Trabzonlular Laz Degildir Rum Degildir ...
-
Çepni boyu, Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuzların 24 boyundan biri ve Kaşgarlı Mahmud'a göre yirmi iki Oğuz bölüğünden Divân-ı Lügati't-Türk'de; "Yirmibirincisi: "جآپنِ Çepni"lerdir. Belgeleri şudur :
[1] şeklinde tanımladığı bir Oğuz boyudur. Boyun genel özelliği asi, atılgan, cesur, mert ve savaşcı olmalarıdır. Çepni kelimesi düşmanla savaşan, mert, yiğit, asi, cesur anlamında kullanılmıştır.
Günümüzde Rumeli ve Anadolu'da yaşayan Oğuz/Türkmen boylarından biridir. Karadeniz bölgesindekiler çoğunlukla sunni olmakla birlikte, alevi olan gruplarada rastlanır. Prof. Dr. Irene Melikoff, Hacı Bektaşi Veli hazretlerinin ve onun İlk müridlerinden olan Kadıncıkana ve Abdal Musa'nın da Çepni Olduğunu yazar (Bak.Kırklar'ın Cem'inde isimli eseri).
Ayrıca Prof. Dr. Faruk Sümer Oğuzlar/Türkmenler isimli eserinde Çepnilerin, Hacı Bektaşi Veli'nin müridlerinden olduklarını ve Anadolu'nun değişik yerlerinde yaşadıklarını, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Trabzon, Bayburt olmak üzere Karadeniz Bölgesi'nde yoğun olarak yaşayan Çepnilerin ise çoğunlukla Sünni olduğunu,ancak zamanında Alevi olan gruplarında Sünnileştiğini yazar.
Anadolu'ya gelmeden önce Türkistan ve Horasan'da öbür boylarla birlikte yaşayan Çepniler, Selçuklular'a katılıp Anadolu'ya geldiler. Başta Karadeniz olmak üzere Anadolu'nun Türkleşmesinde önemli rol oynadılar. 1515 yılındaki tahrir defterlerine göre Şimdiki Giresun ve civarındaki iller Vilayeti Çepni isimli bir idari bölge olarak gösterilmiştir (Bak.Prof.Faruk Sümer'in Oguzlar/Türkmenler isimli eseri).
Vilayet-nameye göre Kırşehirin Suluca Kara-Hüyük köyüne gelen Hacı Bektaş-ı Veli'nin ilk müridleri Çepni'den idiler. Bu husus aynı zamanda bu boyun mensuplarından mühim bir kısmının niçin Alevi olduğunu izah edebilir. Çepni'lerin mühim bir kısmı 1240 daki Baba İshak Türkmenleri'nin isyanına katılmıştır (Bak.Abdülbaki Gölpınarlı).
Tarihte Çepni Boyu
Oğuz, Türkmen Çepni boyu, Üçoklar kolundan (sol kolundan) Oğuz Kağan'ın oğlu Gök Han'ın soyundan geldikleri kabul edilir. Çepniler, Doğu Karadeniz'in Türkleşmesinde önemli bir rol oynamışlardır. Çepniler; 1071'de Anadolu'nun, 1277 yılından itibaren de Sinop'tan Trabzon'a kadar olan Karadeniz Bölgesi'nin fethedilmesinde başta Güvenç Abdal hazretleri olmak üzere çok aktif görevler üstlendiler. 1277 yılında Sinop'a saldıran Rum Pontus İmparatorluğu'nun ordusunu bozguna uğrattılar. Güvenç Abdal hazretlerinin makamı Gümüşhane,Kürtün, Güvendi yaylasında bulunur. Cepnilerin mühim bir kısmın 1277 yılında Sinop Yöresinde yaşadığı görülüyor. 1404 yılında Timur a giden İspanyol elçisi Clavijo Ordu ve Giresun'un 10.000 kişilik bir Çepni kuvvetine Sahip Hacı Emir beyin oğlu Hacı Süleyman beyin elinde olduğunu yazar.
Çepni boyunun özelliği "nerde yağu görse orda savaşır" olarak anlatılmaktadır. Onların haksızlıklara karşı gelen ve savaşçı karakterleri, önemlerini günümüze yansıtacak kalıcı sanatsal ürünler meydana getirmelerini engellemiştir. Çepniler'e ait kabileler, değişik tarihlerde farklı cephelerde savaşmışlar ve ordu ile gittikleri bölgelere yerleşmişler. Savaşlarda nüfusları azalmıştır.
Türkmen safevi İmparatoru Şah İsmail'in şahsi muhafızlarının Çepnilerden olduğu gibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de özel muhafızlarının Giresunlu Topal Osman ve diğer Çepnilerden olması ilginç bir tesadüf olup, bu durum bu boyun daima cesur, mert ve güvenilir olduğunun en çarpıcı örneğidir.
Rumeli ve Balkanlar'da Çepniler
Osmanlı devleti kurulmadan önce Sarı Saltuk ve İzzeddin Keykavusla birlikte Deliorman ve Dobruca bölgelerine geçen Türkmenler Çepni boyundandır. Deliorman ve Dobrucadaki bu Çepniler hem yerel Kıpçak ve Peçenek halklarıyla hem de daha sonra gelen diğer Türkmen boylarıyla karışmışlar ve Çepnililik bilincini yitirmişlerdir. Ancak Çepni inancı olan Bektaşi'liği devam ettirmektedirler. Birçoğu'da Batı Anadolu'ya geri göçerek bugünkü Batı Anadolu Çepnilerini oluşturmuştur. Dobruca'da bulunan Türkler kendilerinin Türkmen olduklarını ve inanç önderlerinin Sarı Saltuk olduğunu söyleyerek bu gün bile Camilerde ve Tekkelerde onun adına dualar ederler.
Romanya ve Moldovadaki İzzeddin Keykavus taraftarı bir grup Çepni ise Hristiyanlığa geçmiştir. Keykavustan dolayı bu Çepnilere Gagavuz dendiği ileri sürülür. İlginç olanı Gagavuz Türklerinin Giresun ağzıyla konuşutuğu tespit edilmiştir. Örnegin geçen sene yerine Giresun ağzında kullanılan Bıldır kelimesi kullanılır. Daha bunun gibi bir çok örnek kelime bulunmaktadır.
Kurtuluş Savaşı
Rum ve Ermeni Çetecilere karşı savaşıp doğu Karadenizde asayişi sağlamışlardır. Atatürk 19 Mayıs 1919 da Samsun'a çıktığında Giresun Çepnilerinden olan Topal Osman Ağa ve arkadaşlarını milli mücadeleye davet etmiş ve Kazım Karabekir'in de tavsiyesiyle de kendisine Giresun Çepnilerinden oluşan bir muhafız kıtası seçmiştir. Topal Osman ve Giresun Çepnileri bu şerefli görevi başarıyla yerine getirmiş ve Cumhuriyetin ilanına kadar Atatürk'ün en yakın silahlı unsurları olmuşlardır.
Sivas kongresinden sonra Atatürk'e karşı Padişah yanlısı muhalefet artınca Kazım Karabekir Topal Osman ve arkadaşlarından oluşan Muhafız kıtasının sayısının artırılmasını ve Atatürk'e karşı olan muhalefetin kuvvetle bastırılmasını emretmiştir. Şöhreti belli Çepni muhafızları gören muhalefet sinmek zorunda kalmıştır. Giresun'lu Çepnilerden oluşan Mustafa Kemal Atatürk'ün muhafız kıtası bugunkü TBMM deki muhafız bölügünün ve Cumhurbaşkanlığı muhafız alayının temelini oluşturur. Kurtuluş savaşı esnasında TBMM deki localarında oturan Giresunlu Muhafızların yerinde bugün askeri erkan oturur.
Günümüz
Giresun ili ve yöresi Vilayet-i Çepni olarak tarihte anılmaktadır. Kürtün, Ordu, Mesudiye, Gürgentepe, Koyulhisar, Suşehri, Akıncılar, Canik, Giresun, Beşikdüzü, Çorum ili Kargı ilçesi Göletçetmi,_Kargı köyü, Şalpazarı'nda yoğun olarak Çepni boyları yaşamaktadır. Bu bölgedeki Çepnilerin önemli çoğunluğu Sünnîdir , ancak Alevi olanlarda hatırı sayılır sayıdadır. Ayrıca önceleri Alevi olup da, Osmanlılar zamanında sunniliğe geçen gruplarda vardır. Bugün bile Rize ve Trabzon'da Çebi, Çep soyadı ile anılan kalabalık sülaleler vardır ve bunlar Çepni Oğuzlarından olduğu ileri sürülmektedir. Öte yandan; Gümüşhane, Giresun, Dereli, Espiye, başta olmak üzere bir çok yüksek köyde Alevi Islam inancına bağlı Çepniler yaşamaya ve geleneklerini sürdürmeye devam etmektedir. Batı Karadeniz'de Kastamonu'nun Tosya ve çatalzeytin ilçesinde "Çepni" adında bu boydan gelen insanların yaşadığı köyde bulunmaktadır.Karadeniz Çepnileri makamı, Gümüşhane Kürtün,Güvendi yaylasında bulunan Güvenç Abdal Ocağına bağlıdırlar.
Çepniler ayrıca; Ege bölgesinde Çanakkale, Manisa, İzmir; Marmara'da Balıkesir'de yaşarlar. Ayrıca Sivas, Gaziantep'te de Çepni köyleri vardır. Çanakkale, Balıkesir, İzmir, Manisa ve Gaziantep çepnilerinin tamamı alevidir. Çanakkale Küçükkuyu'da bulunan Büyük Çetmi ve Küçük Çetmi köylerinin ve civar köylerin halkının önemli bir bölümü Çepni Kökenlidir.Bolu Merkez ve Mudurnu ilçesinde de birer tane Çepni köyü bulunmaktadır.
Orta Anadolu'da Amasya, Ordu Tokat gibi bölgelerde de Alevi Çepni grupları vardır (Detaylı bilgi için bak. Ankara Üniversitesi Hacı Baktaşi Veli Araştırma Ensütüsü).
Ayrıca bakınız
- Türk Boylarının Tamgaları
- Saltuklular
- Canikoğulları
- Canik
- Pervaneoğulları Beyliği
- Sarı Saltuk
- Türkmen
- Oğuz
- Yörük
-
ne önemi varki mesela ben kızıl derili kökenliyim herkez aynı iki insandan geliyor daha sonra bunlar kabilelere ayrılınca adına lazdı, kürttü diyince bambaşka bi ırkmı oluyor
S0KR4T3S tarafından 03/Mar/13 21:43 tarihinde düzenlenmiştir -
sanırsam trabzonlusun. merak ettiğim şimdi birisi gelip sana laz dediğinde zorunamı gidiyor yani?
-
Laz olan trabzonlular değil artvinliler ve rizelilerdir diyerek olaya başka bir boyut kazandırayım dedim.
karahanx tarafından 03/Mar/13 23:50 tarihinde düzenlenmiştir -
Lan ben bunu 23409234034 sene anlattım kimse anlamadı 1 konuyla nasıl anlatalım :D
Laz olması için en basitinden lazca bilmesi ve kökeni olması lazım, trabzonda samsunda orduda sinopta kimse lazca bilmez, çok az kesim rizenin, ve artvinin kesimidir, ayrıca gürcüdür bir kesimi.
Ama genelleme olarak lazlar diye geçer hiç anlamışta değilim :D
Adamlar basma kalıp gidiyor hacım harbiden bundan daha önemli konuları bile anlamamış insanlara bunu dayatamayız :| yada daha farklı söylim lan dur cool edit. Empoze edemeyiz :P -
bizden bahsetmişler :) giresun'un çoğu çepni türklerindendir
türkiye'de karadeniz denilince herkes laz sınıfına sokuyor milleti, halbuki laz denilen kesim doğu karadeniz'in çok az kısımlarında mevcut
hatta trabzon'un bile laz olmadığı söyleniyor
gerçekten bilmeyenler için söylüyorum, olur da karşılaşırsanız samsun, ordu, giresun illerinden olanların lazlıkla alakası yoktur.
tabi laz denilmesinden rahatsız olunulmaz ama lazlıkla hiç alakası olmayan kesimi laz diye çağırınca anormal oluyor biraz
-
trabzon diyince LAZMISIN RUMMUSUN diyorlar ya :)) zoruma giden buydu halis mulis TÜRKOĞLU TÜRK lan diyorum :) bu yazıda bilgilendirme amaçlı zoruma bişey gitmiyor ...
-
DanqerLine bunu yazdı
trabzon diyince LAZMISIN RUMMUSUN diyorlar ya :)) zoruma giden buydu halis mulis TÜRKOĞLU TÜRK lan diyorum :) bu yazıda bilgilendirme amaçlı zoruma bişey gitmiyor ...
halis mulis Türk değilsin işte sorun orda.
-
Kutikula bunu yazdıDanqerLine bunu yazdı
trabzon diyince LAZMISIN RUMMUSUN diyorlar ya :)) zoruma giden buydu halis mulis TÜRKOĞLU TÜRK lan diyorum :) bu yazıda bilgilendirme amaçlı zoruma bişey gitmiyor ...
halis mulis Türk değilsin işte sorun orda.
-
hemşinli bi eleman vardı çok iyi hemşince, ermenice ve lazca biliyordu türkçenin yanı sıra. dediğine göre hemşince de zaten ermenicenin bir kolu imiş. ama müslümandı da, namaz niyaz vesairesi de vardı.
neler neler var mk :/
ama giresunluların lazlıkla alakası olmadığını biliyorum evet.
birde karadenizin insanının o dağlık ve denize kıyı olan zor coğrafyanın etkisinden olduğunu düşündüğüm genel bir karakteristiği ve mizacı mevcut. bundandır laz genellemesi bence.
laz mısın rum musun sorusuda iimiş, hangi antropolog arkadaşındı ki o :/
-
DanqerLine bunu yazdıKutikula bunu yazdıDanqerLine bunu yazdı
trabzon diyince LAZMISIN RUMMUSUN diyorlar ya :)) zoruma giden buydu halis mulis TÜRKOĞLU TÜRK lan diyorum :) bu yazıda bilgilendirme amaçlı zoruma bişey gitmiyor ...
halis mulis Türk değilsin işte sorun orda.
'' Antropolojinin tesbit ettiği bir esasa göre yeryüzünde hiçbir saf ırk yoktur.
Binlerce yıldan beri devam eden birbirine karışmalar ortada hiçbir halis ırk bırakmamıştır, bütün ırklar az çok melezleşmiştir.''