




Turk Gencligi. Sorun 1: Kendinin Farkina Varamama. 2: Kucuk Dusunmek...
-
rebellisch55 bunu yazdı:
-----------------------------
mortyr bunu yazdı:
-----------------------------
gokcan bunu yazdı:
-----------------------------
Atatürk'ü geçtim hocam onun ve yaptıklarını tartışmamıza mümkün yok bukadar iş içerisinde manevi kızına elbise tasarlayan çizimini yapabilen bir büyük şahsiyet o..
beni farkına vardırtan ailem oldu evet ben farkındayım en azından bir kısmın okuduğu yayınları okusamda etkilenmiyorum,onların etkilendiği videolardan etkilenmiyorum..müslümanlıksa dinim Allah'ı tanıyorum Hz. Muhammedi tanıyorum başka kimseyle ilgilenmiyorum..
Ben farkındayım yaşıyorum öğreniyorum öğretmeye çalışıyorum..ama dediğim gibi beni ailem farkına vardırttı..bana bbg programının yanında siyaset meydanı arena cevizkabuğu nu izlettiler..bana şamdan vb. magazin dergilerinin yanında köşe yazarlarınıda okuttular..bana playboy dergilerinide aldılar porno sitelere girmemede izin verdiler..ben hiç birşeyi içimde farklı büyütmedim gizli gizli sigara içmedim..sigarada içiyorsam esrarda kullnıyorsam ailem biliyordu.açık yüreklilikle söylüyorum ki ilk pembe rüya gördüğümde boşalmamı hemen onlara anlattım gusül abdestinide ozaman öğrendim..ilk kıl çıkmaya başladığı zaman vucudumda almam gerektiğini gene onlar anlattı bir markete gidip birlikte tıraş bıçagı köpük tahriş olmasın diye genital bölgeler için krem aldık..
ben farkındayım olmayada çalışıyorum çünkü ailem farkındaydı burdanda onlara teşekkür ederim..
-----------------------------
Aynen hocam benmde babam saolsun hatta babam beni karşısına aldı "git, oku, öğren siyasi görüşünü belirle ama kulaktan dolma iş yapma" dedi. Onun sayesinde belki tam olarak da görüşlerimiz örtüşmese de babamla en azından çok güzel tartışabiliyoruz ve mutluyuz(kendisi devrimcidir ama ben devrimi de ülküclüğüde sevmem kendimi demokrat ya da Atatürk Milliyetçisi şeklinde tanıtırım.) . En azından ben porno sigara sakladım belki ama öğrendiklerinde hiç kızmadılar adam akıllı anlattılar ve sigara iççeksen iç dedi.Annemde sosyal alanlarda bana destek oldu mesela kıyafet almaya gittiğimde bir Kadın gözü olduğu için onu herzaman yanıma alırım. Ya da bugün düzgün Türkçe konuşuyorsam hatta ve hatta "amuha goim" yerine "amına koyayım" diye düzgün şekilde küfredebiliyosam annem saolsun.
Ama şu anda kimse farkında değil ben bundan yaknıyorum.
-----------------------------keşke herkesin ailesi seninkiler gibi olabilse
-----------------------------
Aslında olabilirler hocam belki bizim ailelerimiz olmayacak ama biz bunu böyle yapabiliriz.. Benim ailem gökten zembille bu özellkleri almadı. Onlarında ailesi böyle olduğu için oldu. Biz bu saatten sonra kendiizi düzeltirsek eğer geleceğe daha umutla bakabiliriz. -
hep deriz ve derler ki tembeliz yada tembelsiniz,bazende ahlaksız olduğumuzdan söz edilir.peki bu millet bu hale kendimi geldi,kendimizmi emekleyip bu ucurumun kenarına geldik rehber diye peşine takıldığımız kalkavuklar.
işte bütün bunlar"""İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır.""
-
Atsız'ın o eşsiz yazısını paylaşma ihtiyacı duydum buyrun;
"Bir milletin ikbali gençliğinin terbiyesine mevdudur." Layibniç bu sözünde çok haklıdır. Bugünün çocukları, bugünün gençleri yarının kumandanları, idarecileri, kanun yapıcılarıdır. Bugün mazbut bir ahlâk, ilmî bir şuurla yetişen genç, yarın cemiyeti için fena bir uzuv olamaz. Genci, gençliği yetiştirmek bir millet meselesidir.
Yeni Türk cemiyetinde gencin, gençliğin vazifesi nedir?... Ona verilen cephe, gösterilen yollar hangileridir?...
Cumhuriyet memleketinde herşey değişmiştir. Hadiseler daha birçok şeylerin değişmesini emretmektedir. Bu hummalı istihale devrinde Türk gencinin vazifesi nedir? Onun kuvvet ve zekâsı bu değişiklikler karşısında kayıtsız mı kalacaktır?...
Mazinin karanlık günlerini hatırlatmak istiyoruz. Çok uzağa gitmiyeceğiz, hepimiz hatırlarız:
Büyük harpten çok yorgun ve bitik bir hâlde çıkan Türkiye Mondros mütarekesiyle kanlı ve şerefli bir maziyi karanlık ve zelil bir devre bağladı, Türk'ün bükülmez kollarına kahpece zincirler vuruldu. İstanbul'un mahut ve menfur bir zümresi, başta Sultan olmak üzere bu masum ve yorgun millet için en hatıra gelmez hainlikler hazırladılar. İstanbul, Adana, Edirne ve İzmir gibi Türk'ün en can alıcı mafsalları tüyler ürpertecek birer vahşetle alındı.
Evvela Erzurum'da, sonra Sivas'ta Mustafa Kemal Paşa etrafında toplanan "Türk" savaş tarihlerinin göstermediği bir yararlılıkla vurulan zincirleri kırdı, kendi varlığını dünyaya tanıttı. Sultanı ve adamlarını koğarak memlekette cumhuriyet ilan etti. Çok az bir zamanda içtimaî ve siyasi yenilikler yaparak mazinin köhne ve sakat müesseselerini yıktı. Fakat:
İnkilap tamam değildir.
İnkilabın en mühim eksikliği yeni binaya yaraşan; müşterek düşünür, müşterek amel ve aksülamellere malik bir gençlik yokluğudur.
Yeni binanın adı "Cumhuriyet"tir. Temelinde kan ve iman vardır. Biz bu binanın yıkılmayacağına inanmışız. Bizim gözümüzün önünde yapılan bu binanın bazı ustalarında beceriksizlik, kayıtsızlık, yorgunluk vardır. Genç kuvvetlerin yardımına muhtaçtırlar. Ustalar, dülgerler çalışmaktadırlar, fakat bunların mesaisinde ihtisas ve işbölümü yoktur.
Milletimizin yeni doğuşuyla muasırız. Bütün müesseselerimize bakınız bir yenilik, bir acemilik göreceksiniz. Bazıları bu beceriksizliği, bu acemiliği kötü niyetimize, bazıları şarklılığımıza atfetmektedirler. Siyasetimizde, idaremizde, iktisadımızda acemilik vardır.
Bu pek tabiidir. Ahdiatika göre Allah dünyayı yedi günde yaratmıştır. İşte biz Yeni Türkiye'nin daha ilk günündeyiz. Fakat dikkat edelim. Nuh'un tufanları, Firavun'un zulüm ve istibdadı bizim içindir. Her attığımız adım metin olmalı ve bir daha geri dönmemeliyiz. Garbın teşekkül ve tekemmül etmiş cemiyetlerine benzer hiçbir yerimiz yoktur. Garp cemiyetlerindeki ahenk ve inzibattan mahrumuz. İhtisas, iş bölümü, kıymet ve ehliyet mefhumları daha bize ulaşmamıştır. Yeni Türkiye'nin inkişaf ve neşvüneması güçtür. Garp milletlerinde olduğu gibi bizde müşterek hisler kuvvetli değildir. Buna mukabil müfrit bir "bencillik" vardır. Halkın idraki sathan genişlemiş fakat derinlik itibarıyla azalmıştır. Dünün karanlık hükümlerinden kurtulan millî duygularda şuur yoktur. Sevki tabiiye müstenittir.
Bugünün adamlarına düşen vazife, temeli kan ve iman örülü yeni binada oturacak insanları buraya layık bir şekilde yerleştirmektir. Binada oturacak insanların bu binanın en ücra köşesine varıncaya kadar hürmetkar olmaları lazımdır.
Büyük devlet adamları, şöhretli alimler gençlikle meşgul olmuşlar, onu yetiştirmeğe çalışmışlardır. Atina'da Solon, İsparta'da Likörg, Yunan sitelerine genç yetiştiriyorlardı, Fransa'da Ansiklopedistler, Almanya'da Fihte, Fransız ve Alman medeniyetlerinin sağlam temellerini gençlerle beraber örmüşlerdir.
Bize lazım olan gençlik bir fırka veya zümre gençliği değildir. Biz fırka ve şahsiyetlerin ebediyetine kani değiliz. Herşeyden üstün, herşeyden önce bir Türkiye vardır. Biz Türk gençliği istiyoruz!...
Teşkilâtı esasiye kanunumuz mükemmeldir. İdare şeklimiz en asrî esaslar üzerine kurulmuştur. Fakat biz bütün bunlara müstahak olabilmek için Ansiklopedistler devrini hiç olmazsa bugün yaşamaklığımız lâzımdır.
Dünyanın her tarafında gençlik bir şahsiyet sahibidir. Bu, nişan, rütbe değildir. Bir kül halinde gençliğin müteradifidir. Kanunlarla, emirlerle bahşolunmaz. Demokrasi en müşkül idare sistemidir. Demokrat idarelerde vatandaşlardan ruhî istikrar, ahlâkî ciddiyet istenir. Ruhî istikrar, ahlâkî ciddiyet olmıyan demokrasiler monarşilerden daha vehim neticeler tevlit edebilirler.
Türk genci inkılâbı benimsememiştir.
Mugalâtaya lüzum yoktur. Biz hâdise ve vakialara eserleriyle kıymet ve mânâ veririz. Mersin'de mütevazi ve bin türlü mahrumiyetler içinde görünmeğe çalışan bir ışık, münevver Türk gencinin Anadolu'ya karşı lâkaydisinden bahsediyordu. Çok yazık ki bu ışık feryadlarına bir cevap gelmeden söndü.
İtiraf etmeliyiz... Vazifemizi yapamıyoruz. El çırpmakla, yaşa demekle inkılâba karşı borcumuzu ödemiş sayılamayız.
Hangi adsız Türk genci şehirden köye bir damla nur ulaştırmıştır?
Efendimiz olduğunu kanunlarımızla ilân ettiğimiz köylüye her başımız sıkıştıkça koşarız. O ananevî bir tevekkülle bize her şeyini verir? Biz ona ne veriyoruz?...
Demokratik müesseselerde muallim, avukat, doktor, sanatkâr ve gazeteci gibi münevverler millî gayelerin tahakkuku için hükümet kadar faaldirler.
Her şeyi hükümetten beklemek doğru değildir. Biz, bu memleketin sırtında münevveriz diye geçinenler fazileti, şuuru anlayabildiğimiz kadar etrafımızdakilere anlatmak ve onları tenvir etmek mecburiyetindeyiz.
Umumî harpten sonra bütün dünya cemiyetleri şumüllü ve afakî bir surette gençliği hazırlamaktadırlar. Bu hareketlerde hükümetin müzaheret alâkasına ihtiyaç yoktur denemez. Fakat birçok memleketlerde bu heyecan, bu teşekkül halkın içinden doğmuştur. Almanya'da 1923 senesinde bir yüzbaşı etrafında toplanan yedi genç 1931 senesi nihayetinde 600.000 faal sivil asker,on iki milyon taraftar kazanmıştır. Finlandiya da, Polonya da ve bilhassa Çekoslovakya da böyledir. İtalya'da ise devlet bizzat eski Yunan sitelerinde olduğu gibi gençliği kendi sevk ve idaresine almıştır.
Biz her işe şarkılara ait bir heyecanla başlarız. Halk evleri güzel ve heyecanlı bir harekettir. Temenni ederiz ki bu güzel ve heyecanlı hareket şuurlu neticeler vererek, merhum Türk Ocakları'nın son zamanlarında olduğu gibi faaliyeti yalnız Cumhuriyet bayramlarında verilen balolara inhisar etmesin.
Memleketin en mütekâmil gençlik muhiti olan Darülfünun'da talebe cemiyetleri, birlikleri vardır. Bu efendilerin gayesi müderrislerine danslı çay, arkadaşlarına gezintiler tertip etmektir. Evet bunlar da gencin hakkıdır. Fakat yapılacak vazifeler?...
Bize Turkuvaz salonlarında hocalarına kasidekâr nutuklar söyleyen genç lazım değildir. Köye inen, fışkı ve toprak kokularına alışkın nasırlı köylü eli sıkacak, onu bıkmadan dinliyecek genç lazımdır.
Bize yalnız dansetmesini, iyi giyinmesini, kur yapmasını ve âşık olmasını bilen gencin lüzumu yoktur. Bize bugün mesleğinde usanmadan çalışacak, yarın hudutta göz kırpmadan ölebilecek genç lâzımdır.
Bize bir gençlik lâzımdır. Temelinde cehalet, duvarlarında riya, tavanlarında dalkavukluk bulunmasın. -
bazilarimiz ne kadar buyuk dusunsede toplum sayesinde kucukluge mahkum edilmekte nedense... kendimden ornek vermek isterim bu konuda bnm yillardan beri tek hayalim gelecekte tekstil uzerine bi is sahibi olmak hep derim tekstil fabrikasi kuracam die bunu etrafimdakilerle ne zmn paylassam dalga konusu oluyorum sn kim fabrika kim, kurunca bari bizide ise al gibisinden.. kendimce diyorum onlara ne kadar sefilsiniz kucucuk dunyaniza hapsolmussunuz!! biraz hayalle basladi bu dusuncem ama buyudukce hayalin uzerine gitmeye basladim. once ddim tekstil isine girecemde bunun bircok dali var hangisi bunun icin yeri geldi ciktim sokakta insanlarla kendi hazirlagim anketleri doldurdum bilgi toplamaya calistim, arastirma yaptim gelecekte ihtiyac duyulan kollarla ilgili ve kafamda da belirledim aslinda hangi dalda uretim yapabilecegim konusunda, yeri geldi konusunda bilgi sahibi bir fabrikanin nasil isledigi hakkinda bni bilgilendirebilecek kisilerle sohbetler ettim onlara sorular sordum.. evet ben hayalimdeki sey icin kucukte olsa adimlar atmaya basladim inaniyorum ilerde bunlari yapacam tek sorun maliyet tabi:D ama bnde 1gunde fabrika dikmeyecem ya ztn yavas yavas kuracagim isi buyuterek yapacam bunu, buyume planimida yavas yavas tamamlamaktayim ztn ilk nerden baslayacam yoluma nasil devam edecem ve sonunda bir fabrika... en buyuk mali destekcim olarakta pederi goruyorum ins. yamuk yapmaz zmni gelince nese.. bu ulkede genclerin hayallerinin onundeki en buyuk engellerden biri olarakta oss sistemini goruyorum.. istedigin bolumu okuyamiyorsun meslegini secemiyorsun!! tekstil muh. okumayi cok istemistim ama biyolojiye gidebildik en fazla bolumu pekte sevmiyorum ama bolum sayesinde bi hastanenin laboratuarinda staja basladim bolumu ne kadar sevmesemde lab. da calisma ortamini fln cok sevdim ne kadarda zorlayici bir is olsada insanlara ufakta olsa yardimda bulunmak cok hosuma gidiyor ahh bide milletin sidigiylen pohuylan ugrasmasak:D nese bu kadar konusmak yeter selametle...(=
-
yazın 3 5 kuruş para kazanmak için girdiğin bi işyerinde bile herif sana bişeyler öğretmeyip, az parayla günde 9 10 saat ayak işlerine baktırınca insanın amk diyesi geliyo tabi :/
neymiş efendim ilerde ona rakip olurmuşum... anlayışa bak :/
-
gokcan bunu yazdı:
-----------------------------
İstanbul Üniversitesi'nde öğrenci olduğum sıralar, okul duvarında bir ilan gördüm:
"Avrupa'ya talebe yollanacaktır."
Allah Allah, dedim! Ülke yıkık dökük, her yer virane, Lozan yeni imzalanmış, bu durumda Avrupa'ya talebe... Lüks gibi gelen bir şey...
Ama bir şansımı denemek istedim. 150 kişi içinden 11 kişi seçilmişiz. Benim ismimin yanına Atatürk, "Berlin Üniversitesi'ne gitsin." diye yazmış.
Vakit geldi, Sirkeci Garı'ndayım;ama kafam çok karışık.
Gitsem mi, kalsam mı? Beni orada unuturlar mı? Para yollarlar mı?
Tam gitmemeye karar verdiğim, geri döndüğüm sırada bir post müvezzi ismimi çağırdı.
"Mahmut Sadi! Mahmut Sadi! Bir telgrafın var."
"Benim" dedim.
Telgrafi açtım, aynen şunlar yazıyordu:
"Sizleri bir kıvılcım olarak yolluyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz."
İmza
Mustafa Kemal
Okuyunca düşündüklerimden olağanüstü utandım. "Şimdi gel de gitme, git de çalışma, dön de bu ülke için canını verme" dedim.
"Düşünün 1923'te o kadar işinin arasında 11 öğrencinin nerde, ne zaman, ne hissettiğini sezebilen, ona göre telgraf çeken bir liderin önderliğinde bu ülke için can verilmez mi?"
Çok başarılı oldum. Ülkeme alev olarak döndüm. Önce Istanbul Üniversitesi Genel ve Beşeri Fizyoloji Enstitüsü'nü kurdum.
Kürsü başkanı oldum. Daha sonra ülkemin başbakanlığını yaptım.
Ben kim miyim?
Ben sadece iki satırlık bir telgrafın yarattığı bilim adamı Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak'ımsana hiç bunu yapan oldumu biz buna farkına vardırma diyoruz...
-----------------------------Vayy ilk defa okudum süpermiş çok sağol dostum.
-
mith bunu yazdı:
-----------------------------
yazın 3 5 kuruş para kazanmak için girdiğin bi işyerinde bile herif sana bişeyler öğretmeyip, az parayla günde 9 10 saat ayak işlerine baktırınca insanın amk diyesi geliyo tabi :/
neymiş efendim ilerde ona rakip olurmuşum... anlayışa bak :/
-----------------------------harbiden amk.. bn staj yapiom kurus parada almiom.. ama calistigim yerdekiler harika insanlar valla hangi cihazla calissalar her seferinde bn sormasam bile uur bunun nasil calistigini bilionmu gel gosterim diolar dha 1hafta olmadi baslayali tek basima istedigim gibi calisabiliyorum laboratuarda.. bi kan almaya gecemedim onla ugrasiyom tanidik birisi gelse direk atlicam bn alim die de millete yapamiom ole:D gelsenize la bigun kan alam sizden:D
-
ugur0 bunu yazdı:
-----------------------------mith bunu yazdı:
-----------------------------
yazın 3 5 kuruş para kazanmak için girdiğin bi işyerinde bile herif sana bişeyler öğretmeyip, az parayla günde 9 10 saat ayak işlerine baktırınca insanın amk diyesi geliyo tabi :/
neymiş efendim ilerde ona rakip olurmuşum... anlayışa bak :/
-----------------------------harbiden amk.. bn staj yapiom kurus parada almiom.. ama calistigim yerdekiler harika insanlar valla hangi cihazla calissalar her seferinde bn sormasam bile uur bunun nasil calistigini bilionmu gel gosterim diolar dha 1hafta olmadi baslayali tek basima istedigim gibi calisabiliyorum laboratuarda.. bi kan almaya gecemedim onla ugrasiyom tanidik birisi gelse direk atlicam bn alim die de millete yapamiom ole:D gelsenize la bigun kan alam sizden:D
-----------------------------konu hortlamış olacak ama dayanamadım.
Götümüzden mi alacan hacı .D
-
30bin polis alinacakmis !
-
ComputerWolf bunu yazdı:
-----------------------------
30bin polis alinacakmis !
-----------------------------cemaatte hizmetiniz yok ki :S