Forum
Aktif konular
Üyeler
Kurallar
Arama
Kader "İ Dogrulama Tezi Kader "İ Dogrulama Tezi
-
Sözlerime başlamadan önce ‘selam ‘ın aleyküm’.
Kader kavramı üzerine user ‘lardan biri forum ‘a yazı girmiş, bunu okuduktan sonra bu konu hakkında olan düşüncelerimi sizinle paylaşmak istiyorum.
Müsaadenizle;
Kısa bir örnek ile;
Bir gün üniversite okuyan bir öğrenci, imamlık yapmakta olan hocasına sorar.
Öğrenci: -Hocam bu deprem olayı nedir, Allah tarafından gönderilen bir şey midir, bilimsel açıklaması yok mu?
Hoca: -Her şeyin katiyeti Allah ‘a bağlıdır, tabii ki tarafından gönderilmiştir, kast edilmiştir.
Öğrenci: -Bari sen yapma be hocam, nasıl olur bu?
Hoca: -Sana kısa bir örnek; diyelim ki adamın biri seni vuracak, kendi özgür irade ile silahı buldu,mermiyi sürdü ve tetiğe bastı.. Namludan çıkan mermi belli bir hız ve ivme alarak gelip senin göğsüne saplandı..
Burada her şey normal, ama silahı tetikleyen kim, yani o adama o fikri, zikri, düşünceyi beynine yer edip veren kim? Elbette ki yüce Allah.
Eğer kalkıp Yüce Allah kavramına özgü kaderi sorgularsak bir döngüye gireriz. Yani şöyle bir şey düşünelim, kalkıp bir yolculuğa çıkıyorsunuz, gideceğiniz yere vardınız ve bir köşe başına geldiniz. İki yol var, biri sağ da biri sol da.
Şimdi siz sola gitmek istiyorsunuz, ama bunun kader neticesi tarafından size empoze edilmiş bir olgu olduğunu hissediyor diğer yola yönleniyorsunuz(sırf bu döngüden kurtulmak adına). Bu sefer sağa gitmeyi düşünüyorsunuz ama tam bu an da Yüce Allah ‘ın sizi önce sola sonra sağa yönlendirdiğini düşündünüz.
Bu sefer kendi özgür iradenizi devreye sokmak için, tekrar başa yani sol yola geliyorsunuz. Bu sefer de Yüce Allah ‘ın sizi önce sola sonra sağa sonra tekrar sola teşvik ettirdiğini düşünüyorsunuz.
Bu örneği çoğaltmak mümkün, bu verdiğim iki örneğin her hangi bir kombinasyonu olamaz, yani belli bir formülle kesin şu kadar ihtimal vardır diyemeyiz, çünkü her iki olasılık bir biri ile çarpıldıktan sonra büyüyor. Yani eksilme söz konusu değil. Bu da sonsuzluk kavramını yer ediyor zihnimizde.
1.yol + 2.yol = 2 bileşen.
2 bileşen + 1. yol kavramı.
2 bileşen +1.yol = 3 bileşen.
2 bileşen + 3 bileşen. = 5 bileşen. <= Durak
Bileşen sayısı: 2 + Durak
Bileşen sayısı: 2 + Durak+1+2+3….n
NOT: Her girişilen yön değiştirme de artı kazanılır, geriye dönülmez, çünkü olay gerçekleştirmişsinizdir ve gerçekleştirdiğiniz olay neticesinde eğer önce ki bir olaya geri dönecekseniz bile yaptığınız olayları hesaba katacaksınız. Olay hesaba katıldığı için, daima pozitif yönde ileriye(sağa) doğru hareket eder. Sonsuzluk kavramı burada netleşir.
n = sonsuz.
Kısacası,2 yolunuz var,basit bir örnek vermek istedim,ne yaparsanız yapın,her zaman kendi zihninizle Tanrının sizin istediğiniz için oraya yöneldiğinizi düşünürseniz ve ne kadar olasılık,matematiksel işlem yapıp önce ki seçimizden vazgeçip yeni ya da eski seçime geri dönseniz bile,döngüye girersiniz. Yani belki Yüce Allah 1.000.000.000 ihtimalden sonra sizin oraya geri döneceğinizi kaderinizde saptamıştır.
Yani yol yaratamayacağınıza göre,yaratsanız bile,zihninize oluşan ihtimal sonrası,her şeyin aslında Tanrının istediği için,vazgeçip,başa,sonra,ortaya dönüp yol yarattığınızı düşünürsünüz.
Ne yaparsanız yapın,sonsuzlukta, saha içerisinde hareket edebileceğiniz tüm olasılıklar ve tüm diğer şeyler aslında bir sonuçtadır ve sizi bekliyor. Sonsuzluğa erişemediğiniz ve böyle bir kavramın olgusal olarak –mantıksız- olduğunu düşünürsek,kadere bağımlıyızdır.
Özgür irade?
İnsan deyimi ile mantıksız. Özgür irade zaten sizin elinizde,yani tüm seçim yollarınız serbest,istediğiniz yapabilirsiniz. Özgür iradenin oluşabilmesi için Evrensel Tanrı inancınızın olması gerekiyor(İslam). Böyle bir şeyi kabul ettiğinize göre kadere inandığınızı varsayarsınız. Kısıtlanma söz konusu değildir,sadece oluşturduğunuz yeni kavram üst kavram(kader) tarafından sonsuzluk ihtimalleri hesaplanmıştır ve asıl gideceğiniz nokta orasıdır.
3. boyuta erişemediğiniz ve insan olduğunuz gerçeğini varsayarsak,zaten doğa sistemi içerisinde isterseniz de istemezseniz de organizma olarak çürüyeceğiniz katidir.
Her ne kadar teknolojisi en üst sınırlara ulaşsa bile asıl kaynak sizsiniz. Tüm organlarınız değişir,ama belli bir noktadan sonra ana kaynak yok olmaya başlar. Buna dejenere olma diyebiliriz.
Bir telefon düşünelim…
Tuşlar eskir,değişir. Yani yazılım yüklenir,önce ki yazılımın yüksek bir versiyonu. Üst kademelere ulaştıktan sonra orijinal yazılım yavaş yavaş değişikliğe uğrayıp orijinalliğinden çıkar ve tamamen apayrı bir versiyon olur. Telefon kavramı elinizdedir ama gelişen teknolojiye yenilerek tamamen yapay ve farklı bir konuma taşınmıştır. Evet, orada bir telefon ve yazılım vardır ama öz benliğinden geriye kalan hiçbir şey yoktur. Belki yeni bir model ve marka ama telefon değişmiştir. Benliğini yitirmiştir.
Gelecek insan benliği de tamamen bunun üzerine kurulu olacak,evet belki yaşayabileceksiniz sonsuza kadar ama tüm insanlığınız kaybedip tamamen yapay duygusal ve yapay organlarla hayat sürüp nefes alan bir insan olacaksınız. Dejenere sistem!
Sadece sizin fikrinizi model edinip tasarlanmış bir insan var olacak ve onda var olan kavramlar size ait olmayacaktır,çünkü değişe değişe,onarıla onarıla orijinalliğini kaybetmiştir.
Belki biraz matrix sistemini çağrıştırdı ama gerçek bu.
Kader sistemini sorgulayacaksak önce varlığımızdan yola çıkıp,kendimizi asimile ve dejenere olmaktan kurtaramadığımızı benimsersek,basit bir organizma olduğumuz gerçeği gün yüzüne çıkacaktır. Eğer ölüme karşı iseniz ve bunun mantıksal olarak gerekçesini yapamıyorsanız sizi yaratan ve tamamen ona bağımlı olduğunuzu doğrulayan kader mantığının aslında sistem içerisinde mantıklı ve gerekli olduğunu kavrayabileceksiniz.
Yani ölüyorsanız ve açıklamasını yapamıyorsanız,bunun sizin elinizde(kötü beslenme,yaşlanma vb. vs.) ya da organlarınızın ya da ruhunuza bağlı olduğunu düşünüyor ve kabul ediyorsanız aynı sistemi kader için de doğrulamanız gerekecek.
Aksini düşünüyorsanız özgür irade mantığına geri dönünüz.
Kader sistemi.
Ölüyorsun. Sebep? = Mantıklı şeyler.
İnsan var oluyorsa kader de onunla var oluyordur. Ölünce sizinle birlikte kader kavramı da biter. Demek ki kader kavramı sizin yaptığınız yollarla hayat bulan ve artı yönde hareketlilik kazanıp yeni bir versiyona sahip olan bir olgudur.
Ne kadar olasılık yapıp kaderinize ters hareket etmeye çalışıyorsanız da aslında o kadar ona yaklaşıyorsunuzdur.
Allah ‘a inanıyorsanız kader kavramını sorgulayıp öğrenebilirsiniz,inanmıyorsanız sizin için böyle bir kavram yoktur,savunmanın yani kaderi somut olarak ele alabilmek için öncelikle birinci kavrama erişmeniz gerekecektir,eğer sorguluyorsanız Allah ‘a inanıyorsunuz,inanıyorsanız kaderin de Allah ‘ın kavramlarından,dinsel bir olgu olduğunu biliyorsunuzdur.
(Allah ‘a inanıyorsanız,feda etmişsinizdir kendinizi,benliğinizi,iradelerinizi)
Dinsel olgu yani Allah ‘tan geldiğini de düşünüyorsanız ve buna göre de olsa hala art niyet sergileyip tez atıyorsanız ortaya,samimi değilsiniz ve sadece inanmadığınız bir şeyi anlamaya ya da diğer insanlara anlatıp olumlu/olumsuz mal etmeye çalışıyorsunuzdur.
İnanç = Kader.
Kader = Olumlu? = İnanç = Olumlu? = Kader
Kader = Olumsuz? = İnanç = Olumsuz? = Eksik Bileşen
inanmadığınız hayali bir şeyi savunma,inancınıza
(benlik,bilimsellik,bilimsellikte somut şeyleri araştırmak için somut malzeme olduğuna göre kader kavramını sorgulamak mantıksızdır) göre hayali ise,savunmanızın mantığı yoktur,çünkü olumsuzdur.)
VoLaTiLe
14 Mayıs 2006 Pazar(Anneler Günü Kutlu Olsun)
23:13
NOT: Buna ek olarak: http://www.tahribat.com/forumdisplayfolder.asp?folderid=24462 -
sonuna kadar okusum cok güzel yazmıssın ellerine sağlık :)
kader-Allah kavramları üzerine bende cok kafa patlattım belli bi noktaya gelince tıkanıyorum ama
örneğin:
iki yol var sağdakinemi soldakinemi gitceeme karar veremiyorum arkamda bi insan daha var ben sağa gidiorum o sola.onun gittiği yolda başına kötü bi olay geliyor(yaralama tecavüz vs ne düşünürsen) ben sağdan gittiğim yolda hiç bi tehlike olmadan yolumu tamamlıorum yolun sonunca öbür yoldan giden çocuğun başına gelenleri duyuyorum burda ikileme düşüorum:
Allah beni korudu gecen bi iyilik yapmıstım verilmiş sadakam varmıs diorum yada cevremden öle yorumlanıor.
eğer soldan gitseydimde başıma bi olay gelseydi bu sefer''Allah seni bu dünyada test edior'' die yorumlanabilirdi
yani yorumlamak tamamen insanın elinde değilmi?
şimdi Allah başıma bişey geldiinde beni koruyor kötü bişe geldiinde test edior sonucumu cıkar burdan?öleyse bu göreceli bi kavram deilmi..
tam anlatamadım galiba neyse kafam karısık:) -
Herşey bir yana, ilk örneğe bittim :)
Yani aslında beni öldüren adam suçlu sayılmaz, o tetikçi!
Teşvik eden Allah, o zaman onu mu suçlamamız lazım? :))
Bu adam günahkar da sayılmaz, o fikri Allah verdi, adamın fikri değildi beni
öldürmek.
Bu yüzden cehenneme de gidemez, değil mi? :)))) -
güsel yazı kardeşim
Kader de ne var sa o olur ve kaderi sadece ve sadece dua değiştirebilir -
criminal hocam anlamamışsın olayı yani. Kuralları koyan Allahtır.Oyunca da biziz. O yolları çıkartan kaybeden zemini hazırlayan O dur.Tetiği çekmeye de zemini hazırlayan Allahtır ama tetiği çeken insandır.Bunu Allah bilir ama Allah size bilinç vermiştir.Kafa içinde taşınan saman değil beğindir.Eğer bunun yanlış olduğunu bilmezseniz (islami kriterlere göre yorumlamanız gerek) o zaman beyninizi kullanmadığınız için sorumlusunuz.
"Allah kimseye kaldıramayacağından fazla yük yüklemez"
Ayet -
allah bize özgür irade vermiş fikirlerimizi kendimiz yaparız ama yapacağımız fikirleri allah bilir allah yaptırmaz bize bişeyi zaten öle olsa sorgu neden olsun???? tetiği allah çektirse nası sorgu olcak neden çektin diye akıllı düşünmek lazım...
-
olayı falan anlamak değil sorunum. tabii ki ne demek istediğini anladım.
ama bir başka açıdan bakınca böyle bir görüntü ortaya çıkıyor :))
ulan herkes amma ciddi oluyo ben geyik yapınca :)))) -
hocam geyik olduğun bilmiyordum. Kusuruma bakma. Allah kuranda çelişki yoktur diyor. Bu laf üzerinden herşey doğrudur.Eksik yanlış çelişkili birşey bulunmaz dinimizde.Sadece bizim bilgi eksikliğinden yanlış sapmamız olur
-
Konu baya eski ama sormadan geçemeceğim kafamda bazı çelişkiler mevcut.
Peki biz neden yaşıyoruz. Bizi yöneten Tanrı ise yaşamamızın anlamı var mı ? O istediği için mi yaşıyoruz ? Eğer istiyorsa amacı nedir ? -
a4 hocam yaşamamızın amacı bir imtihan ve Allaha kulluk etmemizdir Allahın bize ihtiyacı yok onun herşeye gücü yeter.Senin yaşam amacın Allahın koyduğu kurallara uymak bunu yapmaya çalışmak.
-
ferhat tunçtan vuruldu yu dinlerken yazıyorum bu yazıyı :)
şimdi hocam senin sorduğun soru deist denilen dine inancı olup bir yaratıcıyı kabul eden kişileri çürütmek için kullanılır. Ne güzel diyorsun Allah ın amacı ne ki insanları evreni yaratmış. İşte bunun cevabı da teistliktir.Dine bağlı birşey.Dinde ne yazıyor Allah insanları sınıyor...
Peki Allah neden bizi sınıyor demek çok normal.Şimdi şöyle bir örnek vereyim.Sen web programcısısın,senin görevin ne,script yazmak,site tasarlamak.. ben elektronikçiyim,benim görevivmde elektronik aksamları tamir etmek,yapmak.. bir ressamın görevide resim çizmek. Allah ise yaratıcıdır onun görevi de yaratmaktır. (Yanlış anlamda anlaşılmaktan Allah a sığınırım)
Peki Allah bizi neden yaratma ihtiyacı duydu diye bir soru sorabilrisin?
Onuda şöyle düşünelim.Sen hasta oldun ve doktora gittin,doktor sana ilaç yazıyor ve veriyor,şunları şunları yap çabuk iyileşirsin.Burdaki ilaçların doktora bir faydası olmadığı gibi senin yaratılmanda Allah a faydası yoktur sana faydası vardır
İnşallah bir nebzede olsa bazı şeyleri açıklayabilmişimdir
Kısayol
Şikayet
Özel Mesaj
Alıntı yap
Toplam Hit: 2907 Toplam Mesaj: 15
Cevapla