folder Tahribat.com Forumları
linefolder Genel
linefolder Www.Kyotoyuimzala.Com



Www.Kyotoyuimzala.Com

  1. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Criminal
    Criminal's avatar
    Üstün Hizmet Madalyası
    Kayıt Tarihi: 25/Temmuz/2002
    Erkek
    Küresel ısınma dünyanın geleceğini tehdit ediyor.

    Türkiye Kyoto’yu İmzala, imza kampanyası başlıyor!

    Böyle giderse küresel ısınmadan kaynaklanan susuzluk, kuraklık, açlık, seller, kasırgalar, deniz seviyelerinin yükselmesi, iklim göçleri, hastalıkların yayılması ve daha birçok felaketle çocuklarımızın ve diğer canlıların üzerinde yaşayacağı bir gezegen kalmayacak. Bizler de önümüzdeki yılları, küresel ısınmanın bugünden görülen belirtilerini çok daha ağır yaşayarak zorluk içinde geçireceğiz.

    Dünya bugün hemen sera gazı salımlarına dur demezse, 10 yıl sonra geri dönmek için çok geç olacağını önde gelen bilim insanları ısrarla vurguluyor.

    Fosil yakıtların, yani petrol, kömür ve doğalgaz kullanımının bu hızda sürmesinin küresel ısınmanın en önemli sorumlusu olduğunu da herkes biliyor. Oysa dünya hükümetleri hala ciddi bir önlem almıyor.

    Bizler, küresel ısınmayı durdurmak için herkesi; kendisinin, çocuklarının, dünyanın ve ülkesinin geleceğini düşünen herkesi elinden gelen herşeyi yapmak için duyarlı olmaya çağırıyoruz.

    Kyoto Protokolü 1997 yılında imzalandı ve bundan tam 2 yıl önce, 16 Şubat 2005’de yürürlüğe girdi. Kyoto Protokolü, yükümlülük altına giren ülkelerin sera gazı salımlarını azaltmasını öngören uluslararası bağlayıcı bir antlaşma. Kyoto’nun öngördüğü hedefler çok kısıtlı ve yetersiz. Dünya ülkeleri küresel ısınmayı durdurmak için Kyoto Protokolü’nü kat kat aşan indirimler yapmak, önlemler almak zorunda.

    Ancak Kyoto yine de küresel ısınmayı durdrumak için atılacak bir ilk adım. Ne var ki, bugün en fazla sera gazı üreten ülke olan ABD Kyoto Protokolünü imzalamaktan ve yükümlülük altına girmekten kaçıyor. Dünyanın geleceğini ipotek altına alıyor.

    Türkiye, ileri derecede endüstrileşmiş ABD ve Batı Avrupa ülkeleri kadar çok sera gazı üretmiyor. Ancak Türkiye’de endüstrileşmekte olan ve petrol, kömür ve doğalgaza olan bağımlılığını hızla arttırmakta olan bir ülke.

    Bu yüzden dünyada sera gazı salımlarını en hızlı arttıran ülke Türkiye. 1990-2004 yılları arasında sera gazı salımlarını 170 milyon tondan 357 milyon tona çıkaran, yani %110 artış gösteren Türkiye bir rekor kırdı.

    Ancak bu övünülecek bir rekor değil. Türkiye’nin ne kadar yanlış enerji, sanayi, ulaşım ve tarım politikalarına sahip olduğunu gösteriyor. Türkiye bu rekorla dünyanın tüm sera gazı salımlarının %1,3’ünü yaparak, küresel ısınmaya en çok neden olan ülkeler sıralamasında 13. sıraya yükseldi.

    Ne yazık ki Türkiye küresel ısınmadaki bu artan payına rağmen sera gazı salımlarına herhangi bir indirim hedefi koymayı ve Kyoto Protokolü’nü imzalamayı reddediyor. Türkiye Kyoto Protokolü’nü imzalaması gerekip de imzalamayan az sayıda ülke arasında ABD ve Avustralya ile birlikte durmaya devam ediyor.

    Hükümet Kyoto ile ilgili çelişkili açıklamalar yaparken, Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe açıkça Türkiye’nin Kyoto’yu imzalamayacağını söylüyor.

    Hükümet Kyoto’yu imzlamama gerekçesi olarak Türkiye’nin kalkınmasını ortaya sürüyor. Bu, Türkiye’nin kirletme ve dünyayı yoketme hakkını savunmaktır. Yokolan bir dünyada, geleceği olmayan bir kalkınma için mücadele verilemez.

    Bizler Türkiye’nin bir an önce Kyoto Protokolü’nü imzalamasını istiyoruz.

    Böylece Türkiye küresel ısınmayı inkar politikasını terketmiş olacaktır.

    Böylece Türkiye küresel ısınmada Türkiye’nin payını inkar etme politikasını terketmiş olacaktır.

    Böylece Türkiye önüne gerçekçi bir sera gazı salımı ündirim hedefi koymak zorunda kalacaktır.

    Böylece Türkiye yanlış ve kirletici enerji, sanayi, ulaşım ve tarım politikalarını terk etmek, temiz enerjiye, toplu ulaşıma, ekolojik tarıma yönelmek zorunda kalacaktır.

    Böylece Türkiye belki de ilk kez dünyanın geleceğinde kendisinin de sorumluluk sahibi olduğunu hatırlamış olacaktır.

    Böylece Türkiye küresel ısınmayı çözme sorumluluğunun düdüklü tencere kullanmasını önerdiği Ayşe Teyze’de değil, politikaları uygulayan hükümette, yasaları yapan Meclis’te olduğunu kabul etmiş olacaktır.

    Bu imza kampanyasıyla bir kez daha duyuruyoruz:

    Türkiye en kısa zamanda Kyoto Protokolü’nü imzalamalıdır.

    16.02.2007

    Dr. Ümit Şahin

    Yeşiller İklim Değişikliği Sözcüsü

    (Daimi imza : Yokluğun cehennemin öbür adıdır, üşüyorum kapama gözlerini.)
  2. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Criminal
    Criminal's avatar
    Üstün Hizmet Madalyası
    Kayıt Tarihi: 25/Temmuz/2002
    Erkek
    Hepinizi imzalamak üzere www.kyotoyuimzala.com'a bekliyoruz...

    (Daimi imza : Yokluğun cehennemin öbür adıdır, üşüyorum kapama gözlerini.)
  3. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    inside
    anonim6918524
    anonim6918524's avatar
    Banlanmış Üye
    Bilgi/Destek Madalyası Üstün Hizmet Madalyası
    Kayıt Tarihi: 16/Temmuz/2005
    Erkek
    İşte bu kampanyaya sonuna kadar destek veririm.Eğer bir an önce birşeyler yapılmazsa bizler bu dünyanın son nesilleri olacağız malesef.

    λ
  4. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Criminal
    Criminal's avatar
    Üstün Hizmet Madalyası
    Kayıt Tarihi: 25/Temmuz/2002
    Erkek
    Çocuklarımıza nasıl bir dünya bırakacağımız düşüncesi korkutmuyor mu kimseyi?

    Ya da nasıl bir dünyada öleceğimize dair bir acı belirmiyor mu kimsenin içinde?

    Bu konuda birşeyler yapılmak zorunda!

    (Daimi imza : Yokluğun cehennemin öbür adıdır, üşüyorum kapama gözlerini.)
  5. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    İnce Memed
    ComputerWolf
    ComputerWolf's avatar
    Üstün Hizmet Madalyası
    Kayıt Tarihi: 26/Mart/2003
    Erkek
    Bugun haberlerde izledim 1,5milyar dolarlik bir arastirma projesinin icerisine Turkiyede girmis ,Kuresel Isinma konusunda.Fakat bu devletsel degil sanirim sadece birkac universitedeki labaratuarlar ve bilim adamlari destek veriyor.Ayni anda Guney ve Kuzey kutuplarinda es zamanli olcumler falan yapilacakmis.82yilindan beri kutup incelemerinin en buyugu olarak duyurulmus.Tabi savaslara yuzmilyar dolarlar ayiranlar boylesine onemli bir konuya destek niye vermiyorlar dusundurucu :)

    Hep denedin. Hep yenildin. Olsun yine dene , yine yenil ama daha iyi yenil !
  6. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    inside
    anonim6918524
    anonim6918524's avatar
    Banlanmış Üye
    Bilgi/Destek Madalyası Üstün Hizmet Madalyası
    Kayıt Tarihi: 16/Temmuz/2005
    Erkek
    Bizler elimizden geleni yapsakta Amerika gibi dünyayı felakete sürüklemekte rol oynayan kilit ülkeler hala susuyorlar bu konuda.Asıl onların ne yaptıkları önemli.Ortadoğudaki kendinden bir haber devletlere gücü yeten komisyonlar bu konuda susuyorlar.

    λ
  7. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    kokainman
    kokainman's avatar
    Kayıt Tarihi: 22/Ocak/2006
    Erkek
    Türkiye'nin karbon emisyonu tahminleri ile ilgili veriler durumun güçlüğünü ortaya dökmektedir: Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Türkiye'nin 2004 yılındaki karbondioksit emisyon düzeyi 223.4 milyon tondur. TÜİK tahminlerine göre Türkiye'nin karbon emisyonunun 2010'da 343 milyon tona, 2020 yılında da 615 milyon tona çıkması beklenmektedir. ODTÜ'den Ebru Voyvoda ve DPT'den Çağatay Telli ile birlikte oluşturduğumuz modelleme çalışmaları, Türkiye'nin toplam karbon emisyonunu 2010 düzeyinde tutabilmek için karbon vergisi ya da ek enerji vergisi türünden uygulamalar neticesinde büyüme hızında önemli kayıplar yaşayacağını ve açık işsizlik oranının yüzde 18'in üzerine çıkabileceğini göstermektedir.(*) Gelişmekte olan bir ülke konumundaki Türkiye'nin sanayileşme çabalarını çevreye duyarlı teknolojiler ile sürdürebilmesi için alternatiflerinin neler olduğunun titiz bir şekilde araştırılması gereği çok açıktır.

    - Öte yandan, Kyoto Protokolü özünde bir "piyasa projesi" olarak sürdürülmekte ve her ülke ve endüstriyi somut karbon emisyon kotaları ile sınırlamaktadır. Ancak, Kyoto Protokolü söz konusu kotaların uygulanmasını sadece karbon ticaretine dayanan piyasa araçları ile sürdürmeyi planlamakta ve dolayısıyla küresel ısınmayla mücadeleyi "pazar ekonomisinin kurallarına" havale etmektedir.

    - Kyoto Protokolü altında her üye ülkeye belli bir karbon emisyon kotası tahsis edilmekte ve üye ülkelerin bu kotaları kendi üreticileri arasında "paylaştırması" beklenmektedir. Tasarıma göre eğer herhangi bir üretici ya da ülke kendi kotasını aşarsa, çevreyi daha az kirleten diğer ülke ya da üreticilerden karbon kotası "satın" alabilecektir. Yani Kyoto Protokolü küresel ölçekte bir karbon piyasası kurulmasını önermektedir. (Özetle gezegenimizin "havası" çokuluslu şirketlerce "pazarlanmaktadır" .) Karbon kotaları, bir kere tahsis edildikten sonra, dünya pazarında oluşacak fiyatlarda çok kirleten ülkeler tarafından "satın alınabilecektir". Böylelikle pazar ekonomisinin "etkin" kuralları altında toplam karbon emisyonunun kontrol altına alınabileceği düşünülmektedir.

    - Ancak, Kyoto Protokolü ile çevreyi kirleten şirketlere veya endüstrilere gerçek bir yaptırım ya da cezalandırma, "piyasa mantığına aykırı" olacağı gerekçesiyle, önerilmemektedir. Bu şartlar altında "karbon piyasasında" yeterli karbon kotasını "satın alamayan" şirket, çevre önlemlerinin daha "gevşek olduğu" Hindistan ya da Çin gibi başka bir coğrafyaya taşınabilecektir. Kyoto'da küresel anlamda bu tür yer değiştirmeleri engelleyecek ve dolayısıyla gezegenimizi gerçek anlamda sera gazlarının etkilerine karşı koruyabilecek bir mekanizma yer almamaktadır.

    - Gerçek şu ki "karbon piyasasında" dolaşıma girmesi beklenen karbon kotası ticareti, daha şimdiden uluslararası finans şirketlerinin iştahını kabartmaktadır. Nitekim, örneğin uluslararası finans sermayesinin öncü derecelendirme kuruluşlarından birisi olan Morgan Stanley , çok yakında hızla gelişmesi beklenen karbon piyasasına 3 milyar dolarlık yeni bir yatırım fonu sunduğunu açıklamaktadır. Küresel finans sermayesi şimdilerde yepyeni bir piyasaya kavuşmanın tatlı telaşı içinde görülmektedir.

    Küresel ısınma tehdidine karşı "kapitalist pazar ekonomisinin mantığına sadık" bir çevre politikası ne kadar gerçekçidir?

    Gerçekten etkin bir çevre politikasının tasarımı bu soruya net olarak cevap vermek durumundadır.
    ---------

    ... sorcerer & musket ...
  8. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    inside
    anonim6918524
    anonim6918524's avatar
    Banlanmış Üye
    Bilgi/Destek Madalyası Üstün Hizmet Madalyası
    Kayıt Tarihi: 16/Temmuz/2005
    Erkek
    Küresel ısınmanın yanında petrol,doğalgaz vs gibi birçok kaynakta 2060lı yıllarda tükeniyor.Belki o zamanlara biz kalmasakta.Çocuklarımız için dünya yaşanmaz olacak.

    λ
  9. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    nereodi
    nereodi's avatar
    Kayıt Tarihi: 17/Haziran/2006
    Erkek
    sıf varya küresel ısınma olmasın diye cigarayı bıraktım :D Biz ne kadar kendi çapımızda önlem alsakda sanayi devlerinin önlem alması lazım

    canısı| Keser gibi olma; hep bana, hep bana. Testere gibi ol Bir sana bir bana...
  10. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Dark_Lord
    Dark_Lord's avatar
    Kayıt Tarihi: 23/Ağustos/2005
    Erkek
    imzaladık,en azından bi faydamız dokundu

    "biz televizyon izleyerek, milyonerler, sinema tanrıları, rock yıldızları olacağımıza inanarak büyüdük ama olamayacağız... hepimiz heba oluyoruz... bütün bir nesil benzin pompalıyor, garsonluk yapıyor ya da beyaz yakalı köle olmuş... reklamlar yüzünden araba ve kıyafet peşindeyiz... nefret ettiğimiz işlerde çalışıyor, gereksiz şeyler alıyoruz..
  11. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    NighT-7
    NighT-7's avatar
    Kayıt Tarihi: 01/Ağustos/2005
    Erkek
    Tek YoL İslam, Tasavvuf. Allahu Ekber.
    Allah sonumuzu hayır etsin.

    ...
Toplam Hit: 2772 Toplam Mesaj: 22