




Duygusal Tahribat !...
-
Artık duygularımız gece 24:0 dan sonra rakı masasında aktif olan bölümlerimiz...
-
Çoğu zaman düşünmeye zorlanıyoruz kendi isteklerimizi değil başka kişilerin isteklerini yerine getirmemiz gerekiyor dayatmalar diretmeler sürekli düşüncelerimize sınır koyan zihniyetler oluyor fakat bizim bunlarla mücadele etmemizdeki en büyük engel kabullenilmiş yenilgi dediğimiz daha savaşa girmeden düşündüklerimiz sayesinde yenik başlıyoruz savaşa asıl düşüncemiz bence savaşmak olmalı sınırları aşmalıyız fikirlerinizin önündeki tek engel sizsiniz sizler büyük düşünürseniz çabalarsanız fikirlerinize vurulan prangaları paramparça ederseniz
-
zumsuk bunu yazdı:
-----------------------------AKVARYUM
Sessizce seviyorum seni
Söylesem de duymazsın zaten
Senin gözlerin gibi bakıyorum sana
Senin bana bakmadığın gibi
Dokunmuyorum sana
Zaten tutmak istesem de
Yapamam kıyamam sana
Dokunduğumda öleceksin biliyorum
O yüzden SENİ hep
Bir camın ardından SEVİYORUM
Ceyhun Yılmaz.
Bu herif manyak. Gördükçe, dinledikçe, okudukça dertleniyorum.
http://www.facebook.com/ceyhunyilmaz
bir sürü şiiri var.
-----------------------------CEYHUN can'dır
-
Tabi şiir,müzik resim derken yaratıcılığınız hep bir a..m etrafında dolaşmasın.
Allah var
doğa var
aile var
komedi var
bunalım var
var oğlu var
-
http://www.youtube.com/watch?v=XhLfZ9w_OMU
Yaradan hayal kurmamı yasaklar diye korkuyorum bazen.
Taştan topraktan dünyanın yanında hergün bir dünya daha kuruyorum kendime.Birinde bedenim diğerinde ise zihnim savruluyor.Kendime şaşıyorum bazen "Yok daha neler" demekten alı koyamıyorum kendimi. Öyle uçarı hayallere kapılıyorum ki zehirlenmiş gibi kenetlenmiş gibi hayallere.Yasaklar olmadan kurallar olmadan kendim kuruyorum dünyamı.
Keşke sevdiklerimede alsam içinede onlarda yaşasa benimle.Saklasam, korusam onları bu toprak dünyadan.
Öyle kapılıyorum ki bazen günlerce haftalarca sürükleniyorum bir hayalin peşinden. Yeter lan artık dön buraya demesini bekliyorum birilerinin... Sessizlik hakim odama. Sokakta biri yanaşsada ne düşünüyorsun birader dese, hayal kuruyorum sende gel desem otursak bir dünya kursak oracıkta. Hiç tanımadığım biriyle.
Kendimi hayalimdeki dünyalara yakıştıramadığımdan mı yoksa beceremeyeceğimden mi bilmiyorum...çabalamıyorum.Bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar insan varken arkamda onca fikre isyan bayrağını çekmek. Bir deliyle kafa yapan adama yanlışını kabullendirmek gibi... İmkansıza yakın mı?
Bir anda düşüveriyorum aydınlık dünyanın karanlık kollarına, hayallerime ara verip yaşamaya devam ettiğimde. Yaşamaya ara veripte yaşamaya çalışmaya ya da. Karar veremedim. Bildiğim birşey, ben sizin toprak dünyanıza zarar vermedim. Neden arabesk zincirlerinizle zihnimi bağlamaya çalışıyorsunuz? Sizin toprak dünyanızda neler döndüğüne akıl erdiremedim. Bırakın beni, hayallerimi... En azından kendimi böyle mutlu edeyim
Not: Şiir'i okuyanda benim ama sesi sonradan videoya montajladım -
Ben Hayatta
sen ölü kimin umrunda
Dünya gözlerimin ucunda
Yaşamadan Ölmeyi seçmekse Bu hayaT
Ölmeden Önce Sevmeyi sevilmeyi Bağlanmayı
Unutan insanlar... .Sizlere Söylüyorum ..
Madem Yaşıyorsak ..İnsanlar İnsanı Haywanlar Haywanı Bilmeliki Dünya yer değişmesin
Fikirler Beklenior...
-
A.m için dünya yakılır :(
-
nevorapat bunu yazdı:
-----------------------------A.m için dünya yakılır :(
-----------------------------O kadar diosun
-
VBDream bunu yazdı:
-----------------------------Kryptin şiirleri süper, http://artofdassak.blogspot.com/
edit: İstanbulda olan her müridimiz beni arayabilir, içeriz, herkesin şeytanını alırım, olmaya şeytan sokarım.
-----------------------------
ben istanbuldayken neredeydin abi sen :/ içer içer dertlenirdik. Metal dinleyen varsa biraz doom serpiştiririm birazdan buraya sözler vs. -
Sahi ya, niye sevemedik biz birbirimizi?
Çocukken mahalle bakkalından aldığımız, sağlıklı olmaktan fersah fersah uzak olan şekerleri ne kadar çok severdik. Ne de çabuk sevmiştikte dimi onları? Bi kere denemeye bakardı sadece.
Hatırlarsan, Tsubasa felan vardı, power rangers felan, biri gol attıkça diğeri kötüleri patakladıkça daha çok sevdik.
Nasılda severdik pokemon ustamızı, habire bi' top forlatırdı, içinden bi yaratık çıkan. O yaratıkları bile sevmiştik. Ve ne kadarda çabuk sevmiştik değil mi?
Biraz büyüdük, hepimiz bi kere öğretmenimize felan aşık olduk. Ne kadar kolaydı, hoopp sevivermiştik.
Ya da aşk'ın kelime anlamını bilmeden oluverdiğimiz ilkokul aşklarımız.
Bir anda, göz açıp kapayıncaya kadar sevivermiştik en yakın arkadaşımızı ilkokulda.
Daha da büyüdük, farklı şeyleri sevdik, mesela takım tuttuk, babamız amcamız hangi takımı fısıldadılarsa kulağımızda ondandık biz.
Ne olduğunu sorgulamadan. Onu da sevivermiştik.
Orta okulda da bi kız severdik illa ki. Ne olacak ki seviveriyoduk altı üstü.
Kuş almışızdır, balık almışızdır. Besleyip sevmişizdir onlarıda.
Önümüze ne çıkıyorsa sırayla sevdik gitti işte.
Lise aşkı da vardır arada bi'de. Daha tanımadan etmeden sevivermişizdir kesin.
Sevmek parayla mı arkadaş, önümüze geleni sevdik.
Bi' sinemayı sevdik, bi gitarı, tiyatroyu. Spor yapmayıda sevdik, yemek yapmayıda, boş oturmayıda.Herşeyi sevdikte, bi tek birbirmizi sevemedik insan olarak. Hep bi kulp bulduk, ya anarşikti ya da faşist karşı taraf. Ya öyleydi ya böyle. Ama kesinlikle “kötü bir şey”di. Bi' türlü “insan” diyemedik karşımızdakine, hep “öteki” idi. Küçükken kulağımıza fısıldanan takımları bile sevdik, çok sevdik. İçimizde kendi kendimize büyütükte büyüttük, adını aşk bile koydukta taraftarlığın, karşımızdakine bi “insan” deyipte sevemedik.
Sahi ya, niye sevemedik biz birbirimizi?
İki üç rengi sevip adını aşk koyabilirken, sevmek bu kadar zor mu “insanları” ?