Katar Krizi
-
koray bunu yazdı
Meclis'te, "Türkiye ile Katar Arasında Katar Topraklarında Türk Kuvvetlerinin Konuşlandırılmasına İlişkin Uygulama Anlaşması ile Anlaşmanın Tadili Hakkında Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı" ile "Türkiye ile Katar Arasında Jandarma Eğitim ve Öğretimine İlişkin İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı" kabul edildi.
bu çok ilginç
2 yıl önce zaten kabul edilmişti şimdi neden tekrar kabul ederlerki acaba ? maddeler falanmı değişti.
-
Katar'daki ABD askeri üssü. 2 tane uçak havalansa zaten ülkeyi alır. Cücük kadar ülke.
-
ComputerWolf bunu yazdı
KORE'DE ÖLEN BİR YEDEK SUBAYIMIZIN MENDERES'E SÖYLEDİKLERİ DİYET
Gözlerinizin ikisi de yerinde, Adnan Bey,
iki gözünüzle bakarsınız,
iki kurnaz,
iki hayın,
ve zeytini yağlı iki gözünüzle
bakarsınız kürsüden Meclis'e kibirli kibirli
ve topraklarına çiftliklerinizin
ve çek defterinize.
Ellerinizin ikisi de yerinde, Adnan Bey,
iki elinizle okşarsınız,
iki tombul,
iki ak,
vıcık vıcık terli iki elinizle
okşarsınız pomadalı saçlarınızı,
dövizlerinizi,
ve memelerini metreslerinizin.
İki bacağınızın ikisi de yerinde, Adnan Bey,
iki bacağınız taşır geniş kalçalarınızı,
iki bacağınızla çıkarsınız huzuruna Eisenhower'in,
ve bütün kaygınız
iki bacağınızın arkadan birleştiği yeri
halkın tekmesinden korumaktır.
Benim gözlerimin ikisi de yok.
Benim ellerimin ikisi de yok.
Benim bacaklarımın ikisi de yok.
Ben yokum.
Beni, Üniversiteli yedek subayı,
Kore'de harcadınız, Adnan Bey.
Elleriniz itti beni ölüme,
vıcık vıcık terli, tombul elleriniz.
Gözleriniz şöyle bir baktı arkamdan
ve ben al kan içinde ölürken
çığlığımı duymamanız için
kaçırdı sizi bacaklarınız arabanıza bindirip.
Ama ben peşinizdeyim, Adnan Bey,
ölüler otomobilden hızlı gider,
kör gözlerim,
kopuk ellerim,
kesik bacaklarımla peşinizdeyim.
Diyetimi istiyorum, Adnan Bey,
göze göz,
ele el,
bacağa bacak,
diyetimi istiyorum,
alacağım da.
25 Haziran 1959
ÇOKk acı çok. Bir nebze olsun cezasını buldu ama.
-
-
ComputerWolf bunu yazdı
KORE'DE ÖLEN BİR YEDEK SUBAYIMIZIN MENDERES'E SÖYLEDİKLERİ DİYET
Gözlerinizin ikisi de yerinde, Adnan Bey,
iki gözünüzle bakarsınız,
iki kurnaz,
iki hayın,
ve zeytini yağlı iki gözünüzle
bakarsınız kürsüden Meclis'e kibirli kibirli
ve topraklarına çiftliklerinizin
ve çek defterinize.
Ellerinizin ikisi de yerinde, Adnan Bey,
iki elinizle okşarsınız,
iki tombul,
iki ak,
vıcık vıcık terli iki elinizle
okşarsınız pomadalı saçlarınızı,
dövizlerinizi,
ve memelerini metreslerinizin.
İki bacağınızın ikisi de yerinde, Adnan Bey,
iki bacağınız taşır geniş kalçalarınızı,
iki bacağınızla çıkarsınız huzuruna Eisenhower'in,
ve bütün kaygınız
iki bacağınızın arkadan birleştiği yeri
halkın tekmesinden korumaktır.
Benim gözlerimin ikisi de yok.
Benim ellerimin ikisi de yok.
Benim bacaklarımın ikisi de yok.
Ben yokum.
Beni, Üniversiteli yedek subayı,
Kore'de harcadınız, Adnan Bey.
Elleriniz itti beni ölüme,
vıcık vıcık terli, tombul elleriniz.
Gözleriniz şöyle bir baktı arkamdan
ve ben al kan içinde ölürken
çığlığımı duymamanız için
kaçırdı sizi bacaklarınız arabanıza bindirip.
Ama ben peşinizdeyim, Adnan Bey,
ölüler otomobilden hızlı gider,
kör gözlerim,
kopuk ellerim,
kesik bacaklarımla peşinizdeyim.
Diyetimi istiyorum, Adnan Bey,
göze göz,
ele el,
bacağa bacak,
diyetimi istiyorum,
alacağım da.
25 Haziran 1959
Hocam şimdi sen bunu paylaşıyorsun, geçmişte birinin imzasında mıydı profilde miydi tam hatırlamıyorum Kore'de Türk askerlerinin savaş kabiliyetlerine hayranlık duyan yabancı birinin satırları yer alıyordu. Tamam onu yazan sen değildin ama dikkat çekmek istediğim nokta şu: Neden her şeye böyle duygusal yaklaşıyoruz? Mantığımız duygularımızın güdümünde. Kore Savaşı'na katılmanın NATO' ya girmek için ne kadar belirleyici olduğunu; o dönemde NATO'ya katılmamış bir Türkiye'nin Sovyetler'e ne kadar kolay lokma olabileceğini bilmiyor musun yoksa önemsemiyor musun? Menderesçi şucu bucu değilim kesinlikle. Hatta o döneme dair ABD ve NATO karşısında eğilip bükülen siyasilerimizin yaptıklarını her dış politika okuması esnasında hicap ve ızdırapla okuyorum. Ama Türkiye'nin gerçeği bu değil mi? Mecbur kalmışız işte ABD'ye. Siyasilerin metres memesi ellemiş olması, vur patlasın çal oynasın yaşamış olması Türkiye'nin bu savaşa katılmasının o dönemde bir gereklilik olduğu hakikatini değiştiriyor mu? Değiştirecektiyse ben de size katılacağım ve bühtan edeceğim.
Katar meselesinde ipin son durağının Türkiye olduğunu göremiyor musunuz gerçekten? Birleşik Arap Emirlikleri bile gidip bilmem Afrika'nın neresinde üs kurarken Türkiye'nin kendi sınırları içerisine kapanması ile rahat bırakılacağını ve refaha ereceğini mi düşünüyorsunuz gerçekten?
Gerçekten merak ettiğim için soruyorum.
-
dün İran dışişleri bakanı türkiyeye geldi bugün katarla işbirliği yapmamız için konuşulan tasarı kanunlaştı..
tarafımızı seçtik iran çin rusya...
-
Suudileri destekleyen Araplar sosyal medyadan Türk mallarını boykot çağrısında bulundu. Birçok hesap tarafından paylaşılan çağrıya Türk vatandaşları tepki gösterdi.
-
dönüp dolaşıp mevzu yine türkiyeye girecek
-
umit bunu yazdı
dönüp dolaşıp mevzu yine türkiyeye girecek
-
umit bunu yazdı
dönüp dolaşıp mevzu yine türkiyeye girecek
1923'ten beri mevzu Türkiye, yeni bir şey değil.