Ben Kendimi Kurtaramadım Ülkeyi Mi Kurtarıcam ?
-
futurist bunu yazdı
yetmedi :)
kendim içinde birşey dersem aynen senin gibi hissediyorum
tek basıma ne yapabilirim ki elimde tek güç secim zamanı bir oy kullanmak oda hileye kurban gitmezse.
Bizleri şartlandırdılar. Cumhuriyetin ve Demokrasinin , Oy atarım sonra dalgama bakarım olduğunu düşünüyoruz. Herkes ortak bilinçaltımızı kusuyor benim sorularıma.
Karşımızdaki adamlar güçlerini SİVİL TOPLUMDAN alıyorlar.
Demokrasilerin en önemli ayaklarından bir tanesi SİVİL TOPLUM
Bak Cumhurbaşkanımızın gözde Mültecisi Ravda Nur; ABD ve Avrupadan nasılda fonlar toplayıp Derneğini kurmuş ; http://www.ravdanur.com/
Ya da bak başka bir oluşum ; https://www.hukukcularkulubu.org/ Bir kaç toplantılarına katıldım. Suriyelileri nasıl entegre ederizin peşindeydi arkadaşlar. AKP yörüngesinde bir oluşumdu bu.
Daha bunlar gibi binlerce oluşum var.
AKPli FETÖcü PKKlı kadrolar bizzat Amerika tarafından yetiştirildiği için bu DEMOKRASİ'nin açık noktalarını çok iyi biliyorlar. Devleti hortumlamak için bile STKları (Dernek ve Vakıfları) kullanıyorlar.
-0-
Peki Türkler nerede ? -
futurist bunu yazdı
yetmedi :)
kendim içinde birşey dersem aynen senin gibi hissediyorum
tek basıma ne yapabilirim ki elimde tek güç secim zamanı bir oy kullanmak oda hileye kurban gitmezse.
bazen zengin yetkili bir kişi olsam bir fark yaratabilir miyim dedim ancak boşuna...
bu ülkede ne zenginler ne yetki sahipleri harcandı.
adalet yok. çünkü karar veren hakim savcı onlardan
paranın önemi yok çünkü daha zenginler.
eylem - protesto yapamazsin çünkü anında terörist ilanbedilip müebbet yersin
sesi az yuksek cikanın hayatıyla oynuyorlar.
malum kisinin oglu taksim de yüzlerce insanin gözü önünde birini öldürse elini kolunu sallayarak gezer.
bunu onlarda bizde biliyoruz.
hadi bunu geçtim. şuan ülkede tescille sapık tecavüzcü pedofili katil milyonlarca kayıtsız adam var.
eğer acil bir tedbir alınmazsa bundan en fazla 5 yıl sonra sokakta yürümek bile lüks olacak
bu adamların adapte olusunu torunlarimiz bile görmeyecek
en iyi ihtimal 100 yıl diyorum
peki çözüm?
ya bu deveyi güdeceksin , ya bu diyardan gideceksin
gütmek için 2 yol var
- eğitim
- yada ciddi yaptırımlar.
eğitmek uzun bir süreç
ancak yaptırım için bir suç isleyeni koşulsuz valizini bile vermeden sinir dışına atmak
bu ikisi içinde iyi bir hükümet lazim
hükümetin gitmeye gönlü olmadığı için muhtemelen iç savaş çıkarıp ya defolup kaçacaklar
yada yine iç savaş çıkarıp ohal ilan edip birkaç yıl daha basta kalacak
yani anlayacağınız bu tünelin ucu bomboş bir yere çıkıyor. yani gütmek için bütün ülkenin ayni anda baş kaldirmasi lazim. bu bir mucize.
akpli akrabaların hala onlar kardeşimiz kodunda takiliyorlar. inanmayan gelsin anadolu yu gezsin.
en muhalifi "evet birazcık problem " diyor. birazcık!!!!!
diğer seçenek
bu diyardan gitmek
ama artik oda kolay değil.
avrupa kolunu açti beklemiyor.
bizi vizesiz alan son modern ülke Japonya bile bu suriye meselesinden sonra vize getirdi
ya begenmediginiz Afrika ülkesi bile vize istiyor :)
düşün Uganda gibi yere gideceksin ad vize istiyor
içler açısı.
bu son olaylardan sonra artık bir yere gitmem maddi ve kabul almak için çok ugrasacaksiniz.
hadi gittin
sadece kendi kicini kurtariyorsun
Türkiye de kalan kardeş anne baba yigen akraba arkadaş herkes burada ezilecek ve sen uzaktan seyredeceksin
Japonya nın türklere vize getirdiğine dair link var mı? 3 ay vizesiz diye biliyorum. www.mfa.gov.tr de 3 ay vizesiz yazıyor herhangi bir güncelleme göremedim?
-
4 - Kendi ideolojinize uygun eylemlerde bulunarak siyaset arenasına gireceksiniz. Elinizi taşın altına koyacaksınız. Mevcut durumu düzeltemeseniz bile safınız belli olacak. 2.Adımdaki duruma direnmiş olacaksınız ve tek başınıza değil birileriyle birlikte direndiğiniz için kendinizi yalnız hissetmeyeceksiniz.
Bu seçenek bireysel olarak da yapılabilir. En basitinden zararlı zihniyetteki insanlarla iş yapmayacaksın. Bir işletmen varsa yabancı suri/paki/afgan tayfasına hizmet verme, vereceksen de donuna kadar parasını al. Daima yokuş yap..yılsın, bıksın ve gitsin.
Milli bilinci olan, siyasal islam, kürtçülük vb şeylere bulaşmamış kişilerin ise önünü açacaksın. Tarikatlar nasıl ki kendi elemanlarını destekliyorsa sen de Atatürkçü insanları destekleyeceksin. Benim gördüğüm Atatürkçüyüm diyenler kendi egolarını aşamıyorlar. Ülkenin bu hale gelmesinin nedeni de bu aslında. En basitinden Kılıçdaroğlu hala seçim kazanma peşinde. Olmuyor abi bırak işte.
Şu anda Türkiye'de insanlar yıldırılmaya çalışılıyor. Yani dediğim şeyi aslında karşı taraf yapıyor. Zamanında suriyelilere yazık diyenler şimdi ne yapacağız diye düşünüyorlar. Ciddi bir kuralsızlık, başıboşluk var.
-
Kendini bir gruba ait olmayı gerekli bir eylem olarak altını çizmişsinde hocam. Niye bir gruba ait olmalıyız ki?
-
Kendini bir gruba ait olmayı gerekli bir eylem olarak altını çizmişsinde hocam. Niye bir gruba ait olmalıyız ki?
-
watervay bunu yazdıfuturist bunu yazdı
Japonya nın türklere vize getirdiğine dair link var mı? 3 ay vizesiz diye biliyorum. www.mfa.gov.tr de 3 ay vizesiz yazıyor herhangi bir güncelleme göremedim?
haklısın kapalıydı
tekrar açmışlar mart ayında.
adamların günahını almışız kovidden kapatmışlar. bahane yaptılar diye düşünmüştüm
https://eksisozluk.com/japonyanin-vize-zorunlulugu-getirmesi--6690803?p=4
-
Bu çok uzun zamandır kafa yorduğum bir konu. Onun için biraz uzunca yazacağım fikirlerinizi de merak ediyorum. Özet olarak ben de bireysel kurtuluş taraftarıyım. Şimdi dincinin Atatürkçünün komple bana söveceği bir yazı yazayım.
Mevcut iktidarın zihniyetine çok uzağım fakat zaman geçtikçe bazı şeyleri çok doğru yaptıklarını görüyorum sadece farklı bir açıdan bakmak gerekiyor.
Dünyanın binlerce yıldır daha bilgili olanın bilgisiz olanı sömürmesi üzerine döndüğünü farkettim. Bu aslında hayatımızın bir parçası. Dişçiye gittiğinizde dişçi konu hakkında daha çok bilgili olduğu için size bir ücret çekiyor. Belki de razı olduğunun 10 katını çekiyor bilmenin yolu yok. Bu transactionun haklı bir transaction olmasının tek koşulu alıcının mutlu olması.
Yani hak diye birşey yok. Eğer alıcı ve satıcı mutluysa fiyat yüksek de olsa bir kazıklamadan söz edilemez.
Mevcut hükümetin yaptığı şey fahiş fiyata insanlara şükür satmak olarak özetlenebilir. Kesinlikle yaptıkları çok sayıda yolsuzluk vs var. Fakat geniş açıdan baktığınızda o yöneticiler çok haklı sebeplerle oradalar çünkü onları halk seçiyor ve defalarca seçiyor.
Beğensek de beğenmesek de bu ülkenin insanları bu yönetimi istiyorlar ve herşeye rağmen mutlular. Evet Atatürkçüyüz falan ama yıl artık 1920 lerde olmadığımızı kabul edip bireysel yükselişimizi sağlayarak aynı zamanda bu ülkenin insanını mutlu edecek adımları atmak gerekiyor.
Rüşvet alan bir memura belki 1920 lerde şerefsiz diyebilirdik. Fakat artık herkes ama herkes işlerin rüşvet ile yürüdüğünü biliyor. Bir bina yapmak isteyen mütahidin belli vakıflara bağış yapması gerektiğini bu meslekteki herkes biliyor. Sonsuz ömrümüz de yok ki bekleyelim birşeyler yerine otursun. Onun için artık toplumsal bir sözleşme gibi birşey bazı işlerde rüşvet vermek.
Öğrendiğimiz herşeyi unutarak günümüz şartlarını kabul ederek düşündüğümüzde herkes için en optimum çözüm benim gözümde şöyle.
Kendimizden daha cahil insanları sömürecek gizli bir cemiyet kurmak. Biraz üstünde düşünürseniz sadece Türkiye ile sınırlı olmamakla birlikte dünyada gücü elinde tutan tüm çevrelerin bu tarz gruplar olduğunu anlarsınız. Bu sonuca ulaşmamın en önemli sebebi bazı genetik olarak aptal ya da hayata üzücü bir şekilde kötü şartlarla başlayan (cahil aile/çevre) insanların belli bir yaştan sonra mantık kurma yetisini kazanma ihtimalleri kalmadığını görmemdir. Örneğin birçok ateist saatlerce bir arkadaşına neden allahın olmadığını açıklayabilir. Bu arkadaş hayatta çok başarılı olabilir zeki olabilir fakat eğer bu tip insanlarla bu konuları konuştuysanız 100 kişiden 1 kişiyi bile ikna edemediğinizi farkedeceksinizdir. Çünkü bu anca kendilerinin üstesinden gelebilecekleri birşeydir, anlayabilse zaten kimse anlatmadan kendi mantığı ile bir dakikada doğru çözüme ulaşabilir. (En azından lan bulgaristan sınırını geçince birden neden herkes Hristiyan diye bir düşünür) Fakat çok uzun süre içinde yaşadığı ortamdan dolayı malesef beyninin o bölümü gelişmemiştir. Çocuk sahibi insanlar bilirler ki bazı şeyleri öğrenmenin yaşları vardır. 2-4 yaş arasında çocuğa şakır şakır dil öğretebilirsiniz. 30 yaşından sonra hayatını adasa bir daha okadar dil öğrenemeyecektir. Mantık kurabilme yetisi de aynı bunun gibidir.
Bir adım öteye gittiğinizde kendi cehaletinizle yüzyüze gelirsiniz. Bu insanlara laf anlatmanız zaten cehaletin bir başka boyutudur. Tepedeki insanlara dikkat edin, diğerlerini entelektüel açıdan yukarı mı yoksa aşağımı çekmeye çalışıyorlar? Tabiki aşağı çekmeye çalışıyorlar. Siz de onlara takoz oluyorsunuz. Hemde çabanızın bir işe yaramayacağını göremeyecek kadar da cahilsiniz. Bunun için sistem sizi cezalandırıyor. Çözüm toplumsal çevrenizi ve entelektüel çevrenizi birbirinden ayırmak. Milliyetçi değilseniz bile topluma milliyetçi görünmek. Dindar değilseniz bile konu açıldığında yorum yapmamak, gerekirse yılda bir camiye gidip oradaki iş çevresinden yararlanmak. Cahil insanlardan nasıl faydalanıldığını bilmiyorum ama araştırıyorum. Egemen kesim bu insanları boşu boşuna yurtlarda camilerde toplamıyorlar. Bunlar işe yaramaz insanlar değiller kendilerini kullanmanız için bekliyorlar. Fakat söylediğim şeylere hiç kafa yormadığınız için nasıl kullanıldığını hiç düşünmediniz.
Elbette bu gruplara dahil olmak söylediğin kadar kolay değil, bu insanlar okadar aptal değiller ki hemen seni içlerine alsınlar. Yani yargıyı tarikat ele geçirmişse, o tarikata girmek için şeyhin muzunu yemek gerekiyorsa okadar da değil yani burada marjinal fayda hesabı yapacaksınız. Fakat bunlar çözülebilecek mevzular. Zaten üst basamaktaki insanlara ulaştıkça bu anlattığım zihniyette insanlar olduklarını ve alttakileri kullandıklarını göreceksiniz.
Neyse buradan yazının en başında anlatmaya çalıştığım şeye bağlayayım. Mevcut iktidar (ve muhalefet ve hepsi) aslında alttaki cahil kesimi, siz muz falan yemeden kullanmanız için çok büyük bir makina kurmuş ve bu imkanı size açıyor. Bu açıdan baktığınızda aslında dini tarikat ve cemaat liderleri de aslında bir hizmet için aracılar. yani sizin tedarikçileriniz. hepsi bu.
-
my4 bunu yazdı
Kendini bir gruba ait olmayı gerekli bir eylem olarak altını çizmişsinde hocam. Niye bir gruba ait olmalıyız ki?
İnsan evrimi o yönde olduğu için;
https://www.kolektifzeka.com/kolektif-ne-demektir
Devlet, Cumhuriyet, Demokrasi gibi kavramlar -birey-'i değil -kitleleri- ifade eder.
En kötü / en basit ihtimalle sosyal bir gruba dahil olmak gerekir. https://www.matematiksel.org/bir-toplum-nasil-yok-olabilir-universe-25-deneyi/
-0-
Bu arada birey olarak karakterinle var ol.
Bahsettiğim kesinlike bir fikrin içine gir , kendini orada erit ve yok ol değil.
Beynini ve karakterini bırakmadan sosyal hayatta var ol.
-0-
HolyOne ne diyor "Biraz üstünde düşünürseniz sadece Türkiye ile sınırlı olmamakla birlikte dünyada gücü elinde tutan tüm çevrelerin bu tarz gruplar olduğunu anlarsınız."
TÜSİAD'ın kurulduğu tarihe bir dönüp bakın 2 Nisan 1971 ; kurulma amacı ülkedeki sol grupların yükselişi , darbelere ve hükümete karşı kendilerini koruma altına almak istemeleri.... -
HolyOne bunu yazdı
Kendimizden daha cahil insanları sömürecek gizli bir cemiyet kurmak. Biraz üstünde düşünürseniz sadece Türkiye ile sınırlı olmamakla birlikte dünyada gücü elinde tutan tüm çevrelerin bu tarz gruplar olduğunu anlarsınız.
Almanya Türk işçi aldığında hayvan gibi çalıştırdı. https://tr.wikipedia.org/wiki/En_Alttakiler bu kitapta Türklerin nasıl sömürüldüğünü güzel anlatılıyor. Türkler refah bulacağım diye gidip köle oldular. Kötü şartlarda çalışıp hasta olanlar ülkelerine gönderildi, tedavileri bile yapılmadı. Almanlar ucuz iş gücü elde ettiler ve kendi milletinden insanların refahını sağladılar.
İngiltere'de benzer şekilde bir sürü yeri sömürdü. İyi niyetli gibi görünen bir tarzları olsa da işlerine yaramayacakları kişileri ancak ayak işlerinde kullanırlar. Artık işlerine yaramayacak hale geldiklerinde de sistemin dışına iterler.
ABD baktı ki siyahi sorunu bitmeyecek, bir NBA kurdu.. bu adamları orada kullanıp milyar dolarlar elde etti.
Bu düşünceler acımasız gibi görünse de bu cahile merhamet etmek insanın kendi sonunu getiriyor.
"Bir adım öteye gittiğinizde kendi cehaletinizle yüzyüze gelirsiniz. Bu insanlara laf anlatmanız zaten cehaletin bir başka boyutudur. Tepedeki insanlara dikkat edin, diğerlerini entelektüel açıdan yukarı mı yoksa aşağımı çekmeye çalışıyorlar? Tabiki aşağı çekmeye çalışıyorlar. Siz de onlara takoz oluyorsunuz. Hemde çabanızın bir işe yaramayacağını göremeyecek kadar da cahilsiniz. Bunun için sistem sizi cezalandırıyor. Çözüm toplumsal çevrenizi ve entelektüel çevrenizi birbirinden ayırmak. Milliyetçi değilseniz bile topluma milliyetçi görünmek. Dindar değilseniz bile konu açıldığında yorum yapmamak, gerekirse yılda bir camiye gidip oradaki iş çevresinden yararlanmak. Cahil insanlardan nasıl faydalanıldığını bilmiyorum ama araştırıyorum. Egemen kesim bu insanları boşu boşuna yurtlarda camilerde toplamıyorlar. Bunlar işe yaramaz insanlar değiller kendilerini kullanmanız için bekliyorlar. Fakat söylediğim şeylere hiç kafa yormadığınız için nasıl kullanıldığını hiç düşünmediniz."
Buradaki bukelemunluk olayı bir yerde patlar. Bu gruplarla iç içe olmak insanı aşağı çeker. Tam tersi eğitim ve iş yaşamında bunlardan olabildiğince uzak şekilde kendi kafana uygun insanlarla çalışmak lazım. Zaten bu gruplar kadrolaşmak için elinden geleni yapıyor. Aralarına girdin mi asimile olursun
Aslında her şeyin en başına gidersek Atatürk devrimleri daha sert olmalıydı. Karşı devrim yolu tamamen kapatılmalıydı.
-
Önce devletteki bakanlarin görevlerine ve mezun olduklari bölüme bakın. Sonra da bu ülkede hic bir sey kurtaramayacaginizi idrak edin.
Hindistan'daki insanlar nasil 3 kurus ile yaşıyorsa sen de öyle yaşayacaksın.
Alışamam diye korkma, zaten kademeli olarak yapılıyor. Çok hissetmeyeceksin.