folder Tahribat.com Forumları
linefolder Gündem - Güncel Konular
linefolder İrtica Belgesi TSK"Ya Ait Değil ! ! !



İrtica Belgesi TSK"Ya Ait Değil ! ! !

  1. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    EmiRReiS
    EmiRReiS's avatar
    Kayıt Tarihi: 02/Ekim/2005
    Erkek

    Benim kendi kanaatim bu tsk içindeki bazı derinciler tarafından yapılmaya çalışılan bir tezgah. Ak Partinin yaptığı bir çok oyun olabilir ama bu Ak Partinin yapmış olduğu bir çalışma değil. Tsk nın bu olay karşısında duruşunu takip ederseniz, bundan haberleri olduğunu ve örtpas etmek için çalıştıklarını anlayabilirsin. Eğer öyle olmasaydı en basitinden o albay ın sivil savcılar tarafından sorgulanmasına izin verirlerdi...

    Kaygusuz, Ak partiyi sevmiyor olabilirsin, haklı olduğun noktalar var ama her şeyi de onlara çekmeden, mantıklı bir şekilde düşünmek lazım...

    İlerleyen günlerde bunun kime ait olduğunu hep birlikte göreceğiz, tsk zaten böyle bir olay karşısında kendilerini yıpratmaya değil Ak Partinin, Amerikanın gücü yetmez...


    .
  2. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Muhalif Yorumcu
    SeRDaR
    SeRDaR's avatar
    Banlanmış Üye
    Kayıt Tarihi: 09/Kasım/2003
    Erkek
    tsk kendisi veya içindeki bazı kimseler bunu yapsaydı ve gerçekten deşifre olsaydı şayet tsk bunu bir kaç kişiyi günah keçisi yapıp onlarıda tasfiye edip kurumun asla yıpranmasına musade etmezdi şuan inan her yönden yıpratılıyor ergenekonla birısırık attılar tsk ya kan boşalıyor devamlı ben bunu gözlemledim

    Emekçiler ekmeklerini, emeklerinin karşılığı olarak ve önlenemez tarihi sürecin sonucu olarak mutlaka kazanacaklardır. Şüphesiz bu, zorlu bir dönemdir kısa vadeli ve göreceli yenilgilerden geçer.
  3. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    EmiRReiS
    EmiRReiS's avatar
    Kayıt Tarihi: 02/Ekim/2005
    Erkek

    SeRDaR bunu yazdı:
    -----------------------------
    tsk kendisi veya içindeki bazı kimseler bunu yapsaydı ve gerçekten deşifre olsaydı şayet tsk bunu bir kaç kişiyi günah keçisi yapıp onlarıda tasfiye edip kurumun asla yıpranmasına musade etmezdi şuan inan her yönden yıpratılıyor ergenekonla birısırık attılar tsk ya kan boşalıyor devamlı ben bunu gözlemledim
    -----------------------------

    Tsk yı kimse yıpratamaz, öncelikle bunu aklından çıkar.

    Ama o alınan bir çok askeri görevlinin suçları da ortaya çıkarıldı zaten, veli küçük başta olmak üzere...

    Her kim olursa olsun, kurumların arkasından iş çeviriyorsa bunun bedelini öder. Bu kişinin bekçi yada general olması herhangi bir şeyi değiştirmez. 

    Bu ülkede Ak Parti yanlış işler içindeyse eğer, hükümet dışında da bu ülkenin güvenlik mekanizmaları var, gerekeni yaparlar.

    Bir çok olay aydınlanmaya başladı, he bunun yanı sıra bazı kişiler kasten bilerek suçsuz yere alınmışsa, bugün olmasa bile yarın bunun hesabı sorulur, ama ergenekonun yanlış bir operasyon olduğu koca bir yalandır. Bunu zaman daha iyi gösterecektir...


    .
  4. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Ciğerci
    hakanS
    hakanS's avatar
    Kayıt Tarihi: 30/Ağustos/2005
    Erkek
    Aybey bunu yazdı:
    -----------------------------

    Genelkurmay'dan belge olayına son nokta

    AA

    Genelkurmay Askeri Savcılığı, "İrticayla Mücadele Eylem Planı"nı hazırladığı iddia edilen Albay Dursun Çiçek’in kovuşturulmasına yer olmadığına karar verdi.

    Askeri Savcılık’tan yapılan açıklamada, Taraf Gazetesi’nde yayımlanan "AKP ve Gülen’i bitirme planı" başlıklı haber üzerine Genelkurmay Başkanlığı’nca haberin yayımlandığı gün soruşturma emri verildiği anımsatıldı. Askeri Savcılık soruşturma sonunda verdiği kararı şu ifadelerle açıkladı:

    "Anılan belgenin Genelkurmay Başkanlığında hazırlanmadığı, böyle bir belgenin mevcut olmadığı anlaşıldığından ve aslı bulunmayan fotokopi belgenin 4’üncü sayfasındaki imza bloğunda Alb. Dursun Çiçek’in isminin üzerinde yer alan imzanın şüpheli Dz. P. Kur. Alb. Dursun Çiçek’e ait olduğuna, bu belgenin hazırlanması ve herhangi bir kişiye verildiğine ilişkin şüpheli hakkında delil bulunmadığından. soruşturma konusu olay ve şüpheli Dz. P. Kur. Alb. Dursun Çiçek’le ilgili olarak itiraz yolu açık olmak üzere kovuşturmaya yer olmadığına,
    Söz konusu belgenin aslının mevcut olmaması nedeniyle, bu belgenin hangi amaçla kim veya kimler tarafından üretildiği, üretenlerin amaçları, özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir şekilde hedef alınıp alınmadığı ve belgenin Taraf Gazetesi muhabirine ulaştırılması ile aynı gazetede yayımlanması olayları hakkında, Adliye Mahkemelerinin görevli ve yetkili oldukları anlaşıldığından, soruşturma dosyasının gereğinin takdir ve ifası için görevli ve yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, karar verilmiştir."

    -SORUŞTURMA YETKİSİ ASKERİ SAVCILIKTA-

    Olayla ilgili soruşturma yetkisinin Askeri Savcılığa ait olduğuna dikkat çekilen açıklamada soruşturmada delilerin toplanabilmesi amacıyla her türlü bilimsel ve teknik imkanlardan yararlanıldığı kaydedildi. Yürütülen soruşturma şöyle anlatıldı:
    "-12 Haziran’da Genelkurmay Harekat Başkanlığı 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğündeki Çiçek’in kullandığı iki bilgisayar da dahil olmak üzere toplam 14 bilgisayarın sabit diskleri teknik bilirkişilerce incelenmek üzere Askeri Savcılığa getirilmiştir. Ayrıca bu bilgisayarların bağlı oldukları ana sunucu ve yedeklerinin muhafaza edildiği Genelkurmay Muhabere Merkezinde tayin edilen bilirkişi ve görevli personelce inceleme yapılmıştır.

    -Aynı gün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından gizli belgenin ele geçirildiği şekliyle gönderilmesi, şüpheli Serdar Öztürk hakkında yapılan aramalara ilişkin arama ve el koyma tutanaklarının, inceleme raporlarının gönderilmesi ivediliğine binaen belge geçer (faks) ile istenilmiştir.
    -Bilirkişiler tarafından bilgisayarların sabit diskleri üzerinde inceleme devam ederken, Harekat Başkanlığı ve 3. Bilgi Destek Şubesi’nde görevli personelin ifadeleri de tespit edilmiş, Çiçek’in ise ifadesiyle birlikte kriminal imcelemelerde mukayeseye esas olmak üzere imza örnekleri alınmıştır.

    -Bilgisayarlar üzerindeki inceleme 13 Haziran’da tamamlanmış, düzenlenen raporda söz konusu belgeye veya belgenin izine rastlanmadığını belirtmiştir.

    -15 Haziran’da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenen bilgi ve belgelerin hazır olduğunun bildirilmesi üzerine cevabi yazı ve ekindeki belgeler aynı gün aldırılmıştır. Habere konu belgenin fotokopi olduğu görülmüştür.

    -Bu arada, Albay Çiçek’in sicil dosyası getirtilmiş, örnek imzalarını içeren bazı belgelerin asılları alınmış ayrıca görev yaptığı Daire Başkanlığı tarafından gönderilen imza ve parafesini içeren belgeler dosyaya eklenmiştir.

    -Fotokopi belge ve Alb. Çiçek’in imza örneklen ile mukayeseye esas belgeler, 15 Haziran 2009 gunu saat 22.00 sıralarında inceleme yapılmak üzere Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı’na teslim edilmiştir.

    -Yapılan inceleme neticesinde düzenlenen raporda, fotokopi belgeler üzerinden sağlıklı bir inceleme ve karşılaştırma yapılmasının mümkün olmadığı, bununla birlikte belgedeki imza ile Çiçek’in mukayese imzaları arasında genel şekil yönünden benzerlik görüldüğü belirtilmiştir.

    -"BELGE HİÇBİR ASKERİ YAZIŞMA BİÇİMİNE UYMUYOR"-

    -16 Haziran’da belge üzerinde, karargah çalışma usulleri, asker yazışma teknikleri ile emir, talimat, yönerge ve uygulamalara uygunluğu açısından bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Düzenlenen raporda; belgenin şekil açısından hiçbir askeri yazı biçimine uymadığı, belgeye resmi evrak niteliği kazandıracak herhangi bir unsuru içermediği, karargah çalışma usulleri ve askeri yazım teknikleri ile uyuşmayan bir çok maddi hata bulunduğu, askeri yazışma gelenekleri ile örtüşmeyen ibare ve kısaltmalara yer verildiği belirtilmiştir.
    -16 Haziran’da soruşturma kapsamında görüşmeler yapmak üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gidilmiş, bu görüşme esnasında belgenin fotokopi olduğu, aslının bulunmadığı veya ele geçirilemediği öğrenilmiştir.

    -"ÇİÇEK’İN DİZÜSTÜ BİLGİSAYARINDA DA BELGE BULUNAMADI"-

    -İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından sözkonusu belgenin gelmesinden sonra, alınan mahkeme kararı ile 17 Haziran’da 11.00-17.15 saatleri arasında Çiçek’in ikametinde askeri savcının nezaretinde teknik bilirkişilerin katılımıyla arama icra edilmiş ve arama sırasında konutunda bulunan dizüstü bilgisayara ait sabit diskin imajı alınmış, bulunan CD, disket ve cep telefonlarına incelenmek üzere el konulmuş ve yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporda özetle; belgenin içeriği ile örtüşen herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığı belirtilmiştir.

    -Fotokopi belge üzerinde inceleme yapabilme imkanı bulunabileceği düşüncesiyle, belge mukayese evrakı ite birlikte 17 Haziran 2009 tarihinde İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilerek hem imza incelemesi hem de diğer yönlerden inceleme yapılması istenilmiştir.
    -Adli Tıp Kurumu’nca tanzim edilen raporda özetle; inceleme konusu fotokopi belgedeki imzanın, belgeye sonradan eklenip eklenmediği ve Alb. Çiçek’in mukayese imzaları arasında biçimsel olarak benzerlik saptanmakla birlikte fotokopi belgeden yapılacak değerlendirmelerin sağlıklı olamayacağına işaret edilerek, inceleme konusu imzanın Çiçek’in eli ürünü olduğu ya da olmadığı hususlarında bir tespite gidilemediği belirtilmiştir.

    -Her iki raporda da belgenin fotokopi olması nedeniyle kesin sonuç bildirilememesi üzerine, 19 Haziran’da TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Enstitüsünden (UEKAE) yeni bir inceleme istenmiştir.

    -UEKAE’nin yazısında da, incelenen dokümanın fotokopi olması nedeniyle bir takım teknik yöntemlerin kullanılamadığı, grafoloji uzmanı bulunmadığından belge üzerindeki imza ve parafların Alb. ÇİÇEK’in eli ürünü olup olmadığı konusunda bir çalışma yapılamadığı, belgenin orijinalinde bulunmayan unsurların belgeye sonradan eklendiğine ilişkin olağandışı bir görüntüye rastlanmadığı, ancak belgenin fazla sayıda fotokopi işlemine tabi tutulması sonucu yazı gövdesinin ve imza bloğunun korozyona uğramış benzeri bir görüntü oluşturduğunun belirlendiği ifade edilmiştir.

    -22 Haziran 2009 tarihli bazı gazetelerde yer alan haberlerden, Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi Başkanlığınca bir rapor düzenlendiğinin öğrenilmesi üzerine, aynı gün ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan mevcut ise, söz konusu raporun gönderilmesi istenilmiştir. Bu aşamada gazetelerde yayımlanan raporun henüz ulaşmadığı bildirilmiş, bilahare söz konusu rapor belge geçer ile Askeri Savcılığımıza gönderilmiştir

    -Raporda, belgenin, fotokopi makinası/bilgisayar yazıcısı vasıtasıyla husule getirilmiş olduğunun müşahede edildiği, bu tür belgeler üzerinde bulunan imza/imzalarin grafolojik tanı unsurlarının tamamını belirlemenin mümkün olmadığı, montaj ve ilave gibi yöntemlerle yapılan muhtemel tahrifat türlerinin de her zaman belirlenemeyebiieceği belirtilmesine rağmen, imzanın Çiçek’in eli mahsulü olduğu da ifade edilmiştir.

    -"EMNİYET RAPORUNUN SONUÇ KISMI ÇELİŞKİLİ"-

    -Raporun gerekçe bölümü ile kesin kanaat belirtilen sonuç kısmının çelişkili olması nedeniyle teknik bilirkişi mütalaasına başvurulmuş ve bilirkişi yeminli mütalaasında özette, fotokopi belge üzennde kalem baskı izi. işleklik, hız, imzadaki el kaldırma hareketleri gibi özellikler mevcut olmadığından buna dayalı bir sonuç çıkarmanın mümkün olmadığını, kesin kanaat belirtmenin yanılgılara sebebiyet verebileceğini belirtmiştir. Bu nedenle, Soruşturmanın sonucunu etkilemeyeceği değerlendirilerek şüphelinin Askeri Savcılık huzurunda verdiği imzaların daha önceki muhtelif belgelerdeki imzaları ile örtüşmemesmin ayrıca incelettirilmesine gerek görülmemiştir.

    Bu incelemeler ve deliller kapsamında, habere konu olan belgenin Genelkurmay Başkanlığı Karargahında düzenlenmediği tespit edilmiş, böyle bir belge ile ilgili olarak gerek elektronik ortamda gerekse de yazılı kayıtlarda herhangi bir bilgi, beige emir veya emareye rastlanılmamıştır.

    Söz konusu belgenin Çiçek tarafından hazırlanıp hazırlanmadığının, belgedeki imzanın Çiçek’e ait olup olmadığının tespiti maksadıyla yapılan tüm kriminal incelemelerde fotokopi belgeler üzerinde bulunan imzaların, kaligrafik ve karakteristik özellikleri, kalem baskısı, seyir ve sürati, başlangıç ve bitiş noktaları gibi özellikleri yeterince yansıtmaması, imzaların bu belgeler üzerine farklı yöntemler kullanılarak transfer edilebilme ihtimalinin bulunması nedeniyle kesin bir sonuca ulaşamayacağı ortak bir görüş olarak belirtilmiştir.

    -"BELGENİN ASLI YOK, FOTOKOPİDEN SAĞLIKLI SONUCA ULAŞILAMADI"-

    Her ne kadar bir kısım kriminal raporlarda bahse konu ortak açıklamaya da yer verildikten sonra sanki belge aslından inceleme yapılıyormuş gibi belgedeki imza ile Çiçek’in mukayese imzaları arasında benzerlik görüldüğü veya bu imzanın Çiçek’in eli ürünü olduğu yönünde kanaatler belirtilmiş ise de;

    Tek başına fotokopi belgelerden hareketle, cezai ve hukukî sorumluluk doğuracak sonuçlara ulaşılamayacağına, bu tür belgeler üzerinde yapılacak incelemelerden sağlıklı sonuç alınamayacağına ve yapılan soruşturmalarda belge asıllarının mutlaka temin edilmesi gerektiğine ilişkin Yüksek Mahkeme içtihatlarının bulunması,Bilirkişilerin mütalaalarında, hatta imzalar arasında benzerlik veya aidiyet yönünde kanaat ifade eden raporlardan birinin içeriğinde de, fotokopi belgelerden sağlıklı sonuçlara ulaşmanın mümkün olmadığının belirtilmesi,
    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen bir soruşturmada elde edilen söz konusu belgenin fotokopi olması ve aslının elde edilemediğinin bildirilmesi,Bilgisayar ve evrak kayıtlarında kapsamlı incelemeler yapılmasına, ilgili tüm personelin ifadesine başvurulmuş olmasına rağmen, soruşturma konusu olayla ilgili olarak, İddiaları destekleyebilecek hiç bir yan delile ulaşılamaması,
    Bunun aksine bilirkişiler tarafından yapılan inceleme neticesinde soruşturma konusu evrakın hiçbir şekilde karargah çalışması/askeri yazışma usullerine ilişkin mevzuat, emir ve yerleşik uygulamalar ile uyuşmadığının belirlenmesi üzerine soruşturma konusu olay hakkında ’kovuşturmaya yer olmadığı’ verilmiştir.

    Ayrıca, Genelkurmay Başkanlığı ile ilgisinin bulunmadığı tespit edilen söz konusu belgenin kim veya kimler tarafından üretildiği, üretenlerin amaçları, bu suretle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hedef alınıp alınmadığı, belgenin Taraf Gazetesi muhabirine ulaştırılması ve aynı gazetede yayınlanması eylemlerinin adli yargının görev alanına giren muhtelif suçları oluşturabileceği anlaşıldığında B hususlarla ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının "GÖREVSİZLİĞİNE", soruşturma dosyasının bir suretinin görevli ve yetkili istanbul Cumnuriyet Başsavcılığına ’gönderilmesine’ karar verilmiştir."


    -----------------------------

    Sen direkt olayin sonundan baslamissin yahu..:)

    Belge bulunduktan beri bir arastirma yap istersen..


    ...
  5. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Aybey
    Aybey's avatar
    Kayıt Tarihi: 29/Haziran/2007
    Erkek

    Böyle bir belgeyi (fotokopi çakması) dışarıya sızdan "SİVİL SAVCILIK" mı yargılama yapacak ?

    Belge ilk gündeme geldiğinde gerçekler açıklansın diye basbas bağıranlar , ilk dakikalarda belgede kullanılan kısaltma ve yazım stilinin TSK'ne ait olmadığını fark edince nereden vurabiliriz , nasıl daha fazla yıpratabiliriz hesabı içine girerek "sivil savcılık" konusunu gündeme getirdiler.Ancak insanımızın görmezden geldiği bir nokta var.Belge'nin TSK'ne ait olmadığı rapor edildi mi ? Edildi. Böyle bir belgenin orjinalı olmadan imzalar hakkında da yorum yapmanın yanlış olduğuda belirtildi mi ? Belirtildi.

    Şimdi TSK soruyor ,

    bu belge nerede hazırlandı ?

    bu belge kimler tarafından basına sızdırıldı ? (dava sürecindeki bir belge sivil savcılığın elindeki belge nasıl bir gazeteceyi servis edilir)

    bu tertibin amacı nedir ?

    Ve işin en can alıcı noktası bizim insanımızın cehaleti birkez daha gün yüzüne çıkmıştır.Okumuyoruz , TSK bu konu hakkında açıklama yapıyor ama okunmuyor.Şimdi alttaki satırı dikkatle okuyun.

    "Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının "GÖREVSİZLİĞİNE", soruşturma dosyasının bir suretinin görevli ve yetkili istanbul Cumnuriyet Başsavcılığına ’gönderilmesine’ karar verilmiştir."

    TSK'ne yönelik Piskolojik Savaş doruğa çıkmıştır.Ama gelgör ki millet Ordusunun yanındadır.Milleti bir türlü Ordumuza düşman edemediler ve edemeyeceklerde.Çünkü bugüne kadar ordumuzun açıklamadığı birtek olay , birtek belge işi yoktur.Daha önce "karargah evleri" belgesinide taraf servis etmiştir ama belgenin sahte olduğu açıklanmıştır.Bizim çabuk unutan insanımız o olayı unuttuğu için bu olayı kavrayamamıştır.Ordu hesabını takır takır vermektedir , pek ya hesap vermeyenler , gazete ve tv köşelerinde bağıran amerikanın ve ab 'nin liberal , solcu , islamcı gömleğini giymiş orospu sürüleri , bu yalanları atanlardan neden hesap sorulması için yaygara koparmamaktadır.

    DawnOfDarkness ,

    Yazacak birşeyin yoksa , saçma sapan anlamsız yazılar yazma .Yazıyorsanda beni muhattap görme.


    El etek öpmeyi hiç tanımadı Zindanlar,sürgünler hiç yıldırmadı Kurşunlar yağdı da hiç aldırmadı Ocağı Türk, çeliği Türk, suyu Türk!
  6. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Ciğerci
    hakanS
    hakanS's avatar
    Kayıt Tarihi: 30/Ağustos/2005
    Erkek

    Peki belge ortaya ciktiginda TSK'nin yaptigi ilk aciklamalar neydi..? Madem takip ediyorsun konuyu..

     


    ...
  7. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Aybey
    Aybey's avatar
    Kayıt Tarihi: 29/Haziran/2007
    Erkek
    Bunda araştırılacak birşey yok , olayın araştırılacağı ve olay gerçekse bu belgeyi hazırlayan personele gerekli cezanın verileceği eğer belge sahteysede ne olacağını herkesin göreceğidir.Genelkurmak bu olayda herkesten daha çok demokratik davranmıştır, ortada bir bok yokken TSK'ne dava açanlar hangi somut bilgi ve raporlara dayanarak dava açtılar acaba.TSK'nin bu olayla ilgili açıklamalarıda resmi sitesinde ve haber sitelerinde vardır.

    El etek öpmeyi hiç tanımadı Zindanlar,sürgünler hiç yıldırmadı Kurşunlar yağdı da hiç aldırmadı Ocağı Türk, çeliği Türk, suyu Türk!
  8. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Tabela Fatihi
    kaygusuz
    kaygusuz's avatar
    Kayıt Tarihi: 06/Nisan/2007
    Erkek

    EmiRReiS bunu yazdı:
    -----------------------------

    SeRDaR bunu yazdı:
    -----------------------------
    tsk kendisi veya içindeki bazı kimseler bunu yapsaydı ve gerçekten deşifre olsaydı şayet tsk bunu bir kaç kişiyi günah keçisi yapıp onlarıda tasfiye edip kurumun asla yıpranmasına musade etmezdi şuan inan her yönden yıpratılıyor ergenekonla birısırık attılar tsk ya kan boşalıyor devamlı ben bunu gözlemledim
    -----------------------------

    Tsk yı kimse yıpratamaz, öncelikle bunu aklından çıkar.


    -----------------------------

    hoca öyle diyonda 2003de çuval olayı ile yıpratılmayı gördük. eskidende olurdu ama diplomatik olarak eziktik askeri küçük düşürücü işler yoktu.

    şu mantık sürekli kafamı kurcalar. CIA yı bilirsiniz. bu f tipi örgütü kullanır. Tsk nın içine eleman sızdırılması için.bölücülük çıkartma için. Tskda herşey kanunlara esastır kimse dışına çıkacak bir mahal yapamaz. bu cıa ajanları sürekli TSK ile uğraşmakta. ve sürekli gelen hükümetlerin dini kullanması sağlanmakta. ve sürekli TSK nın dine karşı durumu sergilenmekte..ve halkın sevgisinden uzaklaştırılmakta. Kimse TSK yı yıpratamaz ama geçen sene Güneş operasyonu yapıldığında 1 hafta sonra geri çekilmesi amerikanın çıkın ordan demesi halkın kafasında soru işaretleri bıraktırılması hep böyle taktiklerle TSK ya kirli oyunlar oynanması. Dağlıca baskınındaki koordinatları taraf gazetesi gibi aşağılık gazete ile sürekli TSK karşıtı muhalif haberler yapılmakta. yıpratılamaz ama halkın gözünden düşürülmesi için sürekli mücadele eden amerika ve israil var.


    Aldananlar aldanmaktan zevk aldıkları için hile ortaya çıkmıyordu Tolstoy
  9. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    EmiRReiS
    EmiRReiS's avatar
    Kayıt Tarihi: 02/Ekim/2005
    Erkek

    kaygusuz bunu yazdı:
    -----------------------------

    hoca öyle diyonda 2003de çuval olayı ile yıpratılmayı gördük. eskidende olurdu ama diplomatik olarak eziktik askeri küçük düşürücü işler yoktu.

    şu mantık sürekli kafamı kurcalar. CIA yı bilirsiniz. bu f tipi örgütü kullanır. Tsk nın içine eleman sızdırılması için.bölücülük çıkartma için. Tskda herşey kanunlara esastır kimse dışına çıkacak bir mahal yapamaz. bu cıa ajanları sürekli TSK ile uğraşmakta. ve sürekli gelen hükümetlerin dini kullanması sağlanmakta. ve sürekli TSK nın dine karşı durumu sergilenmekte..ve halkın sevgisinden uzaklaştırılmakta. Kimse TSK yı yıpratamaz ama geçen sene Güneş operasyonu yapıldığında 1 hafta sonra geri çekilmesi amerikanın çıkın ordan demesi halkın kafasında soru işaretleri bıraktırılması hep böyle taktiklerle TSK ya kirli oyunlar oynanması. Dağlıca baskınındaki koordinatları taraf gazetesi gibi aşağılık gazete ile sürekli TSK karşıtı muhalif haberler yapılmakta. yıpratılamaz ama halkın gözünden düşürülmesi için sürekli mücadele eden amerika ve israil var.


    -----------------------------

    Nedeni basit. Tsk öncelikle köklü bir reform sürecine girmelidir. Dışa bağımlılıkdan kurtulmalı kendini yenileyebilmeli, tüketmekten çok üretmelidir. bugün ABD ordusu ülkeye para kazandırabiliyor. Yaptığı silahların satılması başta olmak üzere ülkeye gelir getirebiliyor. Birde bizim ordumuza bakalım, şans oyunlarından bile tsk ya belirli bir kesim oluyor. Böyle gitmez, böyle ordu ülkeye külfettir. Askeri teknolojinin her alanında kendi kendine yeten bir ordu gerekli bize. Bugün uçakları bir ülkeden, helikopterleri farklı bir ülkeden, tankları ve zırhlı araçları da farklı ülkeden alıyorsak ordu üretmiyor demektir. Buda daha basit bir tabir ile acizliktir.

    Terör örgütünün yerini uydudan saptamak için bize yardım ettiklerini söylüyorlar ama bununda bedeli var.Birde o sistemi bile istedikleri zaman çalıştırıyorlar, onların izledikleri bölgelerde militan nedense çok nadir bulunuyor, çünkü izleyecekleri yerleri onlara farklı kanaldan  iletiyorlar. Bunlar sadece birer örnek.

    Artık stratejilerini de değiştirmeleri gerekiyor, paralı askerlik sistemi gelmeli, komandolar için bu sistemin gelmesi çok iyi oldu ama yetmez. 15 ay askerlik çok saçma, askerlin bir çoğu haybeden yatıp geliyorlar. Bu ülke ekonomisine yüktür. Zaman çok uzun insanlara zulumdur. Etrafımıza bakarsak bu sürenin uzunluğundna nefret eden milyonlarca insan görebiliriz. Ordu aynı zamanda halkınında ihtiyaçlarını dikkate almalıdır, insanların sevgisini bıkkınlığa dönüştürmemelidir.

    En basitinden 3 gündür askerlik şubesine gidiyorum, yaş geçmeden askere gideyim dedim. İlk gün 4 saat kapıda bekledim ve sıra bana geldi. Görevli ağustosda kesin gidersin dediler, git okuduğun okuldan tecilini bozdur dediler. 2. gün bozdurdum 4 saat bekledim, faks gelmedi dediler bugün git yarın gel deiler. Bugün gittim 5 saat bekledim ve bana ağustosda gidemezsin hatta kasımda da gidemezsin, sonraki dönemde belki dedi görevli. Sinirden deli oldum, ulan ben hayatımın 15 ayını zorunlu bir görev için feda edecem ama onun için bile istediğim zaman gidemiyorum, bu çok mantıksız,  bağırdım yandan albay bakıyor. Kim takar o sinirle, dedim gitmiyorum askere felan, görevli en iyisini yaparsın dedi :)

    Bunlar ufak ama ordunun işleyişindeki aksaklıkların laçkalıkların temelini oluşturuyor...

    Devlet demek, tsk demek halktır yani biziz. Bize değer verilmezse sorunlarımız kaleye alınmazsa bizim sevgimiz azalır...

    Amerika bunun bilincine varmış, bak askerlik zorunlu değil ama süper güçler. Bizim tsk laiklik çalışmaları kadar yurt dışı istihbarata ağırlık verse emin olun, ülkemizin konumu çok farklı olurdu. 

    Ben ülkemi de ordumu da seviyorum ama bu aksaklıkları yargılamayacağım anlamına gelmez. Eğer herkez kaygusuz gibi olsa, sorgulasa etrafını bize hiç bir güç zarar vermez...


    .
  10. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    HaYVaN
    HaYVaN's avatar
    Kayıt Tarihi: 02/Temmuz/2007
    Erkek
    Ait olsa ne yazar :P
Toplam Hit: 6280 Toplam Mesaj: 55