folder Tahribat.com Forumları
linefolder Derin Konular
linefolder 3. Sınıf Ülkelerin Gelişimine Engel Olan Nedir ?



3. Sınıf Ülkelerin Gelişimine Engel Olan Nedir ?

  1. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    EvladiFatihan
    EvladiFatihan's avatar
    Kayıt Tarihi: 01/Mayıs/2012
    Erkek

    AMpul bunu yazdı:
    -----------------------------

    1. sınıf ülkeler


    -----------------------------


    Yapacağım işleri, sakalımın bir kılı bile bilse, onu kopartırım
  2. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Fatih
    Fatih's avatar
    Kayıt Tarihi: 17/Temmuz/2005
    Erkek

    kafkafkaf bunu yazdı:
    -----------------------------

    Fatih bunu yazdı:
    -----------------------------

     

    Bence her sosyalist gibi farkında olmadan altında ne olduğunu anlamadığın cümlelerle konuşuyorsun. Dediğin şeyi anladığını tahmin ediyorsun ama anlamadığının farkında değilsin. 

     

    Söyle bakalım bir devletin erkleri diyalektik materyalist sistemle nasıl yönetilir ve ülke yönetimiyle diyalektik materyalizm felsefesinin ne alakası vardır?  Merak etme diyalektiği çok iyi biliyorum. Burada 4 temel yasayla devlet yönetimini bağdaştırmanı bekliyorum.

     

    Buradan başlayalım cevap verince sırayla geliriz diğerlerine. Bugünlük çıkacağım yarın devam ederiz.

     


    -----------------------------

    :) sen laf ebeliğini bıraksanda asıl konuya cevap versen?

    devletin yasama yürütme ve yargı erklerleri vardır arkadaşım, bunlar günümüz 3. dünya ekonomilerinde idealist mantıkla yönetilir. Bunun anlamı olaylar, kararlar, hükümler bir mantık çerçevesinde verilmez. Toplumsal çıkar değil sınıfsal çıkarlar ön planda tutulur bunuda mistik, dogmatik gereklilikler olarak yansıtırlar. Tüm bunları ise aynı bu konudaki yorumlar gbi düşün: olgusal sistemler halinde değilde kişisel faziletler olarak görülüp işlenilen devlet konuları gerçekleri gizler ve sadece egemenleri mutlu edilir. Bu yöntemler büyük emperyalist ülkelerin kendi halklarını uyutmak için kullanılmasının yanında kuzey kore ve sscb gibi sosyalist olduğunu söyleyen ülkelerdede yapılmıştır.

    Bak bunları yazıyorum ama insanoğlunun bencilliğinden dolayı bir sosyalist değilim, yeni bir uluslar model çerçevesinde insanlık için adil ve çok uluslu birleşik bir dünyadan yanayım. Ama şimdiye kadar düşünülmüş en iyi sistemin sosyalizm olduğundan yanayım, eğer laf ebeliğine devam edeceksen hiç yazma 3. dünya ülkeleri ve gelişmekte olan ülkeler için sosyalizmden başka kısır döngüye girmeyecek bir sistem önerin varsa yaz yoksa konuyu kirletmeyelim yeni bir konu aç oradan devam edelim.


    -----------------------------

     

     

    Şimdi burada en başta uyuşmadığımız nokta şu: Sosyalist bir ezberi baştan kabul edip toplumu 2 sınıfa bölürek ona göre yorumluyorsun, sanki böyle bir şey mutlak bir gerçekmiş gibi söylüyorsun, sanki buna hiç kimse itiraz edemezmiş gibi bir güvenle öne sürüyorsun. Burasını çözmeden ilerleyemeyiz. Sosyalistlerin kendileri bile işçi ve burjuva sınıfı dedikleri şeyin nerede başlayıp nerede bittiğini bilmezler, kendilerinin de kafası karışıktır,  bunun için küçük burjuva, sınıf intiharı gibi yine ne olduğu kendileri tarafından da tam anlaşılamayan kavramlar üretmişlerdir ama bu işleri daha da çorba etmekten ileri gitmemiştir. 150 yıl önceki fikirler ısıtılıp ısıtılıp ortaya koymak marifet değildir. Ayrıca o zamanlar da bu kavramların geçerliliği yok idi.

     

     

    Bak dostum, Avrupa’da Türkiye’de bilindiği anlamda sosyalizm çoktan ölmüştür, Avrupa’daki güncel düşünce sosyal demokrasidir. Bizdeki gibi devrim hayalcileri olsa da bütün bir sol kitle içinde binde 1 ancadır. Aslında bu Türk fikri yapısının özelliğidir. Üretilmesine katkıları olmayan  düşüncelerle belli bir gecikmeyle tanışıyorlar, her seferinde pazara geldiklerinde pazarı dağılmış buluyorlar.   Türk sosyalizmi, yani yukarıda bahsettiğin devrimci sosyalizm doğduğu topraklarda bitmiştir.  

     

    Herneyse, madem sosyalist değilsin, o zaman duygusal davranmadan bir şeyleri araştırabilirsin, bu iyi bir şey. Zira sosyalistler, özellikle Türkiye sosyalistleri, peygamberleri Marx'a en ufak bir eleştiri karşısında başlarında kaynar su dökülmüş gibi olurlar ve saldırganlaşırlar. Hatta sosyalist bir foruma üye olup eleştiri yazarsan provokatörlük gibi komik bir gerekçeyle anında banlanırsın :)   Sosyalist değilsen bunlar üzerine özgürce kafa yorabilirsin bu çok iyi. 

     

     

     


    enjoy i'm vaccinated
  3. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    aliyk
    aliyk's avatar
    Kayıt Tarihi: 07/Mayıs/2007
    Erkek

    Jigsaw bunu yazdı:
    -----------------------------

    AMpul bunu yazdı:
    -----------------------------

    1. sınıf ülkeler


    -----------------------------


    -----------------------------


    Lekum Dinikum Veliye Din ...
  4. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    MezrealiM
    MezrealiM's avatar
    Kayıt Tarihi: 14/Haziran/2011
    Erkek

    ZyreX bunu yazdı:
    -----------------------------

    Bakınız: Prof. David Singer-Prof. Ragnar Nurkse,Yoksulluk Kısır Döngüsü Teorisi.

    Özetle,yoksul ülkelerin yoksul oldukları için yoksul kaldıklarını söylüyor.Ayrıntılı açıklama google da :)


    -----------------------------hacı o zaman senin dediğine göre yoksul dogan yoksul ölmelidir örnegin sakıp sabancı gibi bunun gibi nice örnek veriledebilir..bunun başlıca tek sebebi medeniyet ve kültür seviyesinin götü başı acmak oldugunu zanneden cahillerin cok fazla olması örnek 100 yıllık geçmişiyle türkiye olabilir uzaga gitmeye gerek yok


    Zikir_Fikir_Şükür
  5. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    PlayForFree
    PlayForFree's avatar
    Kayıt Tarihi: 14/Mayıs/2010
    Erkek

    emperyalizm


    profesyonel kahveci?
  6. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    AslanAmca
    AslanAmca's avatar
    Kayıt Tarihi: 25/Eylül/2010
    Erkek

    AMpul bunu yazdı:
    -----------------------------

    1. sınıf ülkeler


    -----------------------------


    İnsanlara umut sat gerisi gelir.
  7. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    ZyreX
    ZyreX's avatar
    Kayıt Tarihi: 02/Aralık/2003
    Erkek

    MezrealiM bunu yazdı:
    -----------------------------

    ZyreX bunu yazdı:
    -----------------------------

    Bakınız: Prof. David Singer-Prof. Ragnar Nurkse,Yoksulluk Kısır Döngüsü Teorisi.

    Özetle,yoksul ülkelerin yoksul oldukları için yoksul kaldıklarını söylüyor.Ayrıntılı açıklama google da :)


    -----------------------------hacı o zaman senin dediğine göre yoksul dogan yoksul ölmelidir örnegin sakıp sabancı gibi bunun gibi nice örnek veriledebilir..bunun başlıca tek sebebi medeniyet ve kültür seviyesinin götü başı acmak oldugunu zanneden cahillerin cok fazla olması örnek 100 yıllık geçmişiyle türkiye olabilir uzaga gitmeye gerek yok


    ----------------------------- 

    Kardeş,belli ki okumamışsın teoriyi,uzun uzun anlatırım hiç yapmadığım şey değil ama şuanda müthiş üşeniyorum yazmaya :) O yüzden google'da var dedim zaten.Madem okumadın google'dan kopyala yapıştır yapayım da oku :)


    Prof. J. David Singer ve Prof. Ragnar Nurkse tarafından ortaya konulan Yoksulluk Kısır Döngüsü Teorisine göre “yoksul ülkeler yoksul oldukları için yoksuldurlar.” Yani, düşük gelir elde eden bir ülke, düşük tasarruf yapabilecek ve haliyle yatırımlarının oranı da düşük olacaktır. Devletin tüm çabalarına rağmen eldeki bu düşük yatırım ile yine düşük bir gelir elde edilecek ve söz konusu kısırdöngü tamamlanmış olacaktır.
     
    Teoriye göre azgelişmiş bir ülkenin bu kısır döngüden kurtulup gelişmeye başlaması pek de mümkün görülmemektedir.
     
    Şüphesiz Yoksulluk Kısır Döngüsü, azgelişmiş ülkeleri anlamak yolunda önemli bir kılavuzdur fakat tek başına yeteri kadar açıklayıcı değildir. Prof. İbrahim Canbolat, Gelişmekte Olan Ülkeleradlı çalışmasında söz konusu teoriye ilişkin şu çekincelerini paylaşmaktadır: “Gelişmiş endüstri ülkelerinin varlığı, bu kuramın çürütülmesi için yeterli bir neden sayılabilir. Çünkü bir zamanlar o ülkelerde de söz konusu kıtlık mutlaka oluşmuştur. Ama onlar bunu aşmışlardır. Nasıl? Önce kendi iç dinamiklerini harekete geçirerek ve böylece dış kaynakları da kullanarak söz konusu dinamiği sağlamışlardır.
     
    Demek ki, yoksulluk kısır döngüsü güçlü olmasına rağmen değiştirilemez bir kısır döngü değildir. Avrupa, bu kısır döngüyü değiştirmeyi başarabilmiştir. Fakat bu süreçte Avrupa’nın avantajı dış kaynaklara ulaşabilme ve bunları dilediği gibi kullanabilme şansı olmuştur. Açıktır ki Avrupa’nın kullandığı dış kaynak Amerika’da ya da Afrika’da sömürdüğü topraklardır! Şüphesiz günümüz azgelişmiş ülkelerinin sömürgecilik vaıstasıyla dış kaynak edinmeleri mümkün değildir.


     Düşük gelir düzeyi--}Düşük tasarruf--}Düşük yatırım düzeyi--}Yetersiz sermaye oluşumu--}Düşük verimlilik--}Düşük gelir düzeyi,Sistem bu şekilde işlior.

     

  8. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    kafkafkaf
    kafkafkaf's avatar
    Kayıt Tarihi: 18/Ağustos/2007
    Erkek

    Fatih bunu yazdı:

    kafkafkaf bunu yazdı:
    -----------------------------

     

    Şimdi burada en başta uyuşmadığımız nokta şu: Sosyalist bir ezberi baştan kabul edip toplumu 2 sınıfa bölürek ona göre yorumluyorsun, sanki böyle bir şey mutlak bir gerçekmiş gibi söylüyorsun, sanki buna hiç kimse itiraz edemezmiş gibi bir güvenle öne sürüyorsun. Burasını çözmeden ilerleyemeyiz. Sosyalistlerin kendileri bile işçi ve burjuva sınıfı dedikleri şeyin nerede başlayıp nerede bittiğini bilmezler, kendilerinin de kafası karışıktır,  bunun için küçük burjuva, sınıf intiharı gibi yine ne olduğu kendileri tarafından da tam anlaşılamayan kavramlar üretmişlerdir ama bu işleri daha da çorba etmekten ileri gitmemiştir. 150 yıl önceki fikirler ısıtılıp ısıtılıp ortaya koymak marifet değildir. Ayrıca o zamanlar da bu kavramların geçerliliği yok idi.

     Sosyalist kesimi teori ve pratikte birçok farklı akım taraftarı gruplar oluşturur. Bunu daha öncede söylemiştim. Ortak nokta ise sınıfsız bir topluma giden yolda proleterya egemenliğidir. Troçkinizm, maoculuk, marksizim, leninizm, doktorcular, stalinistler... hepsi ayrı ayrı teorileri benimser, bu farklılıklar devrime giden yoldaki değişiklikler, devrimden sonraki politikalar, komünizme giden yoldaki farklılıklar olarak sınıflandırılabilinir. Yinede tüm bu farklılığa rağmen dünyada ortak bir terminoloji oluşmuştur. Sosyolojik analiz yaptığın bu terminolojideki kavramlar illaki matematiksel formüller gibi kesin ve net olamayabilir. Ancak bu ortak kavramlar yine yüzyıllar süren teorik birikim ve pratik deneyimler sonucu herkesçe kabul edilip kullanılmıştır, ha sen armuta ayva derim dersende kimse seni yadırgamaz ama kimsede tam olarak demek istediğini anlamaz, senin yadırgadığın şeyde tam olarak bu işe yarar.

    Yine kavramlardan gidecek olursak, kapitalist toplumda 2 ana sınıfın olduğu bunlarında kendi içinde bir çok farklı zümresi olduğunu söyleyebilirim. Yine bu sınıf ve zümre ayrıştırması algılamada kolaylık için teorisyenlerce ortaya konulmuş ve benimsenmiş kavramlardır. İster beyaz yaka de ister burjuva de istersen üst sınıf nerde başlayıp nerede bittiği senin analizine göre değişecektir. Max Weber, Erik Olin yada Marx yada yüzlerce toplumbilimciden hangisinin sınıf kavramını seçtiğin sana kalmış. Sadede gelecek olursak, sosyalistler sınıfları üretim araçlarına sahip olanlar ve olmayanlar diye iki ana gruba ayırır. 

    Bu kavramların sanayi devrimi sonrasındaki sanayileşmiş her ülkede ve günümüzde geçerliliği vardır, sonuçta uzaylılardan bahsetmiyoruz değil mi? Senin sunduğun tez şuna benziyor: "İngilizcedeki kelimelerin okunuşu kötü o yüzden ingilizler kötü insanlardır." Eğer kavramlarla uğraşmak çok zoruna gidiyorsa "sosyalizmin alfabesi"(leo huberman), "Kapitalist toplum" (zubritski mitropolski kerov) gibi kitapları öneririm, Anthony Giddens'ın sosyoloji kitabı ve bir felsefe sözlüğüde hep elinin altında olsun.

    Sonra kavramlara kızıp yanlış şeyler savunma.

    Bak dostum, Avrupa’da Türkiye’de bilindiği anlamda sosyalizm çoktan ölmüştür, Avrupa’daki güncel düşünce sosyal demokrasidir. Bizdeki gibi devrim hayalcileri olsa da bütün bir sol kitle içinde binde 1 ancadır. Aslında bu Türk fikri yapısının özelliğidir. Üretilmesine katkıları olmayan  düşüncelerle belli bir gecikmeyle tanışıyorlar, her seferinde pazara geldiklerinde pazarı dağılmış buluyorlar.   Türk sosyalizmi, yani yukarıda bahsettiğin devrimci sosyalizm doğduğu topraklarda bitmiştir.  

    Sosyalizmin ölmesini berlin duvarının yıkılıp sovyetlerin dağılmasıyla bir tutuyorsan eğer liberalizm her krizde her değişen sınırda ölmüş demektir. Bu mantık yanlıştır. Sosyalizm herşeyden önce bir kurtuluş umududur ve son insan ölmeden umut asla yok olmayacaktır. Sosyal demokrasi dediğin şey (Keynesçilik) ise 70'lerdeki stagflasyon krizi ile önemini kaybetmiş, neoklasikler bu krizde sosyal devlet politikalarını, regülasyonları eleştirmişlerdir. Bak Lenin marx'a yaptığı tahlilde marxın yanıldığını ve öngöremediği şeyi açıkça yazmıştır, kapitalizm evrilerek emperyalizme dönüşmüş, artık yöntemlerin değişmesi gerektiğini söylemiştir. Sonuç olarak Emperyalizm kendi ülkesinde proleteryayı besleyerek isyan etmelerini engellemiştir. Bunu yapabilmek içinde 3. dünya ülkelerini sömürmüş amerikada işçiler obeziteden ölürken jakartada sıtmadan veremden ölüyorlar, Dünya genelinde günde YİRMİBEŞBİN "İNSAN" açlık ve açlığa bağlı hastalıklar sebebiyle ölüyor. Lenin emperyalizmin o'nu vareden en zayıf halkanın kırılmasıyla yenileceğini söylemiştir. İşte o insanlar için 3. dünya ülkeleri için, sömürülen, kandırılan halklar için hala tek umut sosyalizmdir. Ha bide emperyalist zincirin başına geçme hayalleriyle uyutulan gelişmekte olan bizim gibi ülkeler var. Ulusal burjuvazisi işbirlikçi halkı üretmeyen ama boyuna tüketen daimi jandarma konumunda büyük pazarlar haline getirilmiş ülkelerde ise büyük yıkımların dışında hiçbirşey işe yaramayacaktır.

    Herneyse, madem sosyalist değilsin, o zaman duygusal davranmadan bir şeyleri araştırabilirsin, bu iyi bir şey. Zira sosyalistler, özellikle Türkiye sosyalistleri, peygamberleri Marx'a en ufak bir eleştiri karşısında başlarında kaynar su dökülmüş gibi olurlar ve saldırganlaşırlar. Hatta sosyalist bir foruma üye olup eleştiri yazarsan provokatörlük gibi komik bir gerekçeyle anında banlanırsın :)   Sosyalist değilsen bunlar üzerine özgürce kafa yorabilirsin bu çok iyi. 

    Tekrar söylüyorum sosyalizm için çaba göstermem. Sosyalist değilim ama insanlık için var olan en iyi ekonomik sistem: Sosyalizmdir. Marx'ı sosyalistler eleştiriyorlar ama üsttede anlattığım sebeplerden dolayı teorinin değil teoriye kaynak olan verilerin yenilemeye ihtiyaç duyduğu açıktır. Son yarım yüzyılda adam gibi bir sosyolog çıkmamıştır, siyasi olayların hep üstü örtülmüş ve halktan kaçırılmıştır. Yeni veriler olacakki yeni yorumlar yapılabilsin.

    Ayrıca tanıdığım sosyalistler ve olmayanlar arasında karşılaştırma yaptığımda sosyalistler diğerlerine göre çok daha özgür düşünüyor. Sosyalist forumda yazacağın eleştirininde ne olduğunu görmeden yorum yapamam, gidip "neden siz sosyalistler dinsiz allahsız vatana hainliği yapıyorsunuz?" diye yazarsan bu eleştiri olmaz ve en özgür düşünen adam bile senin varlığından rahatsız olur. Benim adımada merak etme iktisat3'teyim bölümüm gereği bunları zaten tarafsız olarak tahlil etmem gerekiyor ;)

    -----------------------------

     


    http://emorcraft.blogspot.com.tr/
  9. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    ataturkcu1
    ataturkcu1's avatar
    Kayıt Tarihi: 20/Nisan/2007
    Erkek
    Din.Nereye giderseniz gidin,din matematikteki gibi sonuclari 2+2=4 gibi herkes tarafindan bakildiginda cok acik bir sekilde gorulecek ve deneyi de yapilabilecek bir sey degildir.Bugun kutsal kitaplardan halen farkli anlamlar cikmaktadir.Halen bugun kutsal kitaplar daki hususlar farkli yorumlara mazhar oluyor.Ayrica din akildan cok duygulara hitap ediyor.Bu da somurulere meyil demek.Aci bir gercek ama dinler iyi bir uyusturucu.

    Pragmatism&Realism
  10. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Amatör Üye
    BAAL
    BAAL's avatar
    Kayıt Tarihi: 13/Mayıs/2012
    Erkek

    kafkafkaf bunu yazdı:
    -----------------------------

    Fatih bunu yazdı:

    kafkafkaf bunu yazdı:
    -----------------------------

     

    Şimdi burada en başta uyuşmadığımız nokta şu: Sosyalist bir ezberi baştan kabul edip toplumu 2 sınıfa bölürek ona göre yorumluyorsun, sanki böyle bir şey mutlak bir gerçekmiş gibi söylüyorsun, sanki buna hiç kimse itiraz edemezmiş gibi bir güvenle öne sürüyorsun. Burasını çözmeden ilerleyemeyiz. Sosyalistlerin kendileri bile işçi ve burjuva sınıfı dedikleri şeyin nerede başlayıp nerede bittiğini bilmezler, kendilerinin de kafası karışıktır,  bunun için küçük burjuva, sınıf intiharı gibi yine ne olduğu kendileri tarafından da tam anlaşılamayan kavramlar üretmişlerdir ama bu işleri daha da çorba etmekten ileri gitmemiştir. 150 yıl önceki fikirler ısıtılıp ısıtılıp ortaya koymak marifet değildir. Ayrıca o zamanlar da bu kavramların geçerliliği yok idi.

     Sosyalist kesimi teori ve pratikte birçok farklı akım taraftarı gruplar oluşturur. Bunu daha öncede söylemiştim. Ortak nokta ise sınıfsız bir topluma giden yolda proleterya egemenliğidir. Troçkinizm, maoculuk, marksizim, leninizm, doktorcular, stalinistler... hepsi ayrı ayrı teorileri benimser, bu farklılıklar devrime giden yoldaki değişiklikler, devrimden sonraki politikalar, komünizme giden yoldaki farklılıklar olarak sınıflandırılabilinir. Yinede tüm bu farklılığa rağmen dünyada ortak bir terminoloji oluşmuştur. Sosyolojik analiz yaptığın bu terminolojideki kavramlar illaki matematiksel formüller gibi kesin ve net olamayabilir. Ancak bu ortak kavramlar yine yüzyıllar süren teorik birikim ve pratik deneyimler sonucu herkesçe kabul edilip kullanılmıştır, ha sen armuta ayva derim dersende kimse seni yadırgamaz ama kimsede tam olarak demek istediğini anlamaz, senin yadırgadığın şeyde tam olarak bu işe yarar.

    Yine kavramlardan gidecek olursak, kapitalist toplumda 2 ana sınıfın olduğu bunlarında kendi içinde bir çok farklı zümresi olduğunu söyleyebilirim. Yine bu sınıf ve zümre ayrıştırması algılamada kolaylık için teorisyenlerce ortaya konulmuş ve benimsenmiş kavramlardır. İster beyaz yaka de ister burjuva de istersen üst sınıf nerde başlayıp nerede bittiği senin analizine göre değişecektir. Max Weber, Erik Olin yada Marx yada yüzlerce toplumbilimciden hangisinin sınıf kavramını seçtiğin sana kalmış. Sadede gelecek olursak, sosyalistler sınıfları üretim araçlarına sahip olanlar ve olmayanlar diye iki ana gruba ayırır. 

    Bu kavramların sanayi devrimi sonrasındaki sanayileşmiş her ülkede ve günümüzde geçerliliği vardır, sonuçta uzaylılardan bahsetmiyoruz değil mi? Senin sunduğun tez şuna benziyor: "İngilizcedeki kelimelerin okunuşu kötü o yüzden ingilizler kötü insanlardır." Eğer kavramlarla uğraşmak çok zoruna gidiyorsa "sosyalizmin alfabesi"(leo huberman), "Kapitalist toplum" (zubritski mitropolski kerov) gibi kitapları öneririm, Anthony Giddens'ın sosyoloji kitabı ve bir felsefe sözlüğüde hep elinin altında olsun.

    Sonra kavramlara kızıp yanlış şeyler savunma.

    Bak dostum, Avrupa’da Türkiye’de bilindiği anlamda sosyalizm çoktan ölmüştür, Avrupa’daki güncel düşünce sosyal demokrasidir. Bizdeki gibi devrim hayalcileri olsa da bütün bir sol kitle içinde binde 1 ancadır. Aslında bu Türk fikri yapısının özelliğidir. Üretilmesine katkıları olmayan  düşüncelerle belli bir gecikmeyle tanışıyorlar, her seferinde pazara geldiklerinde pazarı dağılmış buluyorlar.   Türk sosyalizmi, yani yukarıda bahsettiğin devrimci sosyalizm doğduğu topraklarda bitmiştir.  

    Sosyalizmin ölmesini berlin duvarının yıkılıp sovyetlerin dağılmasıyla bir tutuyorsan eğer liberalizm her krizde her değişen sınırda ölmüş demektir. Bu mantık yanlıştır. Sosyalizm herşeyden önce bir kurtuluş umududur ve son insan ölmeden umut asla yok olmayacaktır. Sosyal demokrasi dediğin şey (Keynesçilik) ise 70'lerdeki stagflasyon krizi ile önemini kaybetmiş, neoklasikler bu krizde sosyal devlet politikalarını, regülasyonları eleştirmişlerdir. Bak Lenin marx'a yaptığı tahlilde marxın yanıldığını ve öngöremediği şeyi açıkça yazmıştır, kapitalizm evrilerek emperyalizme dönüşmüş, artık yöntemlerin değişmesi gerektiğini söylemiştir. Sonuç olarak Emperyalizm kendi ülkesinde proleteryayı besleyerek isyan etmelerini engellemiştir. Bunu yapabilmek içinde 3. dünya ülkelerini sömürmüş amerikada işçiler obeziteden ölürken jakartada sıtmadan veremden ölüyorlar, Dünya genelinde günde YİRMİBEŞBİN "İNSAN" açlık ve açlığa bağlı hastalıklar sebebiyle ölüyor. Lenin emperyalizmin o'nu vareden en zayıf halkanın kırılmasıyla yenileceğini söylemiştir. İşte o insanlar için 3. dünya ülkeleri için, sömürülen, kandırılan halklar için hala tek umut sosyalizmdir. Ha bide emperyalist zincirin başına geçme hayalleriyle uyutulan gelişmekte olan bizim gibi ülkeler var. Ulusal burjuvazisi işbirlikçi halkı üretmeyen ama boyuna tüketen daimi jandarma konumunda büyük pazarlar haline getirilmiş ülkelerde ise büyük yıkımların dışında hiçbirşey işe yaramayacaktır.

    Herneyse, madem sosyalist değilsin, o zaman duygusal davranmadan bir şeyleri araştırabilirsin, bu iyi bir şey. Zira sosyalistler, özellikle Türkiye sosyalistleri, peygamberleri Marx'a en ufak bir eleştiri karşısında başlarında kaynar su dökülmüş gibi olurlar ve saldırganlaşırlar. Hatta sosyalist bir foruma üye olup eleştiri yazarsan provokatörlük gibi komik bir gerekçeyle anında banlanırsın :)   Sosyalist değilsen bunlar üzerine özgürce kafa yorabilirsin bu çok iyi. 

    Tekrar söylüyorum sosyalizm için çaba göstermem. Sosyalist değilim ama insanlık için var olan en iyi ekonomik sistem: Sosyalizmdir. Marx'ı sosyalistler eleştiriyorlar ama üsttede anlattığım sebeplerden dolayı teorinin değil teoriye kaynak olan verilerin yenilemeye ihtiyaç duyduğu açıktır. Son yarım yüzyılda adam gibi bir sosyolog çıkmamıştır, siyasi olayların hep üstü örtülmüş ve halktan kaçırılmıştır. Yeni veriler olacakki yeni yorumlar yapılabilsin.

    Ayrıca tanıdığım sosyalistler ve olmayanlar arasında karşılaştırma yaptığımda sosyalistler diğerlerine göre çok daha özgür düşünüyor. Sosyalist forumda yazacağın eleştirininde ne olduğunu görmeden yorum yapamam, gidip "neden siz sosyalistler dinsiz allahsız vatana hainliği yapıyorsunuz?" diye yazarsan bu eleştiri olmaz ve en özgür düşünen adam bile senin varlığından rahatsız olur. Benim adımada merak etme iktisat3'teyim bölümüm gereği bunları zaten tarafsız olarak tahlil etmem gerekiyor ;)

    -----------------------------

     


    -----------------------------

     Ek olarak,bütün sosyalist fraksyonların en temel sorunu var olan dünyayı distopya olarak algılaması.Belirli bir bilgi birikimi ve analiz yeteneği gerektiren sosyalizmin 3.dünya halklarının erken dönem kapitalist piyasa koşulları içinde,başını gelişmiş ülkelerin çektiği ve evrimini tamamlamış vahşi kapitalizmin bireysellik ve tüketim propagandasını globalleşmenin etkisiyle baş edememesi.Buna karşı gelişmiş ve belli bir konuma gelmiş ülke halklarının sosyalist eğilimleri,Stalinist bürokratik faşizm vb yozlaşmış sosyalist ülke denemeleri yüzünden bilimsellikten uzaklaşmıştır.

     Bu uzaklaşma,evrimini tamamlayan gelişmiş ülkelerde yerini demokratlara,3.dünya ülkelerinde ise ulusalcıların jargonuna kaymıştır.Dikkat ederseniz solcu kahramanlar,solcu mitleri devrimci efsaneleri yaratılmıştır ve bu birebir ulusalcılarla aynı siyasal paradigmayı tekrarlar.Bunun sonuncunda 3.Dünya ülkelerindeki sol fransyonlar,üzerine temellendirecekleri bir öykü arayışı içine girerler.Olabildiğine dramatizyon edilen bir öykü üzerine inşaa edilen sol hamaset ile taçlandırılarak eleştirlemiycek kadar mağdur yaratıklar yaratır.Bu öyle iğrenç bir boyuta ulaşmıştır ki,başkasını zulm etmesi anasının ak sütü kadar helal olucak kadar haksızlığı uğramış olduğunu sanan bir dolu insanın şuan aramızda dolaşmasını sağlar.

    Bu yüzdende 3.dünya ülkelerinde her zaman kapitalizm kazanır.

Toplam Hit: 8580 Toplam Mesaj: 66