Rearnkarnasyon - Geri Dönüş Mümkünmü...!
-
FireX bunu yazdıShockMan bunu yazdı
Firex Hocam Bilimsel Saptamalar Vermişsin Sonuna Kadar Okudum. Ruhun Gerçekte Varolmadığı Savını Savunan bir Yazı olmuş bu. Kısaca Belirtmeliyimki, Yazıda Mevcut Bulunan Saptamalar Beynimizin Davranışlar Kısmını İlgilendiren Tespitlerdir. His Dünyamız Adında geçen Kısım Henüz Saptanamadı, Bizim Benlik Hissimiz ve Öz Algı Yeteneğimizin Kaynağı Bulunamıyor. Aynı Bulunamadığı Söylenen Ruh Gibi..
Yani Beni, Seni, Ve Diğerlerini Beynin Derinliklerinde Bulamıyorlar... Ama Anılarımızın Nerede Kayıt Altında Tutulduğunu, Karakterimiz Ve Duygusal Yoğunluğumuzun Kontrol edildiği Kısımları Hakkında Bilgiler Edinmişlerdir. Bunda Şüphe Yoktur. Asla Bilimsel Bakış Açısını Küçümsemem.
Evet. Farkındalık, bilinç konusunda hala gidilecek çok yol var. Fakat bilinç de bütün bu beyin bölgelerimizin ortaklaşa çalışmasının bir ürünü olarak ortaya çıkıyor. Gören, işiten, kaydeden bir robotun merkezi zekası gibi. Fakat insan ile kıyaslandığında elbette esamesi bile okunamaz. Zira 200 milyar nöronluk muazzam bir yapıdan bahsediyoruz.
İnsan aslında bu konuyu tartışmak için fazla kompleks bir canlı. Çok daha basit canlılara bakarsak basit bir sinir sistemi ve buna tepki veren bir yapı görüyoruz. Hayvan hissediyor ve geri çekiliyor. Her şey bundan ibaret. Yani öyle bir canlının zekasını bilgisayarda simüle etmek de zor değil.
Denizanalarının misal beyni yok fakat sınırlı şeylere tepki veren sinir sistemleri var. Aşağı yukarı çıkmaktan başka bir şey yapmıyorlar fakat bir tehlikeyi sinirleri vasıtasıyla algıladığında derhal ona vücudu tepki verip uzaklaşıyor.
Ruh var ise;
Yaşayan her şeyin ruhu vardır. Hayvanların da ruhları vardır. Hücreler de canlı ise onlara da birer ruh vermek durumundayız. Bu durumda insan ruhlar toplamından oluşmuş olur.Fakat ortada kimyasal süreçlerden başka bir şey yok.
Diğer yandan;
Farkındalık dediğimiz şeyin aslında bir yanılsama olduğunu düşünüyorum. Böyle hissediyoruz ve kendimizi özel kılan kavramlar ortaya sürüyoruz.
Din konusuna gelirsek;
Ruhçuluğun dinlere dışardan sızdığının, İslam'da ruhun olmadığını savunan, ruh olarak çevrilmiş kısımların aslında can olduğunu söyleyen kişiler var. Bence pek olası bir düşünce değil ama böyle görüşler olduğunu da belirteyim dedim. Ahirette insanın tekrar vücudunun bir araya geleceği söyleniyor. Ruhun kendisini sorgulamak varken tekrar bedenin bir araya getirilmesi, evrenimizin kurallarına dayanan materyalist bir anlayış mı olduğunu gösteriyor? Eğer beyin zarar gördüğünde her şey gidiyorsa tekrar canlı bir araya getirilip bilinç kazandırılıyor olabilir bu anlayıştan baktığımıza göre ancak Kuran'ı ve İslam'ı bir hayli araştırıp bıraktığımdan bu konuyu düşünmeyeceğim. Fakat böyle görüşler olduğunu da belirtmek istedim sadece.
Son Derece Güzel Ve Akılcı Saptamalar...İnsan Fıtratınada Aykırı değil. Bilimsel Düşünce Tanrı Kavramına Yada Allah Kavramına Aykırı Değildir.. Bilakis Tüm Dinlerde Değiştirilmemiş Dinlerde Bilimsel Araştırma Ve Gerçeğin İzini Sürme İnsandan İstenmektedir. Belkide İnsanın Yaratılışının Esas Gayesi Budur.
Evet Kıyamet Günü Yeniden Diriliş Olacak. Buda DNA Kodlarımızın Kişilik Yada Benlik Bilgilerimizi Sakladığı Sonucuna Götürebilir Bizi.. Sadece Kimyasal Tepkimelerden Ve O Tepkimelerin Vücudumuzda Oluşturduğu Muazzam Nöral Tepkimelerin Sonucu Benliğimizinde Oluşabileceği Ve Bunun Üst Yapısının İnsan Bilincine Dönüşeceğini Düşünmemiz Belkide Hata Barındırmaz Bir Düşünce Olabilir.
Bunu Zaman Gösterecek elbette. İşte Bu Vesile İle Yeniden Bedenlerimize Diriltilerek Yaptıklarımızdan Hesap Sorulacağız.
-
Caliber bunu yazdı
Hocam müthiş derecede dinden imandan çıkardın bizi. :) Beyin ile ilgili yazıları okuyun demişsiniz acaba önerebileceğiniz eserler var mıdır?
Başlangıç olarak şu kitapları tavsiye ederim. Ek olarak internetteki bilimsel makalelere de bakmakta fayda var. Zira beyin üzerine 2000'li yıllardan sonra önemli atılımlar yapıldı ve bu konuda henüz yazılmış fazla kitap yok. İkinci verdiğim kitabı en güncel kitaplardan biri olduğu için tavsiye ediyorum. İlkini de nöropsikoloji üzerine yazılmış en güzel kitaplardan biri olduğu için.
http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=564752
http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=589218
Bir de est. din imana karşı yazmıyorum da ruh denilen bir kavramdan bahsediliyorsa ben de bu konudaki bilimsel gelişmelerden ve tarihsel süreçten bahsetmek istedim.
-
reenkarnasyon diye bir şey yoktur, olamaz !
ama olabilir de
mungabunga tarafından 08/Eki/12 10:46 tarihinde düzenlenmiştir -
mungabunga bunu yazdı
reenkarnasyon diye bir şey yoktur, olamaz !
ama olabilir de
hocam sen ne içtin sabah sabah yha :D
kafayı böle güzel yapıyosa aynından banada gönder
-
konuya girdim anasayfaya attı şaşırdım :S
-
Shephard bunu yazdı
konuya girdim anasayfaya attı şaşırdım :S
Sanırım Konuya Katkın Olmadığını Konuda Anladı Ondan Olabilir. :) -
ShockMan bunu yazdıShephard bunu yazdı
konuya girdim anasayfaya attı şaşırdım :S
Sanırım Konuya Katkın Olmadığını Konuda Anladı Ondan Olabilir. :)inan konuyu bastan sona okudum , mümkünatı konusunda bir fikrim yok , sayılı insanların basına böyle şeyler gelmiş , yada bizim reenkarnasyonlarımız doğal ve rahat ölümler. :)
-
Shephard bunu yazdıShockMan bunu yazdıShephard bunu yazdı
konuya girdim anasayfaya attı şaşırdım :S
Sanırım Konuya Katkın Olmadığını Konuda Anladı Ondan Olabilir. :)inan konuyu bastan sona okudum , mümkünatı konusunda bir fikrim yok , sayılı insanların basına böyle şeyler gelmiş , yada bizim reenkarnasyonlarımız doğal ve rahat ölümler. :)
Ölünce Sanırım Bilincimizde Bir Dahaki Uyandırılışımıza Kadar Kapanıyordur.. Çünkü Kemikler Kimyasal Tepkimeler Üretemezler. Ama DNA Bilgilerimizi Saklayabilirler. -
ShockMan bunu yazdı
Son Derece Güzel Ve Akılcı Saptamalar...
İnsan Fıtratınada Aykırı değil. Bilimsel Düşünce Tanrı Kavramına Yada Allah Kavramına Aykırı Değildir.. Bilakis Tüm Dinlerde Değiştirilmemiş Dinlerde Bilimsel Araştırma Ve Gerçeğin İzini Sürme İnsandan İstenmektedir. Belkide İnsanın Yaratılışının Esas Gayesi Budur.
Evet Kıyamet Günü Yeniden Diriliş Olacak. Buda DNA Kodlarımızın Kişilik Yada Benlik Bilgilerimizi Sakladığı Sonucuna Götürebilir Bizi.. Sadece Kimyasal Tepkimelerden Ve O Tepkimelerin Vücudumuzda Oluşturduğu Muazzam Nöral Tepkimelerin Sonucu Benliğimizinde Oluşabileceği Ve Bunun Üst Yapısının İnsan Bilincine Dönüşeceğini Düşünmemiz Belkide Hata Barındırmaz Bir Düşünce Olabilir.
Bunu Zaman Gösterecek elbette. İşte Bu Vesile İle Yeniden Bedenlerimize Diriltilerek Yaptıklarımızdan Hesap Sorulacağız.
Evrende aslında kuantum Dünyasından bizim Dünyamıza düzensizlikten düzenliliğe bir gidiş var. İki dalganın zıt tepe noktalarının bir araya gelip birbirini yok etmesi şeklinde. Ancak bunun dahi gerçekleşebilmesi için kurallar gerekiyor.
Şahsen ben evrenin kanunları sebebiyle bir Tanrı, düzenleyici inanıyorum. Ancak dinlerdeki Tanrı gibi olduğunu (ilahi dinleri araştırmalarımla bizzat yanlışladığım için) düşünmüyorum. Bir cenneti cehennemi olduğundan, herkesi gözetlediğinden emin değilim. Tanrı dediğimiz şey bu evrenin kendisi de olabilir.
Bu kanunlar neden böyle bilmiyoruz. En başından reddetmek bana fazla protest ve önyargılı geliyor. "Tanrı varsa başkası çıkıp uçan periler de vardır der. Nereden bileceğiz" anlayışı da hakim. Şahsen meselenin bu kadar basit olduğunu düşünmüyorum.
Aslında asıl problem dinlerin kafamıza çizdiği Tanrı mizacından kaynaklanıyor. Herkesin aklına, oturduğu yerden her yeri kontrol eden, müdahale eden, cennet cehennemi olan, ölümden sonra hayat vaadeden, yargılayan, doğruluk, iyilik timsali biri geliyor.
Bütün bunların dışında hiç aklın hayalin almadığı, hiç bu yönden düşünmemiştim diyeceğimiz tarzda bir şey de olabilir.
İsterse tüm dinler yanlış olsun. Bu Tanrının yokluğunu göstermez. Aksi kestirip atmak gibi geliyor.
Fakat tüm düzen içerisinde bir Tanrıya ihtiyaç olmadığı görüşüne de saygı duyuyorum. Belki de öyledir. Ancak rastgele bir süreç işlese de belli çizgiler ve kanunlar çerçevesinde işliyor ve bu çerçeveyi çizen kim?
Bilim hiçbir zaman Tanrının varlığını veya yokluğunu ispatlayamayacak ve herkes bu konuda bir yol ayrımına gidecek.
Şahsen ben bilim ve felsefe ile Tanrıyı "yaklaşım yaparak" kavramaya çalışıyorum. Tabi varlığının veya yokluğunun ispatlanmasının mümkün olmadığının da bilincindeyim.
anonim6918524 tarafından 08/Eki/12 11:17 tarihinde düzenlenmiştir -
FireX bunu yazdıShockMan bunu yazdı
Son Derece Güzel Ve Akılcı Saptamalar...
İnsan Fıtratınada Aykırı değil. Bilimsel Düşünce Tanrı Kavramına Yada Allah Kavramına Aykırı Değildir.. Bilakis Tüm Dinlerde Değiştirilmemiş Dinlerde Bilimsel Araştırma Ve Gerçeğin İzini Sürme İnsandan İstenmektedir. Belkide İnsanın Yaratılışının Esas Gayesi Budur.
Evet Kıyamet Günü Yeniden Diriliş Olacak. Buda DNA Kodlarımızın Kişilik Yada Benlik Bilgilerimizi Sakladığı Sonucuna Götürebilir Bizi.. Sadece Kimyasal Tepkimelerden Ve O Tepkimelerin Vücudumuzda Oluşturduğu Muazzam Nöral Tepkimelerin Sonucu Benliğimizinde Oluşabileceği Ve Bunun Üst Yapısının İnsan Bilincine Dönüşeceğini Düşünmemiz Belkide Hata Barındırmaz Bir Düşünce Olabilir.
Bunu Zaman Gösterecek elbette. İşte Bu Vesile İle Yeniden Bedenlerimize Diriltilerek Yaptıklarımızdan Hesap Sorulacağız.
Evrende aslında kuantum Dünyasından bizim Dünyamıza düzensizlikten düzenliliğe bir gidiş var. İki dalganın zıt tepe noktalarının bir araya gelip birbirini yok etmesi şeklinde. Ancak bunun dahi gerçekleşebilmesi için kurallar gerekiyor.
Şahsen ben evrenin kanunları sebebiyle bir Tanrı, düzenleyici inanıyorum. Ancak dinlerdeki Tanrı gibi olduğunu (ilahi dinleri araştırmalarımla bizzat yanlışladığım için) düşünmüyorum. Bir cenneti cehennemi olduğundan, herkesi gözetlediğinden emin değilim. Tanrı dediğimiz şey bu evrenin kendisi de olabilir.
Bu kanunlar neden böyle bilmiyoruz. En başından reddetmek bana fazla protest ve önyargılı geliyor. "Tanrı varsa başkası çıkıp uçan periler de vardır der. Nereden bileceğiz" anlayışı da hakim. Şahsen meselenin bu kadar basit olduğunu düşünmüyorum.
Aslında asıl problem dinlerin kafamıza çizdiği Tanrı mizacından kaynaklanıyor. Herkesin aklına, oturduğu yerden her yeri kontrol eden, müdahale eden, cennet cehennemi olan, ölümden sonra hayat vaadeden, yargılayan, doğruluk, iyilik timsali biri geliyor.
Bütün bunların dışında hiç aklın hayalin almadığı, hiç bu yönden düşünmemiştim diyeceğimiz tarzda bir şey de olabilir.
İsterse tüm dinler yanlış olsun. Bu Tanrının yokluğunu göstermez. Aksi kestirip atmak gibi geliyor.
Fakat tüm düzen içerisinde bir Tanrıya ihtiyaç olmadığı görüşüne de saygı duyuyorum. Belki de öyledir. Ancak rastgele bir süreç işlese de belli çizgiler ve kanunlar çerçevesinde işliyor ve bu çerçeveyi çizen kim?
Bilim hiçbir zaman Tanrının varlığını veya yokluğunu ispatlayamayacak ve herkes bu konuda bir yol ayrımına gidecek.
Şahsen ben bilim ve felsefe ile Tanrıyı "yaklaşım yaparak" kavramaya çalışıyorum. Tabi varlığının veya yokluğunun ispatlanmasının mümkün olmadığının da bilincindeyim.
Bence Varlığının İspatı Evrendeki Aksaklık Göstermeden Dönen Kuralları Olabilir... Zaten Kuranda da Onu Her hangi bir şeye Benzetmeyin Denmiştir.. Hiç Bir Şeye Benzemeyen. Bir Yer Edinmeye İhtiyaç Edinmeyen, Sonsuz Evrendeki Denge ve İntizam ise Kendisi O Halde Bir Yer Edinmesi Bir Yere İhtiyaç Edinmesi Yada Bulunma İhtiyacı Hissetmesi Saçma Olur... Cernde Aranan Belkide Gerçekten Kendisidir.. Higs Bozonu, Görünür Oluyor ama Yakalanamıyor, Müthiş bişey. Atomaltı Muhteşem bir Güç. Belkide Higs Bozonu Onun Gücünün Ta Kendisidir...