folder Tahribat.com Forumları
linefolder Genel
linefolder Polonya Vatandaşı Rus Kırması Soysuz Nazımı Biraz Tanıyalım Bakalım!!!



Polonya Vatandaşı Rus Kırması Soysuz Nazımı Biraz Tanıyalım Bakalım!!!

  1. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    tiyansan
    tiyansan's avatar
    Kayıt Tarihi: 06/Kasım/2003
    Erkek
    NAZIM NAZIM DEDİKLERİ...


    Nazım Hikmet 12 Ağustos 1925 tarihinde İstiklal Mahkemesi huzurunda komunizm propagandası yahmak suçu ile 15 yıl ağır hapse mahkum olmuştu. İkinci defa 1938 yılında harp okulu talebeleri arasında gene komunizm propagandası yapmaktan tekrar 15 yıl ağır hapse;

    Üçüncü defa ise gene aynı yıl içinde deniz kuvvetlerimize mensup subay ve eratı isyana teşvik suçundan 28 yıl ağır hapse mahkum edilmiş müzmin bir sabıkalı idi.

    1950 yılında cezasının büyükçe bir kısmı affedilmek suretiyle hürriyetine kavuşturulmuş olmasına rağmen, 1951 yılında Türkiye’den kaçmış, Moskova’da ilk verdiği beyanatta “Benim asıl vatanım Rusya’dır” demek suretiyle Türk milleti ve Türk vatanı ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını bir kere daha açıkça ifade etmişti. Nazım Hikmet 12 yıl yaşadığı Moskova’da ve diğer demirperde ülkelerinde fasılasız Türkiye aleyhinde faaliyet göstermiş, her gün beş ayrı saatte Türkçe yayın yapan Komunist bizim radyoyu idare etmişti.

    Türk’ e düşman olmanın derecesine bakın ki; Moskova’da yaşadıktan bir süre sonra, Polonya’ya gitmiş, kendisinin Polonyalı bir aileden geldiğini ispat etmek suretiyle RAN olan soyadının yerine VERZANSKİ soyadını almıştır. Daha sonra yazdığı LEHİSTAN MEKTUBU başlıklı şiirinde de;

    “Göğsümü kabartmıyor değil / Dedelerimin birinin Leh’li oluşu..” demektedir. Nazım Hikmet 2 Haziran 1963 yılında öldükten sonra Türkiye’ de bıraktığı ve yetiştirdiği Marksist kafalarla, onlara ayak uyduran gafil kafalar, Nazım’ın ihanetini unutturmak istemişler, onun VATAN HAİNİ değil, VATAN ŞAİRİ olduğu yalanını, bir gerçekmiş gibi yaymışlardır.

    Bilindiği gibi Nazım’ın eserlerinden oluşan ve hakkından methiye olarak kaleme alınan kitapların sayısı 70’ e ulaşmış olmasına karşın, onun gerçek hüviyetini açıklayan, faaliyetlerini, mahkumiyetini, ihanetini ve komunizmle ma’lül olan şifa bulmaz hastalığını dile getiren Necdet SANCAR’ ın NAZIM HİKMET MASALI adlı kitabı istisna edilirse henüz yayınlanmamıştır. Masum ve körpe dimağlar bu yalanla tersyüz edilmiştir. İşte bu kitabımızda bu vazifeyi yerine getirmek istiyoruz. Yani yanıltılan, tersyüz edilen, hatta Nazım’ın eserleriyle tahrik ve tahrip edilen dimağları tamir ve tenvir etmek istiyoruz.

    Bir hususu daha hatırlatalım ki; Nazım Hikmet methiyeciliği sadece onun adına yayınlanan kitaplar vasıtasıyla yapılmamıştır. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerimizde doğum ve ölüm yıldönümlerinde onu anmak için toplantılar tertiplenmiştir. Adı ilerici, devrimci maskesi ile gizlenmek istenen Marksist teşekküller, onun adına ödül verilmesi için faaliyette bulunmuşlardır. Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Devrimci kuruluşların salonlarında Nazım Hikmet adına sergiler düzenlenmiştir. Kısa adı DİSK olan bir işçi teşekkülünün, GREV kararı aldığı fabrikaların kapılarına boy boy N. Hikmet resimleri asılmıştır. Dahası var; onun adına albümler, tablolar, takvimler yaptırmışlardır.

    Solcu sosyalist, Marksist yazarların yanında Ankara ve İzmir Belediye Başkanları, Nazım Hikmet’in Moskova’ daki mezarlarını ziyaret programları tertip etmişlerdir. Hatırlarda olduğu üzere 1975 yılının Ekim ayı içinde CHP’ nin Ankara Belediye Başkanı olan Vedat DALOKAY, Moskova Belediye Başkanı’nın davetlisi olarak Rusya’ya çağrılmıştı. İstanbul ve Ankara’ da yayınlanan bir kısım gazeteler, Vedat DALOKAY’ ın Moskova seyahati dolayısı ile, Ankara’ dan götüreceği bir torba toprağı VATAN ŞAİRİ dediği Nazım Hikmet’ in mezarına serpeceğini haber vermişlerdi.

    Vedat DALOKAY böylesi resmi davete icabet ederken Nazım Hikmet’in mezarına toprak götürmek gibi oldukça utanç verici bir harekete tevessül etmeyeceği zannedilmişti. Çünkü Vedat DALOKAY önce bir partiyi temsil etmekte idi. Hem de mecliste en çok üyesi bulunan bir partiyi. Hiç değilse mensup olduğu partiyi düşünerek bir takım hain kafaları sevindirecek bir harekete tevessül edemezdi. Üstelik Vedat DALOKAY dünyanın her yerinde olduğu gibi, Marksist ve Komünistlerin hırsız adını verdikleri bir kişi idi. Çünkü komünizmin lügatında zenginlik eşittir hırsızlık demekti.

    Vedat DALOKAY’ da Türkiye’mizin sayılı zenginlerinden biri olduğuna göre, malına, servetine, GÖZ DİKEN zihniyeti memnun edecek bir harekette bulunamazdı.

    LAKİN !...

    Vedat DALOKAY böylesi masum düşünenleri şaşırtan, camiden çıkıpta CHP’ ye oy veren yoksul vatandaşımızı fazlasıyla utandıran bir harekete tevessül etmiş, şimdiye kadar en büyük Türk düşmanlarının, en hain satılmışın, en iğrenç bir komünistin bile cesaret edemeyeceği bir işi yapmış, VATAN toprağını bir VATAN HAİNİ’ nin mezarına götürmüştü...

    Bir kısım gazetenin haberine bakılırsa, Ankara’ dan alınıp Rusya’ ya Nazım Hikmet’ in mezarına götürülen toprak, Anayasa’yı ihlal suçu ile daha doğrusu Türkiye’ de Marksist Leninist bir düzeni hakim kılmak suçu ile idam edilmiş olan Deniz GEZMİŞ’ in mezarından alınmıştır. Vedat DALOKAY’ ın sanki yapacak başka bir işi kalmamıştı. Rusya dönüşünde de, Sovyetlerde nasıl bir anlaşmaya varıldığı haberlerinden ziyade, LENİN’ in büstü önünde, KIZIL MEYDANDA ve Nazım Hikmet’ in mezarı başında boy boy resimleri yayınlanmıştır. Üstelik Nazım Hikmet’ in mezarının Türkiye’ ye getirileceğini beyan etmişti.

    Dalokay’ ın bu davranış ve beyanları, hiç şüphesiz Marksist militanlar için Nazım Hikmet adına daha doğrusu komunizm adına yapageldikleri propagandalar için yeni bir cesaret kaynağı olmuştu.





    Tahribat Forumda din, dil, ırk vs. ayrilik sebebi degildir. Tahribat.Com siyasi propaganda merkezi de degildir. Forumumuzda bulunan üyelerimizin ait oldugu bir gruba toptan yapilan seviyesiz hakaretler sebebiyle banlanmistir. Ibret-i alem icin. Tahribat.Com Yönetimi
  2. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    tiyansan
    tiyansan's avatar
    Kayıt Tarihi: 06/Kasım/2003
    Erkek
    BÜYÜK BAŞBUĞ NİHAL ATSIZIN USTA KALEMİNDEN NAZIM KÖPEĞİ!!İBRETLE OKUYUN

    Don Kişotu herkes bilir; kahramanlık martavallarıyla dolu kitapları okuya okuya zayıf sinirleri büsbütün sarsılan ve aklını oynatan bu kahraman taslağı, cihana güya adalet götürmek için sıska bir ata biner ve paslanmış bir mızrakla yola çıkar. Bozuk kafasında yalnız düşman orduları ve devler olduğu için koyun sürülerini asker, yeldeğirmenlerini dev sanarak onlara hücum eder. Sonunda ne olduğu da malumdur.

    Son zamanlarda da İstanbul"da bir komünist Don Kişotu türedi. O da modası geçmiş paslı bir mızrakla ve kafasında yalnız burjuva - proleter manisi olduğu halde rasgele saldırıyor, haykırıyor, hırslanıyor, tulumbacı ağzıyla şiirler (?!) yazıyor. Gayesi basit, fakat pek yaman: Türkiye`de halk rejimi yani komünizmi kurarak bu çorak memleketi cennet haline getirmek.

    İşin doğrusunu söylemek icap ederse asıl Don Kişot olanlar bu işin elebaşılarıdır. Onların Türkiye`deki müsveddesi olan Nazım Hikmetof Yoldaş da ancak bir Sanso Pansa`dir. Fakat Türkiye`de baş komünist kendisi olduğu ve yahut öyle geçindiği için ona, Türkiye komünistlerine de değer biçmek üzere, Don Kişotluk rütbesini çok görmüyorum.

    Kara vicdanını Mujik cehenneminde kızartan ve Yahudi Marks`ın bayat felfesinin altına bir kole gibi yatan, karanlık günlerimizde İstanbul`dan ve Anadolu`dan kaçarak Moskova`da ense yapan yurt kaçkını Nazım Hikmetof Yoldaş`a hiçbir sözüm yoktu. Çünkü türlü türlü maniler ve türlü türlü manyaklar olduğunu biliyordum. Fakat Hikmetof Yoldaş nebbaslığa başlıyarak büyük Namık Kemal`in kemiklerine diş uzatınca mesele değişti.

    Komünist Nazım Hikmetof ile romancı Peyami Safa`nın aralarında ne geçtiyse geçti. Düne kadar birbirinin dostu ve bedava reklamcısı olan bu iki edib-i şehir bozuşup cilveleştiler. Itiraf etmeli ki bu münakaşada Peyami Safa daha dürüst hareket etti; münakaşayı münakaşanın çerçevesinden aşırmadı. Fakat, ya Hikmetof Yoldaş? Hayır, o böyle bir fırsatı kaçıramazdı. Ahmet Haşim`e Hamdullah Suphi`ye, Yakup Kadri`ye saldırdığı zaman kimse kendisine cevap vermedi ya, o zavallı gafil bunu kendi kahramanlığından yıldıklarına hamletti; bir saldırış daha yaptı. Nazım Hikmetof Yoldaş bu saldırışını da yalnız Peyami Safa`nın şahsına yapsaydı tabii yine kimse sesini çıkarmıyacaktı. Çünkü onun fikirleri gibi Polon ve Mison karışık argosu ile, trak tiki taklarla, karamaca beyleriyle karışık edebi soytarılıklarları, iğrenmeden okuyabilenleri eğlendiriyor, onlara hoşca vakit geçiriyordu. Fakat Nazım Hikmetof Yoldaş bu münakaşayı Türk milliyetperverliği üzerinde tepinmeğe yeltenmek için vesile yaptı ve Türkiye`nin en büyük adamlarından biri olan Namık Kemal`i arslan postu giymiş olmakla ittiham etti. Öyle sanıyorum ki arslan postu giymiş olmakla kasdettiği mana eşekliktir. Bu, arslan postu giyen ve kendisini arslan diye satan eşeğin hikayesine telmihen yapılmış, komünistlere yaraşır şekilde bayağı, Don Kişotca bir tesbihtir. Bir kere Namık Kemal arslan postu giymiş değildir. Namık Kemal arslanın ta kendisidir.

    Evet, Namık Kemal arslandı , sırtlan değil... Çünkü mezarlarda yatan arslanlara değil, kanlı cellat gibi tepemizde yaşıyan kızıl sultanlara saldırıyor, ağız dolusu küfürü onların suratına haykırıyordu.

    Fakat bu böyle olmasa bile, Namık Kemal`in arslan postu giymesi veya Nazım Hikmetof Yoldaşın kendi postu içinde yaşaması münakaşaya girecek şeyler midir? Madem ki münakaşa ( veya cilveleşme) Peyami Safa ile yapılıyordu ve uzaktan veya yakından Namık Kemal ile ilişikliği bulunmuyordu, o halde Namık Kemal`i hakaret etmekte mana yoktu.

    Peyami Safa`ya telkin veren Hikmetof Yoldaş, kendi salkım yutmaktadır. Ona "ölüleri mezarında rahat bırak" dediği halde niçin leş arıyan sırtlanlar gibi Namık Kemal`in mezarini eşiyor? Görülüyor ki Hikmetof Yoldaş ne dediğini bilmeyen, tezatlar içinde yüzen zavallı bir hastadır.

    Hikmetof Yoldaş aynı zamanda megalomaniyle de uğraşmıştır. Bu zavallı büyüklük meraklısının kuruntusuna göre Peyami Safa, Hikmetof Yoldaşın karşısına kendiliğinden çıkmış değilmiş. O`nu çıkarmışlar ve Hikmetof Yoldaşın paçasına salıvermişler. Bir büyük ölünün kemiklerine saldırmakla Nazım Hikmetof Yoldaşın paçasına saldırmak arasındaki farkın, yükseklik cihetinden ikincisinin lehinde olduğunu şöyle bir tarafa bırakarak soralım: Peki Hikmetof Yoldaş! Mademki her saldırış bir kışkırtma ile yapılıyor, o halde seni Namık Kemal`in kemiklerine saldırtan kim?

    Hem de megalomaniye bakın ki herkes, milliyetperverler, hatta hükümet bile Nazım Hikmetof Yoldaşa doğrudan doğruya saldırmaktan çekiniyor da O`nun karşısına Peyami Safa`yı çıkarıyor ve Peyami Safa`da bu iş için para alıyor. Tabiidir ki dünyada her şeyi iktisadi gözle gören Gospodin Nazım Hikmetof Yoldaş için her hareket iktisadidir. Her hareket iktisadi olduğu için de Peyami Safa, Hikmetof Yoldaşa vereceği cevabın karşılığı olarak milliyetperver kaynaklardan para almıştır. O halde biz de soralım: Her hareket iktisadi olduğuna göre acaba Hikmetof Yoldaşın Namık Kemal`in kemiklerine saldırmasında hangi iktisadi amiller rol oynamıştır?

    Nazım Hikmetof Yoldaş hülyalı ve manyak muhayyelesiyle kendisini devler arasındaki bir kahraman olarak gördüğü ve Türkiye`yi sözüm ona irsada memur olduğu için , karşısına dikilen herkesi bir kafir ve her kafiri de batıl dinin ulularından yardım gören birisi olarak kabul edebilir. Belki benim için de böyle düşünebilir. Fakat şu hakikatı aklı başında ve namuslu insanlardan hiçbiri inkar edemez ki Hikmetof Yoldaş bu hızını ve cesaretini Moskova`nın orak ve çekicinden aldığı halde ben damarlarımdaki Türk kanından başka hiçbir yerden almıyorum.

    Nazım Hikmetof Yoldaş Peyami Safa`ya yüksekten bakıyor. "Okuman lazım evlat" diyor. Peyami Safa`nin Hikmetof Yoldaştan daha okumuş. yüksek kültürlü olduğu muhakkak olmakla beraber acaba Hikmetof Yoldaş el aleme "okuman lazım" diyecek kadar okumuş mudur? Ben bunu hiç ummuyorum. Eger Hikmetof Yoldaş biraz okumuç olsaydi Türkmenistan`da budizm dininin bulunmadığını ve Simavneli Şeyh Bedreddin`nin komünist olmadığını bilecekti. Malum ya, Hikmetof Yoldaş ilmi, siyasi, içtimai, tarihi hakikatlerle (?!) dolu olan şiirlerinin (?!) birinde kendilerinin (yani komünistlerin) vaktiyle Şeyh Bedreddinle beraber ayaklandıklarını söylediği gibi başka bir şiirde de Türkmen kayıkçıyı Türkmenistanlı bir buda heykeline benzetiyor. O halde ben de kendisine şöyle söylüyebilirim: "Okuman lazım Yoldaş!Buda dini Türkmenistan`a tarihin hiçbir devrinde girmemiştir. Türkmenistanlı Buda heykeli demekle İskoçyalı Safii imami demek arasında fark yoktur ve Şeyh Bedreddin senin sandığın gibi bir komünizm mübessiri değildir. O`nun ne olduğunu senin bugünkü ilmin, kafan ve seciyen anlıyamaz. Okuman lazım Yoldaş! Mujikistan cambazhanesinde size bunları elbette öğretemezlerdi. Okuman lazım, okuman!"

    Hikmetof Yoldaş, Peyami Safa`nın babası, Ingiliz-Boeer savaşında kazandıkları zaferden dolayı İngilizleri tebrik etti diye çatıyor. Bundan Hikmetof Yoldaşa ne olduğunu anlıyamıyorum. İngilizler bir avuç Boeeri yendi diye sevinmek gerçi doğru bir hareket değildir, fakat İsmail Sefa`nın dinine dahleden Yoldaşın kendisi sanki müslüman mı? Bolşevikler küçük Azerbaycan Cumhuriyetini istila ettikleri zaman Hikmetof Yoldaş acaba kaç defa taklak attı? Ingiltere`ye hulus çakmakla Moskova`ya dalkavukluk etmek arasında ne gibi bir fazilet farkı olduğunu anlıyamıyorum.

    Nazım Hikmetof Yoldaş hasep, nesep, şeref, kan diye birşeyler tanımadığını söylüyor, bunları söylemeğe lüzum yoktu. Biz zaten komünist taslaklarında böyle şeyler olmadığını biliyorduk. Ataları, bu toprağa kan katanlardan, halis kanlı Türk olanlardan bir komünist çıktığını da zaten şimdiye kadar görmedim. Bunlar daima kanı bozuk, sütü bozuk, yeri yurdu belirsiz, soyu sopu şüpheli ve Türk olmuyan kimselerdir. Nitekim Nazım Hikmekof Yoldaşın kendisi de Türk değildir. Acundaki komünizmin de nasıl bir bozuk kan unsuru olduğunu anlamak için onların önderlerine bakmak kafidir. Biz, kanı Türk olmuyan yurttaşlardan bu yurda ne kadar bağlılık beklenebileceğini birçok acı denemelerle öğrenmiş bulunuyoruz. Onun için Misonlar, Kohenler ve Çerkes Ethemlerle Nazım Hikmetof Yoldaş arasında hiçbir fark görmüyoruz.

    Karışmamış kan davası yalnız hayvanlar değil, insanlar için de vardir. Hayvanların en asil ve değerlileri halis kanlı olanlar olduğu gibi insanlarin en asilleri en saf kanlı olanlarıdır. Kan ve ırk meselesi kan grupları tetkiki demek olan fizyolojik ve antropolojik bir meseledir. Sonra, Nazım Hikmetof Yoldaşın hatırı için veraseti de inkar edecek değiliz a... Zaten tabii ilimler bakımından insanla hayvana aynı gözle bakılmak gerektiği halde, kuyruğuna motor takmağa kalkacak kadar ilmi zihniyetli geçinen Nazım Hikmetof Yoldaş nedense işine gelmiyen ilmi hakikatlerden tegaful ediyor. Bize gelince: Biz, kuyruğumuz olmadığı için motor takmağa da kalkışmayız. Yalnız tabii değil içtimai bakımdan da insanla hayvan arasında münasebet olduğunu da aramızda yaşayan bazı insanlara bakarak kabul edebiliriz. Fakat insanları yalnız ve sadece mide ve hüsyeden mürekkep bir makine gibi kabul edemeyiz. İnsanları yaşatan bir de şeref ve haysiyet olduğuna inaniriz ve Nazım Hikmetof Yoldaşa yine ilmi bir hakikat olarak beyan ederiz ki: Göçebe olduğu zamanlarda bile toprak mülkiyetini tanıyan Türk Milleti komünist olamaz. En yoksul Türk köylüsünün bile el evinde el ekmeği yemeğe tahammülü yoktur. Kaldı ki hiçbir şeye sahip olamayan ve esir yaşamağa alışan mujikler bile bir çanaktan yemeğe alışamadılar. Komünizm Rusyada bile hakikat olamadı. Nerede kaldı ki kanı, dili, dini ve dileği bütün olan Türk köylüsü komünist olacak. Onun için Nazım Hikmetof Yoldaş artık yanlış kapı çalmaktan vazgeçsin. Beğenmediği Türkiye cehenneminden çıkarak huri ve gilmani bol olan komünist cennetine gitsin. Hikmetof Yoldaşa şunu da ihtar ederim ki onun gibi kabadayı fedailer daima ateş hattında bulunurlar. Burası kızıl orduların ateş hattı değildir. Burada kalmak ve sözüm ona kahramanlık yaygarasıyla bol bol matbaa mürekkebi harcamak mertliğe yaraşmaz.

    Ben Nazım Hikmetof Yoldaşa bu cevabı daha önce verebilirdim. Başkalarının vermesini bekledim. Başkaları verecektir sandım. Bir zamanlar İstanbul`daki bir Edebiyatçılar Birliği vardı. İstanbul`un meşhur ve meçhul bütün şairleri, edipleri oranın azasıydı. Hatta zannedersem Nazım Hikmetof Yoldaş da Bahri Hazer adındaki şiirini Peyami Safa`nın kılavuzluğu ile ilkönce orada okumuştu. Bir gün, gazetenin birinde "Şekspir büyük şair değildir." diye bir yazı çıktığı için bu Edebiyatçılar Birliği azaları hep birden şahlanmışlardı. O ne asıl heyecandı öyle !... Şekspire saygısızlık edildi diye o yazıyı yazanı dünyaya geldiğine pişman etmişlerdi. Halbuki Şekspir bizim neyimizdi? Ve acaba hakikaten o kadar da büyük mü idi? Bütün bunlar su götürür şeyler olmakla beraber şimdilik geçelim. Halbuki bu sefer Nazım Hikmetof Yoldaş bizim büyük şair ve büyük vatanperverimiz Namık Kemal`e sövüyor da o edebiyatçılardan hiçbirisinin kılı kıpırdamıyor. Doğrusu, memleketin edebiyatçılarının kansız insanlar olduğunu biliyordum ama bu kadar kansız olduklarını kestiremiyordum.

    İstanbul`da bir de gazeteler vardır. Hem de hepsi fırkanın gazeteleridir. Balatta bir sarhoş yahudi çıksa, içini dışına dökse, küçük bir şeye küfretse hemen polisler yakalar, gazeteler yazar, divana çekerler. Nazım Hikmet Yoldaş da yetim-i Sefaya çullanırken onu muhalif diye jurnal ediyor ve alt yanında da faşisto-demokrato liberal diye rejime saldırıyor ve alay ediyor. Bunu polisler anlıyamabilir. Fakat o pek anlayışlı ve uyanık gazetecilerimiz nerede? Tan`in baş sayfalarında demokratlıkla devletçiliğin evlenme törenini yapan ve bu iki fikri birleştirmeğe çalışan Mahmut Esat Bey nerede? Öyle mi Nazım Hikmetof Yoldaş? Faşisto demokrato-liberal.... Gölgesinde rahat rahat yazı yazabildiğin rejimi böyle mi anliyorsun?

    İstanbul`da birde "Milli Türk Talebe Birliği" vardir. "Milli Türk" terkibinin saçmalığına ve bunun, Türk olmuyanlar tarafından kendileri hakkındaki şüpheleri bertaraf etmek için yapılmış bir manevra olduğu hakkındaki telakkilere rağmen bu genç arkadaşlar bir zamanlar Cevdet Kerim Bey`le vatanperverlik rekorunu kırmak için maç yapmışlardı. Bir yabancı bir Türk memuruna hakaret etti diye camları taslamışlardı. Fakat bu sefer o Türk memurundan namutenahi kere büyük olan bir Türk şairi hakarete uğruyor da bu Türk gençliği sesini çıkarmıyor? Nerde kaldı Namık Kemal için yapılan ihtifaller?... Demek ki onlar gösterişti. Gösteriş olmasaydı bu gençlik bir varlık gosterirdi. Halbuki onlar "Gençlik Var" diye mecmua da çıkarmışlardı. Hazin ve gülünç varlık...

    Acaba bu Nazım Hikmetof Yoldaşın san"atta ne değeri var? Bazı budalalar tarafından asrın en yüksek şairi olduğu bile ilan edilen bu Sanso Pansa`nın şairliği hakikaten 100 numara mıdır? Bana sorarsanız sıfır. Şiirin bir tarifi vardır. Nazım Hikmetof Yoldaşın hezeyanları o tarife sığmaz. San"atta dar bir çerçeve içinde kapalı kalmak taraftarı değilim. Fakat tulumbacı argolarını, zevk fesadına uğramış naraları da san"at diye kabul edemem. Aklı başıda kimse de kabul edemez. Şiir vezinle ve kafiyeyle olur. Böyle olmuyan yazılara nesir derler. Gerçi nesirde de şiir yapılır ama bu, manzum şiirden daha güç, daha san"atkarane birşeydir ve Hikmetof Yoldaşta bunun zerresi yoktur. Nitekim gölgesi Orhan Selim`in yazıları da meydandadır. İşte Nazım Hikmetofun san"atından parçalar:

    Bana bak:
    Hey!
    Avanak!

    * * *

    trrrrum,
    trrrrum,
    trrrrum!
    trak tiki tak!
    Makinalaşmak
    İstiyorum,

    * * *

    Şiirerim içilmez
    Ingiliz tuzu gibi.

    Hakikaten, Ingiliz tuzunu, Moskof mushili içilerek yazılmış olan bu satırların üzerine içmek daha doğru olur. Sonra trrrrum diye makine taklidi yapmak hangi şiirin ve hangi zevkin kabul edeceği şeydir? Şiir yalnız taklidi lafizlarla mı meydana gelir? Kelimelerin ahengi yok mudur? Hikmetof Yoldaşın ağzındaki teneke düdüğün sesine çelik pistonlu makinelerin iniltisidir diyebilir miyiz? Hikmetof Yoldaş köpek veya sığır başlıklı şiirler yazsa havlıyacak yada böğürecek mi? Bütün bunlar yalnız şunu gösterir: Nazım Hikmetof Yoldaşta zevk fesada uğramış, tereddi etmiştir. Eğer onun şiirleri çok okunuyorsa bu da okuyucu kütlesinin bozuk zevkli olduğunu gösterir. Nitekim bazı edepsizce ve açık saçık kitaplar da el yazılarıyla yazıp dağıtılacak kadar çok rağbet bulmuştu. Nazım Hikmetof Yoldaşın çok mukallitleri çıkıyorsa bu da o tarzın kolay oluşundandır. Çünkü vezin ve kafiyeli ve aynı zamanda manalı şiir yazmanın güçlüğünü anlıyan kabiliyetsiz insanlar için başvurulacak yegane yol vezinsiz, kafiyesiz, manasız, mantıksız yazı yazmaktan ibarettir.

    Nazım Hikmetof Yoldaş burjuva düşmanıdır. Fakat bu düşmanlıkta müteassıp softalardan daha müteassıptır. Bu softalarca nasıl namaz kılmayan, oruç yiyen kimseler kafirse, asılması sevapsa, Hikmetof Yoldaş için de burjuvaların asılması elzemdir. Fakat bir yazısında Piyer Loti`ye "domuz burjuva" diyen Hikmetof Yoldaş "domuzuna proleterlik" sattığı halde bayağı burjuvadır. Başka bir yazısında da ayda 60 papallle geçindiğini söylemek istiyor. Galiba Gospodin Yoldaş cenapları 60 liranın Türk köylüsünün rüyasında bile görmediği bir servet olduğunu unutuyor. Bu taslağa şunu söylerim ki: Mert adam, sözünün eri adam proleterlik sattığı halde burjuva geçinmez. Nazım Hikmetof Yoldaş mütareke yıllarında, yüz elliliklerden Refi Cevadin Alemdar gazetesi idarehanesinde ayı oynattığı günden bugüne hep burjuva olarak geçinmiştir ve.... Kurtuluş savaşında düşman karşısına çıkacak yüreği olmadığı için Rusyaya kaçarak savaşın bitmesini beklemiş ve savaş bittikten sonra buraya bir kahraman(?) olarak dönmüştür. Bir iki defa hapse girmek ve ağız dolusu argo savunmakla kahramanlığın kazanıldığı bir zamanda bu da çok görülmez. Fakat unutmamalıdır ki argonun da soylusu ve soysuzu vardır. Eski Çeşme meydanında saldırma çeken kabadayı argosuyla Beyoğlu sokaklarında dolaşan Palikarya oğlanlarının argosu arasında dağlar kadar fark vardır. Tıpkı aç midesine yumruğu basarak ıztırap içinde didinen bir emekcinin iniltisi ile Nazım Hikmetof Yoldaşın 60 papale haykıran naraları arasında fark olduğu gibi.

    Bu küfürler, bu palavralar, bu düzgünlü yaveler, bu Babıali sokaklarında don kişotca kişnemeler sözde hep Türk işcisi için değil mi?

    Türk işcisi bu deli saçmaları, bu gerdan kırmalar, nara atmalarla mı kurtulacak; bolluğa tokluğa, sağliğa kavuşacak? Hayır Nazım Hikmetof Yoldaş! Aç adamlar maskaralık istemiyorlar. Aç adamlar ne yetim-i Sefa`nin kırık mızraplı udu, nede Namık Kemal`in ölüsüyle ve kemikleriyle beslenmek istemiyorlar. Aç adamlar bol bol papel getiren naralı şiirler, mahkemelerde dile gelen tezler ve sokaklarda kişniyen ülkülerle avunmak ve aldanmak istemiyorlar. Aç adamlar iş ve refah istiyor. Aç adamlar açık sözlü, açık özlü, ak alınlı kahramanlar istiyor. Açık gözlü taslaklar değil....

    Nazım Hikmetof Yoldaş! Sarı suratlı afyonkeş Çinlilerle kara suratlı yamyam Habeşlerin davasını güdüyorsan, haydi oraya... Yolun açık olsun. Babiali caddesinde Habeş davası müdafaa olunamaz. Senin begenmediğin burjuvalardan yüzlerce kişi Habeş davasını kanlarıyla korumak için kızgın kum çöllerine koştular. Sende o yürek nerede? Şimdiye kadar ki susuşumuzu sakın güçsüzlüğümüze ve çekindiğimize verme. Deli-Petro gibi bayrak açıp gelseniz bile bizi karşınızda Baltacı`lardan mürekkep bir ordu halinde bulursunuz. Hem bu sefer her biriniz için Katerin gelse de elimizden kurtulamazsınız.



    Hüseyin Nihal ATSIZ

    <<<


    Tahribat Forumda din, dil, ırk vs. ayrilik sebebi degildir. Tahribat.Com siyasi propaganda merkezi de degildir. Forumumuzda bulunan üyelerimizin ait oldugu bir gruba toptan yapilan seviyesiz hakaretler sebebiyle banlanmistir. Ibret-i alem icin. Tahribat.Com Yönetimi
  3. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    KIZILYILDIZ
    KIZILYILDIZ's avatar
    Kayıt Tarihi: 08/Mart/2003
    Erkek
    nihal atsız" cılar size söylüyorum.
    gidip kendi sitenize yazsanıza bunları.
    oradan alıp copy+paste lar yerine kendi fikirlerinizi iki cümleyle anlatın da forum boş yere dolmasın bari.
    yada link verin isteyen okusun.
  4. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    mantus
    mantus's avatar
    Kayıt Tarihi: 06/Eylül/2003
    Erkek
    VATAN HAİNİ


    "Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
    Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
    Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
    Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
    bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson"un
    66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
    Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
    "Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
    Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."

    Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
    hainiyim, ben vatan hainiyim.
    Vatan çiftliklerinizse,
    kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
    vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
    vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
    fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
    vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
    vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
    ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
    vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
    vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
    ben vatan hainiyim.
    Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
    Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.


    GERÇEK VATAN HAİNLERİNE!!!!

    Labirentten çıktığında karşında beliren kocaman düzlükte yolunu daha kolay bulacağını mı sanıyordun ?
  5. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    NovalgiN
    NovalgiN's avatar
    Kayıt Tarihi: 12/Ağustos/2002
    Erkek
    Bu gün Türkiye küçük amerika olmuşken,

    Ve bu faşist zihniyet bunu eleştirmezken

    Kalkıpta Nazım Hikmetin nereden geldiğini araştırmaları

    Gerçekten üzücü...

    Yağmur dindi, yağmura inandık.|www.birboluiki.net
  6. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    quit
    quit's avatar
    Kayıt Tarihi: 25/Ekim/2003
    Erkek
    ve ne yazıkki türkiye nin tarihine mal olmuş dünyanın ayakta alkışladıgı bir türk şairini ne yazıkki kin kusmaları çok üzücü...unutmayın alpaslan türkeş sadece mhp lilerin oldugu kongrenin birinde nazım "ın
    " dört nala gelip uzak asyadan
    bir kısrak başı gibi uzanan
    bu memleket bizim"
    dizelerini okuyarak açmıştı..
    ve ne yazıkki buna rağmen siz devamlı kin kusuyorsunuz...
    bi söz vardır..neslini inkar edenin geçmişini zikim diye..harbi züper bi söz..

    ihr lacht weil ich anders bin , ich lache weil ihr alle gleich seid...
  7. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    destroyervirus
    destroyervirus's avatar
    Kayıt Tarihi: 27/Aralık/2002
    Erkek
    ya bu ülkenin neresi faşist nowalgin kardeşim??? milli ve dini değerlere sahip çıkanlar anında "kafatasçı" ve "gerici" olmakla suçlanıyor. bir çok yazar türkiyeye "son komünist ülke" diyor. gazete okuyun biraz allah aşkına, bilir bilmez burda yorum yapmayın. daha fikirleri şekillenmemiş arkadaşlar da okuyor bu formu. ben şucu bucu değilim. bu ülkeyi sevmek için ülkücü, komünist falancı filancı olmak gerekmiyo. bir ülke ideoloji ile yönetilirse zarar eder. ülke yönetimi menfaattir, hiç bir üke hiç bir ülkenin dostu değildir, arada menfaat vardır. her ülkeye şit mesafede olunmalı. BEN TÜRKÜM!!! bunu böyle büyük harflerle yazmak için ülkücü veya başka bişeyci olmak gerekmiyo anlatabiliyo muyum???? burası benim vatanım!!!!

    Ne kadar bilirsen bil, anlatacakların karşındakinin anlayacağı kadardır. MEVLANA
  8. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    loshmil
    loshmil's avatar
    Kayıt Tarihi: 16/Eylül/2003
    Erkek
    Amerika bugün Bati Türkelini isgal etmistir. Yüzyilin basindaki yunandan pek farki yoktur. Artik topla tüfekle degil, para ile isgaller olur. Amerika yerli isbirlikcilerini de kullanarak 1950 den beri sinsi isgalinin sürdürüyor! Anglo-saxon da düsmandir, slav da düsmandir, cermende düsmandir!
    Yasadigimiz bugün, bagimsizligimizi yitirdigimiz su günler, bu isgalin bir sonucudur.
    Bu son yillarda iyice su yüzüne cikmaya basladi!
    Bu tespite herkes varabilir. Ama bugün bu düzene karsi gelen kac kisi var? Bu düzene DUR diyen kac parti veya kurulus var??????ß

    BIZ ÜLKÜCÜLÜK GIBI BIZZAT CIA TARAFINDAN ICAD EDILMIS SACMASAPAN BIR IDEOLOJININ PESINDE DEGILIZ! BIZI ONLARLA KARISTIRMA. ÜLKÜCÜLER EFENDISINE YANI AMERIKA ITAAT ETMEYE MECBURDUR!

    BIZ ATALARIMIZIN BIZE EMANET ETTIGI VATANI, ÜLKEYI SAVUNUYORUZ! BIZ ATALARIMIZDAN ISARETI ALMIS GENCLERIZ! TÜRK"ÜN SON BASBUGU ATATÜRK"ÜN EMANETI KORUMAK ISTIYORUZ. BIZIM TEK GAYEMIZ BUDUR!
    ELIMIZDEN GELDIGINCE MÜCADELEMIZI VERIYORUZ VE VERECEGIZ!

    TÜRKCÜLÜK DAVASI YENI YENI FILIZLENIYOR.
    TÜRK-ISLAM SENTEZCILERI YÜZÜNDEN SON 30 YILDIR BI BICIMDE ERITILEN TÜRKCÜLÜK FIKRI YENIDEN YAYILMAYA BASLIYOR! TÜRK MILLIYETCILIGINI KENDI TEKELINDE SANAN SENTEZCILER(ÜLKÜCÜLER), BUGÜN MILLIYETCILIGIGE EN BÜYÜK ZARARI VERDIKLERININ FARKINDA DEGILLER!
    ONLAR KENDILERINE GÖRE DIN ÜZERINDE MILLIYIETCILIK, OYSA BIZ TÜRKCÜLER I R K ÜZERINDEN MILLIYETCILIK YAPIYORUZ!!!

    VE TÜRKCÜLÜK FIKRI DISARIDAN ITHAL EDILMEMIS TEK FIKIRDIR! YÜZDE YÜZ TÜRK"TÜR!!!VE BU FIKIR TÜRK"ÜN KURTULUSU ICIN TEK SECENEKTIR!

    KI MUSTAFA KEMAL DE BU FIKRIN SAVUNUCUSUDUR!


    Arkadaşımız; forumdaki birlik ve beraberliği bozucu hareketler sergilediği; yasak olan konuları YASAK OLDUĞUNU BİLE BİLE irdelediği, bu konuların silinmesine rağmen ısrarla aynı konuları açmasından dolayı forumuzdan KALICI olarak banlanmıştır. Kendisine başarılar dileriz TahribaT.Com YönetiM!!!
  9. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    NovalgiN
    NovalgiN's avatar
    Kayıt Tarihi: 12/Ağustos/2002
    Erkek
    Vatana sahip çıkmak, Vatanını sevmek, Halkını sevmek, daha doğrusu Dünyada Halkların Kardeşliğini savunmak...

    Bunlara biz sahip çıkmıyormuyuz?
    Ya da çıktığımız için mi böyle ağır hakaretlere mağruz kalıyoruz?

    2 günden beri açılan topicler dikkatini çekmedimi?

    Ayrıca faşistlik vatanına milletine dinine sahip çıkmaksa eğer,

    bu adamlar neden musollininin veya hitlerin peşindeler? Hitler türk katliamı yapmadımı?

    Bu ülkeyi yok edecek en temel unsur IRK ayrımıdır!


    Yağmur dindi, yağmura inandık.|www.birboluiki.net
  10. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    loshmil
    loshmil's avatar
    Kayıt Tarihi: 16/Eylül/2003
    Erkek
    SEN ILK ÖNCE TÜRKCÜLÜGÜN NE OLDUGUNU ÖGREN ONDAN SONRA KONUS!
    DILIMIZDE TÜY BITTI, SEN HALA ANLAMIYORSUN!

    Arkadaşımız; forumdaki birlik ve beraberliği bozucu hareketler sergilediği; yasak olan konuları YASAK OLDUĞUNU BİLE BİLE irdelediği, bu konuların silinmesine rağmen ısrarla aynı konuları açmasından dolayı forumuzdan KALICI olarak banlanmıştır. Kendisine başarılar dileriz TahribaT.Com YönetiM!!!
  11. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    NovalgiN
    NovalgiN's avatar
    Kayıt Tarihi: 12/Ağustos/2002
    Erkek
    loshmil bunu yazdı:
    -----------------------------
    BIZ ATALARIMIZIN BIZE EMANET ETTIGI VATANI, ÜLKEYI SAVUNUYORUZ! BIZ ATALARIMIZDAN ISARETI ALMIS GENCLERIZ! TÜRK"ÜN SON BASBUGU ATATÜRK"ÜN EMANETI KORUMAK ISTIYORUZ. BIZIM TEK GAYEMIZ BUDUR!
    ELIMIZDEN GELDIGINCE MÜCADELEMIZI VERIYORUZ VE VERECEGIZ!

    -----------------------------

    Bu mücadeleyi kendi içinde değil de
    Amerikaya karşı vermiş olsaydın bu güne kadar,
    Belki çoktan kazanırdın, kazanırdık...

    Bu ülkede sadece türkler yaşamıyor.
    Osmanlı zamanında da böyleydi, şimdi de böyle.

    Bir ağaç gibi tek ve hür,
    Bir orman gibi kardeşçesine.

    Bu davette bizim....


    Yağmur dindi, yağmura inandık.|www.birboluiki.net
Toplam Hit: 5239 Toplam Mesaj: 19