Yazı Dizisi : Matrix Nedir ?
-
Matrix Nedir ? İşte o ünlü soru ve gelin yanıtları beraber bulalım. Önce Matrix'in kurulumundan 100 yıl öncesine gidiyoruz.
Bölüm 1 : Büyük keşif
Yıl, 2010
İnsanoğlu o günlerde büyük bir kutlama yapıyordu, insanlık tarihinin en büyük keşfi yapılmış ve bilgisayarlara hayat verilmişti; programlanabilir yapay zeka artık keşfedilmişti. Bu keşif insanoğlunun hayatında yeni bir dönem açtı ve bilinen hayat tamamen değişti. Yapay zeka bir takım robotlara aktarıldı ve bu robotlara insanoğlunun hayatına yardım edici görevler verildi. Onlara hayatımızın hemen hemen her yerinde rastlamak mümkündü. Çeşitli kademelerde çalışan işçilerden tutun, ev hizmetlerinde hatta polis departmanlarında bile bu yeni metal görevliler karşımıza çıkıyordu.
Uzun bir süre bu yeni keşfin, insanlığın yararına olduğu düşüncesi hakimdi. Ancak zaman içinde, akla gelebilecek her hizmette onların kullanılması büyük şirketlerin hedefi haline geldi. Çünkü her işi yerine getirecek parasız işçilerdi robotlar. Onlar kendilerine verilen görevi sorgusuzca gerçekleştiriyorlardı. Bu durum insanların zamanla işsiz kalmasına, ailelerin parçalanmasına ve isyanlara neden oldu.
Yıl, 2060
Makinelerin kullanıldığı üretimlerde ortaya çıkan artıkların taşınması için büyük nakliye gemileri inşa edilmeye başlandı. Hovercraft modeli bu gemilerden, gelecekte çok önemli bir dönemde görev alacak Nabukadnezar adlı gemi 2069'da üretildi. Artık insanlar tamamen bedensel güç gerektiren iş sınıflarından çekilmeye başlandı. Gelişmiş ülkelerin neredeyse tamamının ekonomisi robotlar üzerine kuruldu.
Yıl, 2070
Bu dönemlerde insanlar robotlar üzerinde çeşitli geliştirme çalışmaları başlattı ve daha insancıl görünümlü ve insan gibi düşünebilen programlamalar geliştirdi. Hatta bu programlar insani duyguları bile kapsıyordu. Bu durum robotların tıpkı birer insan gibi yaşamaya hatta kendilerine ait hayatlarının olmasına olanak sağladı. 2070'li yılların sonuna doğru insanlar artık aralarında kendileri gibi dolaşan bu metal yabancılara karşı dışlama girişimlerine başladı. Hemen hergün haber programlarında arka sokaklarda meydana gelen, insanlarla özellikle gençlerle robotlar arasındaki kavgalar yer alıyordu.
Artık insan gibi düşünüp, duygu sahibi olan robotlar yavaş yavaş bu duruma karşı içlerinde insanoğluna kin gütmeye başladı. 2077'de robotların insanlara karşı ilk isyanı patlak verdi.
Yaşlı bir çiftin evlerinde uşak olarak çalışan robot B166er'in sahiplerini öldürmesi üzerine, kurulan mahkemede B166er suçlu bulunarak ölüme mahkum edildi ve cezası infaz edildi. B166 tipi bütün robotlar yok edildi, robotlara ve yapay zekaya karşı şiddetli bir tepki ortaya çıktı.
Bölüm 2 : İkinci Rönesans
Yıl, 2080-85
Makinelere ve robotlara karşı isyan ve şiddetin artması, robotların büyük şehirlerden kaçmalarıyla ve Ortadoğu'nun ücra bir bölgesinde, kutsal topraklar üzerine "Zero One" ya da " 01 " olarak bilinen kendi şehirlerini kurmalarıyla sonuçlandı.
21. yy'ın sonlarına kadar gelişmeye devam eden makine ırkı, olağanüstü teknolojiler üretmeye başladı. Üstün nitelikli bilgisayarlar, araçlar ve silahlar ürettiler. O dönemlerde makinelerin işgücünden yoksun kalan gelişmiş ülkeler ise çökmeye mahkum olmuş ekonomilerini yeniden güçlendirme çabası içine girdiler. Ancak yıllardır ekonomi politikalarını robotlar üzerine kuran bu ülkeler, geri dönülmez bir hata yapmıştı. Artık dünyanın tek gücü makine şehri Zero One'dı.
Yıl, 2096
O yıl yapılan Birleşmiş Milletler olağan toplantısına 01 ilk kez davet edildi. Bir bayan bir bay temsilci gönderen makineler, toplantıda kendilerinin, dünyanın etkin gücü olarak kabül edilmesini ve gelişmiş ülkelerin kendilerine vergi ile bağlanması talebini tüm dünyaya iletti. Bu talep özellikle büyük ülkeler tarafından oldukça sert bir dille reddedildi ve çıkan tartışma sonucunda bu iki elçi yokedildi. Tüm konuşmaları ve yaşananları vericiler sayesinde Zero One'a ulaştıran elçiler, makinelerin haklı isyanına neden oldu.
O gün toplantıda tüm dünya ülkelerinin birleşerek Zero One'ın yok edilmesi kararı alındı. Ne gariptirki aynı karar 01'de de alınmıştı. Tüm dünya ülkeleri saldırıya hazırlandıkları bir dönemde, büyük şehirlerde ve başkentlerde bir sabah büyük patlamalarla uyandılar.
Yıl, 2097
3. Dünya Savaşı artık başlamıştı. Kim bilebilirdiki bu savaş insanoğluyla makine ırkı arasında olacaktı. Isıya ve radyasona dayanıklı makine ordusu insanların kullandığı nükleer bombalara karşı ayakta durabiliyordu ve patlamaların etkisi lokal olarak zarar vermekten öteye gidemiyordu. Ancak insan orduları ise günden güne güçlerini kaybediyor ve savaşacak asker, sağlam ekipman ve araç bulmakta zorlanıyordu. Büyük bir kıyım yaşanıyordu. Makineler ele geçirdikleri insanları acımadan katlediyor, bir kısmını ise şehirlerine götürerek zamanında insanların kendileri üzerinde yaptıkları deneyleri bu kez insanlar üzerinde deniyorlar, insan vücudunu keşfediyorlardı. Bu da insanların zayıf yanlarını öğrenmelerinde önemli bir rol oynuyordu.
O günlerde yeryüzü kırmızıya boyanmıştı.
Yıl, 2098
Tam bir yıl aralıksız süren savaşlar sonunda insanların en güvendikleri şehirler bir bir düşmüştü. İnsanoğlu yavaşca geleceği konusunda umutsuzluğa kapılıyordu. Haklılardı da.. Birşeyler yapılmalıydı, çünkü insan ırkının varoluşu tehlikedeydi ve artık bunu engelleyecek güçleri kalmamıştı.
O yılki Birleşmiş Milletler'e bağlı ülkeler bu kez olağanüstü toplandılar ve radikal kararlar aldılar. Bunların başında ise, başedemedikleri metal yığınlarının enerji kaynakları olan Güneş'i devre dışı bırakacak bir proje geliştirildi. Atmosfer tabakaları arasında yapay bir tabaka oluşturulacak ve güneş ışınlarının ve enerjisinin yer yüzüne ulaşmasını önleyecekti. Aynı zamanda bu tabaka içindeki manyetik alan makinelerin tabaka üzerine çıkarak güneşle yeniden temas etmelerini önleyecek şekilde tasarlandı. Tabakaya yaklaşan her elektronik alet gücünü yitirecek ve kullanılamaz hale gelecekti.
Başlangıçta oldukça önemli bir fikir gibi duran bu proje aslında insanoğlunun kendi sonunu da hazırladı. Çünkü insanlar da yaşamak için güneşe bağımlıydı, zaman içinde değişen doğal denge dünyayı yaşanılmaz bir yer haline getirdi ve insanları zayıflattı.
2099'da makineler savaşı kazandı ve tüm dünya makinlerin kontrolü altına girdi. Kıyım bir taraftan devam ederken, savaştan kurtulanları ve sivilleri kendi deneylerinde kullanmaya devam ettiler. Amaçları, kaynakları kalmadığı için insan vücudunun yaydığı biyoenerji ve ısıdan yararlanarak kendilerine yeni bir enerji kaynağı üretmekti, bunu da başardılar.Bölüm 3 : Matrix'in Kuruluşu
Yıl, 2100
Kendilerinin enerji kaynağı olarak kullanılmasını hiçbir insan kabül etmiyordu ve karşı geliyordu, karşı gelenler öldürüldü. İnsanları bayıltarak kullanmayı deneyen makineler bayılan vücudun metabolizmasının yavaşladığını ve elde edilen enerjinin düştüğünü biliyorlardı. İnsanları zihinleri açık bir şekilde kontrol altında tutmanın yollarını arayan makine ırkı bu mekanizmayı geliştirmeyi başardı.
Zero One etrafında devasa tarlalar oluşturdular, bu tarlalarda bulunan milyonlarca pot kapsülleri içinde insan vücudunu fizyonun yeni bir türüyle birleştiren makineler, her bir bedeni bilgisayar tabalı olarak kurdukları sanal bir dünyaya bağladılar.
Ölenler sıvılaştırılıp, potlar içerisinde henüz hayatta kalan insan bedenleri damar yoluyla besleniyordu.
İnsanlar bu sanal dünyada yaşadıklarını zannederken, tamamen açık olan zihinleri, bedenlerinin maximum enerji üretmesini ve makinelerin ihtiyaç duydukları enerjiye kaynak olmalarını sağlıyorlardı. İşte bu sistemin tamamına Matrix dendi.
Matrix sisteminden gelen bu enerji, büyük enerji hatlarıyla Makine Şehri'ne gönderiliyordu ve makineler olağan faaliyetlerini bu enerji türüyle gerçekleştirebiliyorlardı.
" Gerçek Nedir ? Gerçeği nasıl tanımlarsın ? Eğer hissedebildiklerin, kokusunu alabildiklerin, tadıp görebildiklerinden bahsediyorsan, onlar sadece beynin tarafından algılanan elektriksel sinyallerdir.
Bu, senin bildiğin dünya. 20. yy'ın sonlarındaki haliyle. Şuan sadece bir interaktif similasyonun parçası ve biz buna Matrix diyoruz. Sen bir düş dünyasında yaşıyordun Neo, işte dünyanın bugün için hali bu. Gerçeğin çölüne hoşgeldin.
Peki Matrix Nedir ? Kontrol.. Matrix, bilgisayar tabanlı bir düş dünyasıdır. Bizi kontrol altında tutmak için üretilmiştir. İnsanoğlunu başka birşeye dönüştürmeye yarar, işte buna..
Yıl, 2105
Oluşturulan Similasyon'un tabanı, gerçek dünyadaki fiziksel kurallara dayanıyordu. Ancak çiğnenemez değildi bu kurallar. Fakat Matrix'e bağlı insanlar, sisteme o kadar bilinçsizce bağlıydı ki yaşadıkları hayatın aslında hiç varolmadığını fark edemiyorlardı, bu nedenle de bu kuralları aşmayı bırakın, varlığından bile haberdar değildiler.
Fakat 2105 yılında farklı birşey oldu, içeride doğan bir insan, düşünceleriyle bir takım şeyleri değiştirebildiğini farketti. Zaman içinde de kendi beden ve aklını özgür kıldı. İlerde " Seçilmiş " olarak adlandıralacak olan bu kişi, sistemden çıkmayı başaran ilk insan oldu.
Daha sonra kendisine inanan diğer insanların akıllarını da özgür kılmaya başlayan Seçilmiş Kişi'yi makineler durduramıyordu. Çünkü Similasyon içinde kural dışı hareket edebiliyor, hatta uçabiliyordu.
Yıl, 2120
2110'lü yılların sonunda doğru, sistemden çıkmayı başaran insanlar, Seçilmiş'in öncülüğünde Makine Evrimi'nden sonraki ilk insan şehrini kurdular. Bu şehre 01'in karşıtı anlamına gelen Zion dediler.
Eski dünyanın büyük şehirleri altındaki kanalizasyon kanallarını izleyen insanlar, Zion'u yerin kilometrelerce altında inşa etti. Amaç makinelerin şehre yaklaşmasını önlemekti. Bu uzun bir süre işe yaradı da...
Güç ve teknolojilerini kısa zamanda ilerletmeyi başaran insanlar, zamanında nakliye gemisi olarak kullanılan Hovercraft'lar üzerinde geliştirme yaparak onları birer savaş gemisi haline getirdiler. Bu gemilerle yeryüzüne yakın bölgelere kadar çıkıp Matrix'e kaçak yayın yaparak, Similasyon'a istedikleri gibi girip çıkmaya, zaman içinde daha da fazla insan özgürleştirmeye başladılar. Kaderin ne garip bir cilvesi olsa gerek, tarih boyunca birbirlerini yoketmeye çalışan insanlar artık bir arada olmanın gerekliliğini anlamışlardı. Zira hayatta kalabilmelerinin tek şartı da buydu..2150 yılında ilk seçilmiş kişi bilinmeyen bir nedenle hayatını kaybetti. Bu durum açıklanamaz bir sonuç iken, böylece Zion'un direniş hareketi de başlamış oldu.
Matrix Filmi ve Serilerinin Nasıl Bir Felsefe İle Yazıldığını Buradan Okuyup Anlayabilirsiniz...
Yazıyı Yazmaya Fazla Vaktim Olmadığından Alıntı Yaptım Bilgilerinize Sunarım, K. Bakmayın... -
sonuna kadar okudum da ne hayalgücü varmı$ yazan adamda :|
-
4 dalda oskar ödülü kazanmış film :D neo dan önce 5 tane neo ile 6 tane seçilmiş kişi varmış normalde :D
-
Hakikaten çok ustaca yazılmış..Mükemmel bir hayal gücü..
-
atladıkları nokta şu ki gneş ışığı ve fotosentez olmadan istediğin kadar ölüden diriye potein aktar . bi yerde devir daim etmez. madem o kadar zekiler daha iyi şeylere südürelibilir enerjiye niye yönelmiyo bu robotlar :D saçmalık
-
vay bea valla hayalgücünü baya iyi kullanmış
ama hayalgücü dendiği zaman aklıma tolkien ve silmarilion geliyor..
-
matrix felsefeninide güzel anlatmış eflatunun dediğini gibi "algıladığımız dış dünyanın esas gerçek olan idealar ya da formlar dünyasının kusurlu kopyaları olduğunu, gerçeğe ancak düşünce ve tahayyül yoluyla ulaşılabileceğini" ki filmi izledikden sonra aklıma bu gelmişdi.bazı yerlerde tuaflıklar yok değil yıl 2097 insanlar üstün şeyler üretmiş ama hala nüklere bomba atıyo :) bunun gibi bikaç yerde kopluk var. "zx" de katılıyorum bu düzeni anlamak için çokta derin yada yaratıcı bir hayal gücü gerekmiyor onların sistemine enerji üretiyoruz adına meslek demişiz iş demişiz bunları görmek için kahin olmak gerekmiyo
-
xz yazı dizisini tam okuyamadın galiba :D Atmosfer tabakaları arasında yapay bir tabaka oluşturulacak ve güneş ışınlarının ve enerjisinin yer yüzüne ulaşmasını önleyecekti. denilmiş..
yani buda hayvanların ineklerin mineklerin ölmesini sağlayacak...
-
Birgün yapay zeka insan zekasıyla birbire bir hatta ondan daha üstün olabilir mi bilmiyorum ama bildiğim birşey var;eğer yapay zeka kurgulandığı noktaya gelirse savaşlar çıkar.Hemde öyle insan robot gibi 2 tarafı olan basit bir savaş olmaz.İnsanlar aç kalır,işsiz kalır.patronlarına saldırır,hükümete saldırır,hükümetler kendi aralarında savaşa düşer.robotlarda gelir tam bir orgy war olur.Yani eğer yapay zeka denen şey gerçekten olursa,ki hiç sanmyıorum öyle birşeyin olabileceğini-olsa da zaten beynin be biyolojimizin her bi nanesi zerresine kadar bilinmiş demektir,ee hal böyle iken insanların robotlara ihtiyacı olmaz,beynin yaydığı elektromagnetik dalgaları nasıl daha kuvvetli yayacaklarını da bulurlar o zaman,o zaman da zaten insanın iş gücüne ihtiyacı kalmaz.iletişim,seyahat,yeme içme,sevişme gibi gereksinimleri otomatikman başka bir varlığa gerek duymadan kendisi karsılar.Oysa senaryoda robotlar sadece iş gücü için kullanılıyor,insanlara hizmet için.. neyse ne diyordum,eğer ki yapay zeka gerçek olursa onu hatırlyaacak kadar yaşayamayız zaten,yapay zekanın olduğu bir evren de barış düşünülemez,doğalları varken bile yok zira..
-
Nikoteen bunu yazdı:
-----------------------------
Birgün yapay zeka insan zekasıyla birbire bir hatta ondan daha üstün olabilir mi bilmiyorum ama bildiğim birşey var;eğer yapay zeka kurgulandığı noktaya gelirse savaşlar çıkar.Hemde öyle insan robot gibi 2 tarafı olan basit bir savaş olmaz.İnsanlar aç kalır,işsiz kalır.patronlarına saldırır,hükümete saldırır,hükümetler kendi aralarında savaşa düşer.robotlarda gelir tam bir orgy war olur.Yani eğer yapay zeka denen şey gerçekten olursa,ki hiç sanmyıorum öyle birşeyin olabileceğini-olsa da zaten beynin be biyolojimizin her bi nanesi zerresine kadar bilinmiş demektir,ee hal böyle iken insanların robotlara ihtiyacı olmaz,beynin yaydığı elektromagnetik dalgaları nasıl daha kuvvetli yayacaklarını da bulurlar o zaman,o zaman da zaten insanın iş gücüne ihtiyacı kalmaz.iletişim,seyahat,yeme içme,sevişme gibi gereksinimleri otomatikman başka bir varlığa gerek duymadan kendisi karsılar.Oysa senaryoda robotlar sadece iş gücü için kullanılıyor,insanlara hizmet için.. neyse ne diyordum,eğer ki yapay zeka gerçek olursa onu hatırlyaacak kadar yaşayamayız zaten,yapay zekanın olduğu bir evren de barış düşünülemez,doğalları varken bile yok zira..
-----------------------------senin dediklerinin en sonunda çıkacak savaş en sonunda insan ve makine arasında olacaktır buna emin olabilirsin ama şuna inanki benim inandığım her geçen gün insanlar ile makinalar arasında savaş çıkacağıdır mantıksız gelebilir ama dünya insanlığı git gide teknolojiyi geliştirmek istiyor ve filmin konusundaki gibi yakın bir zamanda insanın yapabildiklerini yapabilen ve hatta yapay zekada bir robot dünyaya getirelecek ve işte kendi sonumuzu kendimiz yaratacağız...
-
matrix ölümden sonraki hayat demektir , matrix e ulasmak :) filmdeki trinity hristiyanlıktaki baba ogul ve kutsal ruh u temsil ediyor filmde.. neoda kurtarıcı yani hz. isa