Rüyalar Nedir ?
-
deniz atı gördüm rüyamda , olacak iş değil böyle birşeyi değil düşünmek varlığını bile hatırlamak zor.
-
Koca bilim açıklayamamış Rüyaları acıklaması bize düşmez :D
-
Ruyalarin yorumu da hep tartsisilan dogrumu degilmi diye fikirler cikartilan bir konu . Bilinc altimizda cikartamadiklarimizin da ciktigi bir olay mi ? Balik corbasini ruyamda gormem normal hayatta da gormem ile alakali olabilir mi ? gibi sorulari herkes kendisine sormus olabilir .
Uyanir uyanmaz gordugunuz ruyayi hatirlayamiyorsaniz bir daha hatirlayamazsiniz derler , benim gordugum ilk ruya olarak hatirladigim bir sokakta kostugumdu , yanda mezarlik vardi ve mezarlik ile diger yaninda terkedilmis bir postahane gorunumu olan bina arasinda ufaciktim ,siyah elbiseleri olan yuzu sivilceli sivri burunlu bir cadi kadin beni kovaliyor bende can havli ile ondan kaciyordum , goz yaslari ile uyanmis ve yasadigim dehset ile cigliklar atmis olabilirim . Arachnophobia, gametofobi , plakofobi , kremnofobi veya benzeri fobilerin de insanlara bazen gordukleri ruyalardan da gecebilecegini dusunuyorum .
-
Hayatında sıradanlık hat safhaya çıktığında güzel rüyalar görürsün bilinç altın seni düşünüyor.
yumruk atamama,hakimiyet kaybetme gibi olgular genelde bilinç altındaki korkunun dile gelmesidir yada özgüven eksikliğinin neyse ikiside neticede korku.
Rüyalarda en önemli olan eşyler histir rem evresinde görülen rüyalardaki hisler yoğunluğunu çok daha uzun süre korur.
Rüyada kendini aynada görebileniniz varsa lütfen bi adım öne çıksın ! -
Uyanir uyanmaz gordugunuz ruyayi hatirlayamiyorsaniz bir daha hatirlayamazsiniz derler
Bu yanlış. Çünkü 1-2 hafta sonra durduk yere aniden gözümün önünden film şeridi gibi geçipte aha ben 2 hafta önce bunu görmüştüm lan işte dediğim çok zaman oldu. Durduk yere sokakta yürürken arkadaşlarla konuşurken falan olmuştu 3-4 kere. O an hayattan soyutlanıyorum denileni pek duymuyorum.
-
aşkla alakalı rüyalar görüyorsun kısa zaman önce duygusal tahribat diye konu açıyorsun, senin acil bi hatun bulman lazım başka izahatı yok
-
Ona dejavu Fransizca daha once goruldu anlamina gelen deja daha onceden voir gormek gecmis zamanda cekim fiili vu ile birlestirilmis haline konan isim ile ifade edilen kisilerin bir olayi daha once gorduklerini veya yasadigina inanmasini soylemelerine deniyor. Biz dogmadan once hizli gelecegi yasayan ruhun yasadiklarini beynin animsamasi gibi fikirlerin de ortaya atildigi ,reenkarnasyonla ilgisi olmadigi icin de din ile direk ilgisi de olmayan ,tersi olan jamais vu yani jamevu durumunda ise tam tersi isleyen sekilde insanlarin bu sefer de tanidiklari cevrelere yabancilik cekmesi gibi durumlari soz konusu olabiliyor.
Uc tip dejavu fenomeni oldugu ileri suruluyor
dejavucu onceden tecrube edilmis
deha senti onceden hissedilmis
deja visite onceden gidilmis
Bilim bu konuda beynin sag ve sol bolumu arasindaki algilayis suresindeki farkliliklardan dolayi daha onceden yasanmislik hissi olusuyor derken, bu sure milisaniyeler ile ifade ediliyor.
-
gördüğüm cok korkunc dini içerikli rüyalar oldu gördüğüm cok güzel rüyalarda. Örneğin şuan ki kız arkadaşımla cıkmadan önce sürekli kötü rüyalar görüyordum aralıksız her gece 2 ay boyunca artık bıkmıştım ve kız arkadaşımla başladık tekrar ve dua etmiştim açılmadan önce '' Allahım inşallah hayırlısı olur 2 miz için '' diye.o gece rüyamda o kadar tatlı bir bebek gördüm ki sadece gülümsedi gülümsedi sonra da uyandım zaten. Rüyalar cok basit şeyler değil ben bu olayın ilahi tarafına da inanıyorum.
-
Nikoteen bunu yazdı:
-----------------------------Rüyada kendini aynada görebileniniz varsa lütfen bi adım öne çıksın !
-----------------------------
ben birkaç kez gördüm çok ilginç olmuyor neden öyle dedinki? -
Rüya nedir ? hemen açıklayayım hocam .
Hayatımızın yaklaşık üçte_ birini uykuda geçirmekteyiz. Bu da 60 senelik bir ömrün 20 senesi demektir. Uyku günlük çalışmalardan yorgun düşen insan bedeninin ve sinirlerinin dinlenme zamanıdır. Ünlü ruhbilimci Sigmund Freudun da araştırmalarının büyük bölümünü oluşturan uyku sırasında kişinin bilinç altında düşüncelerinin özlemlerinin ya da isteklerinin bir film şeridi gibi göz önünden geçtigi varsayılır. İşte bizler bu olguya Rüya adını veriyoruz.
Freud'a göre bilincin gizlediği tamamen sakladığı bu olgular ortaya çikabilmek için yol aramaktadırlar. Bunlardan bazıları da rüyalar haline girerek kendilerini göstermektedirler.Freud'un yolunda ilerleyen doktorlar da günümüzde rüyalara büyük deger vermektedirler. Onlar rüyaları bilimsel sekilde açıklayarak hastalarını tedavi etmektedirler.
Rüyalarda yasananlar inanilmayacak kadar hızli gelişir. Bir kaç dakikalik rüya esnasında bile çok uzun sürdüğünü sandığımız garip şaşırtıcı ve çok değişik olaylar birbirlerini izlerler. Bu nedenle rüyada zaman kavramı olusmaz. Ancak zaman kavramini biz uyandiktan sonra beynimizin öğretileri ve alışkanlıkları doğrultusunda saptadığımız bir anlar toplamıdır sadece.
Eski çağlardan beri insanları ilgilendiren rüyalara ilkel toplumlarda çok önem verilmistir. Rüyaların korkulan tanrılar tarafindan verilen armagan veya cezalar olabilecegine inanilmistir. Daha sonra kahinler rüyaları açıklamaya yorumlamaya baslamışlardır. İlk rüya yorumcularının ne zaman ortaya çıktıkları da belli değildir. Ancak Babil'in kahinlerinin büyük ün yaptıkları bilinmektedir. Kaldeliler Astroloji astroloji vb. nin yanı sıra rüya yorumlarında da basarı kazanmışlardır.zamanla belirli rüyaların anlamları da kesinlesmiştir. Eski Mısırlılar eski Yunanlılar ve Araplar rüya yorumlarıyla ilgili kitaplar yazmışlardır.
Neden rüya görürüz ?
Kimi araştırmacılara göre rüyalar uyku sırasında beyinde görülen etkinliklerin bir yan ürünü yalnızca; kimilerine göreyse insanların bilinçaltının kişiliklerinin geri planda kalmış yönlerinin kendine çıkış yeri bulduğu özel bir durum.Rüya araştırmaları denilince çoğu insanın aklına ilk gelen ad Sigmund Freud olsa gerek.Rüyaların bilinç altına giden ana yol olduğunu söyleyen Freud 'un ilk kitaplarından biri 1900 yılında yayımlanan"Rüyalar ve Yorumları" (Die Traumdeutung).Freud 'a göre rüyaların amacı günlük yaşamda bastırıarak bilinçaltına atılmış ilkel çoğunlukla da cinsellik ve saldırganlıkla ilgili isteklerin dışa vurulmasıydı .Rüyalarda geçen ögelerin birçoğu sembolik bir biçimde bu bastırılmış istekleri gösteriyordu.Bu sembollerin gizli anlamlarını bulmak ve kişinin bastırılmış duygularını ortaya çıkarmaksa psikanalistin işiydi.20.yüzyılın başlarında neredeyse Freud kadar popüler olan bir başka rüya kuramcısıda Carl Güstav Jung 'du.Jung Freud 'un rüyaların günlük yaşamda doyurulamayan ilkel gereksinimlerin biçim değiştirmiş hali olduğu görüşünü reddetmiş ve rüyaların işlevinin tamamlayıcı olmaktan çok dengeleyici olduğu görüşünü ortaya atmıştır.Yani insanlarınyaşam biçimlerinin getirdiği kısıtlamalar sonucu kişiliklerinin ortaya koyamadıkları yönleri rüyalarda ortaya çıkıyordu.Rüyalarda geçen semboller bilinçaltından gelen zihinsel görüntülerdi ve yadsıdığımız ya da endişe duyduğumuz yönlerimizi tanımamıza ve kabullenmemize yardım ediyordu.Bu sembollerin kökenindeJung 'un "ortak bilinçaltı"olarak adlandırdığıbilinçaltının doğuştan gelenbaşka insanlarla ortak bölümü vardı.Analistin işiyse rüyalarda geçen bu "arketip"sembolleri yorumlayarak kişinin gelişimine katkıda bulunmaktı.Doğum ölüm Ay yıldızlar kahramanlık büyü güç tanrı şeytan yaşlı bilge gibi sembollerin örneklerirüyalarda olduğu kadar söylencelerdeperi masallarındaçeşitli dinlerde de görülebiliyordu.Jung 'a göreinsanlar rüyalarındaki simgeleri gözlemeyi ve bunların içeriğini bilinçli bir biçimde yorumlamayı öğrenerek onun "birey olma"olarak adlandırdığı daha yüksek bir bilinç düzeyi kazanma sürecini başlatabilirlerdi.Freud ve Jung 'un görüşleri bilimadamlarınca çok tartışıldı.1953 yılında uykudayken belli zaman aralıklarıyla görülen hızlı göz hareketlerinin (rapid eye movements-REM)rüya görmeyle ilişkili olduğunun anlaşılmasıyla rüya araştırmalarında yeni bir dönem başladı.O zamana kadar rüyaların tuhaflıklarla dolu uygunsuz duygular ve isteklerden oluşan duygu yüklü ve gerçekçilikten uzak deneyimler olduğu düşünülüyordu. Bunlardan önceki araştırmalarda genellikle küçük bir örneklem kullanılıyordu ve araştırmalara konu olan rüya raporları rüyanın sabah uyanınca anımsanabildiği kadarını yansıtıyordu.Laboratuvar ortamında REM uykusundan uyandırılan deneklerin raporlarından rüyaların konularını genellikle günlük sıradan olaylardan aldığı; rüyaların anılarımızın zihinde bir tür yeniden canlandırılması değil konu bütünlüğüne sahip öyküye benzer yeni kurgular olduğu ortaya çıkarıldı.Sanılanın aksine uykudan önce ya da uyku sırasında verilen uyarıcıların rüyaların içeriğini etkilemediği de görüldü.REM uykusundan uyandırılan insanların rüya raporları genellikle bir-ikidaktilo sayfasını buluyordu.Araştırmacılar REM uykusu sırasında insanları uyandırdıklarında ve onlardan rüyalarını anlatmalarını istediklerinde REM uykusundan uyananların hemen hepsinin rüyalarını anımsadığını farkettiler.Rüya görmediğini söyleyen insanların yalnızca sabah uyandığında rüyalarını anımsamayanlar olduğu