Müzik & Sinema & Tiyatro & Kitap & Televizyon & Seminerler & Edebiyat
Bira Şişesinde Bulunan Not
Bira Şişesinde Bulunan Not
-
Sevgili Deniz…
Yaşadıklarımı anlatabileceğim tek sen varsın, farkında değilsin tabii biliyorum. Yazıyorum mecburen, konuşursam deli derler çünkü. Yeteri kadar dediler zaten, kafi miktarda delilik var üzerimde. Tuhaf bir kafe burası, içinde pis bir koku var fakat alışıyor insan zamanla. Bir uzvu halini alıyor o koku ve olmadığı zaman eksikliğini hissediyorum açıkçası. Tıpkı diğerleri gibi… Vücuduma saplanan mermi, ok ve saçmalara rağmen hala hayattayım fakat kanımın son damlalarının aktığını biliyorum, baba kanı tabii –yar olur mu hiç? Bir vampir gibi emdiğim kanın hesabını veriyorum şimdi. Kimseye, kendime…
Kapı açıldı, dışarıda yağan sağanak yağmur ve şiddetle çakan şimşek vücuduma tıpkı o koku gibi müthiş bir haz veriyor. İçerisi boş… Üst katta iki tane lezbiyen kız var, biri sarı kısa saçlı diğeri siyah. Giriş katta ise onların yönelimlerinden haberi olmayan bir çocuk. Bir gün Tutunamayanlar, diğer gün ise Savaş ve Barış ile geliyor, niyeti belli fakat o kızların pek de umurunda değil Tutunamayanlar ya da Savaş ve Barış. Tutunamadıkları büyük bir dünya ve kendi içlerinde yaşadıkları büyük bir savaş var zaten. Neyse, birkaç kelime de okusa kardır onun için. Bir bira daha söyledim, dördüncü muhtemelen adisyona bakmam lazım. Beş ya da altı bin TL civarı param kaldı. Babamdan kalan iki tane evi annem ve diğer geride kalanları düşünmeden sattım peşinden koştuğum hayallerim için. En kral spor ayakkabıları almama rağmen bir türlü koşamadım, kimse yürümeyi öğretmedi bana -hep kucakladı, yorulunca bıraktı, başkası devraldı… Demin dedim ya, vampir gibi emdim onları –şimdi benim kanım akıyor, tampon yapanım yok. Aksın… Aksın dursun…
Londra’nın bir ara sokağındaydı sanki bu bar. O hava vardı… Sopranos ya da bir Godfather havası. İçeri biri girdiğinde kapıdan sallanan çan ya da arkada çalan şarkılar –beni bu düşünceye itti. Bu arada çan demişken, yine çaldı –kuvvetli bir rüzgar ve yağmur damlaları ıslattı kapıya yakın masaları. Gidecek bir yerim yok, öksürüyorum biraz ve bunları anlatabileceğim bir sen varsın deniz. İdealleri uğruna harcanan bir bedenden bahsediyoruz, ufak çaplı bir olay değil yani.
Sevgili Deniz…
Sinema, müzik, ticaret ve yaşam sektöründe tutunamadım. Yaşamıyorum, sadece hayattayım. Dedim ya, ben başaramadım. Yazım pek iyi değildir, kusura bakma. Kalemim de bitmek üzere, “Kalemin çok kuvvetli” derlerdi oysaki. Kalemimin kuvveti, elimde tuttuğum kalemin kuvveti kadarmış demek ki. Kapı açıldı yine, yağmur hızlanmış. Belki bir Poe olurum, bira şişesine koyup sana –senin sonsuzluğuna yollayacağım bu yazı ile.
“Bira Şişesinde Bulunan Not” derler belki. Belki…
Kerem YÜKSELOĞLU
-
yanlış anlama ama
fark ettinizmi herkes şair yazar fotoğrafçı film eleştirmeni oldu son zamanlarda
süslü, elit, hafif kinayeli konuşmalar ( sözlük konuşması )
havada uçuşur oldu bu tarz konusanlar işinde gücende olan düz sıradan insanıda üstün görür oldu kendinden
bi bakıma ergenlik gibi
o zamanlar hayatın sırrın çözdüm en zeki benim herkesten üstünüm tripleri şu an internet aleminde yetişen bireylerinde hepsine işlemiş durumda
insanlar hayal aleminde yaşayıp kendilerini kral ilan eder oldu
dışarıda hayat hiçte öyle değil
yeri değildi belki ama
konu tetikleyici oldu
bu arada yazıların güzel sayılır ama biraz kasıosun gibi geldi bana
pek anlamam bu işlerden ama çok yapmacık gelio bu tür yazılar bana
not: diğer yazılarınıda okudum
Destination Calibration
DestinatioN tarafından 20/Eyl/12 05:19 tarihinde düzenlenmiştir -
yao amk. bende diyorum bu adam nerde kaldı, özlemişin lan seni :)
+
amk. yazıyı tam 5 defadır okuyup tekrarlıyorum , birşey anliyim diye ama anlamıyorum yada kafam almıyor senin yazdıklarını.
5 kere daha tekrar edip okuyacam , sinirlerim bozuluncaya kadar.
+
okumayı bıraktım.
1- hocam senin amacın ne Allah aşkına , gerçekten iyi bir yazar mı olmak istiyorsun yoksa insaların şuurunu imha etmek mi istiyorsun ?
2- yazına giriş yaparken ne yazdığını bilmiyorsun sanırım, en azından yazarken bir kaç defa oku , artılarını ve eksilerini ayırmaya çalış.
3- yazılarını hangi dille yazıyorsun, kimden esinleniyorsun, hangi kaynakları okuyorsun yada araştırıyorsun + filmlerden mi etkilenip yazıyorsun ?
4-yazını yazdığın zaman karşı tarafa birşeyler aktarmaya çalış, girişte ayrı bir konu yazıyorsun, gelişme desen bi bok yok, sonuç fiyasko.
giriş ve gelişmeyi yazarken sonucunu da ona göre yaz ve tamamla.
5- uzatmak istemiyorum ama senden ricam , lütfen yazılarını yazarken kelimelerini iyi bir şekilde seç ve öylece yazmaya başla. mesela yazılarında çok yabancı isimler ve kelimeler yazıyorsun hiç gerek yok, çok anlamsız duruyor. seçtiğin kelimeler cümleyle uyuşması lazım ama sen bunu beceremiyorsun maalesef.
yoruldum amk.
-
DestinatioN bunu yazdı
yanlış anlama ama
fark ettinizmi herkes şair yazar fotoğrafçı film eleştirmeni oldu son zamanlarda
süslü, elit, hafif kinayeli konuşmalar ( sözlük konuşması )
havada uçuşur oldu bu tarz konusanlar işinde gücende olan düz sıradan insanıda üstün görür oldu kendinden
bi bakıma ergenlik gibi
o zamanlar hayatın sırrın çözdüm en zeki benim herkesten üstünüm tripleri şu an internet aleminde yetişen bireylerinde hepsine işlemiş durumda
insanlar hayal aleminde yaşayıp kendilerini kral ilan eder oldu
dışarıda hayat hiçte öyle değil
yeri değildi belki ama
konu tetikleyici oldu
bu arada yazıların güzel sayılır ama biraz kasıosun gibi geldi bana
pek anlamam bu işlerden ama çok yapmacık gelio bu tür yazılar bana
not: diğer yazılarınıda okudum
Destination Calibration
Özellikle son dönem çıkan filmlerden sonra iyice arttı hocam haklısın. Onun dışında doğrudur hocam bazen ben de düşünüyorum, "Yapmacık oldu bu." diye fakat bu zamanla gelişecek bir şey. Diyalog yazmak, olayları kurgulamak. Kahve ortamını bilmeyen biri kahve ortamı muhabbetlerini ne kadar gerçekçi yansıtabilir ki? Bunun gibi ortamını ya da 'raconunu' öğrendikçe ilerleyecek.
Eyvallah eleştirin için. Ayrıca tamamen yergi amaçlı yapılan eleştirileri önemsemiyorum. Kalite ya da beğeni görecelidir.
-
Hocam konuya bende adapte olamadım sanki bir hikayeden başkasına geçiyor gibi olmuş ama seçtiğin kelimeler bence güzel. Yani kaliteli bir ayakkabı giyiyorsunda bağcıkları bağlamamışsın gibi
-
DestinatioN bunu yazdı
yanlış anlama ama
fark ettinizmi herkes şair yazar fotoğrafçı film eleştirmeni oldu son zamanlarda
süslü, elit, hafif kinayeli konuşmalar ( sözlük konuşması )
havada uçuşur oldu bu tarz konusanlar işinde gücende olan düz sıradan insanıda üstün görür oldu kendinden
bi bakıma ergenlik gibi
o zamanlar hayatın sırrın çözdüm en zeki benim herkesten üstünüm tripleri şu an internet aleminde yetişen bireylerinde hepsine işlemiş durumda
insanlar hayal aleminde yaşayıp kendilerini kral ilan eder oldu
dışarıda hayat hiçte öyle değil
yeri değildi belki ama
konu tetikleyici oldu
bu arada yazıların güzel sayılır ama biraz kasıosun gibi geldi bana
pek anlamam bu işlerden ama çok yapmacık gelio bu tür yazılar bana
not: diğer yazılarınıda okudum
Destination Calibration
+1
-
bizim sanayide calis. anlarsin bosvermeyi. 10 elle nasil sariliyorsun hayata. mutluluk ve yasam ne demek ve nasil yasanir, ayaklarin uzerinde nasil durulur ogrenirsin. biraz sana yazdim bunu cunku her siir ya da bu tur yazilar sahibinden cok derin izler tasir. ortam olarak olmasa da dusunce ve his olarak. bu zamanda normaldir gerci duygu ve dusuncelerin. ulkenin hali belli malum.
-nanoparcaciklar ile dunyaya nasil yon verildigi hakkinda ya da kopekbaliginin nasil bu kadar su altinda hizli yuzdugune dair bir arastirma yazisi, dogayi taklit ederek bunun insanliga nasil fayda saglayabilecegini arastirmak ve bulmak, sonra 2012 olimpiyatlarinda Amerikali Michael Pelps in nasil 22 altin madalyayi ulkesine goturdugunu bilmek bunu muritlerle paylasmak ve bunun gibi nice gelisimleri teknolojileri, teknikleri ogrenmek vsvs...
http://www.london2012.com/news/articles/round-phelps-signs-off-style.html
Ya da Vecihi Hurkus'un yasam hikayesi ya da su anki bilgisayar bilimlerinin temelini atan kisi olarak kabul gorulen isim Alan Mathison Turing'i arastirmak.
Almanlar'in 2. dunya savasinda krpitolarini cozerek, soylenene gore belki de milyonlarca insanin hayatini kurtarmis kisi.
Ya da Ekim dusu filminden cocukluk hedefleri tekrar isik bulmus Nur Ortugen Gok'u arastirin. Cocuklugunda nasil astronot olmak istedigini ve bunun icin tekrar nasil bir caba sarfedip gercek yasanmis bir filmden guc bularak arastirmalari sonucu ilk teleskobunu buyuk bir ozveri ve cabayla yaparak tum Turkiye'deki okullara birer adet teleskop hediye ettigini ... tabi nerden bilceksiniz amk.
Anca bira sisesinde dunyadan yasamdan her seyi birakmis, kendince tutunacak bir dal arayan, sagda solda paylasarak kendi dusuncesine uygun kisilerle dertlesmek isteyen profil kazanmak istediginiz bu. Kac yasindasiniz sanki en verimli donemlerinizdesiniz ve sirf boyle bir yazi sizi ne kadar ele verigini dusunun.
is guc olmayinca da cikin gidin eylem yapin yok bize is yok bize maas. Babayi alin mk.
Kendinize gelin birakin bu kahve muhabbetlerini hocaa... -
güzel bir duygu yüklemeye çalışmışsın aslında biraz paronoid bi hava var hayatı boyunca birşeyler yapmak isteyipte başaramamış, başarılı olamamış bir kişiyi betimlemek istemişsin ancak sanki daha liseden bu yıl mezun olmuş öss' yi kazanamayıp bunalıma girmiş biri gibi betimlemişsin ancak zaman içinde oturur eminim. Anlatmaya çalıştığın ortamları öncelikle reel olarak ziyaret edip iyi bir profilini çıkarmanı öneririm ;}
-
DestinatioN bunu yazdıNoToLeRaNcE tarafından 20/Eyl/12 11:38 tarihinde düzenlenmiştir
yanlış anlama ama
fark ettinizmi herkes şair yazar fotoğrafçı film eleştirmeni oldu son zamanlarda
süslü, elit, hafif kinayeli konuşmalar ( sözlük konuşması )
havada uçuşur oldu bu tarz konusanlar işinde gücende olan düz sıradan insanıda üstün görür oldu kendinden
bi bakıma ergenlik gibi
o zamanlar hayatın sırrın çözdüm en zeki benim herkesten üstünüm tripleri şu an internet aleminde yetişen bireylerinde hepsine işlemiş durumda
insanlar hayal aleminde yaşayıp kendilerini kral ilan eder oldu
dışarıda hayat hiçte öyle değil
yeri değildi belki ama
konu tetikleyici oldu
bu arada yazıların güzel sayılır ama biraz kasıosun gibi geldi bana
pek anlamam bu işlerden ama çok yapmacık gelio bu tür yazılar bana
not: diğer yazılarınıda okudum
Destination Calibration
-
Eleştiriler kaliteli olmuş.
-
haha. bende direk kurgu olarak edgar allan poe'nun "message found in a bottle" hikayesini çağrıştırdı. okudun mu bilmiyorum ama.
edit: poe' yazdığını görmemişim pardon :) orjinal durmuyor böyle.
CodeInside tarafından 20/Eyl/12 16:02 tarihinde düzenlenmiştir