En Çok Sevdiğim Şiir Sizde Ekleyin
-
arkadaşlar en çok beyendiğim bi Yılmaz erdoğan şiirini paylaşmak istedim
sizde eklerseniz beyendiniz şiirleri güsel olabilir :D
Yeni Bir Sayfada Sana Bakmak
her şey yapılabilir
bir beyaz kağıtla
uçak örneğin uçurtma mesela
altına konulabilir
bir ayağı ötekinden kısa olduğu için
sallanan bir masanın
veya şiir yazılabilir
süresi ötekilerden kısa
bir ömür üzerine.
bir beyaz kağıda
her şey yazılabilir
senin dışında
güzelliğine benzetme bulmak zor
sen iyisi mi sana benzemeye çalışan
her şeyden
bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor
belki tabiattadır çaresi
senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
ve benim
bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim
anlarım bitkiden filan
ama anlatamam
toprağın güneşle konuşmasını
sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla
sen bana ışık ver yeter
bende filiz çok
köklerim içimde gizlidir
gelen giden açan soran bere budak yok
bir şiir istersin
“içinde benzetmeler olan”
kusura bakma sevgilim
heybemde sana benzeyecek kadar
güzel bir şey yok
uzun bir yoldan gelen
tedariksiz katıksız bir yolcuyum
yaralı yarasız sevdalardan geçtim
koynumda bir beyaz kağıt boşluğu
her şeyi anlattım
olan olmayan acıtan sancıtan
bilsem ki sana varmak içindi
bütün mola sancıları
bütün stabilize arkadaşlıklar
daha hızlı koşardım
severadım gelirdim
gözlerinin mercan maviliğine
sana bakmak
suya bakmaktır
sana bakmak
bir mucizeyi anlamaktır
sana sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır
aşk sorgusunda şahanem
yalnız kelepçeler sanıktır
ne yazsam olmuyor
çünkü bilenler hatırlar
hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar
bahçıvanlar değil tüccarlardır
sen öyle göz
sen öyle toprak ve güneş ortaklığı
sen teninde cennet kayganlığı iken
sana şiir yazmak ahmaklıktır
bir tek söz kalır
dişlerimin arasından
ben sana gülüm derim
gülün ömrü uzamaya başlar
verdiğim bütün sözler
sende kalsın isterim
ben sana gülüm derim
gül sana benzediği için ölümsüz
yazdığım bütün şiirler
sana başlayan bir kitap için önsöz
sana bakmak
bir beyaz kağıda bakmaktır
her şey olmaya hazır
sana bakmak
suya bakmaktır
gördüğün suretten utanmak
sana bakmak
bütün rastlantıları reddedip
bir mucizeyi anlamaktır
sana bakmak
allah’a inanmaktır
Yılmaz Erdoğan
ahanda buda seslisi daha güsel :Dhttp://rapidshare.com/files/52069946/yerdogan_sanabakmak.mp3.html
-
bir beyaz kağıda
her şey yazılabilir
senin dışında
güzelliğine benzetme bulmak zor
sen iyisi mi sana benzemeye çalışan
her şeyden
bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor
belki tabiattadır çaresi
senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
ve benim
bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim
anlarım bitkiden filan
ama anlatamam
toprağın güneşle konuşmasını
sana çok benzeyen bir çiçek yoluylaAhhh ah bende çok severim bu şiiri. Olum sen adamı akşam akşam depresyona sokarsın :P
-
Yılmaz Erdoğan benim nazarımda kalitedir, sadece şiirlerinden ötürü söylemiyorum bunu::.
-
yılmaz erdoğan'ın şiirleriyle karşılaştırılamaz ama buda benim şiirim
hani birşey istersinde yapamazsın..
birşeyler düğümlenir boynunda.yutamazsın...
yavaş yavaş iner karnına....dönüşür sancıya...
işte o sancıyım ben........................
hani sevdim sanır aldatılırsın ya...
öyle bi duyguyum işte ben...
hani minicik bi kız cocugu görürsünya sokakta oynayan.
sevmek gelir içinden..işte o duyguyum ben...
hani geç kalırsınya buluşmalara.için içini yer..
ve mahçup hissedersin kendini..işte öyle bişey...
yaşlı bi teyzeye yer verirsin otobüste..
dogru yapmış olmanın huzuru dolar içine..
2 durak sonra iner teyze.meymenetsizin biri oturur yerine..
küfredersin kendine..kızarsın birde...ve huzursuzluk çöker içine...
hani birini seversinya delice...içinden şiirler yazarsın
okutmazsın kimseye..sonra kaybolur giderler biyerlere...
taşınırken ilişiverir gözüne sararmış bi aşk şiiri..
naftalin tadı almış bir duyguyla okur.dalar gidersin geçmişe..
hani yürürsünya taksimde..bir dilenci takılır peşine...
birmilyon için bin takla atar gözünün önünde..
sırf gitsin diye verirsin ne varsa cebinde....
gitar çalan bi adam vardı birde.tünelin girişinde...
onun kısmetide gitmiş olur dilenciye böylece...
akşam saatinde son kalmış bayat simiti alırsın
yarısı fiyatına...yenilecek gibi değil aslında..
yersin ama...hiçbirşeyin yoktur üstünde.
yaşadıgın aşklardan başka........
ayak üstünde karşılaşırsın eski dostla..
başardıklarını anlatırsın ona..
başarısızlıkların yok olur bir anda..
vay be der dostun sana..inanır yalanlarına...
sonra baş başa kalırsın başarızıslıklarınla.
iki gıram yeter seni havalandırmaya...
uyanırsın başındaki agrıyla..
anlarsınki..
geçiçi mutluluklar geçerken.senden birşeyler çalarlar...
hani biri tutarya elini..hesapsızca dokunur sana..
parmagın kanasa oturur aglar karşında..
bir sarılsın sana..anlarsın o anda..gerçek olan aşktır aslında... -
ülkemizde her üç kişiden beşi gerçekten şair :) şiir yoğun bir şey damıtacaksın da yıllarca bir mısra çıkacak...yılmaz erdoğan mış şairmiş :) şairimsi o ve yazdıkları da şiirimsi.
sana bakmak şunu yapmaktır sana bakmak bunu yapmaktır sana bakmak ivedi giden şimendifere temaşa eylemektir... behhhh
Dünyanın En Tuhaf Mahluku..
Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!Nazım Hikmet
şiir budur...
En Uzak Mesafe
En Uzak mesafe ne Afrika'dir
Ne Cin,
Ne Hindistan,
Ne Seyyareler,
Ne yildizlar geceleri isildayan...
En uzak mesafe iki kafa arasindaki mesafedir birbirini
anlamayan.....
CAN YÜCEL
şiir budur. okuyun, şair tanıyın, edebi zevki, estetiği görün, duyun...
-
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de Şeytan bir günahı,
Seni beklediğim kadar...
Geçti,istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni.
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme artık,neye yarar?
Necip Fazıl Kısakürek
-
ZİNDANDAN MEHMED'E MEKTUP
Zindan iki hece. Mehmed'im lâfta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de, geri adam, boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mı?.. Belki... Daha ölmedim!
Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli...
Git ve gel... Yüz adım... Bin yıllık konak
Ne ayak dayanır buna, ne tırnak!
Bir âlem ki, gökler boru içinde!
Akıl, almazların zoru içinde.
Üstüste sorular soru içinde:
Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu?
Buradan insan mı çıkar, tabut mu?
Bir idamlık Ali vardı, asıldı
Kaydını düştüler, mühür basıldı.
Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı
Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil...
Müdür bey dert dinler, bugün "maruzât"!
Çatık kaş... Hükûmet dedikleri zat...
Beni Allah tutmuş, kim eder azat?
Anlamaz; yazısız, pulsuz dilekçem...
Anlamaz! ruhuma geçti bilekçem!
Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil;
Sayım var, maltada hizaya dizil!
Tek yekûn içinde yazıl ve çizil!
İnsanlar zindanda birer kemmiyet;
Urbalarla kemik, mintanlarla et.
Somurtuş ki bıçak, nâra ki tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...
Yalnız seccademin yönünde şefkat
Beni kimsecikler okşamaz mâdem;
Öp beni alnımdan, sen öp seccadem!
Çaycı, getir, ilâç kokulu çaydan!
Dakika düşelim, senelik paydan!
Zindanda dakika farksız aydan
Karıştır çayını zaman erisin;
Köpük köpük, duman duman erisin!
Peykeler, duvara mıhlı peykeler;
Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,
Gömülmüş duvara, baş baş gölgeler...
Duvar, katil duvar, yolumu biçtin!
Kanla dolu sünger... Beynimi içtin!
Sükût... Kıvrım kıvrım uzaklık uzar;
Tek nokta seçemez dünyada nazar.
Yerinde mi acep, ölü ve mezar?
Yeryüzü boşaldı, habersiz miyiz?
Güneşe göç var da, kalan biz miyiz?
Ses demir, su demir ve ekmek demir...
İstersen demirde muhali kemir,
Ne gelir ki elden, kader bu, emir...
Garip pencerecik, küçük daracık;
Dünyaya kapalı, Allah'a açık
Dua, dua, eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.
Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış...
Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu
İplik ki incecik, örer boşluğu
Ana rahmi zâhir, şu bizim koğuş;
Karanlığında nur, yeniden doğuş...
Sesler duymaktayım; Davran ve boğuş!
Sen bir devsin, yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin!
Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
NECİP FAZIL KISAKÜREK
-
KALDIRIMLAR I
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayâl görüyorum.
Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık.
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn-cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık.
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.
İçimde damla damla bir korku birikiyor,
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler,
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor.
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.
Kaldırımlar, çilekeş insanların annesi,
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur ses kesilince sesi,
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir insandır.
Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta.
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta,
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!
Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin,
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler...
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin.
Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.
Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim!
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları.
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim.
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.
Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya,
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya.
Ölse kaldırımların kara sevdalı eşi.
NECİP FAZIL KISAKÜREK
-
Bu Şiir Sahsen Bana Aittir Vede Çok Severim Bunu ( Askerde Yazdım )
---------------------------------------------
Markasını Bilmediğim Bir Sigara Elimde
İçime Dumanını Her Çektiğimde
Sevilmeden Ölürsem Diye
Gözyaşları Döküyorum
--------------------------------------------
Bu da benim Şahsen Bana Ait Olan Sözümm (patentlidir)
Ben Sönen Güneş Biten Günün Soğuk Duşu, Hangi Ayın Hangi Gününe Tekabul Eder Doğum Günüm.!!
Set by ZeroCooL`
Sigaramın Dumanını Kıskan.!
-
Yılmaz Erdoğan benim nazarımda kalitedir, sadece şiirlerinden ötürü söylemiyorum bunu::.
[t.b.t] .::deniz::. // -- İnsan Irkının temsilcisi olarak sözlerime başlıyorum ..eyyYY Aşk ..ananı sikeyim..!!imzaya bakın ya vallaha koptum ben :)))
-
ZeroCooL` bunu yazdı:
-----------------------------Bu Şiir Sahsen Bana Aittir Vede Çok Severim Bunu ( Askerde Yazdım )
---------------------------------------------
Markasını Bilmediğim Bir Sigara Elimde
İçime Dumanını Her Çektiğimde
Sevilmeden Ölürsem Diye
Gözyaşları Döküyorum
-----------------------------bunu tuttum bak.. çok güzelmiş :)