Milli Bayram Sorunumuz.
-
Hocalar şimdi Milli Bayram nedir?
Okullardaki milli bayram uygulamaları ya da dışarıda uygulanan milli bayram programları dikkatinizi çekti mi?
Dışarda uygulanandan başlayalım. Nedir olay?
Atatürk heykelinin önünde toplan. İstiklal Marşı'nı oku, saygı duruşunda dur. Elinde bayraklar felan. Buraya kadar sorun yok. Sonra?
Belediye'nin belirlediği güzergahta yürü. Dönemin iktidarına say söv. Yolun sonunda da bitti herkes dağılsın. Ha iki üç büyük şehirde de siyasi kimliklerine göre getirttikleri sanatçılarla bozuk ses sistemiyle saçma sapan bir konser.
Bayram dediğin şey şenlik değil midir ya o günü kutlamayacak mısın? Tamam yürüyüşünü yap yapmasına da miting mi yapıyorsun kardeşim? Slogan atacağına marş söyle, eğlen, gül.
Hadi bu birşey değil de okullardaki rezalete ne demeli?
Mesela 23 Nisan. ÇOCUK BAYRAMI
Bakalım neler oluyor;1 Ay öncesinden folklör ekibi kuruluyor. Çocuklar derslerinden alıkonularak asker gibi bu danslara çalıştırılıyor. Bu uygulama hala devam ediyor mu bilmiyorum fakat kendi bayramında kime dans etmeye hazırlanıyor bu çocuklar?
3-5 çocuğun eline şiir veriyorsun al ezberle. Ezberleyene kadar imanı gevresin çocuğun.
Program günü. Yahu 23 Nisan çocuk bayramı, hadi onu geçtim tatil. Sen program uyguluyorsun ve o gün gelmeyen öğrenciye (kağıt üstünde) disiplin işlemi uyguluyorsun. Kimin bayramı bu hocam?
Çocukları sen güneşin altında topluyorsun. 2 saat bekliyorsun. Kimi bekliyorsun? PROTOKOLÜ.
Çocuklar ayakta, protokol vs vs en baş köşede tahtında. Kimin bayramı hocam?
19 Mayıs için de aynı şey geçerli.
29 Ekim için de aynı şey geçerli.
Şimdi de anti akpci kanat bi türkü tutturdu her bayramı diriliş günü ilan ediyoruz diye ilk başta dedim ulan iş var bunlarda ama 6 bayram geçti adamlar hala dirilecek.
Bizim kafamızda mantalitemizde çok büyük sorunlar var. Toplumsal olarak. Bu bayramları kendi uygulamalarımızla yozlaştırdık gibime geliyor artık.
-
Bak sorun temelde görüşlerle çözülebilecek düzeyde değildir.
Bunu anlamanız lazım.Sen dersin ki 23 nisan 23 sebeple yanlıştır gereksizdir.
Öbürü çkar 23 sebeple haklıdır der.
Peki kim haklı.
Aslında ikiside KENDİNE haklı.
Bunun sebebide beynin içinde ki düşünme mekanızmasını bilmemek.
Neyse konuşursam çok uzun sürecek susuyorum ve tartışmayı izlemeye çekliyorum.
-
zeybekustasi bunu yazdı
Bak sorun temelde görüşlerle çözülebilecek düzeyde değildir.
Bunu anlamanız lazım.Sen dersin ki 23 nisan 23 sebeple yanlıştır gereksizdir.
Öbürü çkar 23 sebeple haklıdır der.
Peki kim haklı.
Aslında ikiside KENDİNE haklı.
Bunun sebebide beynin içinde ki düşünme mekanızmasını bilmemek.
Neyse konuşursam çok uzun sürecek susuyorum ve tartışmayı izlemeye çekliyorum.
Bayramı bayram gibi yaşamıyoruz onu kastediyorum.
Eziyet günü gibi yaşatan uygulamalar var özellikle okuyan öğrencilere.
Ortada adam akıllı organizasyonlar olmuyor ne bileyim.
-
29 ekim 23 nisan hele hele 30 ağustos bana hiç bayram gibi gelmedi bugüne kadar hep bi eziyet ve saçma sapan törenler ben 2 bayram bilirim kurban ve ramazan, bunlr bayramı hissettiriyor diğerleri zorlama geliyor
-
The_Cure bunu yazdızeybekustasi bunu yazdı
x
Bayramı bayram gibi yaşamıyoruz onu kastediyorum.
Eziyet günü gibi yaşatan uygulamalar var özellikle okuyan öğrencilere.
Ortada adam akıllı organizasyonlar olmuyor ne bileyim.
Bak hocam şunu bilmiyorsun. Çocukların filama açması gösteri yapmasını sen rezalet olarak görürsün
ben derimki filama bir eğlencedir gösteride bir spordur bu yüzden faydalıdır.
Temelde yanlış olan herkesin kendini haklı ve bu ondan daha iyi diyerek kıyas yapmasıdır.
aslında kötü yada iyi diye bir şey yok. Olay sadece bakış açısı ile alakalı.
Bak sana bir hikaye anlatayım.
Zamnın birinde 3 tane şuçluyu taş kırması için madene götürmüşler. Biri gelmiş sormuş sen ne yapıyorsun demiş
1. adam demişki lanet güneşin aldında kahroluyorum
2. demişki allahın belası yerde her saniye ölüyorum
3. adam ise şöyle demiş. Taşlardan bir şaheser yaratıyorum.
Yani demem o ki olay sadece düşüncelerden ibaret. Senin bu yazdıkların ve birazdan burada yazılacak şeyler tamamen hükümsüzdür. Kendi tarafını şeçmektir. Olay gerçekten sadece beyinde bitmektedir.
Ve hiç bir zaman hiç bir yenilik insanlar için huzuru getirmeyecektir. O çocuklar o işi yapmadılar diye sonsuz huzura ermeyecekler.
zeybekustasi tarafından 17/Eki/13 03:16 tarihinde düzenlenmiştir -
Ben de aynı şekilde düşünüyorum. Milli bayramlar bayramın atfedildiği kesim için değil de tamamen protokol içinmiş gibi geliyor. Başka ülkelerin geleneklerine, bayramlarına bakıyorsun karnavallar, festivaller, günlerce süren konserler ve eğlenceler vs. Bizim ülkeye gözattığındaysa bayramdan ziyade zorunlu ve çileli bir günmüşcesine geliyor.
Ha tabi bu ne zaman, hangi dönemde bu şekilde bir kutlamaya dönüştü ya da öncesi nasıldı hiçbir fikrim yok ama şuanki olan olay oldukça saçma ve gereksiz bana kalırsa. Hiçbir mantığı, bayramla bağdaştırılacak hiçbir yanı yok. Özellikle 1 Mayıs ve 19 Mayıs günlerini tamamen siyasileştirmek işi çirkinleştiren bir diğer olay.
Abicim senin 19 Mayıs diye bir olayın, bir günün var. Koskoca devletsin. Senelik diyanete ve askeriyeye harcadığın fonun binde birini bu bayram için ayır. Her şehirde olur ya da ne bilim bir şehirde olur kocaman bir karnaval alanına çevir. 2-3 gün boyunca çeşitli etkinlikler boy göstersin. Üstelik adına yaraşır şekilde sadece gençleri buluştur. Gerek yurtiçi, gerekse yurtdışı gençleri bu festivale, karnavala özendir. Yoksa folklör ekibi kurmakla, davul çalıp karton sallamakla bu ülkeden ve ülkenin gençliğinden bir bok olmaz. Nitekim olmuyor da...
-
türkiye'de hala askeri sistem hakim, o kadar yerleşmiş ki söküp atamıyorsun. hemen hemen herkes zorla olsa bu törenlerde bulundu. ben folklör deydim, bandodaydım v.s. saatlerce birilerinin hoşuna gitsin diye en iyi performansı sergilemeye çalışırdık. ders yerine bunların antremanına giderdik. kim istedi bunu? ben istemedim onlar seçti.. ben yurtdışında gördüğüm kadarıyla öğrenciler hocalarıyla birlikte araştırma gezilerine çıkıyorlar hatta ülkeleri geziyorlar. 2 yıl kaldım ama bir gün bi grup öğrencinin bu tarz protokol olayını görmedim. konuşacak çok şey var ama gerek forumun yapısı ve gerekse zihniyet yüzünden zaman gerekiyor.. tepkinde haklısın ama bu diyeceğin şeyin çözümünü devlet yapacak.. hala 1920 lerdeki gibi bir rejim var gibi hissediyorsun ilkokullarda dahi. Öyle ya da böyle bunlar çürümeye mahkumdur. Biz askeri yönetimle yönetilen bir ülke değiliz. Hocalarımız bizi ip gibi sıraya dizdirip, nasılsınız diye sorduklarında sağol derdik hep bir ağızda. Gür çıkmadığında sesimiz bağırırdı hatta vururdu, bu sefer daha çok bağırırdık.. Askeri eğitim mi alıyorduk acaba biz? bu tarz şeylerin gerekli olmadığını düşünüyorum.
biz bilimde ilerleyeceğimiz yere hep şekilsel şeylere takıldık, yok onun sakalı şöyle, türbanı var mini eteği var.. kime ne ... başkasının özgürlüğünü kısıtlamadığı sürece ne giyerse giysin.. japonya, avrupanın teknolojisini aldı, biz de avrupanın edepsizliğini aldık.. adamlar dünya devi oldular, biz de 3. dünya ülkesi olarak kaldık....
çocuk bayramında askeri konvoylar geçiyordu ben ilkokuldayken ne alaksı var bunun çocuk bayramı ile.. koskoca tanklar küçücük çocukların önünden geçmesi ... ilginç.. ondan sonra da her türk asker doğar diyip, komutanın tuvaletinin sifonunu çekersen ya da karısını kuaföre götürürsün..
ben akp yi bi çok anlamda desteklemem (arkasındaki güçlerden dolayı,kukla hareketliliğinden dolayı) ama bu askeri ortamı kaldırıp daha sivil yapma çalışmalarına katılıyorum. Elbette bunu bir intikam amacıyla yapıyorlar ve bazen yanlış yapıyorlar ama ülkenin sanki hitler almanyası ya da mussoloni italyası gibi olmuş, kökleşmiş düzeni sindirmek gerek.
şahsi olarak ülkemizde bilimin ve teknolojinin gelişmesinden yanayım, tamamen buna odaklı nesil yetiştirilmeli, küçük yaşlardan başlanarak çocukların yetenekleri ve isteklerine göre eğitim planı hazırlanmalı ve oralara yönlendirilmeli
-
neyse...sakinim bu konu siyasete kayar hoca ben söyliyim.
AslanAmca tarafından 17/Eki/13 03:45 tarihinde düzenlenmiştir -
hocam azcık mantıklı düşünelim.. günümüz teknoloji devri. senin ordunun sayısı çok önemli değil, önemli olan teknolojin.. türkiye olarak ne üretiyorsun ? tübitak, aselsan, roketsan v.s. bi şeyler yapıyor ama ne kadar bağımsız ya da muadillerine göre ne kadar gelişmiş? adamlar seni binlerce km öteden vurabilen füze tasarlayabilirken sen ne yapabilirsin?
ben askeriyeye karşı değilim, karşı olduğum şey askeriyenin her şeye kökleşmiş olduğudur. sahil yerlerinde çok askeri gazino gördüm, ne alakası var bunun şimdi? ya da okullarda hep bir diktatörlük havası esiyor. benim karşı çıktığım nokta bu.
askerlik kısmında da yanlış bulduğum şeyler var, türkiye bir an önce profesyonel orduya geçmeli bu şekilde etkin savaşabilir. asker sayısı azalacağı için bütçenin kalan kısmı askeri teknoloji geliştirilmesinde kullanılmalı. ülkeyi yönetenler de dahil biliyorlar ki çevremiz düşmanlarla dolu. o yüzden biz bazı AB üyeleri gibi askersiz olamayız ya da askeri harekatı bırakamayız. bunlar çok farklı şeyler..
tsk nasıl daha etkin olabilir bunun planlarını yapmalıyız, öğrencileri askeri düzenle okutmak değil. bu iki farkı görebilirsek o zaman sorunu çözeriz.
-
Ben, manevî miras olarak hiçbir âyet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında belki gayelere tamamen erişemediğimizi, fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir. Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevî mirasçılarım olurlar.
Mustafa Kemal Atatürk
1933, Cumhuriyet Bayramı açılış konuşmasından
-
Güzel konu burayı yorumlayacağım