Sıfırlanan IMF Borcumuz

  1. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    blackdeath
    blackdeath's avatar
    Kayıt Tarihi: 12/Eylül/2005
    Erkek

    bütün borçların hepsinin bir anda ödeme gibi bir şansınız var mı size kendinize sorun bunu. 

     

    yavaş yavaş bir yerden başlamak lazım . siz de en çok hangisinden faiz ile artıyorsa onu öder diğerlerini yavaş yavaş bütçenize göe ödemeye başlarsınız. 

     

    durum bu şekilde olabilir. zamanla diğer borçlarda bitirilecektir.( tayyip taraftarı ve anti tayipçi falan değilim ) evet halk olarak daha fazla yük binecektir. bunu ama şu şekilde bir çalışma olsa kim katılır kim atılmaz. 

     

    japonyadamı doğu devletlerinden birinde halk dış borç ödeme için kolundaki yasık altındaki altınlarını toplayıp devlete vermişti. bunun gibi bir çalışma olsa bunu hangi ülke vatandaşı yapar. bizim vatandaşımız yaparmı . bu biraz düşündürür. 3 milyon dolarlık villada oturan adamlara çıkıp devletten hiç bir karşılık beklemeden bu parayı ver dış borcumuzu bitirecegiz . kim yapar 

     

     


    agzıyla içmesini bilmeyenlere yeni rakıdan bir yenilik 35lik yenifitil. ışığa kadar götürür.
  2. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Kız Babası
    kuytul
    kuytul's avatar
    Kayıt Tarihi: 08/Eylül/2005
    Erkek

    cari açık oranı GSMH'ya oranı %10lara vardığında büyük risk dendi. geçen yıl cari açık %6ya düşürüldü. 1 yılda bunu yapabilmek ekonomik politikalarını iyi yönetebilmekle alakalı. Ekonomik büyüme hızı düştü ancak yine büyüme sınırlı olsa gerçekleşebildi. 2001 krizinde cari açık bu denli yüksek olmamasına rağmen kriz patlak vermişti. şu an daha mı kötü ekonomi?

    Cari açık sorunu bu hükümetin değil bizim devletimizin sorunu çünkü üretim yapımız katma değeri düşük ve ekonomi büyüdükçe enerji açığı artmakta. yukarda verilen cari denge tablosunda cari fazla veren ülkelre bakarsan %80-90 petrol ve doğalgaz zengini ülkeler. brunei en gelişmiş ülke değil sanırım(!) Bizim enerji dışı cari dengemizde cari fazla verdiğimizi okumuştum ama emin değilim rakamlara bakmadım. Eğer doğruysa bence bu iyi bi bir şey.


    instagram.com/yks.rehberlik >> YKS Rehberlik ve Eğitim Koçluğu için takipte kalın ;)
  3. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Kız Babası
    kuytul
    kuytul's avatar
    Kayıt Tarihi: 08/Eylül/2005
    Erkek

    http://www.mahfiegilmez.com/2013/04/kimin-borcu-artyor.html

     

    mahfi hoca durumu özetlemiş mutlaka okuyun arkadaşlar. devletin borç yükü eskiye oranla gelişme göstermiş ancak bireysel ve özel sektör

    borçları artmış. Yani devlet borçlardan dolayı sıkıntıda değil. Sıkıntı insanlarda ancak insanlar da tüketim mantığıyla dengesiz borçlanıyor bu da bir gerçek.

    kredi kartı ve krediler eskiden yüksek faiz dolasıyla kullanılmazken faizlerin düşmesi sebebiyle kullanımı artmış ve yatırım maksatlı kullanılarak ülkeye vergi kazandıracak faalitler için de borçlanmaya gidilebilmektedir.


    instagram.com/yks.rehberlik >> YKS Rehberlik ve Eğitim Koçluğu için takipte kalın ;)
  4. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    flassy
    flassy's avatar
    Kayıt Tarihi: 16/Ağustos/2005
    Erkek
    kuytul bunu yazdı

    http://www.mahfiegilmez.com/2013/04/kimin-borcu-artyor.html

     

    mahfi hoca durumu özetlemiş mutlaka okuyun arkadaşlar. devletin borç yükü eskiye oranla gelişme göstermiş ancak bireysel ve özel sektör

    borçları artmış. Yani devlet borçlardan dolayı sıkıntıda değil. Sıkıntı insanlarda ancak insanlar da tüketim mantığıyla dengesiz borçlanıyor bu da bir gerçek.

    kredi kartı ve krediler eskiden yüksek faiz dolasıyla kullanılmazken faizlerin düşmesi sebebiyle kullanımı artmış ve yatırım maksatlı kullanılarak ülkeye vergi kazandıracak faalitler için de borçlanmaya gidilebilmektedir.

    Büyüyen cari açık balonu,şu zamana kadar satılan devlet kurumlarıyla bir nebze olsun yavaşlatıldı ama artık ekonomi sinyal veriyor,ülkeyi yıllardır sıcak parayla yönetmeye çalışan akp hükümetide bunun farkında,sürekli MB para politikası değiştiriyor.1.5 milyar dolarlık döviz satış ihalesi bunu çok net bir şekilde açıklıyor.AKP hükümeti korkuyor.Bist'te işlem gören şirketlerdeki yabancı payı %62 ye çıktı.Ülkenin en büyük şirketlerinin yarısından fazlası yabancıların elinde.Üretim yok. Borçlar had safhada,Mehmet şimşek bunu dile getirdiğinde iktidar içinden ona da tepkiler gelmişti.Kendi ekonomistinden bile korkan bir iktidar.5-10 sene içinde büyük bir kriz yaşanınca hatırlarsınız bu yazdıklarımı

     

    Buyrun size RTE'nin seçmeni,bundan öteye gidemeyeceksiniz,belki yüzde 80 oy da alırsınız bir gün ama cahil geldniz cahil gideceksiniz,o güya inandığınız dinin emrettiği ilk emir olan "Oku" yu dünya üzerinde ilke edinmeyen tek topluluksunuz.

    http://www.sabah.com.tr/Gundem/2013/05/14/imfnin-cenaze-namazini-kildilar

    flassy tarafından 14/May/13 19:32 tarihinde düzenlenmiştir
  5. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    2021 Talihlisi
    samaccc
    samaccc's avatar
    Kayıt Tarihi: 02/Ekim/2007
    Erkek

    oh be IMFye olan borcumuz bitmiş!!! artık emekli maaşları artabilecek ve emeklilik yaşı düşürülebilecek, asgari ücret 1000 tl'nin üstüne çıkacak, vergiler düşürülecek, benzini 3 liraya alabileceğiz, sağlık sektörüne yapılan yatırımlar artacak, eğitimsel faaliyetler hat safhaya gelecek, bilime yeterince para ayırabileceğiz. üzerimden öyle bir yük kalktı ki anlatamam. hepsinden öte türkiye'nin en büyük sorunu çözüldü. çiçekler , böcekler falan..

    ahp çALINTI https://www.facebook.com/alkolikparti?hc_location=stream

     


    Minimalist Değilim Tembelim
  6. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    BosnaK
    BosnaK's avatar
    Kayıt Tarihi: 24/Ocak/2010
    Erkek

    Ekonomiyle pek alakam olmamasına rağmen atalarımız ;

    Borç yiğdin kamçısıdır demişler bu konumda da T.C yiğit oluyor sanırsam..

     

    Peki artık IMF yok dıs borc xx rakamlarla ifade ediliyor.

     

    Peki bizim dış alacağımız nekadar her hafta sadece benim sirketime ait toplam dıs alacak listesi 4 sayfa olup 280bin eurodur.

    _????

     

  7. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    SerYolcu
    SerYolcu's avatar
    Kayıt Tarihi: 14/Ocak/2010
    Erkek

    Durun! ben Ekonomist im! :) (azıcık ama :))

    Şimdi kısa kısa ve tane tane yazacağım...

    Buraya kadar arkadaşların yazdıklarının hepsini okudum..

    Çoğu, konu dışına çıkmış konuyu dağıtmış..

    İlk önce HolyOne nin sorusunu cevaplayalım..

    1) Türkiye'ye dış ülkelerden giren mal - ürün - hizmet (ithalat yani) miktarı ile,

        Türkiye'den dışarıya çıkan mal - ürün - hizmet (ihracat) arasındaki farka

       ithalat > ihracat ise (yani Türkiye de olduğu gibi ithalat miktarı ihracattan fazla ise) buna CARİ AÇIK deniyor..

       ihracat > ithalat ise (yani Japonya da olduğu gibi ihracat miktarı ithalattan fazla ise) buna CARİ FAZLA deniyor.

    2) Peki biz niye IMF den borç para aldık ?

       Çünkü Hazine kasası tamtakır idi, devletin vergi ve diğer gelirleri, devletin giderlerini karşılamaya yetmiyor idi.

        Merkez Bankasında ise döviz kalmamış idi. ( Mesela  1999 krizi.. )

        Bu nedenle IMF nin kapısı çalarak borç para almak zorunda kaldık.

        Peki borç para almasaydık ne olurdu ?

        En kestirmeden söyleyeyim, dışarıdan ithal ettiğimiz enerji (petrol - doğalgaz) borcunu ödeyecek

       dövizimiz bulunmadığından (Merkez Bankasında döviz kalmamıştı çünkü.. )

       ülke enerji darboğazına girerdi. ( Örneğin 1980 öncesi petrol krizi.. Ülkedeki petrol kuyrukları... )

    3) Peki ülkemiz sürekli cari açık verdiği halde, IMF ye de borcumuz kalmadığı halde, ülkemizin ekonomisine niye bir şey olmuyor ?

        Evet ülkemiz sürekli CARİ AÇIK veriyor. (İthalat  - İhracat farkı)

        Cari açığı kapatmanın çeşitli yolları vardır.

        En kısa yol ise, Türkiyenin Parasının değerinin düşürülmesidir. (Devalüasyon)

       Yani 2012 yılın başında  1 Dolar : 1,800 TL diyelim..

       2012 yılı sonunda 1 Doların olması değeri şöyle hesaplayabiliriz..

     ( (Türkiye Enflasyonu - ABD Enflasyonu) /100) + ((Cari Açık Miktarı / Milli Gelir ) * 100) * 1,800 (Bu da Dolar kuru)

      Şunu kısaca açıklayayım..

     Yılsonu dolar kurunu, cari açığın milli gelire oranı ile iki ülke enflasyon farkını orantılayarak hesaplayabiliriz.

    1983 yılından 1999 yılına kadar döviz kurlarını inceler iseniz, döviz kurlarının günlük olarak arttığını görürsünüz.

     Bu dövizin değerlenmesi değildir, tam aksine ülke parasının değer kaybetmesidir.

     

    4) Peki Merkez Bankasındaki dövizler ne işimize yarıyor ?

         Yıllardır Türkiyenin müzmin Cari Açık Probleminin, devalüasyon ile çözüleceğine inanıldı.

         Ama ülke parasının değer kaybetmesi (devalüasyon) ile ülkenin cari açık problemi hiç bir şekilde çözülmedi.

        Bunun başlıca 2 sebebi vardı..

        1 - Ülkemiz sanayileşememişti.

        2- Ülkemiz enerji ithal eden bir ülke idi.


    Türk Lirası sürekli devalüasyon ile değerinin düşürülmesine rağmen,

    ülke ekonomisi (işverenler, patronlar, fabirkalar) emek - yoğun üretim den vazgeçmediler.

    Sanayi yatırımları yapıp, sanayi - yoğun üretime geçmediler.

    Bu durum da, sanayi - yoğun şekilde ürün üreten ülkelerle rekabet edilememesine neden oluyordu.

    Böylelikle ihracat miktarı istenilen rakamlara çıkamıyordu.

     

    Ülkemizde petrol başta olmak üzere doğalgazda dışarıya bağımlı olması, devalüasyon nedeniyle ülke zararına idi.

    Çünkü petrol - doğalgaz faturasını dövizle ödeyen ülkemizde, döviz kurlarının artması nedeniyle

    enerjide enflasyona (dolayısıyla ülke genelinde yüksek enflasyona) sebep oluyordu.

    Enerji fiyatlarındaki artış, ülke içerisinde vatandaşlara yüksek enflasyon olarak yansıyordu.

     

    İşte bu sebepledir ki, Merkez Bankası öncelikli hedefi olan "fiyat istikrarına" odaklandı.

    Ülkemiz enflasyonunun en büyük sebeplerinden birisi enerji fiyatları olduğundan,

    dövizin sabit tutulmasına çabalandı.

    Döviz fiyatları aşırı artmadığı için, enerji fiyatları belli bir seviyede sabit kaldı.

     

    Bunun yanında, ülkemizde ihracata önem verildi.

    Şu an aklınıza hayalinize gelmeyecek en ufak okyanus adasında bile

    bir Türk ürünü görebilirsiniz.

     

    Bu yüzden sık sık Başbakanın ihracat rakamları ile övünmesi bu sebeptendir.

    Bir ülke ihracat yapabildiği sürece, ekonomisi sağlamdır.

     

    5) İhracattan başka, ülkemiz firmaları başka neler yapıyor ?

       Türkiyede üretilen ürünlerin yurtdışına satılması olan ihracattan başka,

        ülkemiz firmalarının çoğunluğu yurt dışında İNŞAAT faaliyetlerinde bulunurlar.

      
    Bir de yurtdışında yaşayan vatandaşların, ülkemize gönderdiği dövizler var..

    Ama artık o dövizler, ihraacat miktarının yanında devede kulak kalıyor.


    6) Ülkemiz ihracatta gerçekten dünya ile rekabet edebiliyormu ?

       Aslında evet. Ülkemiz ihracatı, dünya ile rekabet edebilecek güçte.

       O yüzdendir ki, dünya ülkeleri Türk ürünlerine kota koyarak sınırlamaya çalışıyorlar.

      Benim bildiğim kadarıyla, A.B.D. Türk tekstil ürünlerine kota koyuyor.

     Ülkemiz gençleri ABD li Iphone kullanırken, ABD vatandaşları Türk tekstil ürünleri kullanıyor.

     

    7) Gelelim Merkez Bankası rezervlerine.

    Merkez Bankası, döviz kurlarının belli bir seviyede kalmasına gayret gösteriyor.

    Ekonominin basit temelidir.

    Bir ürüne talep artarsa, o ürünün fiyatı artar.

    Bir ürünün miktarı artarsa, o ürünün fiyatı azalır.

     

    Merkez Bankası Rezervlerinin 2 önemli fonksiyonu var.

    1 - Gerektiğinde piyasaya salınarak, piyasada döviz fiyatlarının gerilemesini sağlamak.

    2 - Gerektiğinde Hazineye satılarak, Hazinenin borçlarını ödemesini sağlamak.

         (Yani devlet için bir nevi garantidir bu para.)

     

    Mesela piyasada ABD dolarına aşırı talep oluştu diyelim.

    Doların fiyatı yukarı yönlü hareket ettiğinde, Merkez Bankası piyasaya döviz vererek

    hem bu talebi karşılar. Hem de döviz fiyatının aşırı şekilde yukarı çıkmasını engeller.

     

    8) IMF ye borcumuz kalmamış, peki şu çizelge neyin nesi ?

    Kamu borcu demek.. İllaki hükümetin (yani Hazinenin) borcu demek değildir.

    Benim aklımda kaldığı kadarıyla bir kamu borcunu söyleyeyim.

    Bir şehrimize uzak bir yerden içme suyu getirilecektir.

    Bir baraj kurulması ve baraj ile şehir arasında borular döşenmesi gerekmektedir.

    Bu iş çok maliyetli olduğundan, şehir belediyesi yurtdışından ucuz kredi bularak

    barajın ve boru döşeme işinin finansmanını karşılar.

    Böylelikle hem kendi bütçesini bu inşaata bağlamamış olur, şehire hizmet etmeye devam eder

    hem de şehirin içme suyu ihtiyacını karşılayacak inşaatın yapılmasını sağlar.

    Burada önemli olan, kredinin ucuz olmasıdır. Yani faiz oranının çok iyi olmasıdır.

    Kamu borcu, ülkemizdeki tüm belediyelerin borçlarını da kapsıyor yani.

     

    Özel sektör borcunu ise şöyle anlatayım.

    Özel bir banka, dışarından ucuz kredi alır. (Bankaların ucuz kredi almasına sendikasyon kredisi deniyor.)

    Bu ucuz krediyi ülke vatandaşlarına ucuz kredi olarak kullandırır.

    Böylelikle bu banka daha fazla kişiye kredi kullandırma imkanına sahip olur.

     

    Ya da bir inşaat firması, yaptığı inşaat için yurtdışından kredi kullanabilir.

    Bunlar da özel sektörün borcu oluyor.

     

    9) Madem ucuz borç almak iyi bir şey, peki IMF den kurtulmanın anlamı ne?

      IMF, hükümete kredi verdiği zaman, devlet bütçesi üzerinde söz sahibi oluyordu.

      IMF nin klasik uygulaması, gelirleri artırmak (daha çok vergi) ve giderleri kısmak (emekliye, memura daha az maaş artışı)

      üzerine kuruluydu.

    Bunun ise, kısa sürede farkedilmese bile uzun sürede ülkenin daha fazla zararına olduğu ortaya çıktı.

     Örneğin, geliri azalan ülke vatandaşları daha az harcama yapıyordu,

    daha az harcama nedeniyle devlet daha az vergi toplamaya başlıyordu.

    Ülke, böyle bir gelir tuzağı sarmalına gidiyordu.

    IMF den kurtulmak, hükümetin işine geliyor.

    Hükümet ekonomiyi istediği gibi yönlendirme imkanına kavuşuyor.

    SerYolcu tarafından 14/May/13 22:12 tarihinde düzenlenmiştir

    Ondan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir). İhlas Suresi 3 üncü ayette bunlar yazar.
  8. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    baron_27
    baron_27's avatar
    Kayıt Tarihi: 23/Ağustos/2005
    Erkek

    şimdi borç veren iki kişi var örneğin,  biri tefeci, ve sizin en zor zamanınızda yrdm ediyor (sözde) 

                                                              ikincisi serbest piyasa, yatırım, ticaret vs için borç alabileceğiniz kurumlar.

     

    bu tefeci abiden borç alırsanız;  size diyor ki bu gün şu yemeği yapın, on gün pilav yiyin, bir gün pasta yiyin, soba yakmayın kazak giyin gibi

                                                      size bir acı reçete çıkartıyor. bunu uygularsan ekonomin düzelir ben sana yardım ettim, öder kurtulursun.

                                                      ödemezsen de faizini her halükarda alıyorum zaten. zora düşersen birdaha borç vermem. reçeteyi uyguladın mı

                                                      ona bakarım diyor. (vergiyi arttır, enflasyonu ayarla, harcamalarını kıs, faizi arttır gibi dayatmalar)

     

    ikinci serbest piyasa abi diyor ki ben senin ticaretine ekonomine karışmam banane borcu veririm, (güvenirsem) sonrada faizi ile alırım. gerisine karışmam diyor.

     

    şimdi birincisi IMF idi, bizim ekonomimize dayatmalar, acı reçeteler uygulayarak düzelteceğini iddia ediyordu, elini sürüp de batırmadığı ülke yokmuş. (TR hariç). 

     

    Diğeri serbest piyasa dış bankalar, dış piyasalar. ticaret yapanlar da gidip alıyor dışarıdan kredi, devlet de alıyor. Borcu olmayan devlet yok. önemli olan o alınan borçlar verimli yerlere harcanıyor mu? yatırım kalkınma ile ilgili harcanıyorsa faydalı olur. Kalkınmak için gereklidir de.ama tüketime kanalize ediliyorsa ozaman kötü sonuçlar meydana çıkarabilir.

     

    örneğin: ev almak istiyorsunuz ama paranız tam değil kredi çekip alıp borcunuzu ödeyince ev sahibi olursunuz. ama tatile gitmek için alırsanız günü güzel geçirirsiniz. ama sonrası hüsran olabilir. 

     

    Türkiye eskiye nazaran çok iyi yerlerde, UZUN vadeli ve düşük faizli borç bulma sıkıntısı çekmiyor. serbest piyasadan istediği gibi borç alabilir. Güven yüksek. yani IMF gibi tefecilerin eline düşmez artık. 


    ///______________
  9. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    FOXXLY
    FOXXLY's avatar
    Kayıt Tarihi: 19/Haziran/2006
    Erkek

    @seryolcu çok güzel anlatmışsın


    kelimeler albayım bazı anlamlara gelmiyor.
  10. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    66albay
    66albay's avatar
    Kayıt Tarihi: 27/Aralık/2009
    Erkek

    ''türkiyenin şu kadar dış borcu var, her doğan çocuk borçlu doğuyor'' deyip duranlar ingilterenin amerikanın japonyanın vs ülkelerin milli gelirini ve toplam borcunu buraya yazsalar da karşılaştırsak.

    hayır şu son 2 seneden sonra akp yi desteklemiyorum ama düz mantıkla muhalefet ediyorsunuz.

    if (borc==0)

    printf (''ekonomi süper'');

    else

    printf (''battık bittik, her çocuk borçlu doğuyor bla bla'');

     


    c farz , java sünnet, msdn kutsal kitaptır, f1 yardımcın olsun. Cumaya gittim dahada gelmem
Toplam Hit: 11517 Toplam Mesaj: 109