa birliginin disindan gelenlere nerdeyse tum programlar ucretlidir. (yillik $15k'dan basliyor)
Benim dikkatimi ceken cogu lisans programi isvecce icen, masterlarin cogu ingilizce.
Swedish institude diye bir kurum var genel oalrak burs veren. Tum programalra vermiyorlar ama verdikelri ogrencilere okul ucreti, cep harcligi ve ucak bileti ucreti oduyorlar. Bu sene turkiye'den sadece 16 kisiye verdiler. Heyecana gerek yok, biri ben degilim.
Bunun haricinde okulalrin kendi ogrencilerine cesili sartlarla verdikleri burslar var. Guzel bir basvuru ve guzel bir essay yetiyor, yani benim gibi akademik oalrak vasat bir ogrenciye bile verdilerse ne diyeyim :)
Isvecce kasarak is bulmak mumkun, zira ben oraya daha gitmeden online olarak ogrenmeye kaynak topluyorum
Daha fazlasi icin studyinsweden.se
NORVEC:
Bir baska cogunlukla ucretsiz programlara sahip ulke
Residence Permit icin bunlarda hesapta yaklasik finlandiya kadar para veya burs garantisi istiyorlar.
Cogunluk ingilizce ama ne yalan soyleyeyim beni hicbir zaman cok acmadi. Cok kendi icine kapali bir ulke, cok soguk, cok pahali ve sikici(turkce klavyem yok, akliniza baska bisey gelmesin :) )
Dahasi icin www.studyinnorway.no
Bahsettigim sitelerde cevabini direk bulabileceginiz temel sorularinizin haricinde yardimci olmak isterim.
-
unbalanced bunu yazdı
dikkat edersen adam da yurtdışına gitmiş :) ayrıca okumak şart değil tabii. ama bu konu y.dışında daha doğrusu avrupada okumak isteyenler için.. benim bilgim de bu konuda var.. diğer bahsettiğin konuda bilgin varsa paylaşırsan biz de faydalanabiliriz. belki türkiye için değil de bu girişimleri yurtdışında yaparız
onu veteran ından öğrenmek lazım benim o kadar yaşım yok :)
ama tek söyleyebileceğim hayatta ne yapıyorsanız yapın en iyisini yapın ve zenginlere yönelik üst tabakaya hitap eden işleri yapın
orta ve alt kesime hitap edecek işleri yapmayın
sanırım başarıya giden yol bunları uygulamaktan geçiyor ki
başarılı örnekleride ortada :) -
Uzun süredir bu konuyu düşünüyordum müridler. Şu anda da işler biraz ciddiye bindi gibi.
2 yıldır aileden ayrı yaşamam rağmen, istediğim zaman görüşebileceğimi bildiğimden herhalde, hiç bu kadar özlem çekmemiştim.
Şimdi yurt dışı işi ciddiye bindi, baya karışık duygular.
Aşağıya kopyalayacağım yazıları okurken ister istemez ağladım, kendimden beklemediğim bir şeydi. İşin bu yönünü kestirip atmamak gerekiyor.
"ayaklarının altından rahatlığın çekilmesi, o rahatlığın kıymetini anlamak demektir
bir kaç iş'te birden çalışmak, o yaşta hiç ödemediğin kadar fatura ödemek,
arkadaşlardan aile yapmak, onlarla kopmaz gevşemez bir bağ kurmak,
paraları birleştirip rakı içmeye gitmek,
a çorba bulduk diye sevinmek,
gelenlerden annenin gönderdiği börek dolu kutuları koşarak teslim almak, hepsini 1-2 saatte tüketmek demektir.
gece finallere çalışırken anneyi arayıp gözyaşlarının sel olması, annenin senin canın istemesin diye "hep ıspanak pişiriyorum yavrum, hiç dolma yapmıyorum..." demesi üzerine kahkahalarla bu dünyanın en güzel yalanına gülmek demektir.
yaşanan onca zorluğa rağmen, döndükten sonra "bana en büyük kazanımı diploma değil, her şartta hayatta kalabilmek oldu..." deme şansına sahip olmak demektir.
bak özledim şimdi.""16 yasinda ozlemle tanismaktir amerika'da ogrenci olmak. bir an olsun yanindan ayrilmayan, uzerine titreyen anne'ye, duygularini bastirmak icin dislerini sikan baba'ya, ne oldugunu anlamayan ama 'gitme' diyen gozlerle abilerine bakan ikizler'e veda etmek, bir yil, belki de daha fazla resimleriyle ozlem gidermek demektir.
gunde 5 saat uyuyup, okuldan arda kalan zamanlarda kopekler gibi calisip para kazanmak demektir burda okumak. ne kadar calisip kendi okulunuzu kendiniz odesenizde siz yine de olmayan baba parasi yiyerek orda okuyosunuzdur, bu gercegi bazi insanlarin gozunde asla degistirememektir. kendi ayaklarinizin uzerinde durmak demektir, kucuk yasta ozgurlugu ele alip bay ridge'e giden r treninde gecenin bi yarisi son kurusuna kadar soyulmak demektir. aglamak, cok aglamak, kopekler gibi pisman olmak demektir bazen amerika'da ogrenci olmak. ama sonunda 'iyi ki' demektir.
herseyi gectikte nedir bu ozlem? nasi basa cikilir?
bilmemek bu duyguyu gayet normal. kardesim dediginiz, saatlerce konusmaya doyamadiklarinizdan, her bir santimetre karesini ezbere bildiginiz caddelerinizden, simidinizden, pidenizden ayri kalmakmis bu ozlem. bir kelimeden cok daha oteymis. boslugunu hissettigin seylerin boslugunu asla dolduramamakmis.
annem su soruyu sormustu hatirlamiyorum kac kez, “ee sen simdi ozlemicek misin bizi?”.ozlemez olur muyum canim annem. ozledim tabi, hemde deliler gibi... ondan senle her konustugumda aglamamak icin zor tutuyorum kendimi. ondan gozlerim doluyor da sesim titremesin diye kasiyorum kendimi. o zamanlar bilseydim bu kadar ozleyecegimi hic dermiydim “abartma annem! 1 sene sonucta, 1 sene sonra gelecegim.” diye. simdi nasil guluyorum kendime buyuk buyuk kahkahalarla.
ozlemek, sonu gelmez bir duyguymus yakalaninca da ben biraz gec fark ettim. kendine guvenmemek lazimmis bu kadar. her insan ozlermis meger her ne kadar gitmeye kendi gonullu olsa da. doganin kanunuymus meger fotograflara her baktiginda hatirlamak caddeleri, sokaklari ve dolmasi gozlerinin. hadi gectim de caddeden sokaktan; ailemi, o pazar kahvaltilarimizi, hic buyumeyecekmis gibi harcadigim senelerimi hepsini cok ozledim. aklimin en altlarina koselerine sakladigim, bulmayi hic istemedigim bir duyguydu. ne yazik ki ilk buldugum sey o oldu. pismanmiyim su an? hayir degilim. ozluyorum, fotograflara bakiyorum, yanimda getirdigim kislik kiyafetlerimin uzerinde hala evimin kokusu var. onlari kokluyorum. ozlemenin anlamini her gecen gun daha iyi anliyorum."Şu reklam da baya hoşuma gitti.
http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=QzPzz9OLNDA
-
gidene yakın böyle hissetmen normal, ama elinde bir şans varken böyle hissediyorsun. eğer vazgeçrsen sonra pişman olma ihtimalin yüksek. bana anlattıklarına göre bu hakkını kaybettiğinde pişman olacaksın gibi çünkü bu şekilde okumak istemiyorsun..
yurtdışına çıktıktan sonra alışıyorsun. ben toplam 2 yıldır y.dışında yaşıyorum. Elbette yeri geliyor aileni, arkadaşlarını v.s. özlüyorsun ama alışıyorsun da.. Bazen çok özlediğinde bayramlarda gidiyorsun kısa süreliğine ve zaman su gibi akıp geçiyor.. Bir arkadaşımla konuştum 5 yıldır fransada ve hala alışamadığını geri döneceğini söyledi.. ama 20-30 yıldır burada yaşayan arkadaşlar var, artık buralı olmuş gibiler çünkü çevreleri burada. türkiyede yaşamak onlara zor gelir, fazla kalamazlar..
duygusallıktan ziyade mantığınla hareket et, bu tarz düşüncelere kapılırsan hayatta başarılı olamazsın. temelli olarak yurtdışında yaşa demiyor kimse, en azından eğitimini alıp dönebilirsin. bu şansın olacak ama belki bir daha gitme şansın kolay kolay olmayacak. lisans okumak uzun sürer diyorsan yüksek lisans için gitmeyi deneyebilirsin.. Benim elimde imkan olsaydı lisansımı da yurtdışında okumak isterdim. Aslında her şey kişiliğin ve çevreyle ilgili. Kendini o çevreye adapte edebilrisen mutlu olursun, edemezsen zor gelir. Benim şuan yaşadığım yer bana yabancı, ben de bu yere yabancıyım. Alışmaya çalışıyorum, çok fazla türk arkadaşım yok hatta çok fazla arkadaşım yok. buranın insanları soğuk, yabancılarla arkadaşlık etmek istemiyorlar pek çünkü küçük bir yer.. Ama amerika ya gidersen orası küçük bir dünya gibi.. her ülkenin mahallesini bile bulabilirsin..
iyi düşün ve öyle hareket et, duygularından çok mantığınla hareket et. bizim memleket gibisi yok diyenler haklılar ama maalesef çok da içaçıcı şeyler olmadığı için yurtdışına gidiyoruz..
-
pcdoktor636 bunu yazdı
Uzun süredir bu konuyu düşünüyordum müridler. Şu anda da işler biraz ciddiye bindi gibi.
2 yıldır aileden ayrı yaşamam rağmen, istediğim zaman görüşebileceğimi bildiğimden herhalde, hiç bu kadar özlem çekmemiştim.
Şimdi yurt dışı işi ciddiye bindi, baya karışık duygular.
Aşağıya kopyalayacağım yazıları okurken ister istemez ağladım, kendimden beklemediğim bir şeydi. İşin bu yönünü kestirip atmamak gerekiyor.
"ayaklarının altından rahatlığın çekilmesi, o rahatlığın kıymetini anlamak demektir
bir kaç iş'te birden çalışmak, o yaşta hiç ödemediğin kadar fatura ödemek,
arkadaşlardan aile yapmak, onlarla kopmaz gevşemez bir bağ kurmak,
paraları birleştirip rakı içmeye gitmek,
a çorba bulduk diye sevinmek,
gelenlerden annenin gönderdiği börek dolu kutuları koşarak teslim almak, hepsini 1-2 saatte tüketmek demektir.
gece finallere çalışırken anneyi arayıp gözyaşlarının sel olması, annenin senin canın istemesin diye "hep ıspanak pişiriyorum yavrum, hiç dolma yapmıyorum..." demesi üzerine kahkahalarla bu dünyanın en güzel yalanına gülmek demektir.
yaşanan onca zorluğa rağmen, döndükten sonra "bana en büyük kazanımı diploma değil, her şartta hayatta kalabilmek oldu..." deme şansına sahip olmak demektir.
bak özledim şimdi.""16 yasinda ozlemle tanismaktir amerika'da ogrenci olmak. bir an olsun yanindan ayrilmayan, uzerine titreyen anne'ye, duygularini bastirmak icin dislerini sikan baba'ya, ne oldugunu anlamayan ama 'gitme' diyen gozlerle abilerine bakan ikizler'e veda etmek, bir yil, belki de daha fazla resimleriyle ozlem gidermek demektir.
gunde 5 saat uyuyup, okuldan arda kalan zamanlarda kopekler gibi calisip para kazanmak demektir burda okumak. ne kadar calisip kendi okulunuzu kendiniz odesenizde siz yine de olmayan baba parasi yiyerek orda okuyosunuzdur, bu gercegi bazi insanlarin gozunde asla degistirememektir. kendi ayaklarinizin uzerinde durmak demektir, kucuk yasta ozgurlugu ele alip bay ridge'e giden r treninde gecenin bi yarisi son kurusuna kadar soyulmak demektir. aglamak, cok aglamak, kopekler gibi pisman olmak demektir bazen amerika'da ogrenci olmak. ama sonunda 'iyi ki' demektir.
herseyi gectikte nedir bu ozlem? nasi basa cikilir?
bilmemek bu duyguyu gayet normal. kardesim dediginiz, saatlerce konusmaya doyamadiklarinizdan, her bir santimetre karesini ezbere bildiginiz caddelerinizden, simidinizden, pidenizden ayri kalmakmis bu ozlem. bir kelimeden cok daha oteymis. boslugunu hissettigin seylerin boslugunu asla dolduramamakmis.
annem su soruyu sormustu hatirlamiyorum kac kez, “ee sen simdi ozlemicek misin bizi?”.ozlemez olur muyum canim annem. ozledim tabi, hemde deliler gibi... ondan senle her konustugumda aglamamak icin zor tutuyorum kendimi. ondan gozlerim doluyor da sesim titremesin diye kasiyorum kendimi. o zamanlar bilseydim bu kadar ozleyecegimi hic dermiydim “abartma annem! 1 sene sonucta, 1 sene sonra gelecegim.” diye. simdi nasil guluyorum kendime buyuk buyuk kahkahalarla.
ozlemek, sonu gelmez bir duyguymus yakalaninca da ben biraz gec fark ettim. kendine guvenmemek lazimmis bu kadar. her insan ozlermis meger her ne kadar gitmeye kendi gonullu olsa da. doganin kanunuymus meger fotograflara her baktiginda hatirlamak caddeleri, sokaklari ve dolmasi gozlerinin. hadi gectim de caddeden sokaktan; ailemi, o pazar kahvaltilarimizi, hic buyumeyecekmis gibi harcadigim senelerimi hepsini cok ozledim. aklimin en altlarina koselerine sakladigim, bulmayi hic istemedigim bir duyguydu. ne yazik ki ilk buldugum sey o oldu. pismanmiyim su an? hayir degilim. ozluyorum, fotograflara bakiyorum, yanimda getirdigim kislik kiyafetlerimin uzerinde hala evimin kokusu var. onlari kokluyorum. ozlemenin anlamini her gecen gun daha iyi anliyorum."Şu reklam da baya hoşuma gitti.
http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=QzPzz9OLNDA
hocam senin paylastıgın bu videoyu izlerken su videoyu gordum guzelmis sizde izleyin
http://www.youtube.com/watch?v=1BZmuz88KEY
-
çok güzel paylaşım olmuş hocam ellerine sağlık :)
sana demiştim birgün mutlaka haklı çıkacaksın diye :)
-
güzel dökümana benziyor :) musait zamanımda bi inceleyeyim
-
sağolun. şimdi hastayım en kısa zamanda okuyacağım.
-
benim merak ettiğim şahsen ben denizcilik işletmeleri yönetimi mezunuyum farklı bir bölümde master yapabilir miyim mesela ekonomi alanında yapabilir miyim lojistik alanında çok fazla seçenek yok. Başka bir alanda bölümümü nasıl kabul ettirebilirim fikri olan var mıdır acaba