Pkklıların Cesaret Bulması
-
Türkiye Cumhuriyeti, ulusluktan çıkmış, etnik ve dinsel kollara bölünmüş, yıkım dönemine girmiştir. Ulusal kültüre bağlı yurttaşlar, daha da açığı, etnik ve dinsel kol ayrımı yapmaksızın tek ulusluluğu savunan Türküm diyenler, ezilmekte ve aşağılanmaktadır. Cumhuriyetin devrimleri birer birer kökünden sökülmekte, yasaları çiğnenmekte, yıktığı her türlü gericilik yükseltilmektedir.
Türk tarihi altüst edilerek yalanlar, çarpıtmalar ve kara çalmalarla -yıkımı kolaylaştırıcı ve sonraki düzene uygun- yeni bir tarih yazılmaktadır. Ulusal kültüre büyük oranda zarar verilmiş, önceleri ulusal kültürle büyük ölçüde bütünleşmiş olan ve tek başlarına ancak bir etnik kökeni, bir dini veya bir din kolunu kapsayabilecek ölçüdeki türlü kültürler başlı başına ayrı sayılarak yüceltilmiş, bu bağlamda kültürel ırkçılık kitlelere benimsetilmiş, kökencilik, etnik ırkçılık yurdu bir hastalık gibi sarmıştır.
Küreselleşme adı altında yayılan İngiliz dili, yurdun her köşesine sızmış, bilişim yoluyla yayılması ve işlenmesi hızlanmıştır. Öte yandan etnik ve dinsel olarak ayrıştırmayı kolaylaştırmak için, ilgili kültüre ait dil, dilimsi veya lehçeler düzenlenmekte, bütünleştirilmekte ve yüceltilmektedir. Bu bağlamda, ulusal ekinin ayrılmaz parçası olan ulusal tarihimiz gibi, diğer bir ayrılmaz parçası olan ulusal dil, kısacası Türk dili, adım adım yok edilmektedir. Türkçe, yok edenlerce kullanılırken yanlış kullanılmakta, değersizleştirilmekte ve yabancı sözcük veya söz kalıpları daha çok içine sokularak yozlaştırılmaktadır.
Doğuda, temeli soykırıma dayanan, üstüne Türk Ulusu'nu soy kırmakla suçlayan, sınırlarımızı tanımayarak Doğu Anadolu'yu kendilerine ait sayan Ermeni devletinin istekleri yerine getirilirken; Batıda, Batı Anadolu'yu işgâl edip insanlarımızı katleden Yunan ordusuna göz yuman, karşı çıkmayan ve hatta onların işgâlini ve katliâmını kolaylaştıran uygulamaları sağlayan anlayışa uygun olarak, Yunan devletinin istekleri yerine getirilmektedir. Güneydoğuda ise, Irak'ın kuzeyinde kurdurdukları ve her türlü olanağı sağlayarak yardım ettikleri devletimsiyi, "Güney Kürdistan" olarak adlandırıp hemen kuzeyinde, sınırlarımız içinde, "Kuzey Kürdistan" adını taktıkları bir devlet kurarak bu ikisini bütünleştirmeye çalışmaktadırlar.
Parçalamayı ve sonrasında istedikleri bütünleştirmeyi gerçekleştirmek için, Türkiye Cumhuriyeti içinde ve dışında yuvalanmış olan eşkıya-câni-ırkçı örgütün uzantısı siyâsîleri, sivil toplum kuruluşlarını, aşiretleri, cemaat ve tarikatları öne sürüp bunlara verebildikleri tüm desteği vermektedirler. Tüm bunları ve çok daha fazlasını içinde barındıran tasarıları gerçekleştirmek için başvurdukları yolları, kullandıkları yöntemleri ve tümünü kapsayan stratejilerini başarılı olarak sürdürmektedirler. Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenler, ne yazık ve ne acıdır ki bu yıkım tasarılarının ve uygulamalarının önemli bir parçasıdır. Tam, somut ve kesin başarıya ulaşmak için iç savaş çıkarmayı da düşünen bu iç ve dış yıkıcı odakları başarısızlığa uğratmak, Türkiye Cumhuriyeti'ni bütünüyle özüne çevirerek onarmak, ulusal onura sahip her yurttaşın vatan görevidir. "Yeni yöneticiler gelir durumu düzeltir" umuduyla kendini dizginleyenler, "ordu nasılsa müdahale eder" düşüncesiyle Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin üst yönetimine bel bağlayanlar, hüsrana uğramamak için savaşa hazırlanmalıdırlar.
SON HAZIRLIK İÇİN HAZIR OLUN
Hazırlık, genel ve partiler üstü bir örgütlenmedir. Amasya Genelgesi'nin ilk maddesi Türk Ulusu'nun zorlu yolculuğuna ışık tutacaktır:
BELGE, 26. Şifre 2/6/1919 194
GENELGE
1 - Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir. İstanbul Hükûmeti İtilâf Devletlerinin etki ve denetimi altında kalmış bulunduğundan yüklendiği sorumluluğun gereklerini yapamamaktadır. Bu durum milletimizi yok olmuş gibi gösteriyor.
Milletin bağımsızlığını gene milletin kararlılığı kurtaracaktır. Milletin durumunu görüşmek ve hakkının sesini dünyaya duyurmak için her türlü etki ve denetimden uzak bir ulusal kurumun varlığı zorunludur.
Bunun için yapılan haberleşmeler sonucu her taraftan yapılan öneri ve ulusal istek üzerine Anadolunun her bakımdan en güvenilir yeri olan Sıvas'ta millî bir kongrenin tez elden toplanması kararlaştırılmıştır. Bunun için bütün Osmanlı illerinin her sancağından ve parti farklılıklarına bakılmaksızın yetenekli ve milletin güvenini kazanmış üç kadar kişinin olabildiğince çabuk yetişmek üzere hemen yola çıkarılması gerekmektedir. Her olasılığa karşı bunun bir ulusal giz olarak saklanması ve telâşa meydan verilmemesi ve gerekli görülen yerlerde yolculuğun kimlikler değiştirilerek yapılması gereklidir.
Mustafa Kemâl
Yurtsever herkes, bir iç savaş için değil, yurt savunması olarak genel bir savaş için, yok olmamak için, canını, kanını, malını kısaca yaşamını gözden çıkarmaya hazırlanmalıdır.
Daha önce çok acı deneyimler yaşamış ve en zor koşullarda en büyük engelleri aşarak başarmış bir ulusun çocukları olarak hazır olunmalıdır. Direnişe hazır olun.
Başkomutan Gâzi Mustafa Kemâl ATATÜRK'ün emridir:
“Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini müstevlilerin siyasî emelleri ile tevhit edebilirler. Millet fakr ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte; bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”
Genç/yaşlı, sağcı/solcu, başörtülü/başörtüsüz, Türk/Kürt, ve daha bizi her ne şekilde bölmek istiyorlarsa, hiçbir ayrım yapmadan, ortak paydası vatanseverlik olan herkesi Türkiye Gençlik Birliği çatısında örgütlenmeye ve Mustafa Kemal'in subayı olmaya davet ediyoruz. TGB, Kuvayı Milliye'dir. Derhal size en yakın birliğinize teslim olunuz.
TGB Resmi Web Sitesi: http://www.tgb.gen.tr/
TGB İl Başkanları ve irtibat: http://www.tgb.gen.tr/iletisim/il-baskanlari
Bursa Nutku
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, "Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, "demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek" Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, "ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir." İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği! Mustafa Kemal Atatürk Bursa, 5 Şubat 1933
-
ozsar07 bunu yazdı:
-----------------------------
Türkiye Cumhuriyeti, ulusluktan çıkmış, etnik ve dinsel kollara bölünmüş, yıkım dönemine girmiştir. Ulusal kültüre bağlı yurttaşlar, daha da açığı, etnik ve dinsel kol ayrımı yapmaksızın tek ulusluluğu savunan Türküm diyenler, ezilmekte ve aşağılanmaktadır. Cumhuriyetin devrimleri birer birer kökünden sökülmekte, yasaları çiğnenmekte, yıktığı her türlü gericilik yükseltilmektedir.
Türk tarihi altüst edilerek yalanlar, çarpıtmalar ve kara çalmalarla -yıkımı kolaylaştırıcı ve sonraki düzene uygun- yeni bir tarih yazılmaktadır. Ulusal kültüre büyük oranda zarar verilmiş, önceleri ulusal kültürle büyük ölçüde bütünleşmiş olan ve tek başlarına ancak bir etnik kökeni, bir dini veya bir din kolunu kapsayabilecek ölçüdeki türlü kültürler başlı başına ayrı sayılarak yüceltilmiş, bu bağlamda kültürel ırkçılık kitlelere benimsetilmiş, kökencilik, etnik ırkçılık yurdu bir hastalık gibi sarmıştır.
Küreselleşme adı altında yayılan İngiliz dili, yurdun her köşesine sızmış, bilişim yoluyla yayılması ve işlenmesi hızlanmıştır. Öte yandan etnik ve dinsel olarak ayrıştırmayı kolaylaştırmak için, ilgili kültüre ait dil, dilimsi veya lehçeler düzenlenmekte, bütünleştirilmekte ve yüceltilmektedir. Bu bağlamda, ulusal ekinin ayrılmaz parçası olan ulusal tarihimiz gibi, diğer bir ayrılmaz parçası olan ulusal dil, kısacası Türk dili, adım adım yok edilmektedir. Türkçe, yok edenlerce kullanılırken yanlış kullanılmakta, değersizleştirilmekte ve yabancı sözcük veya söz kalıpları daha çok içine sokularak yozlaştırılmaktadır.
Doğuda, temeli soykırıma dayanan, üstüne Türk Ulusu'nu soy kırmakla suçlayan, sınırlarımızı tanımayarak Doğu Anadolu'yu kendilerine ait sayan Ermeni devletinin istekleri yerine getirilirken; Batıda, Batı Anadolu'yu işgâl edip insanlarımızı katleden Yunan ordusuna göz yuman, karşı çıkmayan ve hatta onların işgâlini ve katliâmını kolaylaştıran uygulamaları sağlayan anlayışa uygun olarak, Yunan devletinin istekleri yerine getirilmektedir. Güneydoğuda ise, Irak'ın kuzeyinde kurdurdukları ve her türlü olanağı sağlayarak yardım ettikleri devletimsiyi, "Güney Kürdistan" olarak adlandırıp hemen kuzeyinde, sınırlarımız içinde, "Kuzey Kürdistan" adını taktıkları bir devlet kurarak bu ikisini bütünleştirmeye çalışmaktadırlar.
Parçalamayı ve sonrasında istedikleri bütünleştirmeyi gerçekleştirmek için, Türkiye Cumhuriyeti içinde ve dışında yuvalanmış olan eşkıya-câni-ırkçı örgütün uzantısı siyâsîleri, sivil toplum kuruluşlarını, aşiretleri, cemaat ve tarikatları öne sürüp bunlara verebildikleri tüm desteği vermektedirler. Tüm bunları ve çok daha fazlasını içinde barındıran tasarıları gerçekleştirmek için başvurdukları yolları, kullandıkları yöntemleri ve tümünü kapsayan stratejilerini başarılı olarak sürdürmektedirler. Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenler, ne yazık ve ne acıdır ki bu yıkım tasarılarının ve uygulamalarının önemli bir parçasıdır. Tam, somut ve kesin başarıya ulaşmak için iç savaş çıkarmayı da düşünen bu iç ve dış yıkıcı odakları başarısızlığa uğratmak, Türkiye Cumhuriyeti'ni bütünüyle özüne çevirerek onarmak, ulusal onura sahip her yurttaşın vatan görevidir. "Yeni yöneticiler gelir durumu düzeltir" umuduyla kendini dizginleyenler, "ordu nasılsa müdahale eder" düşüncesiyle Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin üst yönetimine bel bağlayanlar, hüsrana uğramamak için savaşa hazırlanmalıdırlar.
SON HAZIRLIK İÇİN HAZIR OLUN
Hazırlık, genel ve partiler üstü bir örgütlenmedir. Amasya Genelgesi'nin ilk maddesi Türk Ulusu'nun zorlu yolculuğuna ışık tutacaktır:
BELGE, 26. Şifre 2/6/1919 194
GENELGE
1 - Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir. İstanbul Hükûmeti İtilâf Devletlerinin etki ve denetimi altında kalmış bulunduğundan yüklendiği sorumluluğun gereklerini yapamamaktadır. Bu durum milletimizi yok olmuş gibi gösteriyor.
Milletin bağımsızlığını gene milletin kararlılığı kurtaracaktır. Milletin durumunu görüşmek ve hakkının sesini dünyaya duyurmak için her türlü etki ve denetimden uzak bir ulusal kurumun varlığı zorunludur.
Bunun için yapılan haberleşmeler sonucu her taraftan yapılan öneri ve ulusal istek üzerine Anadolunun her bakımdan en güvenilir yeri olan Sıvas'ta millî bir kongrenin tez elden toplanması kararlaştırılmıştır. Bunun için bütün Osmanlı illerinin her sancağından ve parti farklılıklarına bakılmaksızın yetenekli ve milletin güvenini kazanmış üç kadar kişinin olabildiğince çabuk yetişmek üzere hemen yola çıkarılması gerekmektedir. Her olasılığa karşı bunun bir ulusal giz olarak saklanması ve telâşa meydan verilmemesi ve gerekli görülen yerlerde yolculuğun kimlikler değiştirilerek yapılması gereklidir.
Mustafa Kemâl
Yurtsever herkes, bir iç savaş için değil, yurt savunması olarak genel bir savaş için, yok olmamak için, canını, kanını, malını kısaca yaşamını gözden çıkarmaya hazırlanmalıdır.
Daha önce çok acı deneyimler yaşamış ve en zor koşullarda en büyük engelleri aşarak başarmış bir ulusun çocukları olarak hazır olunmalıdır. Direnişe hazır olun.
Başkomutan Gâzi Mustafa Kemâl ATATÜRK'ün emridir:
“Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini müstevlilerin siyasî emelleri ile tevhit edebilirler. Millet fakr ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte; bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”
Genç/yaşlı, sağcı/solcu, başörtülü/başörtüsüz, Türk/Kürt, ve daha bizi her ne şekilde bölmek istiyorlarsa, hiçbir ayrım yapmadan, ortak paydası vatanseverlik olan herkesi Türkiye Gençlik Birliği çatısında örgütlenmeye ve Mustafa Kemal'in subayı olmaya davet ediyoruz. TGB, Kuvayı Milliye'dir. Derhal size en yakın birliğinize teslim olunuz.
TGB Resmi Web Sitesi: http://www.tgb.gen.tr/
TGB İl Başkanları ve irtibat: http://www.tgb.gen.tr/iletisim/il-baskanlari
Bursa Nutku
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, "Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, "demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek" Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, "ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir." İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği! Mustafa Kemal Atatürk Bursa, 5 Şubat 1933
-----------------------------Sizinde işiniz gücünüz hükümet her kim ise ona yüklenmek. Sizlerde rte ye yüklenmişsiniz dine yüklenmişsiniz. Yarın bir gün sizlerde devletin polisine bir kaç itham yükleyip taş atmaya başlarsınız , jandarmaya taş atarsınız. Ne farkınız kaldı diğerlerinden ?
Sadece grup psikolojisi , hadi bir şey yapalım kendimizi güvende hissedelim psikolojisi. Ben size şunu söylüyüm o sizin aranızda toplananlar hiç bir şekilde anlaşamazlar. Paso içinizde bölünürsünüz ve tartışmalar olur.
Merak etmeyin bu ülkede Türk bayrağını indirip yerine başka bayrak dikecekleri denedikleri anda toplu indirmeye başlarız.
Herşeyin aşırısına kaçmayın. Sabırlı olun. Hatta bırakın sivil itaatsizlik yapmak isteyen yapsın gruplansınlar silahlarını alıp bir denesinler bir görelim kaç kişiler o zaman ne olacağını görürler. Sessiz olun sakin olun. İçerdekiler sorun değil bizim asıl savaşımız abd askerleri , ingiliz askerleri ile olacak.
-
Manyakhacker kardeşim
güzel kardeşim
ithamlarını yaparken biraz usturuplu ol.
Memleketin memuru, askeri birilerinin çıkarına hizmet etmediği vatana ve millete bağlı hizmet ettiği sürece emir kulu olarak görürüm değil taş atmak söz söyleyenin kafasını kırarım.
Ama F tipi olup emrine girdiği adamlar ülkeye zarar verenlerin yanında olursa o memur ve asker benim gözümde vatan hainidir.
Kalleş köpekler gibi taş atmam, molotof kullanmam sadece o memuru kaale almam
O bayrağı indirenlere şimdi sesin çıkmazsa yarın indirilecek bayrak bulamaman söz konusuve
gözün mü görmüyor indiriyorlar bayrağı
http://video.habervitrini.com/video.asp?vid=6037
çevredekiler de senin gibi düşünüyor herhalde kimsenin müdahale ettiği yok
bekleyelim görelim durumundalarorada bir memur çıkıp o pezevenğin kafasında tepinse biber gazının tüpünü soksa helal olsun derim...
Ama senin savunduğun hükümet ancak öğrenci, işçi ve gariban joplatır, yürüyüş ve protesto yapmak, basın açıklamasında bulunmak isteyenleri engeller ama bunları uzaktan izlerler.
bunların sırtını kaşımasalar bakalım hangi biri çıkar ortaya. Bu pezevenkleri dağda kovalıyorduk şimdi şehire indiler siz daha ''Du bakali n' olacak ''
Durmak yok uyumaya devam
-
BU KISIM HERŞEYİ AÇIKLIYOR.
Bursa Nutku
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, "Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, "demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek" Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, "ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir." İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği! Mustafa Kemal Atatürk Bursa, 5 Şubat 1933
-
ultrAsker bunu yazdı:
-----------------------------
Osman Paşa nın dediği gibi, idam geri gelecek...
-----------------------------Sorun ne kürt de ne laz da ne çerkez de..
Sorun Türklüğü bir ırkçılık faşistlik sembolü haline getiren yoz-yobaz zihniyette. Bitiyorum şu Türkiyeli tabirine ve diyorum ki;
Bu vatan üzerinde yaşayıp kendini Türk hisseden herkes Türktür. M. Kemal ATATÜRK
Siz daha ne Türkiyelisi oralısı buralısından bahsedersiniz?
Kürt halkı, laz halkı, çerkez halkı, ampul halkı demek ayrımcılıktır faşistliktir ırkçılıktır.
Ben Bölücü terör örgütü propagandası yapıyorsam ve sen de benim yanımda sessizce duruyor müdahale etmiyorsan benim kadar suçlusun. Tabi bu hiç birinin işine gelmiyor.. özgürlük demokrasi zırvalarıyla kendilerini tatmin ediyor, beyin mastürbasyonu yapıyorlar...
-
ultrAsker bunu yazdı:
-----------------------------
Osman Paşa nın dediği gibi, idam geri gelecek...
-----------------------------osman paşa önce kendi partisini bir kurtarsın ağa :) %2 yi bulursa büyük başarı demiştim sanırım onuda bulamayacak :Pp
Ysk yı kutluyorum ellerinden öperim saygılarımla :pp
-
DJ_Alper bunu yazdı:
-----------------------------
ultrAsker bunu yazdı:
-----------------------------
Osman Paşa nın dediği gibi, idam geri gelecek...
-----------------------------osman paşa önce kendi partisini bir kurtarsın ağa :) %2 yi bulursa büyük başarı demiştim sanırım onuda bulamayacak :Pp
Ysk yı kutluyorum ellerinden öperim saygılarımla :pp
-----------------------------Alper kardeş istatistikler şu yönde:)
Hak ve Eşitlik Partisi(HEPAR)'nin yaptırdığı ankette partiye yüzde 8,4 oy çıktığı bildirildi.
HEPAR'dan yapılan yazılı açıklamada 14 Eylül-10 Ekim 2010 tarihleri arası yaptığı yüz yüze anket çalışmasında partilerinin oy oranının yüzde 8,4 olduğunu ifade etti. HEPAR, yüz yüze anket çalışmasını Konsensus Araştırma ve Danışmanlık Şirketi'nin 57 ilde 81 bin kişi üzerinde yaptığını belirtti. 17 yaş üstü 751 erkek ve 749 kadınla yapılan ankette seçmenin yüzde 7,5'nin HEPAR Genel Başkanı Osman Pamukoğlu'nu 'En beğenilen lider' arasında gördüğü belirtildi.12 hazirandan sonra bu başlık altında tekrar görüşelim hacı:)
-
hocam bildiğim kadarıyla cesaret hapı var tadı da çocuk asprinine benziyomuş :) ve çoğu junkie :) eroinman yani... eroinman adama bi paket toz karşılığında yaptıramayacağın şey yok
-
kürtlere ölüm o zman . bi kisinin yaptıgını 10 milyon kisiye atmayın lütfen
-
ozsar07 bunu yazdı:
-----------------------------
Manyakhacker kardeşim
güzel kardeşim
ithamlarını yaparken biraz usturuplu ol.
Memleketin memuru, askeri birilerinin çıkarına hizmet etmediği vatana ve millete bağlı hizmet ettiği sürece emir kulu olarak görürüm değil taş atmak söz söyleyenin kafasını kırarım.
Ama F tipi olup emrine girdiği adamlar ülkeye zarar verenlerin yanında olursa o memur ve asker benim gözümde vatan hainidir.
Kalleş köpekler gibi taş atmam, molotof kullanmam sadece o memuru kaale almam
O bayrağı indirenlere şimdi sesin çıkmazsa yarın indirilecek bayrak bulamaman söz konusuve
gözün mü görmüyor indiriyorlar bayrağı
http://video.habervitrini.com/video.asp?vid=6037
çevredekiler de senin gibi düşünüyor herhalde kimsenin müdahale ettiği yok
bekleyelim görelim durumundalarorada bir memur çıkıp o pezevenğin kafasında tepinse biber gazının tüpünü soksa helal olsun derim...
Ama senin savunduğun hükümet ancak öğrenci, işçi ve gariban joplatır, yürüyüş ve protesto yapmak, basın açıklamasında bulunmak isteyenleri engeller ama bunları uzaktan izlerler.
bunların sırtını kaşımasalar bakalım hangi biri çıkar ortaya. Bu pezevenkleri dağda kovalıyorduk şimdi şehire indiler siz daha ''Du bakali n' olacak ''
Durmak yok uyumaya devam
-----------------------------Güzel kardeşim sen sadece hükümet düşmanlığı yapıyorsun.
Senin ülke , Türklük kesinlikle umurumda değil.
Sen ben Türk'üm ama müslümanım diyenide sevmezsin.
Ben Türk'üm ama başka partiyi tutuyorum diyenide sevmezsin.
Psikoloji bilimini çok iyi bilirim. Kendine düşman arıyorsun ve sen ileride kendinden başka herkesi düşman görürsün.
Türk Bayrağı düşüncelerine elbet katılılıyorum.
Fakat sen sanıyormusun ki bunları yapanların yanına kâr kalıyor.
Kanunlar var , sen niye kendini kasıyorsun ki. Bunları yakalayan mücadele eden kim sanıyorsun ?
Sen bunları yaptıktan sonra o kişilerin rahat bırakıldığınımı sanıyorsun ?
Bayrak indiren
http://www.dha.com.tr/haberdetay.asp?tarih=16.04.2011&Newsid=18412&Categoryid=1
Taş atana
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&Date=7.4.2009&ArticleID=929974Molotof ceza
http://www.dha.com.tr/haberdetay.asp?tarih=16.04.2011&Newsid=30499&Categoryid=2
kck cezası
http://www.batmancagdas.com/kck-davasina-bin-100-yillik-ceza.htm
Bunun gibi bir çok olayların arkasından aldıkları hapis cezalarını takip et sadece.
Basın sadece olayı gösterir. olaydan sonra polisin takibini savcılığın , mahkemenin cezalarını göstermez.
Kim kanuna aykırı davranırsa yakalanır ve cezasını alır.
Sen kendine kendine gelin güvey oluyorsun. O yüzden diyorum yarın bir gün sende polise itham sunarsın hatta orduya bile itham sunup taş atarsınız. Bunlardan farkınız kalmaz.
Sen al biraz bunların çocuklarına , kendi tanıdıklarına
TCK kanununu okut canım kardeşim.
http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5237.html
Sende git işine gücüne bak , paranı kazanmana bak evine ekmek götürmeye bak.Okulunu okuyorsan nasıl başarılı olurum , mesleğimde nasıl daha iyi olurum onlara bak.
Tuttuğun siyasi parti var ise de onu da güzelce savun , bizim partimiz şunu yapacak hedefimiz bu , yapacaklarını da anlatın sağa sola , diğer partide yapacaklarını anlatır artık kim seçilirse , onlar normaldir.
Rahat olun rahat.Hiç kimsenin yaptığı yanına kâr kalmıyor merak etmeyin.