Dünya Rakı Haftanız Kutlu Olsun (1-7 Aralık)
-
hepinizin dünya rakı haftası kutlu olsun nice dünya rakı haftalarına...
-
saol canım saol
-
-
Bu GünLerin Gerçek oLması DiLeğiyLe :)
-
ktulu olsunda bugün dünya AİDS günüydü bu konu yerine AİDS olmasını tercih ederdim...
-
eskilerden muhitte alkolik hareketin liderliğini yapmış biri olarak bu haftayı bilmediğim için kendimden utanıyorum amk :D
ha bu arada içen arkadaşlar şimdilerde iyi lüfer / çinekop çıkıyor roka ve karides falan deli gider d:D
-
rusyanın vodka almanlarında bira haftası falan varmış duyduğuma göre bizimde madem rakı g,ibi muhteşem bi içkimiz var rakı haftamızda olsun hatta tüm dünyaya yaysak bunu :D mines rekorlar kitabına falan girsek en fazla rakı içen adam gibi falan :D neyse muhabbetiniz bol olsun( içen arkadaşlara)
-
seni görünce heycanlanıyorum... gün geçtikce daha bir güzelleşiyosun ...İnsanlar seni çok seviyo.. keşke yanımda olsan :/ iyiki varsın , haftan kutlu olsun , nice haftalara
-
buyukkeyif.comu ziyaret edebilirsiniz trni rakı portalıdır
“Vay canına tükürdüğümün İstanbul’u
Bir oynak olur Fındıklı önlerinde
Elimde yüz iğnelik çapari
Poyraz gibi dalarım palamutlara
Altımda Turgut Reis motoru
Rumelihisarı’nda Orhan’ın mezarı
Ne gittim ne gördüm, gitmek de istemem
Taze ekmek bir parça beyaz peynir
Şimdi olsa şuracıkta rakı içer
Denize mi bakar kim bilir.”Sevgili Ali bey, bilindiği gibi hepimizin beslenme alışkanlığı farklıdır. Damak tutkularımız da… Buna rağmen pek tabii ki rakı sofralarımızın bazı olmazsa olmazları da vardır. Örneğin, rakı sofrasının ilk perdeleri genellikle üzerine bolca zeytinyağı gezdirilmiş ve su katılmamış Cacık ile açılır. Ardından kızarmış francala dilimi üzeri önce tereyağı, sonra da Ançüez Ezmesi ile sıvanır ve bu lezzetle rakıya başlanır. Ançüez Ezmesi iştah açıcı, iştah kamçılayıcı bir özelliğe sahiptir. Aslında, bunlar geleneksel rakı sofralarımızın otantiğinde vardır. Ama, o otantik tarz da diğer birçok şeyin kaybolduğu gibi bugün unutulma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Nasıl ki kum ocağında kavrulmuş Sakız Leblebisi “Stragalya” unutulduğu gibi. Bugün piyasada bulunan sakız leblebileri adamın dişini kıracak kadar sert bir özelliğe sahip. Bu nasıl oluyor bir türlü anlayamıyorum.
Neyse, bunların ardından Beyaz Peynir ve Kavun gelir. Hiç unutulmamalıdır ki beyaz peynirin kalitesi mekânın kalitesiyle orantılıdır. Beyaz peynirin kalitesine dikkat eden müesseseler diğer mezelerin kalitesine de dikkat ederler. Kavun konusunda ise, günümüzde Kırkağaç Kavunu rakı sofralarına yakışır. Tadının ne olduğu pek belli olmayan ithal kavunların bu özel sofralarda yer almaması gerekir. Eski dönemlerde ise Topatan Kavunu rakı sofralarının olmazsa olmazlarından biriydi. Ama canına okuduk bu inanılmaz lezzetteki meyvenin. Topatan kavunu yok edilmişler listemizin başköşesinde oturuyor şimdi. Aynı o güzelim Çiroz Salatası gibi… Kendilerini lüks meyhane statüsünde gören bazı mekânlarda kurutulmuş istavrit ile yapılan Çiroz Salatası medarı iftiharla önümüze sunuluyor. Buna inanmak mümkün değil. Özellikle genç kuşak söz konusu salatayı yemeye başladığı anda biz ak saçlılara lanet okuyor âdeta. Oysaki piyasada kurutulmuş uskumru çirozu var, fiyatı da bir lira. İki uskumru çirozundan rahatlıkla bir porsiyon Çiroz Salatası yapılabilir. İşletme giderleri dahil maliyeti üç lirayı geçmez. Altı liraya satsan, yüzde yüz kâr edersin. Yetmez mi? Ama söz konusu salatayı yapacak ustalar da kalmadı ne yazık ki. Lakerda’ya gelince. Beyaz peynirin kalitesi dükkânın kalite seviyesini ne kadar yükseltirse, Torik Lakerdası da aynı işi görür. Ama ne kadar ilginçtir ki meyhanelerimizin çoğunda Palamut Lakerdası çıkıyor karşımıza hep. Bu da ayrı bir muamma… Beyin Salatası da görünürler yok şu günlerde. Pilâki ise aslında Horoz fasulyesinden yapılır, ama minicik fasulyelerden yapılıyor artık. O güzelim Barbunya Pilâki de mazinin derinliklerine gömülmeye başladı yavaş yavaş. Aynı Ciğer Yahnisi gibi…
Ama rakı sofralarının baş tacı olan Tarama geleneksel rakı sofralarımızdaki o mümtaz yerini almaya başladı artık. Hem de nasıl… Levendis Meyhanesi’nin işletmecisi sevgili Beyza hanım diğer mezelerde olduğu gibi Tarama’da da örnek alınmalı bence. Çok iyi bir usta, aynı Giritli Meyhanesi’nin sahibi, canım arkadaşım sevgili Ayşe hanım gibi… Lütfen bu ustalarımıza çok dikkat edin, takip edin onları, onlar yarınların çağdaş meyhanelerinin temellerini atıyorlar. Yeni bir ruh, yeni bir renk getiriyorlar rakı sofralarımıza. Ayrıca, otantik meyhaneyi yaşamak istiyorsanız, mutlaka Yeşilköy’de Ogün Meyhanesi’ne gidin. Orada da rakı sofralarımızın gelenek ve göreneklerini en küçük ayrıntısına kadar sunuluyor bizlere.
Sevgili Ali bey, rakı sofralarımızın olmazsa olmazlarını sıralarken ne yazık ki yoklar listesi karşımıza çıktı. Ama siz de olmazsa olmazları diyorsunuz. İşte en azından bunlar olmazsa, rakı sofralarımız da olmaz, pek yavan kalır bence. Onun buyurgan kapısı geleneksel meyhane mezeleriyle ardına kadar açılır ancak. Rakı kişilikli bir içkidir, bu mezeleri dayatır bizlere sonuna kadar, bunlar olmazsa küsebilir masaya. Onu küstürmemek ise, bu sofraya gösterilen ihtimam, gösterilen itinayla sağlanabilir. Neyse, fazlaca kötümser olmamıza da hiç gerek yok, bugünün koşullarında güzel bir rakı sofrasının olmazsa olmazlarını önümüzdeki yazılarımdan birinde bana ait köşemde dile getirmeye çalışacağım.
Sorularınız bir diğeri de karaciğere zarar vermeyen mezelerle ilgiliydi. Bu sorunun yanıtını sevgili kızım Diyetisyen Nur Özkan hanıma sordum. Bakın neler söyledi bu konuda:
“Şunu baştan söylemek gerekiyor ki, vücudumuzun önemli bir organı olan karaciğerimizi korumanın en baş koşulu olarak, alkol alımını “mümkünse” sıfırlamak gerekir. Mümkünse diyorum, çünkü bu birçok insan için hayatı da sıfırlamak anlamına geliyor. O zaman yapılabilecek en iyi şey, alkol alımını belirli seviyelerde tutmak olmalı elbette.
Abartılı seviyelerde olmadığı takdirde ve kişinin tespit edilmiş bir karaciğer problemi olmadığı hallerde rakı sofrasına oturulduğunda benim önerebileceğim yiyeceklerin başında “Enginar” gelecektir elbette. Beslenme uzmanları yıllardır karaciğerimizi korumakta en özel besin olarak Enginarı öneriyorlar. Sonrasında da Havuç ve Patlıcanı sıralıyorlar. Tabii ki meyan kökü ve zerdeçal da hiç yabana atılmayacak besinler. Ancak, bu besinleri pişirme şekli çok önemlidir. Yağda kızartmalar ve kavurma işlemiyle yapılan yiyeceklerden uzak durulmalı. Yemek pişirilirken katılan tuz ve baharatlar konusunda da dikkatli olunmalı. Sucuk, salam, sosis, pastırma gibi şarküteri besinleri, turşu ve salamura gibi yiyecekler, turp, lahana başta olmak üzere gaz yapan besinler, kaymak ve krema gibi aşırı yağlı yiyecekler, fındık, fıstık, ceviz gibi kuruyemişler ve en önemlisi tahin helvası ve içinde tahin bulunan tüm yiyecekler uzak durulmalıdır.”
Sevgili Ali bey, “geriye ne kaldı ki Vefa bey?” diye bana soracak olursanız, benim günahım yok, siz sordunuz ben de uzmanından yanıtını aldım. Ben suçsuzum. Bu önemli konunun kararını siz bulun, kararını siz verin.
Size sevgilerimi sunar, gözlerinizden öperim.
-
antivirus bunu yazdı:
-----------------------------ktulu olsunda bugün dünya AİDS günüydü bu konu yerine AİDS olmasını tercih ederdim...
-----------------------------
2si birden olsun ya kırma bizi :) -
birşey sormak istiyorum tüm içkileri içtim ve içebiliyorum ancak rakı içemiyorum kusucak gibi oluyorum kokusu ve tadı beni çok kötü yapıyor
geçenlerde bir gün bi tanıdıklarla toplandık yemekten sonra hertürlü meze vs vs yapılmıştı bende içeyim dedim ancak herşeyi denememe rağmen bir bardın anca
yarısına gelebildim ve midem çok kötü oldu rakı nın da tadı bana göre çok kötü geliyor
bunlar eleştiri deil yardım istiyorum ben nerde yanlış yapyorum :D